Barış Manço - Çıt Çıt Çedene
•Arya'dan•
Kapıyı açıp ellerinde poşetler olan ikizimi içeri aldım. "Hoş geldin. Biz de seni bekliyorduk."
"Markette çok sıra vardı, çıkamadım."
Ayakkabılarını çıkartıp beni es geçerek salona, diğerlerinin yanına geçti. Ben de elimdeki poşetleri mutfağa bırakıp onların yanına geçtim.
"Bayağı olmuştu böyle toplanmayalı, iyi oldu," dedi Karya koltuğa otururken.
"Herkesin kendi evi barkı var, normal," diyerek yanına oturdum.
Eşlerimiz turne için bir hafta yoklardı ve biz de bunu fırsat bilerek bir kız gecesi yapmaya karar vermiştik. Tabii bir taneyle sınırlı kalacaktı çünkü Helin bu ay ne kadar nöbeti varsa hepsini sıkıştırabildiği kadar bu haftaya sıkıştırmıştı.
"E toplandık o kadar ne yapacağız şimdi?"
Oturduğum yerden oturmamın bir manası kalmadan geri kalktım. "Yemekler hazır. Önce yemek yiyoruz sonra da abur cuburlar eşliğinde dedikodu yapıyoruz. Nasıl plan?"
"Süper," dedi Deren oturduğu yerden kalkıp mutfağa geçerken.
Hepsi benim önümden hazır olan sofraya geçtikten sonra ben de oturdum.
Çok güzel geçen bir yemekten sonra mutfağı hep beraber toplamıştık ve salona alacağımız atıştırmalıkları da yine beraber hazırlıyorduk.
"Bu ne alaka?" diye sordu Helin elindeki kutuyu kaldırarak. Hamilelik testiydi ve benim aldığım poşettendi.
"Çok alaka," diye cevap verdim. "Rulet yapacağız."
Bunu yapanları internette görmüştüm ve bugün denemek istemiştim. Kızlar belki itiraz edebililerdi ama ben ikna kabiliyetime güveniyordum.
Ayrıca, hamile olduğumdan şüpheleniyordum. Bu da bahane olacaktı işte.
"Nasıl olacak o?" diye sordu bu sefer Karya.
"Hepimiz testleri yapıp bir yere koyacağız. Karışık olarak da bakacağız pozitif olan var mı diye."
"Pozitif çıkarsa kim olduğunu nasıl anlayacağız?"
Hepsinin sırayla soru sorması çok üstüme geliniyormul gibi hissettirse de aldırmadan cevapladım. "Tekrar yaparsınız canım, o aklı da mı ben vereyim?"
"Seninkinin pozitif olmayacağını nereden biliyorsun da bize konuşuyorsun?" diye sordu Helin.
Omuz silktim. "Belki de öyle olur, yapmadan bilemeyiz." Cips doldurduğum geniş kaseyi elime aldım ve masadaki diğerlerinin yanına koydum. "Tabii hepiniz okeyseniz."
"Benlik sıkıntı yok," dedi Karya.
"Benlik de," diye katıldı ona Helin.
Hepimiz Deren'e dönmüştük bu sefer. "Ben zaten sonucu biliyorum, o yüzden fark etmez."
"Hamile misin yoksa?" diye sordum.
"Hayır, olmadığımdan eminim."
Elimizde atıştırmalıklarla salona geçtik ve halının üzerine oturduk. Ruleti biraz dedikodu yaptıktan sonra yapmaya karar vermiştik sessiz bir anlaşmayla.
Tabakların çoğunun dibinin göründüğü, onlarca kişiden ve olaydan bahsedildiği kahkaha dolu birkaç saatin ardından herkes bir koltuğa yayılmış haldeydi.
"Şunu yapacaksak yapalım, benim uykum geldi."
Deren'in sesinden bile belli olan uykusunu ciddiye alarak ayaklandım. "Ben başlıyorum, siz de benden sonra yaparsınız."
Mutfağa gidip plastik bir kap aldım ve testlerle beraber banyoya girdim. Testleri ve kabı lavabonun kenarına koyduktan sonra bir tanesi alıp yaptım. Sonucun çıkmasını beklemeden ters şekilde kaba koyup banyodan geri çıktım.
Herkes teker teker yapıp çıktıktan sonra kabu alıp salona getiren kişi en son çıkan olarak Deren oldu.
