Ateşlerde kalmaya geldiğimden tam bi ay geçmişti. Sadece annem bi kaç kere aramıştı ve telefonlara cevap vermediğimden oda aramayı bırakmıştı. Zaten onlarla karşılaşmamak için çok fazla dışarı çıkmıyordum. Derslerimi düzeltmiştim. Sonuçta başarılı olmak için okumam da gerekiyordu.
Ama Ateş kendini iyice salmıştı. Dersleri çok boşluyordu. Annesinin hastalığı ilerlemişti ve onun kazandığı para tedavi sürecine yetmiyordu. 1 hafta önce bi restoranda iş görüşmesi yapmıştım. Yaşımdan dolayı sıkıntı olucağını söylemişlerdi ama ben durumu izah etmeye çalışınca anlayış gösterip kısa sürede benle iletişime geçiceklerini söylemişlerdi.
Sabah alarmın sesine off 'layarak uyanmıştım. Ben merdivenlerin altında ki küçük odada uyuyordum. Aslında burası oldukça sevimliydi. Ateş kendimi rahatsız hissediceğimi düşünüp kaç kere benim onun odasında uyuya bileceğimi söylemişti. Ama ben kesin bir dille reddetmiştim. Ayağa kaltıp üzerime sıradan rahat eşofman ve sweetshirt giydikten sonra odadan çıktım. Ateş banyonun karşısında durmuş, telefondan birileriyle konusuyordu.
" Tabii efendim. Ama zaten sizde biliyorsunuz bu işlem biraz uzun sürer" oldukca rahatsız ve yorqun bi sesle söylemişti. Karşı tarafın ne dediyini anlamıyordum ama Ateşe bağırıyor gibiydi.
Ateş tam bişey diyecekken telefon yüzüne kapanmıştı.
Son günlerde neredeyse hiç uyumuyordu. Onun için endişeleniyordum. Bi işler çeviriyordu ve belliki bu işler hiç tekin değildi. Odasından çıkmaz olmuştu. Gözlerinin altı uykusuzluktan simsiyah torba olmuştu.
Yanına gidene kadar beni fark etmemişti. Yanına gittiğimde ellerini saçına geçirip derin bi nefes verdi.
" Okulamı?" diye sordu yorqun bi sesle.
Kafamla onayladığımda "sen gelmiyomusun" sorqular gözlerle ona baktığımda :
" Hayır güzel kardeşim. Çok uykum var, ve daha çok işim var, gelemem." dedi daha sonraysa yeniden odasına doğru döndü. Kahfaltı hazırladım ama kendim yemeden evden çıktım. Kahfaltı yapacak vaktim kalmamıştı. Hızlı adımlarla otobüs durağına gittim. Tam o sırada telefonuma bi bildirim geldi.
Geçen seferki gittiğim restoranın sahibi çalışmamı uyqun görmüştü ve beni öğlen okuldan sonra işe bekliyordu.
Bu beni çok sevindirmişti. Okuldan çıkar çıkmaz restorana gelmiştim. Ateşid ükaç kere aramıştım ama açmamıştı. Muhtemelen uyuyordur diye düşündüm.
Restorana yaklaşık 30 dk dır gelmiştim. Ve şimdiyse oturmuş müdürün gelmesini beklihordum. Müdür yaklaşık 40-45 yaşlarında, kirli sakallı 1,70 boylarında göbekli bi adamdı. Gelip karşıma oturdu ve doğrudan sadede geldi.
"evet, aslında bunu kabul etmemem gerekiyordu ama senin durumunu ve restoraninda acilen bi qarsına olan ihtiyacini göz önünde bilindurursak sanırım seni işe aldım." dedi sevecen bir şekilde.
Ve hemen ekledi. "ama -... Burda ikimizden başka herkes senin 18 yaşın olduğunu düşünmeli. Ve işini düzgün vaktinde yerine yetirmeni istiyorum" diye tenbiledi.
Ayağa kalktığımda hızla elini sıktım. "Bu iyiliğinizi unitmicam"...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |