33. Bölüm

28 bölüm

Gökçe deniz korkmaz
gokcedeniz

en son mehmet ağa bana sarılmıştı sonra ayrıldık yemek yedik sonra ben odama daha doğrusu erdem ile kalacağımız odaya gittim üstümü değiştim yatağa girdim ve biraz telefon bakıp uydum sabah birinin beni dürtmesi ile uyandım erdemdi tabi

erdem, abla kahvaltı hazır seni bekliyoruz

gökçe. tamam sen git ben geliyorum

erdem odadan çıktı bende üstümü değiştim aşağı indim

Gökçe; günaydın

herkes günaydın dedi ben boş olan bir yere oturdum

Mehmet Ağa; kızım bu babanın ikiz Kemal aynı zamanda en büyük amcan yanında ki eşi sevil çocukları bora baran berk

Nasıl yani babamın İkizi var ve ben bunu yenimi öğreniyorum gerçi hiç ailsiden bahs etmedi aman neyise

Başımi saldım Mehmet Ağa devam etti

Mehmet Ağa: bu diğer amcan mert eşi eda bunlar da çocukları erkan oğuz burak

Onlara da başımı saldım sonra Mehmet Ağa devam eti

Mehmet Ağa: bu halan gözde buda eşi murat bunlar da çocukları berke yusuf berkan ve Erol

Başımı saldım

Mehmet ağa: bu da halan ezel nişalı ve nişanlısı çağrı

Başımı saldım iyi hoş sen bana bunları anlatın da ben aklımda hiç birini tutumadım neyise yemek bittikten sonra kalktık ben Kaan Poyraz erdem mardini gezecektik daha doğrusu biz ilk erdem ile gidecektik ama sonra Kaan ve poyaraz dahil oldu ilk bir yere gidip alış veriş yaptık sonra tatlı yedik biraz gezip eve döndük yemek yip biraz sohpet edip uyuduk

Gece bir anda yataktan havladım ama gözümü açamadım sonra sesler duydum sonrası yok şimdi gözümü açtığım da buras benim kaldığım oda değildi ama hemen yataktan kalktım kapıya gitim ama kitliydi ve bende kapalı alan korkusu var cama gitim oda açılıyordu böyle olmayacak diyp bağırdım

Gökçe; kimse yokmu açın şu kapıyı

Biraz sonra kapi açıldı içeri Ahmet Ağa girdi ama bu adamın burada ne işi var ve ben neredeyim bura kimin evi

Ahmet Ağa: uyadın sonuda

Gökçe: senin burada ne işin var

Ahmet Ağa: bura benim evim ve sana söylediğim şeyi hatırlıyormusun

Ne söylediğini gayet iyi anladım ama umursamadım

Gökçe: hayır

Ahmet Ağa: bence gayet iyi anladın ama neyise hazırlan hadi

Gökçe: ne için

Ahmet Ağa: birazdan kocan gelecek

Gökçe: ne diyorsun be sen

Bana doğru bir adım atı ve bir tokat da atı başım sola doğru düşerken kendimi düzeltim onun yanda güçsüz durmayacam söz verdim kendime

Gökçe: sen ne hakla bana vurursun sen kimsin be

Ahmet Ağa: senin dilin fazla uzamış sana cesaret gelmiş ama dikkat et burda ikimiz varız sesini kimse duyamaz Gökçe burda güvenceğin seni koraycak yılmaz lar yok

Gökçe: ben yılmaz lara güvenmiyorum çünki bende bir yılmazım ve aileme güveniyorum sen beni şurada öldürsen bile ben bir yılmaz olarak ölcem Aksoy olarak değil sizin berbat soyadınız ile değil o yüzden korkmuyorum sizden

Ahmet Ağa: bakalım ölüyormusun yoksa ölümden ölümü beğenmiyorsun göreceğiz Gökçe şimdi hazırlan kocan gelecek seni güzel görsün demi

Gökçe: ne yaparsan yap ben o adam ile evlenmem

Ahmet Ağa bana bakıp odadan çıktı bende yatağa oturdum burdan kaçmam lazım ama nasıl kaçacam acaba benim yokluğumu fark etilermi ooof Allah ım sen bana yardım et

Aradan kaç saat geçti bilmiyorum ama ben bu odada daha fazla duramam yoksa hastane de gözümü açacam yataktan kalkıp kapıya gitim kapıyı açtım aşağı inen bir merdiven vardı aşağı indim Ahmet Ağa bir ile konuşuyordu hiç umursamadan mutfağa gidip su içtim acaba burdan kaça bilirmiyim etrafa baktım bir kapı vardı ama önünde adamlar vardı burdan kaçmam zor ama imkansız değil çekmecelere baktım kapanıp açlan bir bıçak buldum

(Bunun gibi bir şey )

Alıp içime atim ne olur olmaz belki lazım olur biraz daha etrafa baktım bir biber gazı buldum onuda aldım arkamdan bor ses geldi biber gazını koluma sakladım

Ahmet Ağa: boşuna çalışma kaçamasın buradan hadi içeri geç kocan seni bekliyor

Gökçe: benim kocam yok bunu şu kıt aklına sok ben evlenmiyecem hele senin o salak torununun için hayta evlenmem çok seviyor san hazalı ver

Ahmet Ağa: düzgün konuş benle artık sen kocana doğa et yosa seni burada öldürüm hem ben sana üstünü değiş demedimi böylemi çıkcan kocanın karşısına

Gökçe: benim kocam yok anla şunu artık delimisin sen hem sana ne benim kıyafetimden ben senin aldığın o saçma sapan şeyleri giymem

Bana yine bir tokat atı canım acıdı ama beli etmeden

Gökçe: sen bana vursan bile ben artık acı his etmiyorum Ahmet Ağa

Ahmet Ağa: sen dur Gökçe bugün sana öyle şeyler yapcamki sen bile şaşıracaksın şimdi yürü içeri git kocan bekler

Diyip kolumdan sürükle di içerde 25 yaşlarıda biri vardı beni görce ayağa kalktı

Ahmet Ağa: gökçe bu bor aşiretinden Koray(adı koyduysam unutum bundan sonra bu adı) Koray buda gökçe

Koray: açıkçası beklediğimden daha güzel nikah bugün akşam olcak ben her şey hal ederim gelindiğini de birazdan gelir

Gökçe: ben senle ölürümde evlenmem

Koray; ölsen bile diritir senle evlenirim ben

Gökçe: ben de gökçe yılmazsam senle evlenmem

Ahmet Ağa: gökçe

Gökçe: ben diyeceğimi dedim

Diyip yukarı doğru çıktım hayır bunlar kendini ne zannediyor sa kimsin be sen kom ben kim be tam o sırada kapı açıldı Ahmet Ağa elide bir kutu ile geldi

Ahmet Ağa: al bunu giy birazdan gelecem ayar girmesen ben giydirim

Gökçe: sana inanıyorum Ahmet Ağa sen nasıl bir insansın sana insan demek bile istemiyorum hayvan desek hayvanlara yazık olur be sen nasıl bir aşalık sın Ahmet Ağa

Ahmet Ağa bana yaklaştı yüzme bir tokat atı bir kaç kez daha vurdu

Ahmet Ağa: dua et bugün evleniyorsun yoksa seni elimden kimse alamaz şimdi o gelinliği giy bir saatin var hazır ol duydumu beni yoksa ben seni hazırlarım

Diyip odadan çıktı nasıl biri bu kim böyle bir şey yapar ki ulan ben senin bir zamanlar torunun dum be insan torununa yavşarmı be aşğlık zorla ayağa kalktım kutuyu açtım bir gelinlik ve ayakkabı vardı yine ağlamaya başladım nolur bulsunlar beni ben bu koraymı dır nedir evlenmek istemiyorum nolur yardım et bana Allah ım nolur gelinliği elime aldım ve odadaki banyoya gitim kapıyı kitledim normalde olsa bunu bana kimse yaptıramaz dı ama ben Ahmet Ağa güvenmiyorum aynada yansımaya baktım acınası durum daydım elimi yüzümü yıkadım etrafa baktım kamera varmı diye ne olur olmaz ben bu adama güvenmiyorum bir şey görmeyince yavaşça üstümü çıkardım yapcak bir şey yoktu ayar bu gelinliği giymesem kendi giydirdi bunu çok iyi biliyorum o yüzden başka çare yoktur aynada kendime baktım

