"Lütfen bırak beni." ağlarken bir yandan bağırıyor bir yandan da kurtulmak için çırpınıyordum. Hayatım gerçekten çok zordu. Daha bir kaç saat öncesine kadar goblin kralının tutsağı iken şimdi ise bir toprak devi tarafından sırf güzel bulunduğum için kaçırılıyordum.
Hayat hiç adil değildi!
"Sakin ol kadın!" aniden sert bir şekilde bağırdığında neye uğradığımı şaşırırken korkuyla yaptığım hareketleri sonlandırdım.
"Sadece beni bırak... Topraklarına bir daha adımımı atmam." yalvarmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden... Bir de ağlamaktan. Fazlasıyla çaresizken yapılabilecek en iyi şeyler bunlardı sanırım.
"Neden bırakmalıyım? Seni beğendim... Hoşuma giden bir şeyi bırakmam için ne sebep olabilir ki?" kendinden emin bir ifadeyle bunları konuştuğunda bir an ne diyeceğimi bilemedim. Bu denli bencil bir düşünce tarzıyla neredeyse hiç karşılaşmamıştım. Ejderha bile bu kadarını yapmamıştı.
"Hoşlandığın kişinin istememe durumu da olabilir! Tıpkı şu an olduğu gibi!" sert bir şekilde konuştuğumda vereceği tepkiyi zerre umursamıyor, kendi bildiğimi okuyordum.
"Bir dev için önemli olan kendisinin ne düşündüğüdür insan." aniden bunları söylediği esnada belimden tutarak ani bir hareketle beni önüne aldığı an ağzımdan minik bir çığlık firar etti.
Baş aşağı giderken hiç bir şeye odaklanmamıştım. Ancak şu an fark ediyordum ki beni bir mağaraya getirmişti. Şaşkın gözlerle çevreme bakınırken parlak sarı renkli taşların aydınlattığı mağara oldukça geniş bir alana sahipti.
Üzerine bırakılmış olduğum kürk ise fazlasıyla sıcaktı.
Dev bana yaklaşarak eğildiği anda korkarak yerimden kalkmak için hareketlendim. Ancak zerre kadar umursamamış ve bana doğru yaklaşmaya devam etmişti.
"Çok güzelsin... Peri kızlarını kıskandıracak kadar hem de..." elini yanağıma koyduğu sırada sesi fısıltılı ve boğuktu. Ürkek bakışlarım onun üzerindeyken ne yapacağımı bilemeden elini yanağımdan çekmeyi denedim.
"Lütfen bırak beni!" korkuyla bunları söylerken benden uzaklaşması adına dil döküyor ve kaçmaya çalışıyordum. Ancak nafileydi hiç bir işe yaramıyordu.
"Kaçma benden!" üzerime atıldığı anda o an için aklıma gelen en mantıklı cümleyi söyledim. Zira onu durdurmam için geriye kalan tek seçenek buydu.
"Lütfen dur! Ben evliyim." diyerek haykırdığım anda anda sert bakışları benim gözlerimi buldu. Aniden ne denli öfkelendiği ortada olan bir gerçekti.
"Demek evlisin ha? Kocanı ortadan kaldırmama ne dersin peki?" sert bir şekilde bunları söylediği esnada bana tehditkar bir şekilde bakmayı da ihmal etmiyordu. Sanki onu durdurmak için söylediğim bu gerçek onun için
"Hayır bunu nasıl söylersin? Kocamı seviyorum ben." dedim ağlamaklı bir sesle. Kaden'ı seviyordum ve biz ne olursa olsun evlenmiş bile sayılırdık. Yalnızca evliliğimizi kabul ettiğimizi göstermek için beni öpme fırsatını bulamamıştı.
"Bundan sonra o yok ben varım!" düşüncelerimi yeniden ona yöneltirken sert bir sesle konuştuğu esnada gözlerimin en içine bakıyor, gücünü ve hırsını görmemi istiyordu.
"Kocam beni senin elinden almak için gelecektir!" derken ben de sert bir sesle konuşmak için uğraştım ancak ne kadar çabalarsam çabalıyım onunki kadar etkili olmamıştı.
"Geldiği an kocanı yok edeceğim!" sert bir şekilde bunları söyledikten sonra beni bırakarak ayağa kalktığında ben de sessizce olduğum yerde oturmaya devam ettim.
Bu durumda ne diyebilirdim ki? Hayır kocam seni yok edecek aşağılık dev! mi? Ancak bunun olmayacağı aşikardı. Kaden insan haliyle kendisinden neredeyse üç kat daha büyük ve iri olan devi yenemezdi.
Ben güçlenmiştim evet ancak hala daha devi yenebilecek kadar güce sahip değildim. Bunu ona karşı direnememden anlamak fazlasıyla mümkündü.
Kaden diye geçirdim içimden. Onu gerçekten özlemiştim. Onun benim için gelmesine ihtiyacım vardı. Ama ya gelmezse? Ya beni umursamıyorsa?
Saçmalama Katherine ejderha seni her şeyden çok daha fazla seviyor.
İç sesim böyle söylese de nedense ona katılamıyordum. Belki de ben fazla karamsardım bilemiyordum. Ancak şu durumda elimden pek fazla bir şey de gelmiyordu.
Ağlamaklı bir ifadeyle cenin pozisyonunu alarak kürkün üzerine uzanırken sonunda bu duruma daha fazla dayanamayarak kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
Zaten elimden başka ne geliyordu ki? Cevap belliydi... Koca bir hiç!
...
Yüzümde hissettiğim hafif dokunuşla birlikte korkuyla gözlerimi arlarken aklımda olan tek şey devin yanıma yaklaşmış olduğu düşüncesiydi.
