25. Bölüm

*25* Kabullenmek

Melis Dreamer
happy_dreamer

Bu iş geri dönüşü olmayacak derecede utanç verici bir noktaya evrilmeden önce bir şeyler yapmam lazımdı. Endişeli bakışlarımı Lord William'a çevirdiğimde bana elime düştün prensesim(!) dercesine gülümsüyordu.

"Duyduğum bu ses yoksa güzeller güzeli prensesimin babasına mı ait?" ukala gülüşünü yüzüne geçirdiğim yumruğumla yok etme isteğini bir köşeye iterken çaresizce ona bakıyordum.

"William lütfen sessiz ol. Babam bizi bu şekilde görürse gerçekten de yanlış anlar." mırıldayarak konuştuğum esnada ayak sesleri iyice yaklaşmaya başlamıştı. Tanrım hemen saklanmamız lazımdı.

"Peki prensesim bu iyiliğim karşılığında bana ne vereceksiniz?" adam resmen benim çaresizliğimden zevk alıyordu üstelik bunu belli etmekten çekinmiyordu bile. Şu durmda olmasaydık var ya...

"Çok tuhaf sesinin buralardan geldiğine emindim." Edward'ın konuşmasını duyduğum anda başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Yaklanırsam hem babama hem de Edwar'da rezil olacaktım. Hayır buna kesinlikle izin veremezdim!

"Bak ne istersen kabul edeceğim, yeter ki bizi bu şekilde görmelerine izin verme." çaresizlikten ne yapacağımı bilemezken iyice William'a sokulmuştum. Yeşil gözlerinden tuhaf bir parıltı geçerken aniden iskelenin altına çekilmem ve sırtımın tahta desteğe yaslanmasıyla gözlerimi pörtlettim.

"Her ne istersem yapacaksın yani?" fısıltısı kulağımda midemin düğümlenmesine sebep olacak şekilde yankı bulurken iskelenin altına güneş ışığı fazla geçmediği için karanlık ve soğuk olan suyun içinde bulunmak tüylerimin ürpermesine sebep olmuştu. Yüzüne vuran hareketli yakamoz ışıkları ve birer yıldız gibi parlayan yeşil gözleriyle yetenekli bir sanatçının elinden çıkmış heykelden zerre farkı yoktu. Acaba şu an ne kadar inanılmaz gözüktüğünden haberi var mıydı?

"Benden ne isteyeceksin ki?" içime kaçmış gibi çıkan sesim şu an bana hiç yardımcı olmuyordu. Yutkunarak boğazıma takılan yumrudan kurtulmayı denerken zaten aramızda mesafe olmamasına rağmen yakınlaşması bu durumu daha da kötüleştirmişti. Tam ağzını aralayarak konuşacağı esnada tepemizde ki iskelenin üzerine ayak basıldığını belli edercesine gıcırdamıştı. Korkuyla elimi dudaklarına bastırarak konuşmasını engelledim. Bir de üstüne saklanmış bir halde yakalanırsam durum içinden çıkılmayacak kadar karmaşık bir hal alırdı. Edward ve babamın yüzüne asla bakamayacak duruma gelirdim.

"Amca bak olta ve kova hizmetçilerin dediği gibi buraya gelmiş olmalı." bir Sherlock Holmes edasıyla heyecanla konuşan kuzenimin zekası inanılmazdı(!) Normalde olsa bu haliyle dalga geçebilirdim ama şu an yakalanma korkusu ve birilerinin hemen dibimde olan bedeniyle kendimi aşırı derecede rahatsız hissediyordum.

"Evet Edward balık yakalamakta başarısız olunca da vaz geçmişe benziyor." babamın eğlenen bir ifadeyle söyledikleri tam olarak arkamdan konuşmak oluyordu. Halbuki yüzüme karşı hiç bir zaman böyle konuşmazdı. Belki de ona kırgın olduğum için söylediği en ufak şey bile bu denli alınmama sebep oluyordu.

"Bu durumda nereye gitmiş olabilir?" Edward'ın sesi düşünceli çıkarken iskelenin etrafında dolaşmaya başlamıştı. Bazı yerlerindeki tahtalar gevşekti ve üzerimize tozların uçuşmasına neden oluyordu. Elimi saçlarımın arasında karışan tozları silkelemek için dudaklarından çektiğimde daha yeni yeni yaptığım yanlışın farkına varabiliyordum. Ben şu zaman diliminde elimi William'ın dudaklarına bastırmıştım ve bu kabul edilemeyecek kadar utanç vericiydi. Neden şimdiye kadar elimi çekmek için herhangi bir girişimde bulunmamıştı?! Tabi bu saçma durumum onun hoşuna gidiyordu beni bu halde çaresiz ve en önemlisi de ona muhtaç olarak görmek.

"Cidden onunla konuşup ikna edebileceğimizi düşünüyor musun?" babam derin bir nefes alarak konuştuğu esnada William'ın daha fazla dikkatimi dağıtmaması için ondan az da olsa uzaklaşmaya çalışıyordum. Ancak pek başarılı olduğum söylenemezdi. Lanet adam dikkatimi dağıtıyordu ve bu yüzden de konuşmaları doğru dürüst dinleyemiyordum.

"İkna etmekten başka seçeneğimiz yok amca sonuçta söz ağızdan bir kere çıkar." Edward'ın kararlı çıkan sesiyle gözlerim devirirken öfkeyle bedenini bana bastırarak tahtayla arasında sıkıştıran adama baktım. Ancak o inci gibi dişlerini göstererek masumca gülümsemekle yetinmişti. Ondan nefret etmem gerekirken neden midemde kelebekler uçuşmasına sebep olacak kadar güzel duygular hissediyordum?

