8. Bölüm

HASTA

Melis Dreamer
happy_dreamer

Vücuduma sarılı sıcak bedene daha fazla sokulurken kendimi donuyormuşum gibi hissediyordum. O kadar çok üşüyordum ki ejderhanın bana sarılı bedeni bile beni ısıtmaya yetmiyordu.

"Güzelim neden titriyorsun?" Kaden sorana kadar titrediğimin farkında değildim. Ağrıyan gözlerimi açarak yukarımda olan gözlerine bakmaya çalıştım.

"K-kaden çok üşüyorum. Biraz daha sarılır mısın?" boğazımın acısından zorla konuştuktan sonra yutkundum. Hem üşüyordum hem de her yerim çok fazla ağrıyordu. Bana ne olduğunu anlamıştım... Tabi kaç kere soğuğa maruz kaldıktan sonra grip olmam gayet normaldi.

Yüzümde hissettiğim dokunuşla gözlerimi açtığım an ejderhanın pençesiyle karşılaştım. Ne yapmak istediğini anlayamazken "Ah Katherine sen yanıyorsun!" diyerek endişeyle soludu. Ejderhanın ateşimi kontrol ettiğini fark ettiğimde çok şaşırdım. Kaden çok fazla insana ait özellikler taşıyordu ve zaman zaman da bu halleri benim şaşırmama sebep oluyordu.

"Böyle olmayacak ufaklık acilen ateşini düşürmemiz lazım." derken beni çoktan pençesine almıştı. İsteksizce mırıldanırken beni sıcak tutan bedeninden ayırması daha çok üşümeme sebep olmuştu. Hele bir de mağaradan dışarıya çıkmasıyla esen rüzgarın bedenime çarpması beni bitirmişti. Artık soğuktan ötürü dişlerimi takırdatmaya başladım.

"K-kaden n-nereye gi-gidiyoruz?" dişlerimin birbirine çarpmasına engel olamazken büyük çaba sarf ederek sormuştum sorumu. Yüzümü Kaden'a çevirip bitkin halde cevap vermesi için baktım. Ancak ejderha bana bakmadan tam karşısına odaklanmış şekilde yürüyordu, sesimi duymadı diye düşünerek sorumu tekrarlamak için uğraşmadım. Zaten konuşmayı bırak tek kelime edecek halim yoktu.

Aradan fazla zaman geçmeden ejderha duraksadı. Nereye geldiğimizi anlamak için kafamı pençeleri arasından uzattığımda gölle karşılaşmayı beklemiyordum. Harika, umarım beni buraya kadar su içmem için getirmiştir. Neredeyse iki gündür su içmiyordum ve gölü görmek susuzluğumun hat safhada olduğunu fark etmemi sağladı.

Ejderha gölün kenarına geldiğinde beni oraya yere bırakmasını bekledim. O kadar susamıştım ki bakışlarımı gölden ayıramıyordum.

"Güzelim ilk başlarda biraz soğuk gelebilir, zaman geçtikçe alışırsın merak etme." Ejderhanın söylediklerinin tek kelimesini anlayamazken bakışlarımı gözlerine çevirdim. Vereceğim tepkiyi ölçmek ister gibi bakıyordu gözlerime.

"K-kaden ne demk iste-" hangi ara suyun üzerine yaklaştırdığını bilmediğim pençesini açarak zavallı bedenimi soğuk suyun derinliklerine bırakırken çığlık attım. Su tenime bıçak gibi batarken hızla suyun yüzeyine ittim kendimi. Derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çabalarken gölden dışarıya çıkmak için uğraşıyordum. Ancak göl çukurda kaldığı için bir türlü yukarıya çıkmakta başarılı olamıyordum.

"S-sen n-ne ya-yaptığını sanıyorsun?" diye bağırmaya çalıştığımda titremekten ve soğuktan doğru dürüst konuşamamıştım. Lanet olasıca ejderha! Amacı acı çekmemden başka bir şey değildi. Tam çıkmayı başarmışken beni pençesiyle buzdan farksız suyun içine geri itti. Acımasızca yaptığı harekete karşın pençesine tırmanmaya çalıştım.

