4. Bölüm

3 Bölüm

Gökçe deniz korkmaz
gokcedeniz

 

Birinin "Uyan, uyan!" diye seslenmesiyle uyandım. Gözümü açtığımda Erdem'di.

"Hele şükür! Kış uykusuna mı yattın kızım? Hadi kalk, kahvaltı için seni bekliyoruz, acele et," dedi ve gitti.

Saate baktım. Daha sabah 8'di. Zaten kahvaltı yapmazdım, hele bu saatte hiçbir şey yiyemezdim. Ne yapalım, en azından aşağı ineyim. İlk önce lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra üstümü değiştirmek için giyinme odasına gittim. Üstümü giyip çantamı da alarak odadan çıktım.

Aşağı indiğimde yemek odasının nerede olduğunu düşünüyordum ki dün kapıyı açan kadın yanıma geldi.

"Bir şey mi arıyorsunuz Gökçe Hanım?" diye sordu Meryem Abla.

"Evet, yemek odasını arıyorum. Ve bana 'hanım' demene gerek yok," dedim.

"Gel kızım, ben seni götüreyim," dedi.

Onu takip ettim. Bir odaya girdiğimizde herkes oradaydı. Kerim bana doğru bakıp, "Hele şükür, güzellik uykusundan uyanmış," dedi.

"Kerim," diye uyarıcı bir ses tonuyla seslendi. Boş olan yere, yani Erdem'in karşısına, Güney'in yanına oturdum. Onlardan uzak olmak iyiydi. Kenan Bey'in "Afiyet olsun" demesiyle yemeğe başladılar. Ben bir şey yemek istemiyordum. Tabağıma birkaç zeytin koyup onlarla oynamaya başladım. Bir yandan da hayatımın bir günde nasıl değiştiğini düşünüyordum.

Leyla Hanım'ın sesi düşüncelerimi böldü. "Kızım, yesene. Niye oynuyorsun?" diye sordu.

"Leyla Hanım, ben bu saatte kahvaltı yapmam. O yüzden yemiyorum. İzniniz olursa ben kalkayım, dışarı çıkmam lazım," dedim.

İlk başta şaşkınlıkla baktı. Galiba benden izin almam şaşırtmıştı. "Kızım, keşke bir şeyler yeseydin. Dışarı çıkabilirsin ama bekle, Poyraz bıraksın seni. Zaten o da birazdan çıkacak," dedi.

"Gerek yok, ben kendim giderim," dedim.

"O zaman numaranı verir misin kızım?" diyerek telefonunu uzattı. Numarayı yazıp ona verdim. Tam çıkacağım sırada Kenan Bey'in sesini duydum.

"Gökçe, bu evde bazı kurallar var ve uymak zorundasın. Şimdi otur o sandalyeye ve bekle. Herkes kalkınca sen de kalkarsın. Ayrıca nereye gidiyorsun sabah sabah?" diye sordu.

"İlk önce okula gideceğim. Okulum buraya uzak olduğu için erken çıkacaktım. Sonra da kafeye gidip çalışacağım. Saat 8'de kafeden çıkıyorum," dedim.

"Sen çalışıyor musun bu yaşta?" diye sordu Leyla Hanım. Keşke o evde neler yaşadığımı bir bilseydi.

"Evet," dedim. Üvey babam bana para vermediği için çalışıyordum. Kenan Bey tam bir şey diyecekti ki telefonum çaldı. Kimin aradığına baktım: "Güzelim" yazıyordu, yani Ezgi. Telefonu sessize aldım. Normalde hemen açardım ama şu an ortam müsait değildi. Ezgi ve Hasan kardeşler, ikisini de çok seviyordum. Normalde İstanbul'da yaşıyorlardı ama babalarının işi nedeniyle başka bir yere gitmişlerdi.

"Sabah sabah bu kim?" diye sordu Güney.

Tam cevap verecektim ki Kerim konuştu: "Kim olacak, sevgilisidir. Başka kim olacak? Ben dedim bu kız da aynı Hazal gibi bizi mahvedip gidecek."

"Benim sevgilim falan yok, arayan arkadaşımdı," dedim.

"Eminim öyledir," dedi Kerim.

"İster inan ister inanma, kendimi ispatlamak zorunda değilim," diye karşılık verdim.

Tam yine bir şey diyecektim ki Kenan Bey "Yeter!" diye bağırdı. Biz de susup önümüze döndük. Yaklaşık on dakika sonra herkes doydu ve kalktık. Tam çıkarken Poyraz "Ben seni bırakacağım, bekle geliyorum," dedi.

"Gerek yok, kendim gidebilirim," diye itiraz ettim.

"Bırakacağım dedim, 'bırakabilirim' demedim. Bekle, Erdem de gelsin çıkarız. Hem seni Erdem'in okuluna naklini alacağım," diye ekledi.

