17. Bölüm
Jasmin Memmedli / Mafyanın küçük siçanı / İlk adımlar

İlk adımlar

Jasmin Memmedli
jasminmemmedli

Ateş gittikten sonra bende fazla beklemeden odama çıkmıştım. Daha fazla burda kalıp düşüncelere boğulmak yerine kafamdaki düşüncelerden en iyi uzaklaşacak şeyi yapacaktım. Spor salonuna gidip zihinsel acılarımı fiziksel acıya dönüştürecektim. Hemen üzerime gri body tayt takımı geçirip üstündende sweatshirt giyindim. Spor çantamı ve montumuda alıp hızlıca odadan çıktım. Salona geldiğimde Ares ve Ateş oturmuş bi şeyler konuşuyorlardı. Daha çok Ares Ateşi bi konuda tersliyomuş gibiydi. Benim gelsiğimi görünce ikiside sustu. Ateş bana hala bakmıyordu. Bu her ne kadar canımı yaksada belli etmemeye çalıştım. Bunu onun için yapmıştım. Ne kadar benle konuşmasada yüzüme bakmasada bunu anlicak. Anlamak zorundaydı. Ares ayağa kalkıp yanıma geldiğinde kiyafetlerimi inceledi.

"Nereye böyle?" sesi oldukça tehditkardı ama ben hala Ateşe bakıyordum. Daha fazla şansımı zorlamadan Arese döndüğümde:

"İzninizle dışarı çıkıcam. Çok kalmam zaten. Çabuk dönerim" diye açıkladım hemen. Ondan izin almıştım. Buna şaşırmış gibiydi. Dudağının kenarını kıvırdığında gözüm dudaklarına ardından gözlerine kaydığında hala beni inceliyordu. Ateşe dönüp bi bakış attıktan sonra tekrar bana dönüp başıyla onaylayınca daha fazla dayanamayarak ordan uzaklaşmıştım. Ateşin bu yaptığı çok acımasızcaydı. Ama bu fazla sürmicekti. Aresten korktuğu gözlerinden belli oluyordu. Evet belki ben onu fazla hafife alıyordum ama yine de ondan korksam bile bunu belli etmicektim. Evin etrafında yüze yakın silaylı koruma vardı. Ve en korkutucu olan iki koruma elinde nerdeyse benimle aynı boyda denecek derecede iri dört gri pitbull'u gezdiriyorlardı. Açıkcası pitbull'lar saldırmak isterse bu adamların onları tuta bileceyini sanmıyordum. Hemen bahçeden çıkıp kapıya doğru ilerledim. Kapının ağzında Mercedes CLS 63 AMG vardı. Bu araç Aresin özel aracıydı sanırım. Her yere bu araçla gidiyordu. Hemen yanındaysa Aresin şoförü 30-40 yaşlarında, asker traşı olan bi adam vardı. Baya korkutucu bi duruşu vardı. Dönüp eve baktığımda uzaktan daha korkutucu bi yer olduğuna karar verdim. Hangi bi insan suçlu olmasına rağmen böyle dikkat çekici bi yer seçerdiki? Tamda bi psikopata göre ev. Biraz daha dikkatli bakınca evin camından Aresin beni izlediğini fark ettim. Yüzünü mesafeden dolayı iyi göremiyordum. Ama burdan bakınca çok daha ürkütücü görünüyordu bence. Tam gidecekken korumanın bana seslenmesiyle ona döndüm.

"Ares bey benimle gideceğinizi söyledi. Şöyle buyurun" diyerek arabanın kapısını açtı. Ağzım açık bi şekilde ona baktım. Nasıl yani Aresin aracı ve şoförüylemi?

Bence hiç gerek yoktu ama saate baktığımda biraz daha geç gidersem akşama kalıcağımı farkettim. Ve spor salonu akşamları pek bi y*vşaklarla dolu oluyordu.

2 saat sonra

Bu gün kendimi çok fazla zorlamıştım. Resmen delicesine kas çalışmıştım. Ama zihinsel acıyı hafifletecek tek şey fiziksel acıydı. Çok fazla terlemiştim. Neredeyse 2 saatdir durmadan çalışıyordum. Kızlar banyosuna girip kısa bi duş aldığım gibi üzerimi değişip çıktım. Ve beni rahatsız eden bişey vardı. Aresin şoförü. Onu görmediğimi sanıyor. Guya araçta kalıp beni beklicekti ama 10 dakika geçmeden gelip beni izlemeye başlamıştı. Bazense telefonda biriyle konuşuyordu. Bu beni rahatsız etmişti. Bunu Aresin istediğinden adım gibi emindim. Kendince bi yere gitmiceğimden emin olucaktı ama zaten gidemezdim. Ateş onun elindeyken hemde. Çıktığımda hemen oda benim ardımdan çıkmıştı. Ama kapıda beni durduran biri olmuştu. Spor salonundaki belalı tiplerden biriydi.

"Afedersin?" kolumu tutarak ona dönmemi sağlamıştı. Ona döndüğümde sorqulayıcı bakışlar attığımda konuya girdi:" Şey acaba bu güzel ve tatlı kızın numarasını ala bilirmiyim diye soracaktım?" dediğinde suratımı buruşturarak ona baktım. Tamamen kas yığımından ibaretti ama hiç birini çalışarak yapmamıştı. Vücudunda bir sürü iğne izi vardı.

"Hayır hiç sanmıyorum." kesin bi şekilde reddedip gicektimki kolumdan tutup beni durdurdu. Tam o sırada arkamdan Aresin şoförü geldi.

"Bi sıkıntımı var efendim?" kaşlarını çatıp karşıdaki adama öldürecekmiş gibi bakıyordu. O sırada hızla kolumu çekip ona döndüm:

"Hayır bende tam gidelim dicektim"

"Senin gibi bi s*rtükten de bu beklenirdi zaten. Korumanın arkasına saklan." dediğinde kapıdan çıkmak üzereydik. Bu dediği beni deliye çevurmişti. Hemen arkaya dönüp hızla adamın suratına sert bi yumruk geçirdim. Bunu hiç beklemediği için arkaya doğru sendeledi. Tam üzerime yüricekken şoför silahı çekip adamın alnına dayayınca yerinde donarak kaldı. Gözlerimi dehşetle açıp şoföre baktım. Ne yapıyor bu? Hemen elini aşağı ittiğimde karşıdaki adam arkasına bile bakmadan hızla yanımızdan uzaklaştı. Kaşlarıma çatıp şoföre baktığımda silahı tekrar beline koydu.

"NAPIYOSUN SEN YA!" bunlar kafayı yemiş. Her seferinde silahmı çekilir? Kimlerin eline düştüm Allahım ya.

"Afedersiniz ama size zarar vere bilirdi. Zaten vurmicaktım." dediğinde gözlerimi irice açıp ona baktım.

"Ha bide vursaydın." daha işe başlamamıştım ama şimdiden kafayı yemek üzereydim....

30 dakika sonra eve geri gelmiştik. Saat 5 olmak üzereydi. Bense sadece çantama koyduğum bi çikolatalı qofretle dolanıyordum. Spor salonundan çıktığımdan beri kurt gibi açtım. Eve gelsiğimde kimseye görünmemeye çalıştım. Salonda kimse olmadığını görünce hızla merdivenlere gittim. Ama daha adım atamadan arkamdan onun sesini duydum.

"Bu ne acele? Tabi senin günün baya aksiyonlu geçtiği için yorqun olmalısın öyle deyilmi?" arkama dönmedim ama sesi git-gide yaklaşınca hemen arkamı döndüm. Dip dibeydik resmen. Hiç bişey demeden gözlerimi kaçırdım. Bana oldukça sinirli bakıyordu çünki.