"Miniğim senin canının yanmasını istemiyorum, ama bunu senin iyiliğin için yapmak zorundayım." Ejderhanın sesi kulağa üzgün geliyordu. Ancak beni pençesiyle soğuk suyun içine iterken tamamen umursamazca davranabiliyordu. En sonunda pes ettim ve pençesine tırmanmak için uğraşmayı bıraktım. Vücudum tekrardan soğuk suyla buluşurken dişlerim takırdıyordu. Aniden aklıma gelen fikirle içten içe gülümsedim. Azıcık ajitasyon yapmanın kimseye zararı olmazdı değil mi?

Bakışlarımı iyice masumlaştırırken ağlamak üzereymişim gibi dudaklarım büzdüm. Eğer Kaden üzerinde bu yaptığım da işe yaramazsa artık ne yapardım bilemiyorum.

"K-kaden ç-ço-çok ü-üş-üşüyorum." sesim gerçekten de soğuktan titrerken masum bakışlarımla baktım ona. Keskin yeşillerinde parlama ortaya çıkarken bakışlarımdan etkilendiğini anlamak zor değildi.

"Ah tamam baş belası bu kadar yeter." dediğinde içimden zafer kazanmışcasına gülümsedim. Onu gerçekten de etkileyebiliyordum, bana karşı zaafı olduğu apaçık ortadaydı.

"B-beni s-sudan çıkarır mısın?" dedim ve yavru köpek bakışlarımla bakmaya devam ettim. Kim derdi ki koskoca ejderhayı bakışlarımla etkileyip her istediğimi yaptırabileceğimi. Ancak Kaden bir anda başını eğerek benimle göz göze geldi. Keskin yeşillerini aniden dibimde görmek beni şaşırtsa da öylece bakmaya devam ettim.

"Sana bu şekilde bakmayı yasaklıyorum ufaklık." dedi hafif boğuk çıkan sesiyle. Benden etkilendiğini haykıran bakışlarla bakarken o an ben de ona bana bu şekilde bakmasını yasakladığımı söylemek istedim. Kahretsin ki parlak yeşillerinden ister istemez etkileniyordum özellikle de benden etkilendiğini böyle belli ediyorken.

Bir şey demek yerine dişlerimi göstererek gülümsemekle yetindim. Gözlerimde olan bakışları gülümsememe kayarken yüksek sesle yutkundu. Benden etkilenmesinin düşündüğümden daha fazla olduğunu fark ettiğim an utanarak başımı çevirdim. Yanaklarım utançtan yanarken artık su eskisi kadar soğuk gelmiyordu. Ejderhanın bana yaklaştığını göz ucuyla gördüğümde nefesimi tuttum. Nedensizce utanmış ve heyecanlanmıştım, hatta kalbimin atış sesi benim işiteceğim kadar gürültülüydü. Ancak ejderha beklediğim gibi davranmadı...

Yanımdan kafasını uzatarak ağzını suya soktuğunda ne yapmaya çalıştığını anlamak için dikkatle onu izliyordum. Kaden'ın ağzını suya soktuğu yerde kabarcıklar oluşmaya başlarken sıcak su dalgası buz gibi olmuş bedenime ulaştı. Ne yaptığını fark ettiğimde sevinçle gülümsedim. Kaden sıcaklık küçük gölün her yerine yayıldığına emin olduktan sonra başını geri çekti. Sular çenesinden aşağı akarken bu haliyle çok sevimli gözüküyordu.

"Kaden sen harikasın çok teşekkür ederim." dedim coşkuyla ve hiç zaman kaybetmeden suyun içine daldım. Sıcak su soğuk suyun aksine bedenimi kucaklarken yüzebildiğim kadar aşağı gitmeye karar verdim. Su o kadar berraktı ki dibini dahi görebiliyordum. Hatta orada yaşayan balıklar ve yosunlar bile görünüyordu. Ancak o derinliğe kadar yüzmem imkansızdı ve dolayısıyla o balıklardan yakalama şansım da yoktu.

Nefes alma ihtiyacı hissettiğimde suyun yüzeyine çıkarken gözlerim Kaden'ın keskin bakışlarıyla buluştuğunda gülümsedim. Çarşaf gibi dingin suyun üzerinde sırt üstü yüzmeye başlarken güneşin açtığı gökyüzüne baktım. Güneş sanki sonbaharın son günleriymiş gibi değil de ilkbaharın başlarıymış gibi sıcacıktı. Bir süre daha yüzüp kendi kendime eğlendiğim gölde su içerek susuzluğumu da giderdim. Göl o kadar sıcaktı ki bana sarayda odamda bulunan banyomu hatırlatmıştı. Eski günlerin yine aklıma geldiğini fark ederken silkinerek düşüncelerimden kurtulmayı denedim. Çünkü elimde şu anı değiştirmek gibi bir şansım yoktu. O yüzden de mutluluğumu bozmamın bir anlamı yoktu.

