41. Bölüm

41*Eski Bir Dost*

Melis Dreamer
happy_dreamer

Nihayetinde kuş insanların yaşadığı alana gelmiştik. Kabile tarzı bir sistemleri vardı. Büyük çadırların içinde yaşıyorlardı. Ancak kabile şefinin çadırı daha büyük ve geniş gözüküyordu. Çevresinde ise yine kuş insanlardan oluşan savaşçıları vardı. Kaden koca cüssesiyle çadırlaradan birine zarar vermemek için büyük bir uğraş veriyordu. Her yerde çadır ve kuş insan olması onun aleyhineydi.

"Lanet olsun burada yürümek çok zor." yakınarak söylediklerine karşın gülmeden edemedim. Demek ki neymiş? Her zaman için iri bir cüsseye sahip olmak avantaj değilmiş.

Tam o sırada küçük bir köpek gelip Kaden'a havlamaya başladığında hemen yanından geçip köpeği kucağıma aldım. Ejderhanın ona bağırıp çağırmasını istemezdim.

"Ya Kaden şu tatlklığa bakar mısın?" dediğimde bıkkın bir ifadeyle bana baktı. Biliyordum hayvanlardan pek hoşlanmıyordu. Ama yinede onun da benim kadar hayvan sever olmasını isterdim.

"Bizim kurt yavrumuz da vardı. Ne güzel ona bakmıştık." dediğimde gözlerni kaçırmıştı.

"Evet Katherine kesinlikle güzel baktık ona."derken bana katılmadığı her halinden belliydi ancak yinede beni onaylamıştı. Sanırım daha fazla kurt hakkında konuşmak istemiyordu.

"Pekala o zaman yeni bir köpeğe ne dersin?" bunu söylediğim anda ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. 'Bana yine mi?' der gibi bakıyordu.

"Ama hatırlarsan önceden baktığımız kurt yavrusu geceleri çok fazla ulumuştu. Hem bir kurt sürüsüyle birlikte gittiği zaman sen çok üzülmüştün." dedi bana geçmişi hatırlatmak istercesine. Evet doğruydu kurt yavrusu bakmak gerçekten de çok zordu. Bizden ayrılıp kurt sürüsüne katıldığı zaman da ben fazlasıyla üzülmüştüm.

"Evet haklısın Kaden sana katılıyorum." sanırım ilk kez bir konuda ejderhayla aynı fikirdeydim. Genelde herhangi bir konuda anlaşamazdık ve sonrasında birbirimizle ters düşerdik. Ama bu sefer öyle olmadı. Çünkü kalbim bir tane daha evcil hayvanımın kaybına dayanmazdı. Hem Kaden'da nedenini anlamadığım bir şekilde evcil hayvan istemiyordu.

"Harika Katherine benimle aynı fikirde olmana sevindim." Kaden bu sefer ona zorluk çıkarmadığım için fazlasıyla mutlu olmuştu. Bana yine lafını geçirmeye çalışmakla uğraşmayacaktı. Aslında kızdığı zamanlarda ondan korktuğumun farkındaydı. Ancak yinede beni korkutmayı istemediğinden bir şekilde öfkesini kontrol etmeye çalışıyordu.

"Evet ejderha şimdi gidip kuş kabilesinin lideriyle görüşelim." bunu söyledikten sonra bir an duraksadım. Biz onunla ne görüşecektik ki? Ben onların liderleriyle en fazla ne konuşabilirdim?

"Peki biz ne hakkında konuşacağız? Siz onunla daha öncesinden tanışıyor musunuz?" diye sorduğumda Kaden beni onaylayarak başını salladı.

"Kabile şefi benim eski bir dostumdur. Hem senin de onunla tanışmanı istiyorum." diyerek yürümeye devam etti ve ben de adımlarımı ona yetişebilmek adına hızlandırmıştım.

"Ancak Katherine seni uyarmalıyım savaşçı bir ırklar ve ayrıca ataerkil bir yapıya sahipler. Şefleriyle konuşurken saygısızlık etmeni istemiyorum. Onunla konuşurken dikaktli olmalısın." bana açıklama yaparkenki ses tonu fazlasıyla ciddiydi.

Hadi ama ben bir prensestim tabiki de nerede ve nasıl davranmam gerektiğinin farkındaydım. Küçüklüğümden beri bu şekilde yetiştirilmiştim ben. Ejderha beni alıkoymadan önce de gayet nezih bir hayata sahiptim. Ama şimdi bilemiyorum... Ejderha bana eski sahip olduğum hayatın dörtte birini bile sağlayamamıştı ki bunu sağlayamamasıda gayet normaldi.

Bir an düşüncelerimin yine geri dönme noktasına geldiğini fark ettiğim zaman daldığım düşüncelerden sıyrılmak zorunda kaldım. Kaçmayı düşünmenin ne yeri ne de zamanıydı. Hem ayrıca ejderha benden bir cevap bekliyordu.

"Pekala anladım. Kibar davranacağım bu konuda endişen olmasın Kaden."
onu onayladığım zaman ejderha bana gülümsemişti. Şu an fazlasıyla onun suyuna gittiğimin farkındaydım. Ve elbette bu durum onun hoşuna gidiyordu.

"Uslu prensesim benim." dediğinde gözlerimi kısarak ona baktım. Karşılık versem ayrı dert vermesem ayrı dertti. Ah benim bu ejderhayla işim cidden zordu.

"İstersen yine eski halime dönebilirim ejderha bey?" derken maksadım onu biraz da olsa sinir edebilmekti. Ancak bu yine ve yine ejderhanın üzerinde işe yaramamış bunun yerine onun hoşuna gitmişti.

"Ben seni her halinle seviyorum." dedi gülümseyerek bana yine yaklaşmaya başladığını fark ettiğimde içimden hayır lütfen burada olmasın diye geçiriyordum. Onca kişinin arasında beni yine severse utançtan ölebilirdim.

"Eski dostum sen mi geldin?" o esnada başımı çevirdim ve kabile şefi olduğu kafasındaki kabarık tüylü taçtan belli olan iri yapılı kuş adamla karşılaştım. Tanrıya şükür tam zamanında gelmişti yoksa ejderha durmayacaktı.

"Evet Kızıl Kaplan ben geldim." dedikten sonra Kaden ve isminin Kızıl kaplan olduğunu öğrendiğim lider birbirlerini selamlayarak nasıl oldukları hakkında konuştular. Ben de o sırada adamın kanatlarına bakıyordum. Renk renk tüyleri vardı. Diğerlerinin tek renkken onun tüylerindeki kırmızı, beyaz, turuncu, mavi ve pembe renkler fazlasıyla göz alıcı duruyordu. O sıradan bir kuş değildi belliki o bir tavuskuşuydu(!)

Tam kendimi gülmemek için zorladığım sırada adamın bakışları bana döndü. Ne yazık ki beni onun kanatlarına bakarken yakalamıştı. Hemen ciddi bir şekilde gözlerimi kanatlarından alarak adama çevirdim.

"Merhabalar."diyerek başımı eğdiğimde bana yalnızca baş selamı vermekle yetinmişti. Dostum hadi ama!Brn de seninle konuşmaya meraklı değildim. Tamam ilk başta türünüzü merake ttiğim için Kaden'dan tanıştırmasını ben istemiştim ama böyle olacağını bilseydim gelmezdim yani.

"Bayanın kim olduğunu sorabilir miyim?" sanki ben orada yokmuşum gibi Kaden'a sormjştu bu soruyu. Tavuskuşu bey sence ben kendimi tanıtmaktan aciz birine mi benziyorum?

"Katherine benim eşim." diyerek pençesini arkama koyduğu zaman hızla gözlerimi ona çevirdim. Benden bahsederken eşi olduğumu söylemişti. Yalan söylediği için ona kızsam da kuş adamın yanında bir şey diyemezdim.

"Ne kadar güzel, ben de evlendim. Hatta siz de benim eşimle tanışın isterim." diyerek çadırına doğru yöneldi. Böyle biriyle evlenen kız için şimdiden üzülmeye başlamıştım. Nasıl olur da bu tarz bir adama katlanabilirdi ki birisi? Adam fazlasıyla despottu çünkü.

O sırada bakışlarımı çadırın girişine çevirdim içeriden geleneksel kıyafetler giymiş bir kız dışarıya çıktı. Kıyafetleri hoş görünüyordu. Yerlilerin giydiği kıyafetlerden bir tane de kendime diktirmeyi düşündüm. Tama o sırada gözüm kocasıyla bir şeyler konuşmakta olan kıza kaydı ve fark ettiğim gerçek şoka uğramama sebep olmuştu. Bu kişi hizmetçim Elly'den başkası değildi.

"Aman tanrım Elly!" diye bağırarak ona yöneldiğim sırada bakışlarını kocasından alarak bana yöneltti. O da beni fark ettiği anda gözlerini kocaman açtı. Birbirimizi o kadar uzun zamandan beri görmemiştik ve de ben onun öldüğünü sanmıştım. Geçen onca zamanda demek ki burada kalıyormuş.

"Efendim sizsiniz."diyerek o da bana yöneldi ve aynı anda birbirimize sarıldık. Onu sapasağlam bir şekilde karşımda gördüğüm için o kadar mutlu olmuştum ki sevinçten neredeyse ağlamak üzereydim. Elly'de beni gördüğü için aynı şekilde çok sevinmişti. Ancak bir kaç saniye sonunda kavrayabişmiştim ki Elly hamileydi. İlk başta bakerken anlayamamıştım ancak karnının şiş olduğunu sarılınca fark edebilmiştim.

"İyi olmana ne kadar sevindiğimi anlatamam. Başına bir şey geldiğini sanmıştım." dedim yüzüne bakabilmek için ondan ayrıldığım sırada. İyi olmasına iyidi ama bu kuş adamdan hamile kalmıştı. Bu durum onun için pek iyiye işaret değildi.

"Ben de sizin için aynı şeyi düşündüm. Ejderha sizi alıp götürdüğünde sizi bir daha hiç göremeyeceğimi sanmıştım." dediği sırada ben de derin bir iç çektim. Sanırım ikimiz de kaderin bir cilvesi olarak bir şekilde bu diyara sürüklenmiştik. Belki de bir yolunu bulup ikimiz birlikte buradan kaçabilirdik...

BÖLÜM SONU

Bölüm : 11.03.2025 18:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...