"Gökçe, bana kimliğini ver. Seni nüfusumuza alacağım," dedi Kenan Bey.

Kimliğimi çıkarıp verdim. Tam o sırada Erdem de geldi. Birlikte çıktık. Erdem'i okula bıraktıktan sonra benim okulumuza gittik. Bayağı bir ters düşüyordu. Okulun önüne gelince Poyraz "Okulun burası mı?" diye sordu.

Ben de "Evet" anlamında başımı salladım. Özel Leyla Koleji'ydi. Özel okula gidiyordum ama kendi hakkımla, tam burslu bir öğrenciydim.

Arabadan inip okula girdik ve müdürün odasına gittik. Kapıyı çalıp içeri girdik. Müdür bizi görünce ayağa kalktı. "Hoş geldiniz Poyraz Bey, bir sıkıntı mı var?" dedi.

"Hayır, yok. Gökçe'nin nakli için gelmiştik, Özel Yılmaz Koleji'ne," diye cevap verdi Poyraz.

"Tamam Poyraz Bey, siz şöyle oturun. Bir şey içer misiniz?" diye sordu müdür.

"Yok, sağ olun," dedi Poyraz.

"Tamam o zaman, ben hemen hallediyorum," dedi müdür.

İki dakika sonra her şey hazırdı. "Şuraya bir imza lazım Poyraz Bey. Gerisi diğer okulda. Gökçe, bu arada nakil olduğun için bursun kesilecek, haberin olsun," dedi müdür.

"Tamam müdür Bey," dedim.

Müdür, Poyraz'a dönerek, "Poyraz Bey, çok şanslısınız çünkü Gökçe bu okulun en iyi öğrencisi. Kendisi okulumuzun gururu. Açıkçası böyle bir öğrenciyi kaybettiğim için üzgünüm. Kendisi okulumuza birçok madalya ve kupa kazandırdı, aynı zamanda dersleri de çok iyi," dedi.

Poyraz hiçbir şey demedi, sadece başını salladı. Sonra çıktık.

"Şimdi seni AVM'ye götüreceğim. Annem orada, okul için lazım olan eşyaları alacaksınız," dedi Poyraz.

Kafamı salladım. Yaklaşık on dakika sonra AVM'ye geldik. Arabadan indik. Leyla Hanım bizi girişte bekliyordu.

"Benden bu kadar sultanım," diyerek gitti Poyraz.

"Gökçe, ilk bir şeyler yiyelim, sonra da alışveriş yaparız," dedi Leyla Hanım.

Kafamı salladım. Önce bir pizzacıya gidip pizza yedik. Sonra okul forması satan bir yere gidip formalara baktık. "Gökçe, bak bu sana olur, bunu dene," dedi Leyla Hanım.

Leyla Hanım'ın elindeki formayı alıp kabine girdim. İyi ki sabah yaralarımı kapatmıştım yoksa mahvolmuştum. Görüp bana acımalarını istemiyordum. Kabinden çıktım.

"Çok güzel olmuş kızım. Sen üstünü giy, ben de formayı alıp geliyorum. Sonra da kırtasiyeye gideriz," dedi Leyla Hanım.

"Tamam" anlamında başımı salladım. Üstümü giyip kabinden çıktım ve Leyla Hanım'ın yanına gittim. Sonra kırtasiyeye gidip kalem, defter gibi şeyler alıp eve döndük. Ben direkt odama çıkıp kendimi yatağa attım. Çok yorulmuştum.

Bir süre sonra kapı çaldı. Gelenin kim olduğunu görmek için baktım, Erdem'di. "Yemek hazır, seni bekliyoruz," dedi.

"Tamam, geliyorum," dedim.

Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve aşağı indim. Herkes sofradaydı. Ben de sabah oturduğum yere oturdum. Kenan Bey "Afiyet olsun" deyince yemeğe başladık. Sonra salonda çay içtik. Daha sonra odama gidip sabah arayamadığım Ezgi'yi aradım.

"Alo, n'apıyorsun güzelim?" diye sordum.

"Ooo, Gökçe Hanım sonunda! Sabah aradım, akşam arıyor hanımefendi," dedi Ezgi.

"Kusura bakma kanka, vallahi başıma neler geldi neler. Anlatsam yedi sezonluk dizi çıkar vallahi," dedim.

"Ne geldi kuzum?" diye sordu.

"Vallahi kanka, şimdi telefonda anlatamam. Siz ne zaman geleceksiniz buraya?" diye sordum.

"İki gün sonra, güzelim," dedi.

"Tamam, süper! O zaman sen gelince anlatırım, olur mu?" dedim.

"Olur kuzum," dedi.

Biraz daha sohbet edip telefonu kapattım. Sonra da gidip pijamalarımı giydim ve hemen uyudum.

 

Bölüm : 20.12.2024 15:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...