Aniden nereden geldiğini anlayamadığım bir dolu su yüzüme çarparken şoka uğramış halde kalakaldım. Kaden kahkahalarla bu halime gülerken somurttum. Benimle eğlenmek ne demekmiş sana göstereceğim...

"Bu kadar korkacağını bilsem yapmazdım ufaklık." derken hala gülüyordu. Peki ejderha bunu sen istedin. Gerçekçi bir şekilde çığlık atarken çok endişelenmişim gibi bir yüz ifadesi takındım. Elbette fazla inandırıcı yapamıyordum. Ancak Kaden ani çıkışımdan olsa gerek inanmış görünüyordu.

"K-kaden su-suyun içinde b-bir şey var." derken inandırıcı olması için kekeleyerek konuşmaya çalıştım. Ejderha tam istediğim gibi başını suya yaklaştırarak yanıma kadar gelmiş dikkatle suyu inceliyordu. İşte şimdi tuzağıma düştün Kaden!

"Güzelim sakin ol-" Konuşması benim yüzüne tüm gücümle attığım sularla bölünürken gülme sırası bendeydi. Kaden'ın şaşkın haline kıkırdayarak gülerken kafasını çekmemesinden yararlanarak bir kaç kere daha yüzüne su attım. En sonunda kafasını çekerken ben hala gülüyordum. Her ne kadar istediğim gibi ıslatamamış olsam da intikamımı almıştım.

"Bakıyorum da çok hoşunuza gitti küçük hanım." eğlenerek söylediği sözlerden sonra kafamı çevirip onunla dalga geçmek için yüzüne bakmak istedim... Bakmaz olaydım!

"Evet hem de çok eğlendim bay ejder-" Konuşmamı yarıda kesen kafamdan aşağı avucuna doldurduğu bir dolu suyu boşaltmaya başlaması oldu. Ben bitmesini beklerken ejderha ormanı inletecek kadar güçlü kahkahalar atıyordu. Şelalenin altında kalmışım gibi hissediyordum, lanet olası üzerime bir ton su fırlatmıştı. Sonunda avucunda ki su bittiğinde yüzümün sinirden kıpkırmızı olduğundan adım kadar emindim. Üstelik bir de hala gülmeye devam ediyordu.

"Haha çok komik Kaden! Gülmekten ölürsün umarım!" diyerek bağırdım sesimin kahkasını bastırması için. Kendime not bir daha asla senden kaç kat daha büyük ejderhadan intikam almak için uğraşma!

Kaden söylediklerimi umursamadan beni pençesine alarak göz hizasına çıkardı. Ne kadar sinirli olduğumu bildiğini biliyordum. Ama hala kıkırdamaya devam ediyordu.

"Kızgınken ne kadar tatlı göründüğünü söyleyen oldu mu?" sorusu karşısında duraksarken düşünüyormuş gibi yapmaya başladım. Elbette böyle saçma bir şey söyleyen olmamıştı. İnsanlarla samimi olmayan ve duygularımı gizleyen biriydim. Üstelik kralın kızıydım, benimle samimi olmak öyle kolay değildi.

"Hayır olmadı, demek ki sen hariç kimseye kızmıyormuşum!" Sonlara doğru sesimi yükseltirken bir an bu cesaretimi nereden aldığımı sorguladım. Karşımda koskocaman ejderha vardı ve ben ona kafama göre davranabiliyordum.

"Hmm demek öyle ufaklık bu durumda senin için özel bir yere sahip olduğumu gösteriyor." Söylediklerini doğru dürüst dinlemeden cevap verirken ne dediğimin farkında bile değildim.

"Evet, olabilir." Bir dakika ben ne dedim?

BÖLÜM SONU

 

Arkadaşlar merhaba, umarım iyisinizdir^^

Yeni yayınlamış olduğum Lanetli Kukla isimli kitaba da bakarsanız sevinirim. Gelecek bölümde görüşmek dileğiyle ^^

Bölüm : 29.01.2025 03:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...