39. Bölüm

31 bölüm

Gökçe deniz korkmaz
gokcedeniz

Yazarın Anlatımıyla

Gökçe’nin komaya gireli tam bir ay yedi gün olmuştu. Bu süreçte Ezgi ve ailesi yeniden Türkiye’ye gelmişti. İki günde bir Gökçe’nin yanına gelip onunla konuşuyorlardı. Hasan, Fidan ve Dilek de aynı şekilde, iki üç günde bir ziyaretine geliyorlardı. Kenan Bey bu duruma çok üzülmüştü, kendini zor toparlamıştı. Her gün Gökçe’nin yanına gidip onunla konuşur, "Uyan artık," derdi ama Gökçe hala uyuyordu.

Leyla Hanım ise bitik bir haldeydi. Ne yemek yiyor, ne de su içiyordu. Gökçe’nin odasından hiç çıkmıyor, onunla kalıyordu. "Uyanınca beni görsün, yalnız hissetmesin," derdi. Kendini suçluyordu ama artık çok geçti.

Kaan da yeniden Türkiye’ye gelmişti ama onlar için değil, Gökçe için. Onu götürüp orada tedavi ettirmek istemişti ancak annesi buna izin vermemişti. "Eğer kızım bu evden giderse, öldürürüm kendimi," demişti. Kaan da Gökçe’yi götürmekten vazgeçmişti. Kerim de yeniden Türkiye’ye gelmişti. Gökçe ile her gün konuşur, onu koruyamadığı için özür dilerdi. Polat da Türkiye’ye gelmişti ve o da diğer abilerinin yaptığının aynısını yapıyordu. Poyraz, Güney ve Erdem ise her gün ondan özür diler, "Uyan artık," derlerdi ama Gökçe hiçbir tepki vermezdi.

Son olarak Ege… O her gün usanmadan Gökçe’nin yanına gelir, onunla konuşur, okulda ne yaptıklarını anlatır, sonra da onunla gelecekleri hakkında konuşurdu. İlk başlarda Gökçe’nin abileri bu duruma karşı çıksa da artık kabullenmişlerdi. Ege Gökçe’yi çok seviyordu. "Başkasıyla olacağına seninle olsun," demişlerdi.

 

Gökçe'nin Rüyası

 

Bir ormandaydım. Üstümde beyaz, uzun bir elbise vardı. Ölü müydüm, onu bile bilmiyordum ama bu orman çok güzeldi. "Kesin cennete düştüm ben," dedim içimden. Her yerde rengârenk çiçekler, kuş ve kurbağa sesleri geliyordu. Biraz yürüdüm ve bir salıncak buldum. Bindim ve sallanmaya başladım. Çok güzeldi. Sonra biri yanıma geldi. Bu gelen Ege'ydi. Bana elini uzattı. O eli tuttum. Ege beni bir göl kenarına getirdi.

"Ege…" dedi Gökçe. "Gökçe, artık uyan ne olur," dedi Ege. "Nasıl yani?" diye sordu Gökçe. "Bize geri dön Gökçe," dedi Ege. "Ben zaten sizinleyim ama…" dedi Gökçe. "Değilsin Gökçe. Bak, biz buradayız, sen buradasın," dedi Ege.

Ege, gölün karşısını gösterdi. O tarafa baktım. Çok karanlıktı.

"Ama orası karanlık…" diye Gökçe. "Ama biz varız Gökçe. Ben varım, Fidan, Dilek, ailen… Hepsi o tarafta," dedi Ege.

Bir kez daha o tarafa baktım. Babam, annem, Kaan abim, Kerim abim, Polat abim, Poyraz abim, Güney abim, Erdem kardeşim, Fidan, Dilek, Ezgi, Hasan, Elif teyzem… Kısaca bütün sevdiklerim oradaydı ama orası karanlıktı. Ben karanlıktan korkarım.