"Bişey demicekmisin?" dedi sinirli bi sesle. Yakın olduğumuz için sesi bağırıyormuş gibi çıkınca irkilerek arkaya doğru gittim. Ama kahretsinki arkada merdiven boşluğu olduğunu unutmuştum. Tam düşecekken ağzımdan bi çığlık çıktı ve beni son anda tuh yakalayıp kendine çekti. Sweat'imden tutup sanki bi çöp poşeti taşıyormuş gibi bi rahatlıkla beni merdivenin önünden alıp arka tarafa koydu. Hortlak hörmüş gibi baktığım farkında olunca ağzımı kapatıp gözlerimi kaçırdım.

"Bi dahakine merdivenlerden uzak durduğuna dikkat et küçük siçan" sesi oldukça korkutu geldiğinde bu saçma ortamı bozan bişey oldu.

Karnım kuruldamıştı. Sanki içimde bi balina sürüsü vardı. Çok utanmıştım. Yanaklarım yanmaya başladığında kollarımı karnıma sardım.

"Afedersin şey... -" ne dicektimki. Aferin kızım rezil oldun. Bide kesin kıpkırmızı olmuştum bile. Lanet olsun. Kolay kolay utanan birisi değildim ama utanınca da kıpkırmızı oluyordum.

"Acıkman çok doğal. Çalıştığın aletler ve ağırlıklar oldukça zorlayıcıydı. En azından senin için" ne diyordu bu ya. Beni mi küçümsüyordu aklınca. Dur ya takıldığım şey bumu? Bu adam benim ne çalıştığımı nerden biliyorduki?

Tabi yaa. O şoför. Ahh anlamalıydım. "Yemek hazır. Gele bilirsin." dediğinde mutfağa geçmişti.

Tam lavoboya gidiyordumki odasından çıkan Ateşi gördüm. Beni gördüğü gibi yüzüme bakmadan merdivenlere gidecekti ki kolundan tutup onu durdurdum.

"Ateş noluyor? Neden yüzüme bakmak istemiyorsun?" sesim titremeye başlamıştı.

"Neden olduğunu çok iyi biliyorsun." sesi kızgın değildi.

"Bunu neden kabul ettiğimi biliyorsun. Senin içerde kalmana göz yumamazdım." artık gözlerim dolmaya başlayınca direnmeye çalıştım. Yutkunmak istedim ama boğazıma oturan o yumrunun etkisiyle yapamadım.

"Ben çok iyi biliyorum sebebini. Peki sen neye bulaştığını biliyormusun acaba. Seni başka birinin yanına casus olarak gönderecek. Eğer yakalanırsan neler ola bileceyini aklın alıyormu." sinirlenince artık dayanamamıştım. Göz yaşlarım akıp gitmişti.

​​​​​​" Ah Beria. Napıcam ben seninle kızım." dediğinde eliyle göz yaşlarımı sildi." Sana kızmıyorum. Ama sende biliyorsun küçük kardeşime bişey olursa bende yaşayamam. Bizim bizden başka kimsemiz yok." dediğinde beni çekip kendine sıkıca sarılmıştı. Bende ona sıkıca sarılınca onu ne kadar özlediğimi tekrar hatırladım.

"Hadi ama bu kadar duyqusallık yeter. Yapacak bişey yok." beni itip eliyle saçımı dağıtmaya başladığında gülerek omzuna yumruk attım.

"Auww-" eliyle omzunu tutup arkaya çekildi. "Kızım napıyosun ya. Hayır niyetin beni dövmekse söyle en azından kendimi hazırlıyım." bu söylediğine kıkırdadığımda karnım yine quruldamıştı. Ateş kolunu omzumdan atıp saçlarıma öpücük kondurdu.

"Ohh. Çok özlemişim kardeşimi. Hadi gidip yemek yiyelim." nihayet ona kendimi affetdirmiştim.

Ve bu benim yeni hayatımın ilk adımıydı...

Aşklar bölümleri kısa yazıyorum gibi olabilir. İnanın aklımda çok şey var ama yazacak vakiti bulamıyorum. Hep bi işim çıkıyor ve yarım burakmak zorunda kalıyorum. Umarım beyenirsiniz🫣

Bölüm : 30.12.2024 12:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...