"Ben yapmadım çünkü diğerlerinin sonucunu görüp testi boşa harcamak istemedim." Kapta üç test vardı ve üçünün de ön yüzü üstteydi. "İkisi pozitif."
İçimden bir ses o iki taneden birinin bana ait olduğunu söylüyordu.
"Şimdi tekrar mı yapacağız?" diye sordu Karya.
"Bence önce kim şüpheleniyorsa o yapsın." Deren'in önerisi mantıklıydı.
"O zaman bana müsaade," diyerek ayaklandım.
Tekrar aynı şeyleri yaptıktan sonra bu sefer sonucu görmek için beklemiştim. Gördüğüm şey beni çok şaşırtmasa bile kalbimin küt küt atmasına engel olamamıştı.
Pozitifti.
Kendimi tutmayarak sevinçten tiz bir çığlık attım. Zaten kızlar da beni garipsemezlerdi.
Kapı tıkladı ben hâlâ içerideyken. "İyi misin?" diyen ses Karya'ya aitti.
İçeriden cevap vermek yerine kapıyı açtım. "Hem de çok iyiyim." Elimde tuutuğum testi ona gösterirken otuz iki dişim de görünecek şekilde sırıttığımdan emindim.
Testin sonucunu gördükten sonra çığlık atan tek kişi ben olmamıştım. O da çığlık atarak boynuma sarıldı. "Çok mutlu oldum sizin adınıza."
"Bence kendi adına da mutlu olmalısın," dedim geri çekilirken. "Sen de teyze oluyorsun."
Bunun yeni farkına varmış gibi bir ifade aldı yüzü. "Ben kesin o havalı teyzelerden olurum," dedi gözlerini kısarak. Kendini yeğeniyle hayal ediyordu zannımca.
"Siz iyisiniz, değil mi?" dedi arkamızdan gelen Deren. "Art arda iki çığlık biraz fazla gibi geldi de bize."
"Sevinç çığlıklarıydı onlar," diye açıkladı Karya.
"Pozitif mi?"
Helin'in sorusunu kafa sallayarak onayladım. "Evet."
Bir çığlık da ondan gelmişti ben cevap verdikten sonra.
"İkinci kim peki?" diye sordu Deren. Biz sevinçten düşünemezken düşünebilen tek kişi oydu.
"Ya Helin ya da ben. İkimizden biri bir daha test yapacak."
"Hangimiz?"
Bir karara varamadıkları için aralarında yazı tura attık. Piyango Helin'e vurmuştu.
Biz banyonun önünde beklerken içeride ne olduğunu anlayabileceğimiz bir tepki gelmemişti Helin'den.
Bir süre sonra kapı açıldı ve içeriden elindeki çubukla Helin çıktı. Bize bakmıyordu, gözleri elindekindeydi.
"Pozitif." Daha çok kendiyle konuşur gibi kurduğu bu cümle bize cevabımızı fazlasıyla vermişti.
🍂
Karya arabayı her bir araya geldiğimizde uğramayı alışkanlık haline getirdiğimiz kabristanın önünde durduğunda hepimiz inmek için biraz tereddütlüydük.
Evet, dün çok eğlenmiştik ve güzel haberler de almıştık ama bu bir yanımızın buruk olmasını engellemiyordu. Biz aslında beş kişiydik ve bir parçamız buradaydı, toprağın altında.
Arabadan ilk kim indi ve kim bize öncü oldu hatırlamasam da beş dakika sonra o mezar taşının başındaydık.
Eylül Bilgin
Doğum: 29.11.2008, Ölüm: 17.07.2027
Kimse dışından tek kelime etmedi ama hepimizin kendi içinde onunla konuştuğunu biliyordum. Ben de konuşmuştum. En son onu ziyarete geldiğimizden bu yana olanları anlatmıştım ona. Onu ne kadar özlediğimizden bahsetmiştim. Özellikle de bir araya geldiğimizde onu ne kadar özlediğimizden bahsetmiştim.
Onun yaşıyor olmasını, bugünleri görüyor olmasını istiyordum. Olmayacağını bilerek, çaresizce diliyordum.
Asla gerçek olmayacak bir dilek tutmak ne kadar akıl işiydi bilmesem de o dileği tutmuş olmak bile bir nebze iç rahatlatıyordu.