"Ama ben karanlıktan korkarım," dedi Gökçe. "Sen gel, biz seni koruruz. Yeter ki sen gel," dedi Ege. "Ama onlar bana inanmadı Ege," dedi Gökçe. "Pişmanlar ama. Baksana hallerine. Hem sen demiyor muydun, 'Ben onlar gibi değilim. Özür dilerlerse affetmenin bir yolunu bulurum.' diye?" dedi Ege. "Dedim ama…" diye Gökçe. "'Ama' deme güzelim. Bak, biz seni bekliyoruz. Seni çok özledik. Ne olur, hadi bu ayrılık yeter, gel bize geri dön," dedi Ege.

Diyerek elini uzattı. Bir arkama baktım; çok güzeldi. Bir de önüme baktım; çok karanlıktı. Ama o tarafta ailem vardı, arkadaşlarım vardı, sevdiklerim ve Ege vardı. Onlar beni korur.

"Beni koruyacağınıza söz verin," dedi Gökçe. "Söz güzelim," dedi Ege.

Ben de Ege’nin elini tuttum. Onun elini tutunca o güzelim orman kayboldu, her yer karanlık oldu.

"Ege, korkuyorum," dedi Gökçe. "Korkma, ben senin yanındayım güzelim. Hep yanında olacağım," dedi Ege.

Ege’nin elini daha sıkı tuttum. Kulağıma sesler gelmeye başladı ama çok uzaktan geliyordu. Ben bir şey tuttum, ben tutunca o da daha sıkı tuttu. "Bırakma beni," diyordu.

 

Yazarın Anlatımıyla

 

Ege yine her zamanki gibi Kenan Bey’in evine gelmişti. Bunu bir ay yedi gündür her gün yapıyordu. Kenan Bey ona bir anahtar vermişti. Kapıyı açıp içeri girdi, Gökçe’nin odasına çıktı. Getirdiği çiçekleri vazoya koydu, sandalyeye oturdu ve Gökçe’nin elini tuttu.

"Uyan artık sevgilim. Seni çok özledim. Gülüşünü, gözlerini, sesini, her şeyini özledim. Çok uyudun be, uyan güzelim, hadi yeter bu kadar uyku," dedi Ege.

Diyerek Gökçe’nin alnını öptü ve geri çekildi. Tam o sırada Gökçe, Ege’nin elini sıktı. Ege, Gökçe’nin elini daha sıkı tuttu.

"Gökçe, uyanıyorsun! Kaan abi, Kaan abi, çabuk buraya gelin!" diye bağırdı Ege.

Gökçe’nin elini daha sıkı tuttu ve ağlamaya başladı.

"Biliyordum beni bırakmayacağını, biliyordum sevgilim," dedi Ege.

Ve tam o sırada Gökçe gözünü açtı.

"Uyandı! Uyandı!" diye Ege.

Gökçe gözünü aralamış, etrafına bakıyordu. O sırada bütün ev halkı gelmişti. Gökçe’nin uyandığını görünce hepsi direkt yatağın başına koştu.

"Ege…" dedi Gökçe. "Buradayım," dedi Ege. "Su," dedi Gökçe.

Ege hemen bir bardağa su koyup Gökçe’ye verdi. Herkesin gözü dolmuştu.

"Ne oldu bana? Neredeyim ben?" diye sordu Gökçe. "Evdesin kızım, odanda," dedi Kenan Bey. "Ne oldu bana?" diye sordu Gökçe.

Herkes sustu. Sonra Gökçe başına gelenleri hatırladı. Herkes Gökçe’nin hatırladığını fark edince gözleri doldu, Gökçe’nin de gözü doldu.

"Ben burada kalmak istemiyorum, gideceğim," dedi Gökçe. "Kızım, ne olur burada kal, gitme," dedi Leyla Hanım. "Ben buradan gitmeden önce size ne dedim? Siz unutmuş olabilirsiniz ama ben unutmadım," dedi Gökçe. "Ne olur kızım, gitme. Tamam, affetme ama burada kal. Biz haksızlık ettik sana, inanmadık. Çok pişmanım kızım, köpek gibi pişmanım hem de. Biliyorum, iş işten geçti ama en azından burada kal. Bana anne demesen de sesini duyarım, en azından yüzünü bir saniye de olsa görürüm," dedi Leyla Hanım. "Ben bu eve geldiğim gün, siz beni sildiğinizi söylediniz. Ben de size 'Gideceğim' dedim," dedi Gökçe. "Pişmanız Gökçe, hem de çok. Ne olur affet bizi," dedi Poyraz. "Ben size o gün ne dedim? 'Bir gün beni affet diye yalvaracaksınız' demedim mi?" diye sordu Gökçe. "Dedim, hem de çok iyi hatırlıyorum ama ne olur be kardeşim, en azından burada kal," dedi Güney. "Evet abla, ne olur burada kal," dedi Erdem. "Ben dinlenmek istiyorum, yorgunum," dedi Gökçe. "Hadi biz çıkalım o zaman," dedi Kenan Bey. "Ama…" dedi Leyla Hanım. "Hadi dedim Leyla, dinlensin biraz," dedi Kenan Bey.

