Tamda beklediğim bigiydi. Ateş çoktan gelmişti bile. Sokağın köşesindeki sokak lambasının altında telefonunda bişeylere bakıyordu. Ateş aslında çok iyi birisiydi. Aramızda sadece 1 yaş fark vardı ama bana hep abilik yapmıştı. Babamın yapmadığı şeyi yapıp, hep arkamı kollardı. Onu gerçekten abim yerine koyardım. Esmer olmasına bakmayark saçı ışıkta koyu mavi ( lacivert sanırım) gibi gözüküyordu. Koyu yeşil olan gözleri insana ormanı hatırlatıyordu resmen. Oda benim gibi pek fazla arkadaş edinmemişti kendine. Yani aslında biz tam olarak Halil amca ( Ateşin babası) şehit düştükten sonra tanışmıştık. Herkesi kendinden uzaklaştırmıştı. Sanırım banada kendine yakın bildiği için arkadaşca davranmıştıAteş kendini iyice salmıştı. Bide üstüne annesi rahatsızlanınca... Olan olmuştu zaten. Bilgisayar yeteneğini hacker'lik yaparak kullaniodu. Yasa dışı işlerde olması beni çok korkutuyodu. Başka bi yoluda yoktu zaten. Başka türlü bu yaşta tek başına bi evi geçindirmek imkansızdı. O yüzden ona ne kadar kızsamda içten-içe hakta veriyodum. Bide ben yüh oluyordum ona. Bunu söylediğimde hep kafama bi tane yapıştırırdı. Ama bende çaresizdim. Bu evde daha fazla kalamazdım. Bende bi iş bulup ona yardım edicektim. Bu yuzden anlaşmıştık onunla. Yanına gittiğimde beni farkedir farketmez telefonunu cebine koydu. Gülümseyerek yanıma gelip, yanağıma makas attıktan sonra yorqun bi sesle 'nasılmış benim küçük prensesim' diyerek elimdeki bavulu aldı.
Bu hareketine gerçekten çok uyuz oluyodum. 'Ben küçük diilim' diyerek kafamı yukarı kaldırıp yüzüne baktım. ' sen çok uzunsun' diyerek ekledim. Çünkü şuan armaızda baya bi boy farkı vardı. Bana 1.78 olduğunu söylemişti ama ben 1.67 olmama rağmen ona aşağıdan yukarı bakmak zorunda kalıyordum. Daha sonra beni sokağın sonundaki arabanın yanına getirdi. Anlamayan gözlerle ona baktığım da 'arkadaşımdan bi günlüğüne ödünç aldım' diye açıkladı. Araba eski bi mercedes modeliydi. Evlerimiz çokta uzak değildi ama sababın körü mahallede elimde bavulla gezmem pekte iyi olmaya bilirdi. Babam Ateşle gittiğimi öğrense beni geri getizdirirdi. Sonrada eminim "sen nasıl bi erkekle kaçarsın lan, beni insanlara rezilmi edeceksin" diyip yine dayak atardı. Zaten onlar hep başkalarının ne düşündükleriyle ilgilenirdiler. Kapıya geldikten sonra içeri girmek için tereddüt etdim. Ateş sanırım neden tereddüt etdiyimi anlamıştı. O yüzden destekleyici bi şekilde eliyle omzumu sıktı. Bi abinin desteği ne demek bana çok iyi öğretmişti Ateş. Daha sonra çok beklemeden ikimizde içeri girdik...
(Umarım beğenir ve yorum yaparsınız. Eleştirilerinize ihtiyacı var 🙃)
Okur Yorumları | Yorum Ekle |