5. Bölüm

4 bölüm

Gökçe deniz korkmaz
gokcedeniz

 

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Hemen duşa girdim, ardından yaralarım için verilen kremi sürdüm. Biraz bekledikten sonra morluklarımı kapatıcıyla kapattım. Düz olduğu için saçlarıma şekil vermedim, açık bırakıp dolaptan okul formamı giydim. Çantamı alıp aşağı indiğimde saat 7.20'ydi. Mutfağa gittim. Meryem Abla kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın abla," dedim.

"Günaydın kızım. Bir şey mi istemiştin?" diye sordu.

"Yok abla, yardım edeyim mi?" dedim.

"Gerek yok kızım, sen içeri git. Ben hallederim," dedi.

"Yok, ben yine de yardım edeyim. Pankek yapalım mı?" diye ısrar ettim.

Meryem Abla bana gülümseyerek baktı ve başını "evet" anlamında salladı. Malzemeleri çıkarıp bana verdi. Önce hamuru hazırladım. Hamur biraz dinlenirken kek yapmaya başladım ve onu fırına koydum. Sonra hamuru alıp pankekleri de yaptım.

"Eline sağlık kızım, çok güzel görünüyor," dedi Meryem Abla.

"Teşekkürler. Ben odama gidip geliyorum," dedim.

"Tamam kızım," diye karşılık verdi.

Odamdan çıkıp elimi iyice yıkadım, sonra da koku olmasın diye parfüm sıktım. Aşağı indiğimde saat 8 olmuştu. Kahvaltı için yemek odasına gittim. Polat hariç herkes oradaydı.

"Gökçe, sence o etek kısa değil mi?" diye sordu Güney.

"Bence de kısa. Git değiştir," dedi Erdem.

"Evet, git değiştir," diye ekledi Poyraz.

"Hayır, kısa falan değil. Tam üstüne göre. Karışmayın benim kızıma. O istediğini giyebilir," diye çıkıştı Leyla Hanım.

"Karışmayın benim kızıma." "Kızım." Gözlerim doldu. Oysa üvey ailem bana bir kere bile "kızım" dememişti. Hemen kendime gelip yerime oturdum. Polat da gelince kahvaltıya başladılar. Ben sabahları bir şey yiyemediğim için öylece onlara baktım. En sonunda Güney tabağıma pankek ve kek koydu.

"Bunları ye, en azından. Hem çok güzel olmuşlar," dedi Güney.

Ona bakıp gülümsedim. Sonra kekten birkaç lokma aldım.

"Bir isteğiniz var mı Kenan Bey?" diye sordu Meryem Abla.

"Yok Meryem Hanım, eline sağlık. Bu arada kek çok güzel olmuştu. Daha varsa bana biraz koyar mısın? Ofiste yiyeceğim," dedi Kenan Bey.

"Afiyet olsun Kenan Bey ama keki de pankeki de Gökçe kızım yaptı," dedi Meryem Abla.

Herkes bana bakmaya başladı. Niye ya, kötü mü olmuştu? Böyle değişik bakıyorlardı. Oysa Kenan Bey sevmişti.

"Sen mi yaptın kızım?" diye sordu Leyla Hanım.

"Evet. Kötü mü olmuş?" dedim.

"Hayır, tam tersi. Çok güzel olmuş, eline sağlık," dedi Leyla Hanım.

Ona gülümseyerek baktım. Beş dakika sonra herkes kalktı. Okula bizi Güney götürecekmiş. Okulları yakınmış. On dakika sonra okula vardık. Güney bizi bırakıp gitti. Biz de Erdem'le birlikte okula doğru yürüdük.

"Erdem, müdürün odası nerede?" diye sordum.

"Niye, ne oldu?" dedi Erdem.

"Sınıfımı bilmiyorum, onu soracaktım," dedim.

"Tamam, gel ben seni götüreyim," dedi.

Birlikte ikinci kata çıktık. Erdem odayı gösterip gitti. Kapıyı çaldım. "Gir" sesi gelince içeri girdim.

"Buyur kızım, ne istedin?" diye sordu müdür.

"Müdür Bey, ben bu okula yeni geldim. Sınıfımı bilmiyorum, onun için gelmiştim," dedim.

