15

Her şey çok güzeldi, Bulut ile anonim buluşmamızdan sonra sabahlara kadar sohbet ettiğimiz ve birbirimizi daha iyi tanıdığımız günler geçirmiştik.

Zorb'm: GÜNAYDIN

Zorba'm: 🤓

Alya: Anladım🤓

Alya: Hemen geliyorum

Gözlüklü tavşan dişli emoji, bana neyi istediğini anlatıyordu. Günün şarkısını istiyordu.

Buluşmamızdan tamı tamına bir hafta geçmişti ve ben tekrar her gün onun için şarkı söylediğim ses kayıtları aymaya devam ediyordum. Her şarkıdan sonra ona, onu zorlayacak bir soru sorma hakkım vardı.

Ve bugünün sorusunu epeydir düşünüyordum.

(EVDEKİ SAAT- SARMAŞIK)

Alya: Al bakalım

Alya: Ama bende istediğim şeyi alacağım.

Zorba'm: Emrine amadeyim güzelim.

Alya:🤓

Zorba'm: Bu emojiden nefret ettiğini sanıyordum?

Alya: Sen seviyorsun ya

Alya: Ondan şey ettim.

Alya:🤓

Zorbam: Bir sesli mesaj gönderdi.

Bana sesli mesaj atmıştı. Hızla attığı sesli mesajı açtım. Yeni uyandığı belli olan sesiyle, o kadar harikayı ki.

KENDİNE GEM MELO!

"Kızım, şaka gibisin he." dedikten sonra kahkaha atmıştı.

Gülüşünü kaydedip her an dinlemek istedim. Acaba o da benim için böyle mi düşünüyordu?

Alya: Çok güzel gülüyorsun Bulut.

Alya: Sonsuza dek dinlemek istediğim şekilde.

Melodi bilmiyordu ancak Bulut, bunları okuduktan sonra büyük bir duraksama yaşamıştı. Sesi için her şeyi yapacağı kadın, onun gülüşü için de bunları düşünüyordu. Ona alışıyordu, ona karşı beslediği duygular topraktan filizlenen tohum misali gün yüzüne çıkıyordu.

Melodi'nin bilmediği bir şey daha vardı.

En başından beri, Bulut onun kim olduğunu biliyordu.

Geçmişte ona yaşattığı şeyler için fazlasıyla pişmanlık yaşarken kendini ona bu şekilde affettirmeyi düşünüyordu.

Bulut her şeyin farkındaydı.
Bu oyunu en çok o sevmişti.

Bulut, Melodi'nin attığı şarkıyı dinlerken telefonu tam göğsüne koymuştu. Gözleri tavanda gezinirken okulda tek başına oturan o kızı düşündü. Onu utandırmamak için gözlerinin içine bile bakmıyordu.

Melodi, kendini açık etmediği sürece Bulut bu oyuna devam edecekti.

Telefonuna gelen bildirim ile, onu göğsünden kaldırıp Melodi'nin attığı soruyu okumaya başladı.

Mel, onu böyle kaydetmişti.

Mel: Söyle bakalım sert oğlan, en büyük pişmanlığın nedir?