"O adamın kızımla evlenmek isteyeceği aklımın ucundan bile geçmemişti." babamın sesi hayrete düştüğünü belli ederken William belimde duran elini kaldırarak yanağıma çıkardı. Soğuk eli ürpermeme sebep olurken 'ne yapıyorsun' dercesine kaşlarımı kaldırdım.

"Katherine'nin doğal bir güzelliği var eminim ki çoğu erkek onunla evlenmenin hayalini kuruyordur. Ama doğruyu söylemek gerekirse o duygusuz heriften bunu istemesini ben de beklemiyordum." Edward'ın beni övmesi beklemediğim bir şeyken dibimde duran adam yanağımı okşayarak yüzünü bana yaklaştırmaya başlamıştı. Onu durdurmam gerekiyordu ama ufak da olsa bir ses çıkmasına sebep olursam iskelenin üstünde duran kuzenim ve babamın dikkatini çekebilirdi.

"Güzeller güzeli kızım duygusuz bir adamı bile etkileyecek kadar muhteşem, tıpkı annesi Rebeca gibi..." babamın en sonda annemin adını söylerken hüzünlü çıkan sesi benim de üzelmeme sebep olurken yanımda bulunan adam yanağını yanağıma bastırarak sürtmüştü. Bu yaptığı ben yanındayım der gibi hissettirse de böyle yapması kesinlikle hoş değildi. Benim tepki vermeyeceğimi bildiği için bu kadar rahat hareket ediyordu.

"Ee amca en iyisi biraz da ormanın içine bakalım. Belki balık tutamayınca sinirlenip yürüyüş yapmaya gitmiştir" Edward'ın babamın duygulandığını anlaması üzerine konuyu değiştirmesi gerçekten çok iyi olmuştu. Üstelik buradan uzaklaşmaya başlamışlardı. Rahatlayarak tuttuğum nefesimi bıraktığımda William hala yanağımı öpmekle meşguldü. Bir dakika o ne yapıyordu?

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" hala tam uzaklaşmadıkları için fısıldayarak konuşmak zorunda kalmıştım. Bu yaptığı çok fazlaydı ve kesinlikle kayıtsız kalmayacaktım.

"Ne yapıyormuşum ki?" yanağımı öperek boynuma doğru giden ıslak öpücükleri bardağı taşıran son damla olurken hızla kafasını tuttum. Neyse ki daha fazla zorluk çıkarmadan geri çekilmişti. Ancak koyulaşmaya başlayan yeşilleri ve yüzünde oluşmuş tuhaf ifadeyle durumu pek iç açıcı gözükmüyordu. Neden şimdi böyle bakmaya başlamıştı yoksa bey efendi onu durdurduğum için bana kızgın mıydı(!)

"Birincisi bir daha bana bu şekilde yaklaşmanı istemiyorum..." konuşurken koyulaşmış yeşillerine bakmak utanmama sebep oluyordu. Ama gözlerimi kaçırarak ondan etkilendiğimi de belli etmek istemiyordum.

"İkincisi?" dedi boğuk çıkan sesiyle kafasını yine bana yaklaştırırken. Söylediğimi hiçe saydığını böyle yaparak göstermiş oluyordu. Bu adamın tek amacı benim dengelerimi alt üst etmekti. Çünkü normal şartlarda bağırıp çağırmam gerekirken söz konusu o olunca put gibi kalıyordum.

"İkincisi sudan çıkmak istiyorum, üşüdüm." ona karşı koyamamanın verdiği pişmanlıkla kendime kızarken sert çıkmıştı sesim. Bu öfkem yalnızca kendime değildi ona da kızıyordum... Beni bu kadar etkilemesinden ve ondan etkilenen benden nefret ediyordum!

Aniden bulunduğumuz suda oluşan ısı dalgasına anlam veremezken kafamı eğerek suya baktım. Oluşan sıcak hava dalgası tuhaf bir şekilde bedenime çarparken William'ın tutunduğum bedeni de ısınmaya başlamıştı. Neler olduğunu soracağım sırada alnıma yaslanan alnıyla gözlerimi ona diktim ancak o gözleri kapalı bir halde olduğu için şaşkın bakışlarımı görmüyordu.

"Bana bir sözün var ne istersem yapacağına dair..." alnı alnıma yaslıyken konuştuğunda kafamı sallayarak onaylamıştım. Şu an benden ne isteyeceğini biliyordum ve daha fazla karşı çıkmanın anlamsız olacağının da farkındaydım. Onu daha yeni tanıyor olsam da sanki eskiden beri tanıyormuşum gibiydim ve en önemlisi de onun yanındayken hislerim iç içe geçerek karışıyordu. Artık bu dayanılmaz bir hal aldığı için kabullenmek zorundaydım. Belki de kaçışımın olmadığının bilincinde olduğum için kabullenmek zorunda hissediyordum... Ama yinede

"William De Kastiello seninle evlenmeyi kabul ediyorum." kendimi bu sözleri söylemekten alıkoymadım.

BÖLÜM SONU

 

Evett sevgililer gününe özel bir bölüm daha paylaştım. Sevgililer gününde biriyle geçirenler var... Bir de benim gibi tek takılanlar var biliyorum 🥲😂

Önemli olan biri olmasa da mutlu olmaktır bunu unutmayın canlarım. Ama tabii biri varken de mutlu olmak ayrı... Neyse lafı daha fazla uzatmiyim 😊

Sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle 🫠🐉

Bölüm : 14.02.2025 22:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...