5. Bölüm

5. Bölüm

🌺
geceninhanimii

Akşam yemek masasında herkeste ayrı bir sessizlik vardı. Abim ara ara bana bakıp sırıtırken ben ona kaşlarımı çatarak sinirle yemek yemeye devam ediyordum. Babam ise gereğinden fazla sessizdi. Normalde akşam yemeklerinde "gününüz nasıl geçti" tarzı sorular soran adamın ağzını bıçak açmıyordu.

 

Üç kişilik samimi bir aileydik. Annem ve babam 19 yaşlarında kaçarak evlenmişler. Annem abimi kucağına aldığında 21 yaşındaymış. Bir çocuğu olmasına rağmen genelde onunla ilgilenmek yerine gezip tozmayı tercih edermiş. Sonra beklenmeyen bir haberle 3 yıl sonra ikinci hamileliğin haberini almışlar. Annem beni doğurmayı reddetmiş ama babam buna karşı çıkmış ve bir anlaşma yapmışlar. Annem beni doğurmuş ve gitmiş. Bizi terk ettikten sonra babamla tek celsede boşanmışlar ve şu an ne yaptığı hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Babam annemden sonra evlenmemiş ve iki çocuğuna hem baba hem anne olmuştu.

 

Babam araba tamircisiydi, mahallede büyük bir dükkanı vardı. Abim de ben de o dükkanda büyümüştük. Bizi kendisi büyütmek istediği için bir bakıcı tutmak yerine bizi de işe götürürmüş. O zamanlar dükkanın bir köşesini oyun köşesi haline getirerek güvenli bir hale getirip orada oyun oynayacak alan yaratmış. Babam ve yıllardır yanında olan çalışanlarıyla el bebek gül bebek büyümüştük. Evin içine giren tek kadın şuan 65 yaşında olan Suna teyzeydi. Suna teyze eve gelir etrafı toplar, ev işlerini ve yemekleri yapıp giderdi.

 

Babamın derin bir nefes alarak çatalını masaya bırakmasıyla abim de ben de merakla ona dönmüştük. Babamın hedefindeki tek kişi ise abimdi.

 

"Bugün bir ıslık sesi duydum, hatta iki tane duydum ve bu ses bana çok tanıdık geldi. Söylemek istediğin bir şey var mı oğlum?" Babamın çatık kaşlarına bakarak sertçe yutkundum. Size abim hakkında bir bilgi daha vereyim. Sevgili abim işine gelmiyorsa kralı gelse anında satardı.

 

"Baba vallahi ben yapmadım. Yani yaptım da ikinci ıslığı çalan bendim. İlkini kızın çaldı! Islığı duyunca ben de ne olduğunu anlamadım koşarak okulun oraya doğru gittim. Bir de ne göreyim, senin kızının başına iki okulun tüm öğrencileri toplanmış! Bizim kızın önünde yerde üç kız ağzı yüzü kan içinde debeleniyor. O kadar insanı geçip yanına gidemeyeceğim için ben de millet çekilsin diye ıslık çaldım. Yani bana değil kızına sor."

 

Hain.

 

Kahpe.

 

Kalleş.

 

Bakınız;abim.

 

Masum masum konuşup topu suratımın ortasına fırlatan abime "seninle sonra görüşeceğiz" bakışları atarak bana şaşkınlıkla bakan babama dönüp şirince gülümsemeye çalıştım.

 

"Doğa? Kızım sen kavga mı ettin?"

 

"Hem de ne kavga baba. İki kızın burnunu kırmış kurban olduğum." Abimin zevkten dört köşe olmuş ses tonuna sinirlenerek ona dönüp bağıracaktım ki benden önce babam olaya el atmıştı.

 

"Kapa çeneni, zamanında senin yediğin bokları da biliyoruz kepaze!" Abime sinirle bakan babam bakışlarını bana döndürdüğünde yüzünde daha sakin bir ifade vardı. Yarabbim şükür.

 

"Ne oldu güzel kızım?"

 

"Kabul etmiyorum resmen evlat ayrımcılığı yapıyorsun! Bana gelince kepaze, kavga eden kızına gelince güzel kızım. Ben bu ortamda daha fazla duramam, resmen varlığıma hakaret ediliyor!" Çatalını masaya vurarak ayağa kalkan abim, babamın "otur lan yerine" diye bağırmasıyla usulca kalktığı sandalyeye geri oturup "oturayım baba" diyerek eline çatalını alıp yemek yemeye devam etmişti.

 

Ulan mevlana bile böyle dönmedi.

 

"Kızım?" Eh olmuşla ölmüşe çare yoktur, öt bakalım Doğa. Bedeller, bedeller..

 

"Abim doğru diyor baba, ıslığı çalan bendim. Üç kişiyi dövdüm. Gerçi iki buçuk desem yeridir. Biri elimi sinek kovar gibi sallamamla direkt yere yapıştı." Abim gülümsemesini saklamak için kafasını tabağına gömerken babam hayretle bana bakmaya devam ediyordu.

