"Hocam bana dediğiniz hastanın dosyası " diyerek bir kadın içeriye girdiğinde doktor ise karşılık olarak "Getir canım teşekkür ederim" demişti.
Kulağım onların dediklerini dinlerken gözlerim ise kapının önünde öylece bana bakan ademdeydi. Öyle yoğun bakıyordu ki kendimi bakışından alıkoyamıyordum.
Asistan olarak tahmin ettiğim kadın dışarıya çıkıp kapıyı ardından örtmese belkide hiç bakışlarımızı birbirimizden ayırmayacaktık.
"Ela hanım üzgünüm bunu size bu şekilde söylemek istemez-..." Demesiyle sözünü kestim.
"Emin miyiz ? Yani tekrar bir kontrol falan etsek ?" Dedim son bir umutla.
"Üzgünüm ela hanım ne kadar test yaparsak yapalım çıkan sonuçlar hep aynı olacaktır .Hem zaten belirtilerini siz fark etmeseniz bile çoğu sizde mevcut. "
Diyecek Bir şey bulamayınca sertçe yutkundum.
Ne diyecektim Anladım mı?
İlk defa birşeyi anlamak istemiyordum!
Doktor tepkilerimi fark edince tekrar konuşmaya başlamıştı.
" Korkmayın lütfen çok şükür ki erkenden teşhis koyabildik. Bu bizim için bir avantaj . " Dedi ve o an düşündüm de gerçekten haklıydı. Eğer zehirlenmeseydim. Hiçbir şey olmamış gibi ağrılarımı normal görüp hayatıma devam etmeye çalışacaktım.
Adem de bazen işe yarayabiliyordu demekki !
"Bu süreçte sizin doktorunuz ben olacağım. Şu an bunu sindirmeniz biraz zaman alabilir bunu biliyorum ama sizde şunu unutmayın, zaman bizim için çok önemli ! Doktorunuz olarak tedaviye hemen başlamınızı tavsiye ediyorum"
Gözlerimi onun gözlerinden ayırmazken dediklerini pür dikkat dinliyordum.
"Bana biraz zaman verin sonra geleceğim " dedim.
O ise beni tekrar ve tekrar uyarmış ve tedavi yöntemlerinden, Başıma gelecek rahatsızlıklardan bahsetmişti. Bunlar bana ağır gelirken ona bir sonraki görüşmemizde anlatacaklarını devam etmesini isteyip çıkmıştım. Tabi bu arada telefon numarasını vermeyi unutmamıştı.
Aldığım bu ani haber içime öylece oturmuştu. Ağlamak istiyordum. Gözlerim dolmaya başlarken aynı zamanda asansöre doğru ilerliyordum. Asansöre basıp gelmesini beklerken yanımda birilerinin beklediğini görmüştüm. Bu kişinin adem olduğunun farkındaydım ama içimden bir şey konuşmak gelmiyordu açıkcası.
Asansöre bindiğimizde sadece ikimiz vardık. Ben bir köşede o bir köşede dururken ondan tarafa bakamıyordum.
Ya iyileşemezsem...
Kafamdan geçen sayısız, olumsuz olay beni daha da çukura itiyordu.
"İyimisin ?" Adem'in sorusuyla kendimde değilken belli belirsiz kafamı salladım. İyiyim dercesine.
Yanlız kalıp düşünmeliydim.
Telefonumu cebimden çıkarıp gizem'e hastanenin önünden arabayı alması için mesaj attım. Neden hastaneye gideceğini haber vermedin diye Başımın etini yiyeceğini bilsem bile başka çarem yoktu. Arabayı bu halde kullanacağımı zannetmiyordum.
Ben konuşmayınca Adem de konuşmamış ve asansör durunca ikimiz de inmiştik. Onu ve arabayı bırakıp yürürken fark etmiş olmalı ki bana seslendi. "Yanlız araban orada değil biliyorsun değil mi ?"
Ona doğru döndüğümde aramızda Beş adım kadar mesafe olduğunu farkettim.
"Yürüyeceğim biraz ,gizem alacak arabamı " dedim
Dedim demesine ama ilerideki arabasının , uzaktan düğmesine basıp "Arabayı kilitledim , hadi gidelim o zaman ." Demesini beklemiyordum.
"Sen neden böyle davranıyorsun bana ? " Diye sordum bıkkınca.
"Sen anlamasan da hatamı telafi ediyorum!"
"Böyle hatanı telafi edemezsin !"
"Deniyorum bende işte . Bunun için bana kızamazsın ? Hem yanında olmak istememin nesi yanlış ?" diye sormasıyla bir duraksadım.
"Ne oldu bir anda böyle ben anlamıyorum ?" diye sordum garipçe
Gerçekten de anlamıyordum . Birkaç gün öncesine kadar birbirimize etmediğimiz laf kalmazken şimdi yanımda olmak istiyordu.