🍂
Kapı zili çaldığında heyecanla oturduğum yerden kalkıp koşar adım açmaya gittim. Bir haftalım turneleri bugün bitmişti ve Barkın gelmişti.
Kapıyı açtığımda yorgun bir gülümsemeyle karşıladı beni. "Hoş geldin," diyerek boynuna sarıldım. Elindeki çantayı bırakmasına bile fırsat vermemiştim.
Boş olan elini belime sardı ve yüzünü boynuma gömüp oradan öptü. "Hoş buldum."
Geri çekilip geçmesine izin verdim. O ayakkabılarını ve ceketini çıkartırken ben de elindeki çantayı alıp yatak odasına götürmüştüm. Geri döndüğümde salonda oturmuş beni bekliyordu.
"Sen de bir haller var sanki, bir şey mi oldu?" diye sordu ben yanına otururken. Fazlasıyla neşeli halimi elbette fark etmişti.
Ona hamile olduğumu söylememiştim. Her gün telefonda konuşsak da bu haberi yüz yüze vermek istediğim için gelmesini beklemiştim.
"Oldu," dedim kafamı kucağına koyarken. "Hem de çok güzel bir şey."
Beni anlamadığını bakışlarından anlayabiliyordum. Yerimde hareketlenerek cebimden ultrason fotoğrafını çıkarttım.
Hamilelik testlerinin doğrulukları kesin olmadığı için emin olmak için doktora da gitmiştim. Şu an Barkın'ın donup kalmış gibi baktığı fotoğrafı da o zaman vermişti doktor.
"Şaka değil, değil mi?" diye sordu gözlerini fotoğraftan ayırıp bana döndüğünde.
"Değil. Baba olacaksın."
Her zaman gözlerinden okuyabilidiğim duygularını şu an anlayamıyordum. Zaten anlamama fırsat kalmadan da kolları beni sıkıca sarmıştı. Koltukta yatar pozisyondaki bedenim onun beni sarmasıyla havalanmıştı.
Ne kadar sürdü bilmiyorum ama bana uzun gelen bir süre boyunca öyle kaldık. Geri çekildiğinde ben onun kucağında oturuyordum.
Bir eli belimdeyken diğer elini hafifçe karnıma dokundurdu. Sanki azıcık sert dokunsa incinmesinden korkuyormuş gibiydi.
"Baba olacağım." Sesi hülyalı geliyordu. Hâlâ olanların gerçekliğinden emin olamıyordu. "Bizim çocuğumuz olacak."
"Evet," diye onayladım onu elimi karnımın üzerindeki eline sararken.
Onun bu halini anlayabiliyordum çünkü bu haberle ilk karşılaştığımda ben de uzun süre aynı duygulardaydım. Ben hâlâ lisede ilk tanıştığımız, ilk sevgili olduğumuz, ilk kavgalarımızı ettiğimiz zamanda gibi hissediyordum ve şu an evli olmamız, çocuğumuzun olacak olması çok gerçek dışı geliyordu. Bunda hislerimizin hâlâ ilk zamanlrdaki gibi olmasının da payı olabilirdi gerçi.
"Seni çok seviyorum," dedi gözlerimin içine bakarak. Bunu çok kez bu şekilde söylemiş olsa da şu an dolmuş gözleriyle ve bu mesafeden hissedebildiğim heyecanlı kalp atışlarıyla bu her zamankinden farklıydı. "Bana bu sevinci yaşattığın için teşekkür edem, güzelim."
"Ben de seni çok seviyorum," dedim kollarımı boynuna sararken. "Ve ben de teşekkür ederim, aynı şey için."
İlk tanışmamızın, sevgili oluşumuzun, liseyi bitirmemizin üzerinden çok geçmişti ama sanki daha dünmüş gibi gelen anılarımız, ilklerimiz şu anın içinde gözlerimin önünden akıp gidiyordu birer birer.
Yıllardır beraberdik ve yıllardır birbirimizi seviyorduk. Bunun ne kadar kıymetli olduğunun da bu anda daha da farkına varıyordum.
🍂🍂🍂
Benim bebeklerim biraz büyüdüler ve benim bu gerçekle yüzleşmem gerek sanırım...
Kendinize çok iyi bakın canlarım, sonraki özel bölümde görüşmek üzere <3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
23.94k Okunma |
2.3k Oy |
0 Takip |
48 Bölümlü Kitap |