50. Bölüm

50 (Toprak Devi)

Melis Dreamer
happy_dreamer

"Katherine eski halime döndüğüm an sana yapacaklarımdan kork güzelim!" hem bağırıyor hem de işaret parmağını bana göstererek sallıyordu.

Ben ise gülmekten onun bu boş tehditlerini dikkate alamıyordum bile.

"Hadi ama Kaden sana çok yakıştı." kahkahalarımın arasında konuşmayı başarırken Kaden elbiseyi üzerinden çıkarabilmek için zorluyor ancak ben ellerini tutarak bunu yapmasına izin vermiyordum.

"Katherine gerçekten çok fazla olmaya başladın!" sinirden deliye dönmüş bir halde bağırıp çağırmaya devam ettiği sırada onu avcuma alarak göz hizama getirdim.

"Ya Kaden sinirlenince çok yakışıklı oluyorsun ama." dedim onu taklit ederek. O da beni sinirlendirip sonrasında çok güzel olduğumu ya da tatlı olduğumu söyler ve benimle eğlenirdi. Şimdi gerçekten rolleri değiştirmiştik. Artık o ufaklıktı... Ben ise ona göre devasaydım.

"Sana bundan sonra ejderha yerine prensesim mi desem yoksa?" dalga geçmeye devam ettiğim sırada bu duruma daha fazla katlanamayan Kaden iyice öfkelenmiş bir halde ani bir manevra yaparak ellerimin arasından kurtulmayı başardı.

"Kaden?" gülümsemeyi bırakarak gözlerim kocaman aralanırken hemen yere düşen bedenine baktım. Neyse ki bir şey olmamıştı. Ayakları üzerine düşmeyi başarmıştı.

"Katherine cidden bir daha böyle bir şey yaparsan sana gerçekten fena ödetirim!" sert bir şekilde üstünde bulunan elbiseyi yırtarak çıkardığında üzüldüğümü hissettim. O benim en sevdiğim elbiselerden biriydi ve o bunu bilmesine rağmen yırtıp atmıştı.

"Hadi ama Kaden minik bir şaka yapmıştım..." dedim üzgün çıkan sesimle. Ancak o bunu zerre umursamamış ve kendini haklı bulmaya devam etmişti.

"Yapma Katherine! Bu yetişkin bir adam için ne denli gülünç b ir durum farkında mısın sen?!" sert bir şekilde beni azarladığı sırada bu tavrı karşısında bir an için ne diyeceğimi bilemedim. Ufacık şakanın altından bilr nasıl farklı anlamlar çıkarmıştı. Konuyu saçma sapan bir şekilde erkeklik gururuna kadar getirmişti. Buna gerek var mıydı cidden?!

"En azından giysimi yırtmayabilirdin!" benim de tavrım en az onun kadar sertken gözlerinin içine hiddetle baktım. Ancak benden zerre etkilenmemiş bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Aynı tavrı o bana sergileseydi çok büyük ihtimalle ben kaçacak yer arıyor olurdum. Sanırım o her şeye rağmen benden korkmuyor veya çekinmiyordu. Oysaki ben tamamen rolleri değiştirdiğimizi sanmıştım. Benden az da olsa çekineceğini sanmıştım.

"Katehrine zaten sinirlerim tepemde daha fazla bu konuyu konuşmayalım." derin bir nefes alarak kendini sakinleştirmeye çalıştığını belli ederken daha fazla dayanamayacağımın farkındaydım. Özür dileme gereksinimi bile duymamıştı. Bir özrü bana fazla görmüştü.

Bu saçma sapan duruma daha fazla tahammül edemezdim ben!

"Pekala öyle diyorsan." dedim ayağa hızlı bir şekilde kalkarken onun yanında artık kalmayacaktım.

"Nereye gidiyorsun?" arkamdan hiddetli bir şekilde konuştuğu anda hızla ona dönerek yukarıdan bir bakış attım.

"Sana ne?! Seni ilgilendiriyor mu?!" sert bir şekilde karşı çıktığımda bu kadarını beklemediği için Kaden bile şaşırmıştı. Bu kadar sert davranmamda geçmişin izleri de mevcuttu. Ancak ejderha bunu göremeyecek kadar kör, işitemeyecek kadar da sağırdı.

"Katherine hava neredeyse karardı! Öylece çıkıp gidemezsin!" derken beni durdurmak için peşimden gelmeye devam ediyor. Beni bir şekilde ikna edebileceğini sanıyordu.

"Yoksa ne yaparsın?" diye bağırdım ona dönerken. Bu sefer durum farklıydı. Bu sefer üzerimde zor kullanamazdı. Çünkü bunu yapabilecek gücü yoktu.

"Bu sefer beni durdurmaya gücün yetecek mi Kaden?!" ardı ardına konuşarak onun konuşmasına izin vermezken beni dinlemek dışında elinden bir şey gelmiyordu.

"Cevabını veriyim hayır yetmeyecek!" dediğimde

"Katherine prensesim ben yalnızca senin iyiliğini düşünüyorum."

"Çok geç Kaden... Keşke baştan düşünseydin."

Daha fazla konuşmasına izin vermeden mağaradan aşağı indiğim ejderha da yüksekliğe rağmen benim gibi inmeye başlamıştı. Elbette ben ondan daha hızlı bir şekilde yere ulaşmayı başardım ve onu geride bırakarak yürümeye koyuldum.

"KATHERİNE GİTME!" arkamdan bağırışları yankılanıyor ancak ben umursamadan yürüyordum. Çevreyi doğru dürüst bilmeme karşın böyle bir işe girişmem aslında akıl kârı değildi ancak bir kere bu yola çıkmıştım geri dönmeyecektim!

Artık arkamdan Kaden'ın sesi duyulmuyordu ve ben nehrin kıyısına kadar gelmeyi başarmıştım. Aslında amacım bir şekilde Kuş İnsanların yaşadığı yere ulaşmak ve Elly'i bulabilmekti. En azından onun bana yardım edebileceğini düşünüyordum. Gerçi kocası geri kafalı bir adama benziyordu. Belki Elly'nin bana yardım etmesine bile izin vermeyebilirdi.

Ah ben şimdi ne yapacaktım? Nereye gidebilirdim ki? Belki de geri dönmem mantıklı olabilirdi... Hayır Katherine sen Batı Krallığı'nın prensesisin bu kadar kolay pes edemezsin! Sen yenilgiyi bu denli kolay kabullenmezsin!

Ancak ortada olan bir gerçek vardı.

Hava da gerçekten kararmak üzereydi... Ben ise nereye gideceğimi bilmeden yolda yürümeye devam ediyordum. En azından sabah olmasını bekleseydim kendimi bu denli zor bir durumun içinde bulmayacaktım.

Sonun kocaman kayanın üzerine kendimi bırakırken artık dayanamayarak bir yandan da ağlamaya başlamıştım. Hayat hiç adil değildi! Hayat bana hiç mi hiç adil değildi!

Bunca yaşadığım olayın başıma gelmesini hak etmiş miydim gerçekten?

Ben her zaman adil olmak için uğraşan bir prenses olmuştum ama şimdi hayat çabalarımı hiçe sayarak beni sınamayı tercih ediyordu.

"Benim uykumu bölmeye cüret eden de kim?" duyduğum güçlü sert ses ile birlikte başımı kollarım arasından kaldırırken korkuyla etrafa bakındım. Ancak görünürlerde kimsecikler yoktu.

"Kimsiniz?" ağlamaktan dolayı incelen sesimle birlikte ürkek gözlerle sağa sola bakınırken aniden üzerinde oturduğum kaya sarsılmaya başladı. Korkuyla birlikte kendimi toprak zeminin üzerine bırakırken neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Ben bu diyarın koruyucusu devim." dediğinde gözlerim olanlara inanamaz bir şekilde korkuyla aralanırken önümde ki kaya yükselerek benden daha uzun bir surete bürünmüştü.

Sonunda gözlerini açtığında ise karşımda neredeyse insan benzeyen topraktan bir varlık belirdi.

"B-ben özür dilerim. Amacım sizi uyandırmak değildi." ağlamaklı sesimle konuştuğum anda başını eğerek bana bakan toprak devi korkumun iyice artmasına sebep olmuştu. Ah tanrım! Neden bundan daha kötüsü olamaz dediğim her an başıma çok daha kötüsü geliyordu ki?

"Sen bir insansın..." bunu söylerken ki güçlü sesi tuhaf bir tınıyı da beraberinde barındırıyordu. Sanki beni gördüğü için şaşırmış gibi bir hali vardı.

"Burada ne işin var insan? Topraklarımda ne işin var?!" aniden sesi hiddetlenirken korkuyla ona baktım. Zaten ağlamaktan dolayı sersemlemiş bir haldeyken bir de bu durumu yaşamam üstüne beni daha kötü bir hale getirmişti.

"Üzgünüm topraklarınız olduğunu bilmiyordum. Hemen gideceğim." derken fazlasıyla korkmuş ve aceleci bir tavır takınmıştım. Elimden geldiğince hızlı bir şekilde oradan uzaklaşmayı istiyordum yalnızca.

Arkama dönüp bir kaç adım atmayı başarmıştım ki kolumdan sert bir şekilde tutularak geri çekildim.

"Hiç bir yere gidemezsin!" sert bir şekilde söyledikleriyle birlikte korkulu bakışlarım devin gözleriyle buluşurken seslice yutkundum.

"Bırak beni lütfen yoluma gidiyim!" yalvarırcasına söylediğim sözlere karşın dev beni zerre kadar umursamamış, beni tutarak bir az daha kendine yaklaştırmıştı.

"İnsanın bu denli güzel olabileceğini düşünmezdim." fısıltılı sesi kulağıma çarparken kaşlarımı çattım. O şey beni beğendiğini mi söylemişti?! Lanet olsun! Tanrım neden?!

"Madem benim topraklarıma girip uykumun bölünmesine sebep oldun bu durumda sonuçlarına katlanacaksın insan." söylediği sözler tehdit içeriyor olmasına rağmen bakışlarında ki ifade daha çok benden etkilendiğini gösteriyordu.

"Özür dilerim lütfen... Kötü bir niyetim yoktu." bir yandan kurtulmak için uğraşıyor bir yandan da sızlanarak ona yakarıyordum.

Ancak çok geçti! O söylediklerimi zerre kadar umursamamıştı.

"Gel buraya!" ondan kurtulmak için uğraşmaya devam ettiğim sırada beni hoyratça tutarak omzuna attı. Tıpkı bir patates çuvalıymışım gibi!

Tanrım ben şimdi bu durumdan nasıl kurtulacaktım?!

AH KADEN KURTAR BENİ BU İĞRENÇ DEVDEN!

 

Bölüm Sonu

Bölüm : 10.04.2025 01:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...