 

"Kızım sen neye bu kadar çıldırdın? Üç yıldır dikkat çekmemek için bilerek sınavlarda sorulara yanlış cevap verip sınıfı ucu ucuna geçen insansın."

 

İşte beklediğim an, yardır Doğa. Hayatının acitasyonunu yaptın yaptın, yapamadın baban seni yer.

 

"Baba bana iftira attılar. Okul ikincisi olan kız sınavlarda kopya çekiyormuş! Bu sınavda yanıma denk geldi ve kopya çekmeye çalışırken yakalandı. Suçu da benim üzerime attı. Bacağında kopya yazıyordu, müdüre bunu söylememe rağmen kontrol etme gereği bile duymadı. Sırf kız okul ikincisi ve voleybol takımında diye bana direkt yalancı etiketini yapıştırdı. Evet, bu kavga saçmalığına girmek istemiyordum ama keriz de değilim işlemediğim bir suçu kabulleneyim."

 

"Sen de gidip kızı mı dövdün Doğa? Ya diğer iki kız?"

 

"Evet, dövdüm. Yaptığı şeyin bedelini ödemeliydi. Diğer iki kız onun kuzeniydi, araya girdiler ve o arada kaynadılar."

 

"Kızım kavga etmek yerine bana haber verseydin ya?"

 

"Baba sen gelsen ne olacaktı? Soyadım Ata olsa da kimsenin aklına sizin kızınız olduğum gelmiyordu, herkes benzerlik diyip geçiyordu. Sen geldiğinde herkes kim olduğumu bilecekti!"

 

"Yani? Bilsinlerdi kızım ne var bunda?"

 

"Ya baba kusura bakma da sen de bu mahallenin çocuğusun, zamanında ettiğin kavgalar hala dillerde. Abimin ne olduğu zaten ortada. Herkes bana çürük yumurta muamelesi yapmaya başlayacaktı. Ben de hepsini sıra dayağına çekecektim. Kısacası yolun sonu her şekilde aynı yere çıkacaktı. Ben de madem bu saçmalığa dahil olacağım bari ortama efso bir giriş yapayım dedim." Cümlenin başında ciddi çıkan ses tonum sonlara doğru muzip bir hal almıştı. Abim en sonunda dayanamayarak kahkaha atmaya başladığında babam kafasını "sizden adam olmaz" der gibi sallıyordu. Zil çaldığında bu konuşmadan kaçmak için ayağa fırladım.

 

Yarabbim şükür, üç kul bi' elham.

 

"Ben bakarım!" Koşarak salondan çıkıp seke seke kapıya ilerledim ve delikten kimin geldiğine bakmadan kapıyı açtım.

 

Hay, bismillah. Yüce mevlam yeryüzünde böyle yakışıklılar yaratıyor sonra da size haram bakmayın, günah diyorsun. Tövbe, yarabbim çok tövbe, bi fatiha.

 

"İyi akşamlar, rahatsız ettiğim için kusura bakma. Ali abi evde mi? Onunla konuşmam gerekiyor."

 

Cengizhan bebeğim ne kusuru esmer bombam. İste evimi açayım sana. Hatta yatağımı da aç.... Tövbe, iki dakikada cehennemlik olduk iyimi.

 

Şey düşünceler de günaha dahil mi yoksa sadece ağzımızdan çıkanlar mı günah oluyordu?

 

"Abi! Buraya gel!" İçeriye doğru bağırdığımda abim "çenesi kopassıca bok var apartmanı inletiyorsun" diyerek yanımıza geldiğinde kaşlarımı çatarak en öldürücü bakışlarımı atmaya çalıştım.

 

"Ooo Cengo hoşgeldin, gelsene içeriye. Alsana kızım çocuğu içeri." Valla abi ben bırak evi yatağıma kadar alırdım da şimdi günah.

 

"Yok abi hiç girmeyeyim. Benim telefonu senin mekanda unutmuşum sanırım, müsaitsen onu bir alsak ya?"

 

"Koçum benim önceden verilmiş bir sözüm var şimdi çıksam anca yetişirim. Ben anahtarı vereyim sen Doğa'yla git de al telefonunu."

 

Abim az önce bu esmer şekeri al boş dükkana at ve ona ölümüne yavşa mı dedi yoksa bana mı öyle geldi? Evet evet öyle dedi, kesin yani öyle dedi.

 

Rabbim görüyorsun tüm günahlar abimin başının altından çıkıyor, ben olay mağduruyum. Bu saatten sonra yapacağım her şeyin günahı abimin boynuna.

 

Amin.

 

Çokça amin

 

Binlerce kez amin.

 

 

Bölüm : 20.12.2024 19:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...