Bu gelinlik değil kefen ama bunu sadece ben biliyorum ulan ben daha 17 yaşımdayım be bu nasıl bir hayat hazalın kaderini ben yaşıyorum şu anda böyle şeyler zaten hep benim başıma gelir ben ne günah işledim acaba da böyle ağlamamı biraz durdurdum bıçak ve biber gazını gelinliğin cebine koydum tek iyi yanı bu galiba biraz daha öyle kendime baktım hayır gelinlik üstüme bile doğru düzgün oturma dı zorla ayarladım biraz daha ağladım sonra banyodan çıktım burdan kaçmam lazım yoksa evlencektim yine mutfağa gittim kapıya baktım bu sefer iki kişi vardı aslında bu benim için bir fırsat ol bilir gidip kapıyı açtım adamlar beni durdu

Gökçe: Ahmet Ağa dedki öndeki kapıya baksınlar bir sorun olmuş

Adamlar bana baktı sonra biri içeri girdi açıkçası hemen inacaklarını tahmin etmedim

Adam: efedim içeri girin

Gökçe: bak şimdi nasıl gidiyorum izle

Diyip adamın gözüne biber gazı sıktım sonra kafa atim bayıldı bende hızla koşmaya başladım üstümdeki gelinlik en gel olsada koşmaya devam etim evden baya bir uzamıştım ama duramazdım kaçmak beni bir süre oyalar yakalanırsam dayak yer yine o masaya oturacaktım biran önce yılmaz ların beni bulmasi lazım hoş yokluğumu fark etilermi onu bile bilmiyorum ama şu an tek umudum o koşmaya devam ederken bir anda Koray karşıma çıktı ama bu nasıl olur

Koray: sence bu kıyafet ile nereye kadar kaçacaksın

Gökçe: sana ne be çekil önümden

Koray: insan kocasına böyle dermi karıcım

Gökçe: ben senin karın falan değilmi ben daha 17 yaşımdayım be hiçmi korku yok sizde

Koray: bak kendin de diyorsun 17 yaşındasın evlenme yaşın gelmiş hem sen den küçükler evleniyor çocuk sahibi oluyor senin ne ayrıcalığını var onları dan

Gökçe: ben burali değilm bu bir iki onlarında kendi rızasi ile evlendiğini zan etmiyorum kim bilir ne ile zorluyorlar dır

Koray: çok konuşma hadi nikaha geç kalacağız hemde kendi nikahımıza

Diyip kolumu tutu ve sürükle di

Gökçe: bırak beni ben geliyorum senle bırak

Koray: istesen de istemesen de geleceksin ve o nikah olcak duydunmu beni

Beni zorla eve getirdi Ahmet Ağa kapıda bizi bekliyordu bizi görce gülmsedi Koray beni zorla içeri koydu Ahmet Ağa da içeri girdi bana yaklaştı ve tokat atı yine ve yine hayır sen kimsin ki bana tokat ata biliyorsun

Ahmet Ağa: sen Koraya dua et yosa seni öldürür leşini köpek lere verdim

Gökçe: öldür durma Ahmet Ağa sen beni ölümden beter etin zaten

Ahmet Ağa: o çok sevdiğin ailen gelmedi bak seni hemen unuttular

Gökçe: gelecekler ve sen o zaman göreceksin Ahmet Ağa

Ahmet Ağa kapıyı kaptıp çıkt ben öylece odada kala kaldım biraz sonra yine kapı açlid Koray denilen pic geldi bana yaklaştı kolumu tutu ve salona götürdü sandalyeye oturtu nikah memuru gelmişti

Nikah memuru: belediyemize evlenmek için baş vurmuşsun biz evlenmeniz de bir sakıca görmedik şimdi de şahitler ve davetliler huzuru da yenden soruyorum siz sayın Koray bor kimsenin etkisi altıda kalmadan Gökçe yılmazı eşniz olarak kabul ediyormusunuz

Koray: evet

Nikah memuru: siz sayın Gökçe yılmaz kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan Koray boru eşniz olark kabu ediyormusunuz

Şimdi ne yapacak tim ben yolun sonu galiba bu oluyor çünki hayır deme gibi seçenek yok Koray ve Ahmet Ağa bana öyle bir bakıyordu ki anlatamam korya dizimi sıktı

Nikah memuru: galiba gelin hanım heycalı

Koray: evet hemde çok heyecanlı demi sevgilim

 

 

 

evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik nasil oldu sizce ne olcak Gökçe ne diyecek ailesi gelcekmi yosa gelmiyecekmi hepsi bir sonra ki bölümde takipte kalın oy verip yorum yapıp takip etmeyi unutmayın

Bölüm : 05.01.2025 15:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...