O cevap vermeyince ben tekrardan konuştum. "Tamam anlıyorum yaptığın şeyden dolayı vicdan azabı çekiyorsun ama yemin ederim ki affettim. Önemli değil geçti gitti. Daha fazla kendini kötü hissetmene gerek yok." dedim bende
Bu dediklerimde gerçekten çok ciddiydim. Çünkü tam oturtamasam da onun sayesinde hastalığıma tanı koyulmuştu. Önceden de dediğim gibi eğer bu olay başıma gelmeseydi belki de herşey için daha geç olabilirdi . Bu yüzden düşününce ona kızamıyordum ve yaptığı hatayı görmezden gelebiliyordum . Ki bende ona karşı hatalar yapmıştım. Yani bir nevi herşey karşılıklı olmuştu.
"Her şeyi unutup yeniden başlamaya ne dersiniz ela hanım ?" demesiyle istemsizce gülümsedim. Kalbimin hızlı atmasına engel olamıyordum .
"Olur derim adem bey !" dedim bende gülerek.
"Ela ... Yaptığım şey için İçten bir şekilde özür dilerim . Senin alerjin olduğunu bilmiyordum. O gün orada bayılınca bazı şeylerin ciddi olduğunu o an fark ettim . " bunları söylerken gerçekten haddinden fazla ciddiydi.
"Bilemezdin zaten kimse bilmez alerjim olduğunu ben ona kızmadım zaten bir özür bile dilemeden çekip gittiğin için sana kızgındım . Sonuçta bir hata yaptın ." dedim bende karşılık olarak
Demek baştan başlamaya karar vermiştik . Eğer gerçekten bunun olmasını istiyorsak aramızdaki eski defterleri kapatmalıydık. Diğer türlü bunu yapmazsak ileride bir gün eski defterler tekrardan gün yüzüne çıkacaktı.
"Kim söyledi sana gittiğimi ?" demiş ve gülümsemişti.
Bu dediğine şaşırırken anında "Ne ?" demiştim.
"Gitmedim . Ali ve arkadaşın bana saldırınca gizem endişelendi ve gitmemi istedi ne kadar kabul etmesem de çok ısrar etti. Bende daha fazla Gizemi üzmemek için kendimi gitmiş gibi gösterdim. Senin bugün hastaneye gideceğinin haberini nasıl aldım zannediyorsun ? " demiş ve tekrardan gülümsemişti.
O kadar çok şey söylemesine rağmen sadece zihnimde tekrar eden " gizemi üzmemek için " cümlesiydi.
"Gizemle aranızda ne var ? " diye sormam ile bu sefer şaşırma sırası ondaydı .
"Gizem ne alaka şimdi?" diye sormuştu o da
O bunu söyleyince Bir anda vazgeçmiş ve "Öylesine sormuştum, boşgeç " demiştim. Umursamazca gözükmeye çalışarak gülümsemiş ve onun konuşmasına izin vermeden sözünü kesmiştim .
Galiba aralarındaki bağı duymaya cesaretim yoktu. Hoşlanıyor muydum ben bu çocuktan ? Şaçmalama kızım bu asla olmaz , olamaz ...
Düşüncelerim beni garip bir hengameye sürüklerken . Kendime bu olayı yedirememiş ve hızlıca ademe bakarak konuşmuştum.
"Neyse adem ikimizde hatalar yaptık. İkimizde yaşımızı almış, olgun insanlarız. Bu yüzden olanları unutalım ki birbirimize bakacak yüzümüz olsun. Zaten konuşacak birşeyimiz kaldığını da düşünmüyorum. Her şeyi geçtim Gizemin yanlış anlamasını hiç mi hiç istemiyorum Bu yüzden artık görüşmesek ikimiz için de daha iyi olacak . "
Söylediklerim bana bile ağır gelirken ademin bunları duyması ona nasıl hissettiriyor bilmiyordum .
Ne yazıkki arkadaşlarım benim için daha öncelikti bu hayatta . Gizemin üzülmesini asla istemezdim. Bu yüzden Adem ile konuşmayı kesmeliydim. Aslında sorun adem değildi bendim . Az da olsa şu birkaç günde fark ettiğim şey ona karşı hislerimin boş olmadığıydı. Biliyordum ki onunla görüşmeye devam edersem bazı şeylerin önüne geçemiyecektim ve ben bunun olmasını istemiyordum.
"Ela farkında mısın bilmiyorum ama bir öylesin bir böylesin ?"
"Nasıl yani ? Ne demek istiyorsun sen ?" dedim sinirle. Ne demekti bir öyle bir böyle ?!
"Tam diyorum güzel diyalog kuruyoruz sonra bunu bozuyorsun! Gerçekten seni anlamakta zorlanıyorum. Kusura bakma ama gizem bu olayın neresinde yani ? " Sesi önceki konuşmalarından daha gür çıkarken onu sinirlendirdiğimi anlamıştım .
"Bir sakin ol ve sesini azalt yoldan geçenler bize bakıyor!" dedim bende utanarak.
"Bak işte ! Konumuz milletin bakması mı ? " dedi bıkkınlıkla onun bu hali beni sinirlendirirken
"İyi git kendine uyan kafada birini bul o zaman !" dedim ve bir hışımla yanından uzaklaştım.
Bana diyene bak asıl kendisi bir öyle bir böyleydi !
Aslında anlatmak istediğimi anlamak bu kadar da zor değildi? Neyin çabasıydı bu hala çözememiştim ?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |