19. Bölüm

19

Kafadeniizz
kafadenizz

 

 

...

"Baba?" Bir anda vücudumu şaşkınlık esir almıştı. Evimin önü karanlık olduğu için tam olarak onu göremezken onu sesinden tanımıştım.

Babam bize adım adım yaklaşırken sokak lambası sayesinde siması daha da belli olmaya başlamıştı. Yüzümde büyük bir gülümseme oluşurken. Bir anda olan durum kafama dank etmişti. Ademe kafamı çevirdiğimde birbirimizle çok yakın olduğumuzu fark etmiştim. Anında belimden destek sağlayan elini ittirmiş ve hızlıca bir kaç adım mesafe koymuştum aramıza. Babamın bu halimizi görmemesi mümkün değildi! Kesinlikle görmüş olmalıydı. Ya yanlış anladıysa ?

"Baban mı ?" ademin fısıldayarak şaşkınca konuşması bir anlık gülme isteğimi getirmişti.

Babam tam yanımıza geldiğinde onu görmek beni o kadar duygulandırmıştı ki anlatamam . Onu görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Babam hiç bir şey demeden kollarını açtığında hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.

"Baba!" diyerek aramızdaki mesafeyi hızla kapatmış ve sıkıca ona sarılmıştım.

"Kızım. " dediğinde içim resmen erimişti. Birbirimize sıkıca sarılırken gözyaşlarım durmak bilmeksizin akıyordu.

"B-Baba geldin. " dediğimde babam bana daha sıkı bir şekilde sarılmıştı .

"Geldim kızım geldim." dediğinde şokta gibi tekrardan konuştum.

"Benim için geldin."

"Senin için geldim kızım. "Ağlamaktan içim dışıma çıkarken bir yandan da şok geçiriyordum. Babamın gelmesini hiç ummuyordum.

Yoksa gördüklerim hayal miydi?

Babamdan ayrıldığımda kuşkuyla ellerimi yüzüne çıkardım. Elimde hissettiğim yüzüyle tekrardan ağlayarak gözlerinin içine bakarak konuştum. "Sen gerçeksin ."

Babamın da gözleri sulanırken Beni ikna etmek istercesine " Gerçeğim kızım." demişti.

"Baba neden önceden gelmedin?" diye kırgınca konuştuğumda bu seferki ağlamam sevinç ağlaması değildi.

"Geldim ya kızım ." dediğinde boğazımdaki yumruya rağmen gülümsemeye çalıştım.

Önceyi unut ela !

Önceyi unut ve şuana odaklan...

Hasta olduğumda bir bardak su isteyeceğim kimsem olmadığından dolayı susuz bir şekilde uykuya daldığım günleri unutmalıydım.

Ders çalışırken masamda uyuya kalıp her tarafım tutulmuş bir şekilde okula gittiğim günleri unutmalıydım.

Düştüğümde kaldıracak kimsem olmadığından dolayı saatlerce o yerde oturup ağladığım günleri unutmalıydım.

Ya da en önemlisi Her hastaneye gittiğimde yanında kalacak birisi yok mu diyen kişiye var diyemediğim günleri unutmalıydım.

Babamla aslında düşününce çok da güzel anılarımız yoktu...

Aslına bakarsak babamla anımız yoktu ...

Ne kadar acı bir durum olsa da ben kendimi bildim bileli Babam hiç benim için olmamıştı. Sanki benim babam değil başkalarının babasıydı.

Zaten Bu zamana kadar benden çok başkalarına babalık yapmayı sevmişti...

Babamın gözlerinin içine bakarken burukça gülümsememde takılı kalmıştı gözleri. Hiçbir şey söylemeden ona bakarken içimde fırtınalar kopuyordu resmen.

Her şeyi bir kenara bırakıp sonuca bakarsam babam gelmişti. Hem de benim için.

İlk defa babam benim için gelmişti. Bu durum biraz olsun kırgınlığımı alırken her şeyi es geçerek ona özlemimi gidermek amacıyla sıkıca sarıldım.

Düşüncelerim beni esir alırken kafam tekrardan dönemeye başlamıştı. Belki de her şey daha güzel olacaktı. Babam yanımda olduğu sürece belki de kendimi çok iyi bir şekilde toparlayacaktım.

Bilincim yavaş yavaş giderken yüzümdeki gülümseme ve içimdeki umut hiç bir şekilde azalmıyordu.

Bilincim Giderken sadece uğultular geliyordu kulağıma hiçbir şeyi umursamadan gözlerimi kapattığımda oldukça huzurluydum.

...

"Neden bana söylemedi o zaman !" diye birinin bağırış sesiyle yavaş yavaş kendime gelmeye çalışmıştım. Kafamda oldukça büyük bir ağrı baş gösteriyordu.

"Doktoruyla görüşebilirsiniz size bir şey kanıtlamak zorunda değilim." diyen kişinin sesi çok tanıdık geliyordu.