"Sen Kenan Bey'in kızı olmalısın, Gökçe, değil mi?" dedi müdür.

"Evet," dedim.

"Sınıfın 12/E, dördüncü katta," dedi.

"Teşekkürler" deyip çıktım. Dördüncü kata gelince sınıfı bulup kapıyı çaldım ve girdim.

"Buyur kızım," dedi hoca.

"Hocam, ben bu okula yeni geldim. Sınıfım buradaymış," dedim.

"Tamam kızım, kendini tanıt," dedi hoca.

"Ben Gökçe, 17 yaşındayım. Buraya Leyla Koleji'nden geldim," dedim.

"Tamam kızım, boş bir yere geç," dedi.

Sınıfa göz gezdirdim. Bir boş yer vardı ve bir çocuk uyuyordu. Gidip onu uyandırdım. Bana baktı. "Şey, başka yer yok da, buraya oturabilir miyim?" diye sordum.

Ayağa kalktı. Ben cam kenarına geçtim. O da kafasını yine sıraya koyup uyudu. Ben de not almaya başladım. Zil çalınca sınıftaki herkes çıktı. Bir kız yanıma geldi.

"Merhaba, ben Fidan," dedi.

"Merhaba, ben de Gökçe," dedim.

"Tanıştığıma memnun oldum. Gökçe, sana okulu gezdireyim mi?" diye sordu.

"Evet" anlamında başımı salladım. Okulu gezdik. En son kantine gittik, iki tane çikolata aldım ve birini Fidan'a verdim. Sonra sınıfa gittik. Yerime oturdum. Ders edebiyattı. Not almaya başladım. Kırk dakika sonra zil çaldı. Biz yine Fidan'la gezdik. Böyle böyle son derse geldik. Fidan çok iyi ve güzel bir kızdı, çok neşeliydi.

Şu an tarih dersindeydik. Hoca bana çok saçma sorular soruyor, ben de cevaplıyorum. Ve sonunda zil çaldı. Bugün de bitti. Fidan'la birlikte sınıftan çıktık. Aşağı indiğimizde Erdem ve Güney'in beni beklediğini gördüm. Fidan'a "Görüşürüz" deyip onların yanına gittim. Ben gidince arabaya bindiler ve eve doğru yola koyulduk.

Eve gelince zile bastık. Meryem Abla kapıyı açtı. "Hoş geldiniz çocuklar. Okul nasıl gitti bugün?" diye sordu.

"Sıkıcı," dedi Erdem.

"Çok sıkıcı," dedi Güney.

"Güzel," dedim ben de.

"Şaşırmadım zaten," dedi Meryem Abla ve güldü. Ne demek istediğini anlamadım ama neyse.

İçeri girdiğimizde her yer dağınıktı. "Ne oldu burada?" diye Meryem Abla'ya baktım.

"Yarın misafirler var kızım, ondan temizlik yapıyoruz. Ben sizin yemeği mutfakta hazırladım," dedi.

Erdem ve Güney hemen mutfağa koştu. Ben aç olduğum için odama gidip üstümü değiştirdim. Sonra aşağı indim, salona gittim. Leyla Hanım ve Meryem Abla temizlik yapıyorlardı.

"Ben de yardım edeyim mi?" diye sordum.

Leyla Hanım bana şaşkın gözlerle bakıp, "Edebilirsin de kızım, yemek yedin mi sen?" diye sordu.

"Hayır, okulda biraz yedim, o yüzden aç değilim," dedim.

"Tamam o zaman, sen şuradaki bezi al, tozları sil," dedi Leyla Hanım.

Dediğini yaptım. Önce salonu, sonra mutfağı, oturma odasını ve en sonunda misafir odalarını temizledik. Bittiğinde odama çıkıp duşa girdim çünkü bayağı terlemiştim. Duştan çıktıktan sonra kremi sürdüm, sonra da morluklarımı kapattım.

Üzerimi giyip içeri gittim. Herkes gelmişti. Yemek yedik, biraz salonda oturduk, sonra odama gidip ders çalıştım. En sonunda da uyudum.

Bölüm : 20.12.2024 16:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...