26. Bölüm

-23- En Güzel Parçam

uranüs
justtbirisii

 

Bruno Mars, Lady Gaga - Die With a Smile

 

 

@helin.ısık: benimki♡ @yeyymen

 

 

68 beğeni, 9 yorum

 

 

​​​​​@yeyymen: güzelim♡​​​​​​

 

 

@helin.ısık: 🥹 @yeyymen

 

 

 

​​​@eylulblgn: fotoğrafı da ben çektim Helincim etiketlemeyi unutmuş ama

 

 

@helin.ısık: özür dilerim aşkım 😢 ​ @eylulblgn

 

 

 

​@aryaparlak:​​​ çok güzelsinizzzz​​​​​

 

 

 

@karyaparlak: ikizime nadir bir konuda katılıyorum şu an

 

 

 

@derens: nazar değmesin diye anneanneme okuttum fotoğrafınızı, rahatsınız

 

 

@helin.ısık: bir tanesin <3 @derens

 

 

 

@göktuğısık: canım kardeşim benim niye haberim yok bundan 🙂

🍂

•Helin'den•

Eylül'ün doğum günü için toplandığımız bu günde benim için farklı giden şeyler vardı. Mesela, Eymen'e bu kadar yaklaşabilme fırsatı bulmak benim için fazlasıyla farklı bir şeydi.

Eymen'in pantalonuna aslı olan o zinciri tanımak, bana pek çok şey anımsatmıştı. Mesela onunla tanıştığım ilk günü... O zincir bilekliği o gün düşürmüştüm. Sonra onun elinde birkaç kere daha benzer bir zincir görsem de yakından bakamamıştım. Ama şimdi, herkes sevgilisiyle yan yanayken ben de sevdiğimin yanına gitmek istemiş ve böyle bir şeyle karşılaşmıştım.

Onu seviyordum. Hislerimin ne zaman başladığından emin olmasam da sanırım onunla ilk tanıştığımız seneden beri vardı. O bilekliği görmek, bana olan kibar tavrıyla beraber kalbimdeki umut tohumlarını yeşertmişti. Benim bilekliğimi alıp üç senedir taşımasının bir anlamı olmalıydı.

Ama içimden karamsar bir ses de sürekli onun benim nilekliğim olduğundan haberi olmayabileceğini veya sadece benzeri olabileceğini söylüyordu. Aynısı olamazdı çünkü o bileklik annem için özel üretilmişti, bana da o hediye etmişti. Terk etmeden hemen önce.

Eymen'e sorduğum soru havada kalmıştı. Hangi duyguyu barındırdığını anlamadığım kahve gözleri yüzümde geziniyordu.

Elini ensesine götürüp gergince kaşıdı. Aklından ne geçtiğini bilmiyordum ama kafasının karışık olduğunu anlayabiliyordum. "Dışarıda konuşalım mı?"

Galiba o zincir gerçekten de benimdi.

Kafamı sallayarak dediğini onayladım ve onun peşinden dışarı çıktım. Kapıyı arkamızdan geri kapatırken yaprakları dökülmüş ağaçların ve kurumuş otların olduğu bahçede sessizlik hakimdi.

"Ee?" Onun konuşmayacağınu anladığımda ben müdahale etmek istemiştim.

Eğilip zinciri oradan çıkarttı ve avcunun içine aldı. "Bu, senin. Zaten sen de tahmin ettiğin için bana sormuştun galiba."

"Evet. Özel yapım çünkü bu, başka bir şey olsa anlardım."

Aramızda garip bir gerginlik vardı. Avucunun içindeki zincire baktı ve hafifçe gülümsedi. Elindekini bana doğru uzattı. "Artık sahibine dönme vakti gelmiş."

Bilekliği almadan önce aklımı kurcalayan o soruyu sordum. "Neden almıştın ki bunu?"

Sessizlik.

Hem de koca bir sessizlik.

Hatta kovboy filmlerindeki gibi aramızdan dönen çalılardan yuvarlanıyordu şu an.

Avcunu geri kapattı ve elini kendine doğru çekti benim onu almadığımı görünce.

"Birazdan söyleyeceklerim eğer hoşuna gitmezse unutabilir misin?" diye sordu en sonunda gergince.

Yalnızca onun ne diyeceğini ve bunu nasıl açıklayacağını düşünüyordum ama yine de başımı salladım.

"Seni bir daha göremeyeceğimi zannetmiştim ve o yüzden almıştım, senden bir parça yanımda dursun diye. Sonra da yanımdan hiç ayrılmayan bir parçam oldu zaten." Biraz durdu ve içine derin bir nefes çekti. Gözlerime bakan sıcak kahvelerdeki bakışa anlam veremiyordum. "Sen de ne aklımdan ne kalbimden çıkmayan en güzel parçamsın o günden itibaren."

Ben birazdan bayılırsam beni tutabilcek birilerini ayarlar mısınız? Ben fazla dayanamıyorum da çünkü.

Açık açık kalbimdesin demişti ve benim kalbim sanki sen de buradasın demek istercesine gösteriyordu kendini. Çünkü göğüs kafesimin içinde öyle güçlü çırpınıyordu ki çizgi filmlerdeki gibi dışarıdan gözükmesinden korkmuyor değildim.