Bilincim yavaş yavaş yerine gelirken aynı zamanda da dünkü yaşananlar hafızamda tekrardan canlanıyordu. Babam gelmişti.

"Kimsin sen ? Seni daha önce görmedim. Sevgili misiniz ? Arabadan inince de sarmaş dolaştınız ?"diye soran kişinin sesini algıladığımda burada ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. Bu konuşan babamdan başkası değildi. Anladığım kadarıyla ademle konuşuyordu.

"Arkadaşız . Ayrıca arabadan inince elanın kafası döndüğü için onu tuttum yani düşündüğünüz gibi değil hiçbir şey !" dediğinde ademin sesi oldukça sert geliyordu. Gözlerim yavaş yavaş açılırken nerede olduğumu bir kaç saniye algılamak için uğraşmıştım. Hastanedeydim. Kimse benim uyandığımı fark etmezken tekrardan konuşmaya başlamaları ile sesimi çıkarmadan onları izlemeye devam ettim.

"Kızımdan uzak duracaksın genç adam ! gözüm seni hiç tutmadı." babamın konuşmasıyla şaşkınlıkla ağzım açılmıştı.

"Ona ela uyanınca kendi karar verebilir diye düşünüyorum. " diyerek ademin sakince konuşmasıyla gözlerim bu sefer de onu bulmuştu.

"Sen niye hala buradasın ? Gidebilirsin ben bakarım kızıma ." babamın konuşmasıyla istemsizce buna gülümsedim.

"Bakamazsınız demedim zaten ." diyerek babama karşılık vermesiyle ağzımdan istemsizce kıkırtı kaçmıştı. İkisinin de gözleri anında beni bulurken babam anında oturduğu koltuktan kalkarak yanıma gelmişti.

"Kızım iyimisin ?" diye sorarak yatağıma oturması bir olmuştu.

"İyiyim baba." dediğimde oldukça mutluydum.

Ademde diğer tarafıma sakince gelip kısaca "İyimisin ela ?" diye sorduğunda direkt gözlerinin içine bakarak konuşmuştum. "İyiyim adem "

"Kızım bana söylemek istediğin bir şey var mı ? Bu adam bir şeyler zırvaladı ama-..." dediğinde direkt bakışlarım ademi bulmuştu. Neyi söyledi bu adam ?!

"Söyledim üzgünüm ." kısaca konuştuğunda gözlerimi yummuştum. Babama hastalığımdan bahsetmişti. Demek ki babamın da öğrenme vakti gelmişti.

"Şey baba." deyip sustuğumda babamın gözünden yaşlar düşmüştü.

"Doğru mu ademin anlattığı hasta mısın ?" diye durgunca sorduğunda cevap veremedim. Kafamı onaylar anlamda salladığımda tekrardan ağlamaya başlamıştı. Koskoca adam gözümün önünde ağlıyordu.

"Özür dilerim baba." dediğimde bende ağlamaya başlamıştım.

Bu söylediğimden sonra babam bana aniden sarılmıştı. "Niye özür diliyorsun kızım asıl ben senden özür dilerim."

"Böyle öğrenmeni istemezdim."

"Keşke ilk öğrendiğin an bana söyleseydin. "

...

Babamla bir süre daha ağladıktan sonra kendimize gelmiş ve babam vakit kaybetmeden doktorun yanına benim hakkımda bilgi almak için gitmişti.

Ademi de gitmesi için güzel bir dille uyarmayı da eksik etmemişti tabiki !

"Üzgünüm ama babanı hiç sevmedim." Demesiyle güldüm.

"Niye ?" Diye sorduğumda yanımdaki koltuğa oturmuştu.

"Bilmiyorum ama o da beni sevmedi." Dediğinde onaylamazca kafamı iki yana salladım.

"Yok yok sevmiştir." Dedim bende ikna etmek istercesine.

"Sen bayıldığında beri başımın etini şişirdi." Dediğinde yalancı bir sinirle ona baktım.

"Ademm!" Dediğimde hafifçe gülümsemiş ve ellerini teslim olurcasına kaldırmıştı. "Tamam tamam."

Bu haline istemsizce gülmüştüm. Bir anda kendine çeki düzen vermiş ve koltuğunu bana doğru çevirmiş ve gözlerimin içine bakmıştı. Bu ani durum beni heyecanlandırırken birden bire ne olduğunu düşünüyordum.

"Ela özür dilerim." Dediğinde ne için özür dilediğini anlamaya çalışıyordum.

"Durup dururken ne için özür diliyorsun?" Diye merakla sormaktan kendimi alıkoyamamıştım.

"Dün akşam arabada söylediklerim için üzgünüm." Dediğinde bir anda dün akşam olanlar aklıma gelmişti.

Babamı gördükten sonra resmen Adem'in söylediklerini unutmuştum. Eğer babam o an karşımıza çıkmasa belki de daha büyük bir kavga edebilirdik.

"Dün ki söylediğin şeyler aklımdan hiç çıkmayacak adem ." Dediğimde sesim bir hayli kırgın çıkmıştı.

