Gözümü açtım etrafa baktım ama burası benim odam değil etrafıma baktım eski bir yerdi sonra içeri iki kişi girdi 45 50 yaşları arasındaydı
Adam: hele şükür uyan güzel uyanmış
Gökçe: sende kimsin ne istiyorsunuz benden
Adam: bir düşüneyim senden ne istiyorum acaba ne istiyorum ha buldum intikam istiyorum
Gökçe: ne intikamı be ben ne yaptım sana
Adam: sen değil baban yaptı
Gökçe: babam sana ne yapcak be
Adam: ha doğru sen olayi bilmiyorsun demi
Gökçe: ne olayı be ne saçmalıyorsun sen
Adam: dur ben sana anlatayım şimdi senin bu üvey baban varaya benim sevdiğim kadını benden aldı
Gökçe: ya bundan bana ne benim ne alakam var ben onların kızı bile değilm sen hazalı kaçacaksın beni değil şimdi bıraka beni
Adam: ha doğru siz karşmıştınız demi yada biri sizi değişti
Gökçe: ne saçmalıyorsun sen be
Adam: dur bak şimdi sana baştan alamıyorum sizin doğduğunuz gün senin o üvey baban sen ve hazalı değişti neden biliyormusun sırf Hazalı kurtarmak için sen ve hazlı değişti böylece Hazal kurtuldu
Gökçe: ne diyorsun be sen
Adam: diyorumki üvey baban sırf hazla acı çekmesin diye sizi değişti böylece babanın düşmanları seni hedefe aldı baban seni satıği Adam varaya o babanın düşmanıydı baban sırf kendi canını kurtarmak için seni satı ondan sora sana işkence etmesini sebebide o yudu yani sen bu hikayenin günah keçisi oldun Gökçe
Gökçe: şimdi her şeyi ögrediniz bende ne istiyorsunuz
Adam: çok basit bir cevabı var Gökçe sen ünlü Yıldırım Ailesini kızısın şimdi şöyle yapacağız ben şimdi aileni araycam para isteyecem seni anaca o şart ile veririm diyecem ama seni onlar yerine üvey babana verecem
Gökçe: neden sen daha demin onla düşmanım diyordun
Adam: bende seni aklı sandım bak bunda açıklıyorum şimdi ben seni üvey ailene verecem sonra diycemki onlar kızınız kaçırdı benden tabi öz ailen de oraya gidecek ama o süre zarfında üvey baban seni çoktan öldürmüş olcak öz ailende onu öldürecek böylece bir taşla üç kuş vuracam sen üvey ailen ve öz ailen
Gökçe: sen tabir psikopatsın
Adam: evet tam bir psikopatım şimdi sus ve uslu uslu otur
Diyip gitti bende ipleri çözmeye başladım üvey babam sayesinde bu konularda uzanan olmuştum artık çünki beni hem vuruyor ona karşı koycada bağlayıp iki katını yapıyordu sonra bende zor bela o iplerden kurtuluyordum şimdi işe yarayacağını kim bilirdi ve bitti ipleri açtım şimdi etrafa baktım bir cam vardı cami kıracak bir şeye ihtiyacım vardı sandalye ile kira bilirdim ama çok ses depodan çıkca bir oraman vardı orda sakalna bilirdim cami kırdım camdan atladım ve koşmaya başladım sürekli bir sağ bir sol gidiyordum ki beni bulmasınlar aranan bir saat geçti ben hala koşuyorum çok yorgunum içn dinlencek bir yere aradım göz önde durusam beni bula bilirlerdi en son bir göl kenarana geldim çok güzeldi otlar uzun ve kuru olduğu için beni göremezler yavaş yavaş yürüdüm otları ezmeye özen gösterdim dikkat çekmemesi için görünmeyceğimi anlyca uzdım hava karamak üzereydi ve benim gözlerim artık kazanıyordu daha fazla tutmadım uykuya teslim oldum
Yazarın anlatımı ile
