34. Bölüm

26 bölüm

Gökçe deniz korkmaz
gokcedeniz

Yılmaz Ailesi

Yılmaz ailesi sabah baş ağrısıyla uyandı. Kimse ne olduğunu anlamadı. Herkes aşağı indi, bir kişi hariç.

"Erdem, ablan nerede?" dedi Leyla Hanım.
"Sabah yanımda yoktu, aşağı indi sandım." dedi Erdem.
"Ne demek yoktu, nerede bu kız?" dedi Leyla Hanım.
"Sakin ol, buradadır." dedi Kenan Bey.
"Ne sakini Kenan, kızım yok!" dedi Leyla Hanım.
"Tamam, bekle. Şimdi adamlara sorarız." dedi Kenan Bey.

Tam o sırada babaannelerinin kalbine bir sızı girdi. Kalbini tutarak yere yığıldı.

"İyi misin sen?" dedi Mehmet Ağa.
"Kalbim sıkışıyor ağam..." dedi Çiçek Hanım.

Deyip bayıldı. Poyraz hemen yanına koştu. Kalp krizi geçiriyordu.

"Kalp krizi geçiriyor! Çabuk ambulansı arayın!" dedi Poyraz.

Kaan hemen ambulansı aradı. Hastaneye gittiler, Çiçek Hanım ameliyata alındı. Herkes hastanedeydi. Bu sırada Kenan Bey güvenlik kameralarını izliyordu. Görüntülerde, herkes uyuduktan sonra eve biri giriyor, yukarı çıkıp odaya giriyor ve çıkıyordu.

"Bu nasıl olur Yavuz?!" dedi Kenan Bey.
"Buyurun Kenan Bey." dedi Yavuz.
"Lan adam, elini kolunu sallaya sallaya alıp gitmiş! Siz ne iş yapıyorsunuz?" dedi Kenan Bey.
"Ama bu imkânsız Kenan Bey, her iki kapıda da üç adam var." dedi Yavuz.
"Ben yalan mı söylüyorum? Bak şu kayıtlara!" dedi Kenan Bey.
"Ne demek kaçırıldı baba? Kim buna cüret eder?" dedi Kaan.
"Nasıl aldı? Hiç kimse mi duymadı bir ses, nasıl uyanmadı?" dedi Kerim.
"Uyku ilacı… Bir şeye katmışlar. Bu yüzden kimse bir şey duymadı. Duysa bile gözünü açamaz, geri uyur. Babaannem de bu yüzden kalp krizi geçirdi, bünyesi kaldırmadı." dedi Poyraz.

"Tüm adamları toplayın! Torunumu kaçıran, karıma bunu yapan adamları derhal bulun!" dedi Mehmet Ağa.
"Emriniz olur ağam." dedi Yavuz.

Yavuz hastaneden çıktı. Herkes ne yapacağını bilemiyordu.

"Oğlum, siz de gidin. Gelinler burada zaten. Siz torunumu bulun, onun başına bir şey gelmesin!" dedi Mehmet Ağa.

Erkekler yola çıkarken kadınlar hastanede kaldı. Çiçek Hanım ameliyattan çıktı, odaya alındı. Durumu gayet iyiydi. Mehmet Ağa, eşinin iyi olduğunu duyunca torununu aramaya gitti. Onun en kıymetlisi oydu.

Bor Konağı

Mehmet Ağa ve Kenan Bey, Bor ailesinin konağına gitti. Kapıya vardıklarında adamlar hemen açtı. Çünkü Mehmet Ağa, bölgenin en acımasız ağasıydı. Herkes ondan korkardı.

"HASAN AĞA!" diye haykırdı Mehmet Ağa.

Hasan Ağa ve konağın ahalisi dışarı çıktı. Herkesin gözü Mehmet Ağa’nın üzerindeydi.

"Buyurasın Mehmet Ağa." dedi Hasan Ağa.
"Hiç buyurmadım Hasan Ağa. Torunun nerede, çabuk söyle! Ben bulursam kötü olur." dedi Mehmet Ağa.
"Burada değil. Ne diyeceksen bana de." dedi Hasan Ağa.
"Torunumu Ahmet Ağa’yla birlik olup kaçırdı. Onları bulursam yaşatmam, bilesin." dedi Mehmet Ağa.
"Ne dersin sen Mehmet Ağa? Onun nişanlısı var zaten, ne yapsın?" dedi Hasan Ağa.
"Benim torunum o değil! Benim torunum bu!" dedi Mehmet Ağa.
"Nasıl yani, anlamadım ağam…" dedi Hasan Ağa.
"Sana anlatacak vaktim yok. Şunu bil ki onun ölüm kararı verildi. Aynı zamanda Ahmet Ağa’nın da! Eğer sen de işin içindeysen, sen de öleceksin. Yerlerini biliyor musun?" dedi Mehmet Ağa.

Hasan Ağa başını olumsuz anlamda salladı. Mehmet Ağa ve Kenan Bey konağı terk etti.

Aramalar

Kenan Bey, Kemal’i aradı.

"Durum ne, bir şey öğrendiniz mi?" dedi Kenan.
"Yok Kenan. Ne adamlar, ne de Gül bir şey söylüyor. ‘Sadece konağa soktuk, neredeler bilmiyoruz’ diyorlar." dedi Kemal.
"Tamam. Bir şey öğrenirsen haber et." dedi Kenan.

Sonra Kaan’ı aradı.

"Oğlum, durum ne?" dedi Kenan.
"Yok baba. Ne eşi, ne çocukları bir şey bilmiyor. Oraya birkaç adam bıraktık, gelirse diye. Biz de onların gidebileceği yerlere bakıyoruz. Henüz bir şey çıkmadı. Şimdi başka bir yere bakmaya gidiyoruz." dedi Kaan.
"Tamam. Bize de atın birkaç yer, biz de bakalım. Amcanlara da haber verin." dedi Kenan.

Son

Aradan saatler geçti. Neredeyse her yere bakıldı. Son bir yer kalmıştı. Herkes oraya gidiyordu. İçlerinden dua ediyorlardı:

“Umarım ona bir şey olmamıştır. Geç kalmış olmayalım…”

Sonunda vardılar. Adamları öldürüp içeri girdiler. Masanın başında o ve Koray oturuyordu. Üzerinde gelinlik vardı, ama çamur içindeydi. Ahmet Ağa ise Mehmet Ağa ve Kenan’a sırıtıyordu…

 

Bölüm : 05.01.2025 16:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...