Endişeyle gözlerimi etrafta gezdirirken duyduğum sesle birlikte gözlerim kocaman açtım.
"Prensesim..." Kaden hemen dibimdeyken mutlulukla onu avcuma alırken haykırarak adını söyledim.
"KADEN inanamıyorum buradasın!" sesim heyecanlandığımdan dolayı yüksek çıkarken Kaden'ın parlak yeşilleri endişeyle aralandı.
"Ssshhh sessiz ol güzelim. Devi uyandırmak istemeyiz." bana göre minicik olmasına karşın yine de sessiz bir şekilde bunu söylediğinde hemen kafamı sallayarak onu onayladım.
"Üzgünüm bir an seni gördüğüm için mutlu oldum." derken sessiz bir şekilde konuşsam da ona gülümsemeyi ihmal etmemiştim. Şu an içim kıpır kıpırdı Kaden'ı yeniden karşımda gördüğüm için yaşadığım mutluluğu kelimelerle tarif edemiyordum.
"Demek beni özledin prensesim." derken Kaden'da karşılık olarak bana içten bir ifadeyle gülümsemişti.
"Elbette özledim. Bir an için gelmeyeceğini, beni bulamayacağını sandım." derken sesim hafif hüzünlü çıkmıştı. Zira artık insan olduğu için eskisi gibi peşimden gelmeyeceğini sanmıştım. Ancak ejderha beni yine yanıltmıştı.
"Seni ölsem de bırakmam Katherine... Sen benim her şeyimsin." parlak yeşil gözleri bu sefer ciddiyete bürünürken kelimelerini ona inanmamı istercesine gözlerimin içine bakarak söyledi ve ben de ona başımı sallayarak gülümsedim.
"Biliyorum Kaden... Yalnızca beni bulamamandan korktum." dediğimde elini kaldırarak yanağıma koydu ve ben ufacık olmasına rağmen üzerimde oluşturduğu büyük etkiyi hissettim. Gözlerim benden bağımsız bir şekilde kapanırken onun dokunuşunu yaşadım.
"Katherine... Güzel prensesim seni bulamamam imkansız! Nereye gidersen git seni bulurum." yumuşacık dokunuşunun aksine sözleri tezat oluşturacak kadar güçlüydü. Şu anki durumda bile beni bırakmayacağına olan inancı tamdı. Benim için kendinden neredeyse üç kat daha büyük bir devle savaşmayı bile göze almıştı.
"Ah Kaden" diye mırıldandım. Benimle bu denli ilgilenmesi ve değer vermesi her şeyden daha çok kıymetliydi. Bu yüzden geçmişi önemsemeyecek kadar umursamaz olmuştum sanırım.
"Prensesim" sözlerime karşılık o da benimle flört ettiğini belli edercesine boğuk sesiyle fısıldadığında gülümsedim.
Tam o anda devden gelen homurtu sesiyle birlikte bakışlarımı korkuyla onun bulunduğu yöne çevirirken yattığı yerde huzursuzca kıpırdandığını gördüm. O her an uyanabilirdi.
"Şu an gitmemiz gerekiyor. Buna sonra devam etmeliyiz." Kaden'da benim gibi endişelenmiş olacak ki hemen bunu söyledi ve bende söylediğini uygulayarak ayağa kalktım.
"Hadi gidelim!" diye fısıldadım Kaden elimin içindeyken. Lanet olasıca dev uyanmadan buradan gitmemiz lazımdı.
Yavaş adımlarla devin yanından geçerken oldukça temkinliydim. Zaten en ufak seste bile uyanabilecekmiş gibi görünen dev, eğer beni kaçarken yakalarsa hem Kaden'ın hem benim sonumuz hiç iyi olmazdı.
Mağaradan çıkmama ramak kalmıştı. Tam şu anda yalnızca bir kaç adım daha atmam yeterli olacakken beklemediğim bir şey oldu. Ben istemeden kocaman bir dal parçasına basarak güçlü bir sesin çıkmasına neden oldum.
Bakışlarım korkulu gözlerle Kaden'a kayarken o da fazlasıyla endişeli görünüyordu. Boğazımda oluşan yumruyu gidermek için hafifçe yutkunurken gözlerimi deve doğru çevirdim ancak hala daha uyumaya devam ediyordu.
Rahatlamış bir şekilde derin bir nefes alıp verdim ve yürümeye devam ettim. Sonunda mağaradan dışarı çıkmayı başarmıştım.
"Harikaydın prensesim." Kaden beni takdir ettiğini belli edercesine gülümsediğinde ben de aynı ifadeyle ona baktım.
"Çok yakındı neredeyse uyanacağını sandım." derken sesim hala gergin olduğumu ele veriyordu. Her an deve yakalanabilirmiş gibi hızlı adımlarla yürümeye de devam ediyordum bir taraftan.
"Ona büyü yaptım. Ancak ne denli etkili olacağını bilemediğim için ben de endişeliydim." diye açıkladığında Kaden bir an duraksadım. Ejderha büyü yapmasını nereden ve nasıl öğrenmiş olabilirdi ki?
"Ah anlıyorum." diye mırıldandım. Ne olursa olsun büyünün tesiri sayesinde şu an kurtulmuştuk değil mi?
Ya da ben kısa bir süre için öyle olduğunu sanmıştım...
Ortalığı kaplayan güçlü erkek haykırışıyla birlikte Kaden'la birbirimize bakarken ağzımdan şu cümle dökülüverdi.
"EYVAH DEV UYANDI!"
Bölüm Sonu
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
9.29k Okunma |
1.23k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |