8. Bölüm

8

🌺
geceninhanimii

 

Buyrun cenaze namazına.

 

 

Gecenin bir yarısı aile toplantısı yapma kararı alınmıştı. Ben tekli koltukta otururken karşımdaki ikili koltukta abim ve babam bana bakıyorlardı. Sevincimi bile yaşayamamıştım ya.

 

 

"Şöyle bakmayı bırakır mısınız? Kimseyle bir randevum yok! Şu semtte bir arkadaşım bile yok!"

 

 

"O hallerin neydi o zaman?" Abim şüpheci bir şekilde beni süzerken sıkıntıyla ofladım.

 

 

"Bugün yaptığım kavgadan sonra okula daha özenli gitmeye karar verdim. Ayrıca artık sınavlarda iyi notlar almaya da karar verdim. Sıralamada Ahu'nun üstüne çıkınca nasıl çıldıracağını hayal ettim ve zevkten dört köşe oldum. Bu kadar!" Babam ve abim birbirlerine dönüp baktıklarında yüzümü buruşturdum.

 

 

Beni bi' salın kardeşim!

 

 

"Peki, dediğin gibi olsun. Yarın müsabakalar var değil mi? Derslerin erken bitiyor. Yanıma gelip bana yardım etmeye ne dersin?" Abimin sırıtan yüzüne bir yumruk atsam ne olurdu?

 

 

Bir yumrukcuk canım...

 

 

"Ne alaka ya? Ben ne yapacağım senin mekanında?"

 

 

"Okuldan çıkıp ne yapacaksın?"

 

 

"Elinin körünü yapacağım abi! Ne yapacağım Allah aşkına ya? Bir işim yok ama neden seninle geleyim? Orada anca sağı solu temizletirsin bana enayi miyim ben?" Abim ağzını açacaktı ki araya babam girdi. Sen yapma bari be babalık!

 

 

"Tamam o zaman benim yanıma gel güzelim?"

 

 

"Senin yanında ne yapacağım baba? Şu saçmalığı bir kenara bırakın artık, uykum var!" İkisini de dinlemeden koşarak odama kaçtım ve kapıyı kapatıp kilitledim.

 

 

Eeeee ben şimdi yarın nasıl Arza ile buluşacaktım?

 

***

 

 

Sabah erken kalkmış ve abimle babama yakalanmadan evden çıkmıştım. İçim kıpır kıpırdı! Yıllardır böyle bir heyecan yaşadığımı hatırlamıyordum. Yolda giderken öğrencilerin bana baktıklarını görüyor ama onları takmıyordum. Dün yaşananlardan sonra bir süre gözlerin üzerimde olacağını biliyordum.

 

 

Okula gidip de derse girdiğimde benim için zaman geçmek bilmemişti. Öğlene kadar doğru dürüst ders dinleyememiştim ve molalarda benimle konuşmaya çalışan insanları uzaklaştırmaya çalışmıştım.

 

 

Yılların görünmezliği buraya kadardı.

 

 

Dün yaşananlardan sonra ortaya bomba gibi düştüğüm için yanıma gelen insanlarla canım sıkılmaya başlamıştı.

 

 

Popüler kültürün kölesi olmuşsunuz be!

 

 

En sonunda o beklenen zil çaldığında hevesle sınıftan çıkarak tuvalete koştum. Tuvalete girer girmez gördüğüm dişi sürüsü yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Doğru ya bugün maçlar olduğu için tüm kızlar makyaj yapmak için tuvaletlere doluşmuşlardı.

 

 

Aynaya yaklaştığımda birkaç kızın kenara kayarak bana yer açmasıyla onlara göz ucuyla baktım ve çantamdan makyaj çantamı çıkararak kirpiklerime rimel sürdüm. Azıcık da allık sürdükten sonra dudaklarıma kiraz rengindeki rujumu sürdüm. Çantamdan bir peçete çıkararak dudaklarıma bastırdım ve dudaklarımda doğal görünen bir pembelik kalana kadar bu işlemi iki üç kez daha tekrarladım. Makyaj çantamı geri koyduğumda topladığım kestane rengi saçlarımı açarak birkaç kez havalandırdım ve salık bırakmaya karar verdim.

 

 

Kendimi söyle bir süzdüm. Altımda dizlerimin iki karış üstünde biten kırmızı, siyah kareli dar kesim bir etek vardı. Üstümdeki siyah gömleğin uçlarını eteğe sıkıştırmış ve kombinimi kırmızı kolsuz bir süveterle tamamlamıştım.

 

 

Sırf bu kombinimi görmesinler diye sabahın köründe evden kaçar gibi çıkmıştım!

 

 

Çantamı koluma takarak seke seke binadan çıktım. Okul kapısına geldiğimde gördüğüm kişiyle olduğum yerde kalakaldım.

 

 

Allah'ım al canımı da kurtulayım.

 

 

En güzel anlarımın katili resmen!

 

 

Abim kollarını göğsünde bağlamış bir şekilde gözlerini kısarak beni süzerken ben kurbanlık koyun gibi ayağımı yere sürte sürte ona doğru ilerlemeye başlamıştım. Yüz yüze geldiğimizde ikimizin de suratı sirke satıyordu.

 

 

"Etek gitmişsin?" Abim tek kaşını kaldırarak konuştuğunda ben de onun gibi kollarımı göğsümde bağlayarak sinirle cevap verdim.

 

 

"Hava sıcak!"

 

 

"Saçlarını salmışsın?"

 

 

"Başım ağrıdı, açtım!"

 

 

"Makyaj yapmışsın?"

 

 

"Herkes yapıyor benim de canım yapmak istedi!"

 

 

"Daha önce hiç istememişti ama?"

 

 

"Daha önce hiç kavga da etmemiştim ama bak şimdi nerelere geldik!" Abimin gözleri kısılıp yüzü daha da gerilirken kendimi tutamayarak hiddetle konuştum.

 

 

"Ne işin var senin burada!"

 

 

"Kardeşimin okul çıkışına gelemez miyim?"

 

 

"Daha önce hiç gelmemiştin ama!"

 

 

"Sen de daha önce gecenin bir yarısı deli gibi evde dört dönüp sabah ne giyeceğini düşünüp krizlere girmemiştin!" Sinirle tek ayağımı yere vurduğumda abimin yüzünü bir sırıtış kaplamıştı.

 

 

"Neden geldin abi!"

 

 

"Dedim ya güzel kardeşim, seni almaya geldim. Uzun zamandır abi-kardeş zaman geçirmediğimizi fark edince gelip seni almaya karar verdim. Biraz takılırız."

 

 

"Bula bula bu günü mü buldun!"

 

 

"Hayırdır, bugünün farkı ne?"

 

 

"Elinin körü abi elinin körü!" Sinirle yürümeye başladığımda bana yetişip kolunu omzuma atan abimle ağlamama ramak kalmıştı.

 

 

Allah'ım neden? Nedeeen!

 

 

"Kebap mı yesek lahmacun mu?" Abim kendi kendine konuşmaya devam ederken Kıraç Lisesi'ne kadar gelmiştik. Kapıdan çıkan Arza ile göz göze geldiğimizde bana ve abime dikkatle bakmış daha sonra da gülümseyerek göz kırpmıştı.

 

 

Yapma çocuk, yapma yanarız!

 

 

Yüzümü daha da düşürerek ona acı acı bakarken onun gülümsemesi daha da genişlemiş ve dudaklarını kıpırdatarak "başka sefere" demişti.

 

 

Abimi göz ucuyla kontrol ederek ona gülümsediğimde kafamı çevirmemle Cengizhan'la göz göze gelmem bir olmuştu. Gözlerini kısmış bir şekilde bir bana bir de Arza'ya bakarken tedirgin olmuştum.

 

 

Senin maçın yok muydu oğlum ne bok işin var burada!

 

 

Bölüm : 24.12.2024 23:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...