Leyla Hanım başını salladı.

"Ben Gökçe’yi kontrol edip çıkacağım," dedi Poyraz.

Herkes başını salladı ve odadan çıktı.

"Ege, sen kal," dedi Gökçe.

Ege başını salladı. Poyraz birkaç şey yapıp çıktı.

"Nasılsın?" diye sordu Ege. "İyi desem inanır mısın?" diye sordu Gökçe.

Ege başını hayır anlamında salladı.

"Çok kötüyüm Ege, kalbim ağrıyor," dedi Gökçe. "Geçecek güzelim, geçecek. Söz veriyorum," dedi Ege. "Ege, biliyor musun? Ben seni rüyamda gördüm, sen beni uyandırdın," dedi Gökçe. "Nasıl yani?" diye sordu Ege.

Gökçe, Ege’ye rüyasını anlattı.

"Şimdi rüyamda verdiğin sözü tutacak mısın?" diye sordu Gökçe. "O nasıl söz be gülüm? Ben sana ne söz verdim de tutmadım?" diye sordu Ege. "Ama bu farklı. Sen o sözü bana rüyamda verdin," dedi Gökçe. "Hayır güzelim, ben o sözü sana bir ay yedi gündür veriyorum," dedi Ege. "Ben bir aydır mı bu yatakta yatıyorum?" diye sordu Gökçe. "Asma o güzel yüzünü," dedi Ege. "Nasıl asmayayım Ege? Bir ay diyorsun," diye sordu Gökçe. "Şimdi şöyle düşün: Sen bu yatakta bir ay değil de bir gündür yatıyormuşsun gibi düşün," dedi Ege. "Aynı şey değil," dedi Gökçe. "Hayır, aynı şey. Sen bir gün boyunca uyudun ve ben de seni izledim, tamam mı?" diye sordu Ege.

Gökçe gülümsedi.

"Sen hep gül olur mu? Asma o güzel yüzünü. Sana gülmek çok yakışıyor," dedi Ege.

Gökçe, Ege’nin dediği şeyle utandı.

"Sen utandın mı?" diye sordu Ege. "Yooo…" dedi Gökçe.

Tam bir şey söyleyecekken kapı açıldı. İçeri Fidan, Hasan, Dilek, Ezgi ve diğer kuzenler girdi.

"Sonunda be!" diye Ezgi. "Seni çok özledim," dedi Fidan. "Özlettin be kendini," diye Dilek. "Ooo, uyanmış güzel güzellik uykusundan!" dedi Hasan.

Ege dışında herkes güldü.

"Hasan, bence sus," dedi Dilek. "Neden?" diye sordu Hasan. "O benim güzelim, başkasının değil," dedi Ege. "Benim de arkadaşım ve kuzenim," dedi Hasan. "Bana ne," dedi Ege. "Tamam ya, benim için kavga etmeyin," dedi Gökçe.

Benim dediğimle herkes güldü, ben de dahil. Bu anı hiç ama hiç unutmayacağım. Hani size "gideceğim" dedim ya, vazgeçtim. Burada kalacağım. Belki onları affetmem, belki affederim ama ben burada mutluyum. Sevdiğim herkes burada. Ben onları bırakıp bir yere gidemem ki. Onlar benim ailem, iyi veya kötü. Hem bence onlar dersini aldı. Onları hemen affetmeyecek olsam da burada kalacağım.

Evet arkadaşlar, bir bölümün daha sonuna geldik. Oy

Bölüm : 08.01.2025 18:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...