Okul çıkış saati gelmişti bütün öğrenciler dağıliyordu poyaraz güneyi qlmisti Erdem ve gökçeyi bekliyordu her şeyden habersiz öğrenciler yavaş yavaş çıkıp gidiyordu ama gökçe hala yotu en son poyaraz fidanı gördü yanına giti
Poyraz: fidan Gökçe nerde
Fidan poyaraz abi gökçeyi sen almadımı
Poyraz; Fidan alsam sana sorarmıyım
Fidan: abi Gökçe bana oyel yazdı bak
Fidan elideki telefondan mesajlara girdi Fidan gökceye nerdesin sen ders çoktan başladı yazamis Gökçe 5 dk sonra cevap yazmış ben poyaraz abim ile eve geldim fidanda niye yazmıştı oda karnım ağrıyordu ondan sana haber vermedim kusura bakam Fidan sorun değil ama eşyaların burada oda bir ada çıkca unutum sende kalsın yarın alırım oda tamam demişti
Telefonu geri fidana verdim nerde bu kız nerde
Poyraz: Güney bir taksi çağır Erdem ile eve git ben gelecem
Güney: abi ne oluyor Gökçe nerde
Poyraz: bilmiyorum Güney kamera kayıtlarına bakcam sen Erdem ile eve git herkesi de eve çağir
Güney: tamam abi
Güney ile erdemi orda bırakıp okula girdim Müdür odasına gitim
Müdür: poyaraz bey bir sıktimi var
Poyraz: güvelik ve öğretmenleri çagir hemen
Müdür: ne oldu efedim
Poyraz: dedigimi yap ve bana kamera kayıtlarını aç
Müdür afti bende bakamaya başladım Gökçe lavaboya gidiyordu tam çıkarken biri arkadan yaklaşıp bez koklatıyordu ve Gökçe başlıyor sonra Adam gökçeyi alıp yangın merdivenine elini kolunu sallaya sallaya gidiyor gördüklerim ile sinirim tepeme çıktı
Poyraz: lan siz nasıl güvenliğiniz Adam kardeşimi elini kolunu sayarak kaçırmış
Güvenlik: Poyraz bey
Poyraz: lan hala Poyraz bey diyor sus yoksa elimden bir kaza çıkcak hadi bu iki salğı geçtim ya siz siz nasıl bana bilgi vermsiniz ben size boşamı para ödüyorum
Hiç biri bir şey diyemiyordu
Poyraz: dua edin kardeşime bir şey olmasın yoksa sizi maf ederim
Diyip çıktım eve doğru gidiyordum eve gelce araban indim kapıyı çaldım babam kapıyı açtı ben içeri girdim annem ağlıyordu yanma geldi
Leyla Hanım: poyaraz kardesin nerde nerde benim kızım
Poyraz sesini bile çıkmadı ne diyecekti sorumsuzluk yüzden kardeşimi kaçırmışlar nasil diyecek tam o sırada babamın telefonuna bir bildirim geldi babam baktı ve telefon elden düştü annem aldı baktı kızım diye bağırdı bende baktım Gökçe bir sandalyeye bağlı uyuyordu sonra bir bildirim daha geldi ayar kızını istiyorsan 20bin dolar hazırla yoksa kızın ölür yazıyordu babama mesaj oktum babam bana ne yapacağız der gibi baktı
Kenan bey: paryi verce gökceyi verecekleri ne malum
Poyraz: doğru ne yapacağız
Kenan bey: biliyorum oğlum verecem ama ya kızmi vermeseler ya bir şey yaparlarsa o zaman ne olcak ben ona bir şey olmasına dayanamam birdaha onu kaybedemem
Polat: baba ne yapacağız Gökçe o adamların elde daha fazla dayanmaz
Kenan bey: biliyorum oğlum
Kerim: baba bu işi bir tek kaan abim çözer
Kenan bey: haklısın ama kaan bizle komuşmuyor ki
Erdem: benle konuşuyor baba ben abimi ararım da ne diyecem
Güney:erdem haklı bizle konuşuyor ama ona Gökçe ile bir şey anltsak bile bu zamana kadar bana o nun hakda bir şey demeyin diyordu
Leyla Hanım: aryın bana verin ben konuşurum
Güney: anne