"Gerçekten bir anda ağzımdan çıktı. Ben ne söylersem hemen Ali'yi savunuyorsun ve bu durum biraz canımı sıktı ve bir anda çıktı ağzımdan. Tutamadım kendimi üzgünüm" Dediğinde derin bir nefes bıraktım söyleyecek o kadar şeyim varken bu konuyu konuşmak dahi istemiyordum.

"Adem , bak bunu bir kere söylüyorum bir daha söylemem sende bundan sonra konuşmalarına dikkat et! " Derken oldukça ciddiydim.

"Ali benim çocukluk arkadaşım ve bir nevi o benim abim, her olayda yanımda o vardı, diğerleri yokken bile o vardı. Ali Seni tam olarak tanımıyor ve doğrusunu söylemek gerekirse seninle güzel bir başlangıç yapmadık." Dedim ve bir süre sustum.

Ademle tanışma şeklimiz biraz farklıydı. Ali o zamanlar pek bir şey demiyordu. Ta ki Adem'in kebabıma acı biber katması ve hastanelik olmamdan sonra Ali, adem'e karşı tavrını çok değiştirmişti. Ki bencede kendine göre haklıydı. Eğer ben hasta olduğumu öğrenmeseydim bende adem'e hala kin besliyor olurdum. Ali bu olayı bilmediği için beni anlayamıyordu. Hemen bir özürle onu affetmem onun zoruna gidiyordu.

"Bu yüzden sana karşı biraz önyargılı. Hastalığımı da anlatmadığım için seni hemen affetmem onun zoruna gidiyor anladığım kadarıyla..."

"Yani adem demek istediğim senin bazı şeyleri alttan alman gerekiyor." Dediğimde anında karşılık vermişti.

"Ela oradan bakınca çocuğa mı benziyorum? Baştan beri zaten alttan alıyorum. Ben sadece diyorum ki ben Ali hakkında ne zaman bir şey söylesem savunma mekanizman açılıyor onu söylüyorum." Dediğinde gözlerimi devirdim.

"İyi de, Ali'de senin hakkında kötü bir şey söylese anında onada aynısını yapıyorum ?" Dediğimde sesim biraz yükselmişti.

Bunların arasında kalmaktan şimdiden bıkmıştım.

"Hiçte öyle gözükmüyor ela ama olsun. " Dediğinde inanmamış ve beni geçiştirmek istercesine konuşmuştu.

"Adem nereden bileceksin Allah aşkına ya ! Bıktım aranızda kalmaktan ! Siz ne istiyorsunuz anlamıyorum gerçekten." Dediğimde

"Ben bir şey istemiyorum. Yeni tanıştık Ali'nin benden üstün olması normal zaten." Demişti. Bu durum gitgide sinirimi bozuyordu. Neden durup dururken karşılaştırma yapıyordu.

"Adem neden böyle saçma sapan konuşuyorsun." Dedim bıkkınca.

Tam konuşacakken sözünü kestim." Ali'yle hala konuşmuyoruz. Aramız limoni yani anlıyor musun. Seninle barıştığımızı bildiğinden beri birbirimizle konuşmuyoruz." Dediğimde bunu biliyormuşcasına kafa salladı.

"Çocukça davranıyor ." Dediğinde sabır diledim içimden kendisi de çocuk gibiydi bunu neden görmüyordu.

"Aynen adem, artık kapatalım şu konuyu ve bir daha açmayalım lütfen " dediğimde sesim oldukça sıkılmış çıkmıştı.

Ademde kafasını onaylar anlamda salladığında ikimizde susmuş ve öylece durmuştuk.

Bir süre sonra dayanamayıp konuşan ben olmuştum.

"Senin işin varsa gidebilirsin adem." Demiştim

"Zaten uyanmanı bekledim gitmem gerekiyor. "Dediğinde kafamı salladım onaylar anlamda.

"Tamamdır görüşürüz o zaman." dediğimde o da gülümsemiş ve ayağa kalkmıştı.

"Görüşeceğiz. çabucak iyileş ve çık daha çay sözün var ." dediğinde güldüm.

"Merak etme sözümü tutacağım." dediğimde kafasını sallamış ve vakit kaybetmeden çıkmıştı.

Bir süre kendi başıma camdan dışarıyı seyrederken bir yandan da babamın gelmesini bekliyordum .

Sabah olmuştu ve adem bu saate kadar başımdan ayrılmamıştı. Bu durumu düşününce kalbim normalinden de hızlı atmaya başlamıştı.

Ne kadar yapılarımız ters düşse de ,Galiba ben bu çocuktan hoşlanıyordum...

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 14.02.2025 20:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Kafadeniizz / YANLIŞ ANLAŞILMA (Yarı texting) / 19
Kafadeniizz
YANLIŞ ANLAŞILMA (Yarı texting)

3.15k Okunma

363 Oy

0 Takip
24
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...