Ben sessizce ve şok olmuş ifademle ona bakarken o da benim tepkimi ölçmek istercesine beni inceliyordu. Bunun olabileceğini düşünmüş müydüm bilmiyordum ama şaşırmıştım. Bundan yüzde yüz emin olsam da şaşırırdım çünkü itirafı çok güzeldi. Üstü kapalı olmasına rağmen öyle güzel söylemişti ki bunu, şaşırmamak elde değildi.

Çilli yanakları hafiften kızardığı için bu itirafın onu utandırdığını görebiliyordum. Şu an gerçekten de çok tatlı gözüküyordu. Şaşkınlığımı üzerimden ancak atabildiğimde gülümsedim. Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattıktan sonra parmak uçlarımda yükselip yanağından öptüm onu.

Bence söylediği şeyden hoşlanıp hoşlanmadığım aşikardı,daha da anlamadıysa artık onun mallığına verecektim.

"Sen de benim kalbimdesin," dedim onun gibi.

Gülümsedi ve kolları belime sarıldı. Başını boynuma gömerken ben de ellerimi ensesine götürmüştüm. Yüzünü gömdüğü yere hafifçe bir öpücük bıraktı ve geri çekilerek yüzüme baktı. Öyle bir gülümseyerek bakıyordu ki içim erimişti.

"Helin." İsmimi söylemesiyle gözlerinin içinden çıkıp gerçekliğe döndüm. "Belki çok şaşalı bir teklif olmaz ama," Sertçe yurkunduktan sonra devam etti sözlerine. "Padme'm olur musun?"

(Star Wars'tan haberi olmayanlar için meal: Arkadaşlar, öncelikle Eymen bir Star Wars nerd'ü ve bu yüzden ona referans yapıyor. Hatırlıyorsunuzdur ki ilk bölümlerde 'Leia' profilinde Anakin karakterinin olduğunu söylüyordu. Padme de filmde Anakin'in sevgilisi olan karakter, bu yüzden de Eymen ona 'sevgilim olur musun?' sorusunu böyle soruyor.)

Kalbim sanki dışarı çıkmak istercesine atarken "Evet," diyebildim sadece. İnme inmiş gibi hareket yeteneğim elimden alınmıştı sanki.

Gülümsedi ve alnımı alnıma yasladı. Gözlerim direkt kapanmıştı. "Ama sen beni öldürme Anakin gibi," dedim söylediği şeyin üzerine.

Kıkırdadığını duydum. "Asla. Sana en ufak bir şeyde bile kıyabileceğimi zannetmiyorum."

Gözlerimi açıp yüzüne bakmak için geri çekildim. Uzun zamandır onu seviyordum ve şimdi bu sevginin karşılıksız olmadığını öğrenmiştim. Hiç olmadığım kadar mutluydum.

"Biz şimdi seninle sevgili mi oluyoruz?" diye sordu.

Sorduğu soruya güldüm. "Evet."

"Sen gülünce her şey çok daha güzel oluyor."

Ettiği iltifatın etkisiyle kalbim teklerken yüzünü bana doğru eğmesi zaten zor şartlar altında olan kalbime hiç iyi şeyler yaşatmamıştı.

"Seni öpsem," dedi burnu burnuma değecek mesafeye geldiğinde. "Bana kızar mısın?"

"Asla." Güldüm ve onun işini kolaylaştırmak için parmak uçlarıma yükseldim. Dudaklarımız birbirine kentlenirken ben bunun ne kadar güzel bir his olduğunu düşünüyordum.

Daha düne kadar onunla sevgili olabilme ihtimali bile aklımın ucundan geçmezken resmen şimdi onu öpüyordum.

Bir elimi ensesinden çekerek göğsüne indirdim ve orada hissettiğim atışlar bana onun da benden farksız olduğunu göstermişti.

Nefes almam gerektiğinde geri çekildim ve yüzümü onun göğsüne gömdüm. İlk defa birini öpmüştüm ve haliyle utanıyordum.

Eymen saçlarımın arasına sayısız öpücük kondururken kendimi dünyanın en mutlu, en huzurlu insanı gibi hissediyordum.

Biz öylece sarılmış dururken bodrumun kapısı açıldı. İkimiz de anında ayrılıp oraya baktık. Bizi kapıda duran Samet karşılamıştı.

"Tamam, ben geri giriyorum. Siz devam edin."

O kapıyı kapatıp içeri girse de ben feci şekilde utandıpımı hissediyordum. Kendimi basılmış gibi hissediyordum.

Bir nevi basılmıştık zaten ama olsundu.

Eymen'in içine bir şeyler mırıldandığını duyunca ona döndüm. "Ne dedin?"

"Boş ver," dedi elini ahavada sallayarak. "Hadi içeri girelim." Tutmam için elini uzattığında asla reddetmeyeceğim bu teklifi kabul ettim ve ellerimizi birbirine kenetledim.

🍂🍂🍂

Sonunda bunları da yaptığıma göre rahata erebilirim.

Bölüm hem kısa oldu, hem de pek içime sinmedi. Umarım kusura bakmazsınız.

sınır; 15 oy, 20 yorum. Önceki sınır dolmadan attım çünkü ben bir enayiyim.

Kendinize çok iyi bakın canlarım, sonraki bölümde görüşmek üzere <3

Bölüm : 03.02.2025 19:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...