Leyla Hanım: arayın dedim sizin abiniz ise benim oğlum konuşmasa bile benle o benim oğlum Gökçe de onun öz kardeşi şimdi arayın
Güney telefondan abisini aradı kaan telefonu açmadı
Güney: açmıyor
Leyla hanim telefonu aldı tekrar kendi aradi yine açmadı bir daha aradı yine açmadı yine aradı bu sefer açtı
Kaan: lan Güney açmıyorsam bir işim var demi işlah önemli bir şeydir yoksa senin kafanı uçururum
Leyla hanim: her ne işin varsa kardeşinden önemli değil bence oğlum
Kaan : anne senmisin ne oldu kardeşime hangisi kerim Poyraz Polat Güney Erdem hangisi anne ne oldu söylesene
Leyla Hanım: oğlum kız kardeşin Gökçe o yok kaçırılmış
Kaan: o kız benim kardeşim değil bir daha da beni onun için meşgul etmeyin ve aramızda şimdi işim var
Leyla Hanım: ben seni böyle yetiştirmedim kaan o kız benim kızım ve senin kardeşin sen o kızın ne çektiğini biliyormusun ki kaan o kız beni. Kardeşim değil diyorsun kaan ben sana hiç yakıştıramadım oğlum Hazal yüzden onu suclayansin oğlum başkasını suçunu gökçeye yıkma
Kaan: bitimi şimdi işim var
Leyla Hanım: yazıklar olsun sana
Kaan telefonu kaptı Leyla Hanım yere yığıldı çunki son umdu kaan di ondan başka kimse gökçeyi kurtarmaz
Kenan bey: ben paryi hazırlıyorum yapcak bir şey yok sonra adama yazacam siz evden dışarı çıkmıyorsunuz
Kerim: bende geliyorum
Poyraz: bende
Polat: bende
Güney: bende
Kenan bey: hiç biriniz gelmiyorsunuz burda kalıyorsunuz ve benden haber bekleyin
Diyip gitti poyaraz sinirle salondaki sehpaya vurdu sonra bahçeye çıktı Leyla Hanım ağlamaktan maf olmuştu yavaş yavaş merdivenlerden gökçenin odasına gitti yatağına oturdu yastığını aldı kokusunu içine çekti mıs kokulum dedi ve yatağa uzadı
Poyaraz bahçede dört dönüyordu nasıl böyle bir şey olur kim gökçen ne ister diye düşünüyordu ama bulamıyorudu
Kerim : salona öylece yere bakıyordu ağlıyordu korkuyordu kardeşine bir şey olacak diye çok pişmandi ama ona yaklaşmıyordu o kadar laf atı ona ona bugün için sürpriz hazırlamıştı disarda bir yerde onun için bir parti düzenlemeşti herşey hazır ama parti kızı yoktu
Polat: odasında oturuyor hiç bir şey yapmiyordu zoruna gidende o kardeşi tanımadığı adamların elde ama o bir şey yapmıyordu ondan özür dileyeceksin af etmeyecekti biliyordu ama bıkmadan usanmadan hergün özür dileyecekti
Güney: odasini dagtmisti her yer her yerde en son yatağın köşesine oturdu ağlıyordu acaba canı yanıyormu aç mi susamış mıdır diye düşünüyor du ama sadece düşünüyordu bir şey gelmiyor çünkü
Erdem: erdem odasında ağlıyordu yatağına uzamış dualar ediyordu nolur bir şey olması ablam diye
Kenan bey: şirkete geldi parayı aldı çıktı bir saat oldu ama hala haber yok haber gelmesini belkiliyordu başka bir şey yok kaan en büyük oğlu odan böyle bir şey beklemiyordu her ne olursa olsun gelir derdi ama o yüz üstü bırakmıştı
evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik nasil olmuştu işlah sacam olmamıştır belki diğer bölüm bugün gelir ama gelmiyedebilir daha tam beli değil ama takip ediyp yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
71.7k Okunma |
3.89k Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |