19. Bölüm
Jasmin Memmedli / Mafyanın küçük siçanı / Zorlu hafta

Zorlu hafta

Jasmin Memmedli
jasminmemmedli

Gözlerimi kapayıp arkamı dönmüştüm.

"Arkanı dönmene gerek yok." dedi keyifli bi sesle. "-giyindim bile".

Tekrar ona dönerek kaşlarımı çatıp elimi belime koydum. Güzlümseyerek beni izliyordu. Çokmu keyifliydi?

"İnsan bi uyarır. Ayıp ya." utanmıştım açıkcası. Ama utanması gereken oydu asıl.

Hiç bişey demeden ringe doğru ilerledi. Bende arkasından gittiğimde bi çekmeceyi açarak içinden iki adet boks bandajı çıkardı. Karşıma geçtiğinde gözlerime baktı. Boş boş bende ona bakarken hiç beklemediğim bi anda elimi alıp sarmaya başladı.

Şaşkın-şaşkın ona baktığımda sakin bi şekilde bandajı sarmaya devam etdi.

Bittiğinde diğer elimide sarıp benden uzaklaştı. Ben hala ona bakıyordum ama o bana bakmadan kendi elini sarmaya başlamıştı bile.

Bittiği zaman yine yüzünde o soğuk ifadeyle arkama geçti.

"Spor yaptığın için bunları daha hızlı kapacağını düşünüyorum." kulağıma birazda yakınlaşıp sakin bi şekilde "-Umarım beni yanıltmazsın" diye devam etti.

Ben hala ne oldiğuni anlamamıştım tabi. Yerimden kımıldayamamıştım bile.

Elini omzuma koyup biraz öne doğru bastırdı "Hedefe daha büyük kuvvetle vurmak istiyorsan, tüm gücünü bi tarafa vericeksin." öyle sakin konuşuyorduki, hiç tanımayan biri olsa bu adam asla sinirlenemez derdi.

Sonra bacağıyla sol bacağımıda öne ittirdi. Bu yakınlığımızdan rahatsız olmuştum açıkcası. Nefesini boynumda hissediyordum. Eliyle yumruk yaptığım elimi tuttuğunda vücutlarımızı birleştirmişti. Bana tekniği gösterdikden sonra bi anda arkamdan çekilip önüçe geçmişti. Ben hala şaşkın bi halde onu izliyordum. Bunu farketmişti sanırım. Bi an dudağının kenarı sıyırmıştı sanki. Ama yine aynı cittiyyetini takınarak oda pozisyon aldı.

"Daha yeni başladığın için saldırmana izin vericem." bu sefer sırıtıyordu işte. Beni kışkırtmayamı çalışıyordu bilmiyorum ama damarıma basmasından hiç hoşlanmıyordum.

"Asla!" dedim uyarıcı bi şekilde. "Bana ayrıcalık yapmanızı istemiyorum." sinirle ağzımdan çıkan kelimelerden sonra kaşları çatıldı.

"Sana ayrıcalık yapmamış olursam karşımda hiç bi şansın kalmaz.Daha bana lazımsın." bu adamın bu kendini beyenmiş halleri beni çıldırtıyordu.

Karşıya ilerleyip aşşağıdan karnına bi yumruk savurdum. Ama öyle hızlı davranmıştıki, bi anda arkama geçmişti. Hemen dönüp tekrar öne doğru atıldığımda bana saldırmak için hiç çaba göstermediğini anladım.

Sinirle ona dönerek "Saçmalık bu. Bana saldırmanızı istiyorum" dişlerimi sıkarak ona diklendim.

"Bana sağ gereklisin." dedi citti bi sesle. Sadece gözümü korkutmaya çalışıyordu o kadar. Ama ben ondan korkmuyordum. Hala aynı kararlılıkla bakmaya devam ettiğimde tekrar omuzlarını dikleştirerek kaşlarını çattı.

Bu razılaştığı anlamına geliyordu sanırım. Tekrar ona doğru atıldığımda kenara çekilip hemen bana bi yumruk savurdu. Çok hızlıydı ama bunu yapıcağını tahmin etmiştim. Bende onun gibi olmasada hızlı davranarak yumruğundan kaçmayı başarmıştım. Sanırım onu biraz şaşırtmıştım. Ama kaşlarını çattığında tekrar ona doğru ilerledim. Bu bi kaç kere tekrar olunduğunda hala ikimizde yumruk atamamıştık. Onun düşündüğünden daha hızlı davranmıştım.

Artık yorulmuştum. Ama o daha yeni ısınıyormuş gibi göründüğü için korkmaya başlamıştım. Bişey yapmam gerekiyordu. Yeni başlamış olsamda daha öncede bi kaç teknik üstünde çalışmıştım. Sadece denemeye fırsatım kalmamıştı. Fazla düşünemezdim. Böle ondam kaçıp duruyordum ve bu çok utanç verici bişeydi.

Bana yumruk atacağı sırada kolundan tutup arkasına geçtim. Hemen bacağımı bacaöına dolayarak dengesini kaybedip yere düşmesini sağladım. En azından benim için iyi bi başlangıçtı.

"Noldu?Beni küçümsüyordun?" dedim sevinerek.

Alaycı bi sesle gülerek bana baktı."Ben istedoğim için sen şuan benim üstümdesin küçük siçan." ne ima ediyordu. Asla kendi isteğiyle düşmedi. Onu ben yıkmıştım. Sadece kabul etmek istemediği için aklınca beni manüpüle etmeye çalışıyordu.

"Ne demek istiyorsunuz? Sizi ben yıktım." yine alayla gözlerime bakmaya devam etti.

"Sadece gururunuz incinmesin, sizden küçük bi kızın sizi yendiğini kabul etmek istemediğiniz için uyduruyorsunuz" dedim sinirle.

Kaşlarını çatıp bi anda beni çekerek yere yapıştırdı. Kımıldayamadım bile. Dehşetle ona baktığımda üstten bana bakarat sırıttığını farkettim. Resmen yerin dibine girmiştim. Her iki anlamda ama.

"Noldu? Sesin çıkmıyor küçük siçan" keyfi yerine gelmiş gibiydi. "Üstümde atıp tutarken iyiydi. Bide altımda tekrar etsene" dediğinde sesli bi şekilde yutkundum. Hemen bacaklarımla onu itip hızla yerden kalktım. Hala oturduğu yerden kalkmayarak bana bakıyordu.

Sinirle arkamı döndüğümde oda ayağa kalktı. Karşıma geçip tam bişey dicektiki tülefonu çalmaya başladı.

Bi kaç saniye dinledikten sonra "Geliyorum" diyerek telefonu kapattı. Yüz hatları gerilemeye başlamıştı. Ne zaman citti bişey olsa böyle olurdu. Hiç bişey demeden odadan çıktığında bir süre daha durup çalışmaya devam ettim. Belki geleceğini düşündüğüm için birqz daha bekledim ama 2 saat geçmesine rağmen ne giden vardı ne gelen. Artık çok yorulmuştum. Odama çıkıp kısa bi duş aldıktan sonra salona geri döndüm. Ateş hala aşşağı kattaydı. Oraya gidemiyordum. Salona çıkmıştım. Saat baya geç olmaya başlamıştı ama Ares hala gbelmemişti. Açıkcası bu çok iyiydi. En azından evin içinde rahat dolaşa biliyordum. O gün biraz daha durduktan sonra odama gidip uyumuştum. Sabah uyandığımda kahfaltıya indim. Ama Ateş hala yoktu. Ares Ateşin bu bi hafta boyunca çok daha yoğun olduğunu söyledi. Bende fazla sorgulamadım zaten. Ama bende zaten yeteri kadar yoğundum. Nerdeyse sabahtan akşama kadar Aresle birlikte hem silah kullanmayı hemde dövüşmeyi öğreniyordum. Ares tüm günü evde oluyor bana bu konuda yardımcı oluyordu. Geceleriyse bi yere gidip sabah tekrar geri dönüyordu. Bu kadar sıkı çalışmaya rağmen ( nasıl olsa oda çalışıyordu benle birlikte) nasıl hala bu kadar zinde dura biliyordu hiç bi fikrim yok...

6 gün sonra

​​​​​​Bu bi hafta çok yorucu geçmişti. Dün gece Ares çıktıktan sonra 3 saat daha çalıştım. Silah kullanma işini çözmüşdüm. En azından Ares kadar profesyonel olmasamda idare ediyordum. Dövüşmek konusundada çok geliştirmiştim kendimi. Geç yattığım için sabah çok erken kalkmak istemiyordum. Ama uyanamamıştımda. Uyandığımda kalkıp saate baktım.

Saat 12:47 gösteriyordu. Dehşetle telefonun ekranına bakarken hemen yataktan fırlayarak kiyafetlerimi giymeye başladım. Raskele bişeyler seçtikten sonra hemen banyoya girip işlerimi hallederek yukarı çıktım. Ares ve Ateş salonda oturmuş bilgisayarda bişeylere bakıyorlardı. Ateşi bu 6 gün içinde ilk kez tekrar görüyordum. İşi bi türlü bitmek bilmiyordu. Çok uykusuz görünüyordu.

Ben salona girdiğimde ikiside bana baktı. Ateş gülümseyerek "Günaydın Beria" dediğinde bende ona gülümseyerek Aresin tepkisini öyrenmek için ona döndüm. Kesin bu saate kadar uyuduğum için kızmıştı. Ama beni şaşırtan bi şey olmuştu.

Areste gülümsüyordu. Bu adamın psikolojik sorunları vardı kesin. Daha dün gece çıkmadan önce sinirle bana bakıp sinirini atış levhasından çıkmıştı.

"Ee şey-" yeni uyandığımdan dolayı yüzümde salak bi ifade vardı. Aresin gözleri saçıma kaydığında gülümsemesi büyümüştü. Neden güldüğünü anlamam fazla sürmemişti. O kadar acele etmiştimki aşşağı inerken saçımı toplamak aklıma bile gelmemişti. Saçım uykudan yeni uyanan Anna'nın saçından farksızdı. Sanki günlerdir tarak değmemiş gibi duruyordu.

Utanarak sözüme devam ettim. "- Ee ben... Biraz uyuya kalmış ola bilirim"

"Merak etme. Uyumanı ben istedim. Yeteri kadar çalıştın. Yarın için dinlenmen gerektiğini düşündüm. Hepimizin dinlenmeye ihtiyacı." bu sefer Ateşe döndü.

"Akşama kadar istediğinizi yapa bilirsiniz. Akşam 20:00 da yemeye gidicez. Hem Operasyonu daha detaylı konuşmak hemde başlamadan önce biraz sizi bide sizden tanımak istiyorum." bu söylediğine bende Ateşte şaşırarak bakmıştık. Açıkcası zaten herşeyimizi bildiğine şüphe yoktu. Zaten pek anlatacak bişeyimizde yoktu.

( Kısa oldu ama yinede oldu 🙃. Yarın atıcam yine :))

 

Bölüm : 12.01.2025 21:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...