Ben kırılmaya mahkumdum.
Her ne kadar yanlışlıkla ona ses kaydımı atiğimi söylesem de işin gerçek yüzü çok farklıydı. Aslında hepsi okuduğum kitaplar yüzünden başıma gelmişti.
Böyle kırılacağımı tahmin etmemiştim. Evet onun hayatında hayalet gibiydim ancak 1 aydan uzun süredir konuştuğumuz ve kalbinde ufak bir yerim olduğunu düşünmüştüm. O benim anonim hâlimi ve sesimi seviyordu. Ben onun her şeyini...
Sınıfa girip hızla yerime oturdum ve çıkardığım kitaba odaklanmaya başladım. Saçlarım yüzümü kapatıyordu ancak kalbim fazlasıyla kırılmışa benziyordu.
Çok geçmeden sessize aldığım telefon ardı ardına titredi. Kimden olduğunu tahmin etmek zor değildi.
Zorba'm: Alya?
Zorba'm: Siktir yanlış anladın her şeyi
Zorba'm: Aklımda biri varken başkasıyla konuşamam.
Zorba'm: Ne kadarını gördün bilmiyorum ama Sıla ile her şey geride kaldı.
Zorba'm: Özür dilerim malın tekiyim
Zorba'm:Alya?
Mesajlara bakmıyordum ama üsten gelen bildirimleri göz ucuyla okuyordum. Kalbinde başka biri olsaydı ona asla yazmazdım ki, ben böyle biri değildim. Eğer devam eden bir şey varsa buna daha fazla devam edemezdim.
Bulut ve tayfası sınıfa girince ona bakmamak için kendimi zorladım. Başımı eğmiş kendimce böyle saklanıyordum işte. Sınıf o kadar gürültülüydü ki, stres ve içimde beliren şu duygu yüzünden tırnaklarımı avuç içlerime saplayarak beklemeye başladım.
"Arzu, midem bulanıyor da bu derslik yer değiştirsek olur mu?" Bulut'un sesi tepemden geliyordu ama ona bakamadım.
Arzu hemen önümde oturuyordu ve gerçekten sınıfta sevdiğim birkaç kişiden biriydi. Her sınıfta anne edasıyla gezen ve sözünü geçiren biri olur ya işte bizim sınıfta da Arzu vardı. Sadece 5 dakika önce olsaydı yakınıma oturuyor diye kalbim haddinden fazla çarpardı. Arzu'nun Bulut'a baktığını ve bir şeyler söylediğini duydum. "Neden arkama oturmuyorsun? Hem boş orası." Benim yanım mı?
Arzu bunu kötü bir niyetle söylememişti çünkü Bulut'a karşı hislerimi kimsecikler bilmiyordu.
Şaka gibi!
"Melodi?" Bulut'un bana seslenmesiyle bakışlarımı yerden kaldırıp yeşillerine baktım. Ona bakmak bile en güzel şekilde hissettiriyordu. "Efendim?" diyebildim, sadece.
"Yanına oturabilir miyim?"
"Tabii." Başka çarem var mı ki?
"Eğer miden kötüyse cam tarafına sen otur." Bana doğru kusmasını istemiyordum! Doğruyu söylemek gerekirse onu düşündüğüm için bu teklifi yapmıştım. Kahretsin hâlâ onu düşünüyorum! Ayağa kalktım ve onun geçmesi için geri çekildim. Kalktığım yere oturarak telefonuna gelen bildirimleri kontrol etti.
Bende daha fazla vakit kaybetmeden yanına oturdum ancak ondan epeyce uzaktım.
Arzu arkasını dönüp dedikodu moduna geçince onları dinlememek adına Bulut'un önünde duran kitapları kendime önüme doğru çektim. Okuduğum kitaba devam etmek ve yanımda oturduğunu unutmak istedim. Ama Arzu'nun meraklı sesi buna engel oluyordu. "Sizi Sıla ile bahçede gördüm. Ne iş?" Sanırım bugün ciddi anlamda kötü günümdeydim.
Ondan Sıla'yı dinlemek istemedim.
Verecegi cevabı korkarak bekledim. Bu sırada kitap okuyormuş gibi yapıyordum. "Ona her ne kadar artık bizden olmaz dediysem bile yanıma gelmekte ısrarcı." Gelde külahıma anlat!
"Yalan söyleme Len! Gülümsüyordun kıza." Arzu sanırım iç sesim olarak buradaydı. Onu öpmek istedim...
"Sinirime hakim olamadım Arzu! Sanki bilmiyorsun takmış bana, ne kadar olmaz desende okulun ilk günü yaptığına bak!" Bulut'un sesi sitem edercesine çıkmıştı. Söylediği şeyler yüreğime biraz olsun su serpiyordu ancak Sıla ona yaklaşmaya devam ederse Bulut dayanamayıp tekrar onunla olabilirmiş gibi geliyordu. AH LANET OLSUN!
"Onu affedecek misin?" Arzu'nun meraklı sesi Bulut'u sorgular nitelikte çıkmıştı. Aslında Arzu'dan çok bu soruyu ben merak ediyordum. Gözlerimi yumdum ve Bulut'un cevap vermesini bekledim. Bulut hızla "ASLA!" dedi. Sesi epeyce yüksek çıkmıştı. O an nefesimi tutuğumu bile bilmiyordum.
"Başka biri mi var peki?"
"Sanırım." Bulut'un verdiği cevapla birlikte, onlarca parçaya bölünen kalbim tekrar bir bütün haline gelmişti. Şükürler olsun! Bugün ona sadece tek değil iki farklı ses atacağım...
"Aşk hayatın beni bunalttı Bulut! Eee sen neler yapıyorsun Melodi?" Arzu seni seviyorum ama lütfen benden uzak dur... Tabii ki böyle kaba bir şekilde cevap vermedim.
"Bu aralar fazlasıyla ders çalışıyorum Arzu. Sen neler yapıyorsun?"
"Kızım sen ders çalışmasan bile fazla iyisin. Netlerin gayette iyi bir tıp fakültesini tutar."
"Melodi, tıp mı istiyorsun?" Bunu soran Buluttu.
"Emin değilim. Ailem tıp okumamı istese de beni kan tutuyor ve bu benlik bir iş değil." Anneme kalsa direkt tıp okuyup doktor olurdum ancak benim hayallerim bambaşka şeylerdi.
"Umarım senin için en güzeli olur." dedi Bulut. Bundan sonra ne o konuştu ne de ben. Çıkış saatine de az kalmıştı zaten.
Buraya oturması sayesinde ve anlattığı şeyler yüzünden fazlasıyla rahatlamıştım. Okul çıkışı mesajlarına cevap verecektim. Ve ona kendini açıklama fırsatı sunacaktım. Sonuçta bu sohbeti duyan Melodiydi ancak Alya burada değildi.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |