2. Bölüm

Önümdeki soruyu okumaya çalışırken yanımdan gelen seslerle kalemi masaya bırakarak burun kemerimi sıktım. Sinirden çığlık atmama ramak kalmıştı. Coğrafya sınavındaydık ve karma sınav sistemi yüzünden benim yanıma Ahu düşmüştü. İşin garip tarafı okul 2. olan bu kız sınavın başından beri önündeki, arkasındaki ve yanındaki herkesten kopya çekmeye çalışıyordu. Okul 2. olan bir insan neden kopya çekmeye çalışırdı ki? Bir an için düşünmeden edemedim. Yoksa bu kız kopya çekerek mi okul ikincisi olmuştu. Göz ucuyla ona baktığımda hocayı kontrol ederek eteğini yukarı sıyırdığını gördüm. Bacağında yazan yazıları gördüğümde şaşkınlıkla ağzım açık kalmıştı.

Bu mal harbiden kopya çekerek okul ikincisi olmayı başarıyordu!

Eteğini geri düzelterek sınav kağıdında cevabı işaretleyerek önündeki çocuğu dürttüğünde bir anda hocanın bağırması sınıfta yankılanmıştı.

"Neler oluyor orada!" Hoca bizim olduğumuz tarafa kaşlarını çatarak bakarken far görmüş tavşan gibi kalan Ahu ne yapacağını bilememiş sağa sola bakınmıştı. Göz göze geldiğimizde kısılan gözleriyle içimden işte bela geliyor dedim.

"Hocam bu arkadaş benden kopya çekmeye çalışıyor, onu uyarıyordum!" Sinirle dişlerimi sıkarak hocaya döndüm.

"Yalan!"

"İkiniz de müdürün odasına gidiyorsunuz, derhal!" Derin bir nefes alarak sinirle ayağa kalktım. Ahu önde ben arkada sınıftan çıkıp müdürün odasına ilerlerken salına salına yürüyen kızın saçlarını yolmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Yalancı! Bacağına yazdığın kopyaları görmedim sanma!" Benim sinirimi zerre umursamadan gülmeye başlayan kız cevap vermeden müdürün odasını tıklattığında gelen "gel" sesinden sonra aniden yüzünü düşürüp gözlerini doldurmuştu. Sanırım Ahu'nun başarılı olduğu tek şey oyunculuk ve yalancılıktı.

"Ahu? Senin burada ne işin var kızım? Sınavda olmanız gerekmiyor mu?" Odaya girer girmez ağlamaya başlayan Ahu'ya endişeyle bakıp konuşan müdüre gözlerimi kısarak baktım.

Sıçtık ya.

"Müdürüm bu kız benden kopya çekmeye çalıştı, hoca fark edince ikimizi de sınavdan çıkarıp size gönderdi."

"Yalan söylüyor, bacağına kopya yazmış! Önündekinden kopya isterken hocaya yakalanınca suçu bana attı."

"Hocam yalan! Benim ne zaman kopya çektiğimi gördünüz? Okul ikincisiyim ben!"

"Ben de her gün kopya çektiğim için müdürün yanına geliyorum sanki! Bacağına bakın o zaman kim yalancı görürsünüz!" Elini masaya vuran müdürle laf dalaşını bırakarak ikimiz de müdüre döndük.

"Ahu sen çık kızım, git sınavına devam et."

"Ne? Onu öylece gönderiyor musunuz? Bacağında kopya yazıyor diyorum!" Ahu, müdüre teşekkür ederek odadan çıkarken sinirden kıpmırmızı olduğuma emindim.

"Adın neydi senin?" Dişlerimi sıkarak resmen tıslar gibi "Doğa Ata" dedim. Müdür önündeki bilgisayara dönerek ekrana bakarken derin nefesler alıyordum.

"Neden onu gönderdiniz? Bacağında kopya yazıyordu! Bakmaya gerek bile görmediniz!"

"Neden bakayım? Bak kızım Ahu okul ikincisi, onun kopya çekmesine gerek yok. Sana baktığımızda ise aldığın sınav sonuçları şuan önümde. Sınıfı her defasında ucu ucuna geçmişsin. Hiçbir sosyal etkinlikte ve kulüpte de yoksun. Sonucu gayet açıkken neden Ahu'yu kontrol etme gereği duyayım? Neyse, bu seferlik seni sadece sözlü bir şekilde uyarıyorum. Bir daha ki sefese velini çağırıp disiplin cezası veririm. Şimdi, çıkabilirsin."

Hiçbir şey demedim, dişlerimi sıkarak odadan çıktım ve bahçeye inip boş bahçedeki banklardan birine oturdum.

İşte uyuyan yılanı bu şekilde uyandırmışlardı.

Bu okulda görünmez olmak istemem keriz olacağım anlamına gelmiyordu. Kimse bana haksızlık yapamazdı! Kimse bana iftira atamazdı! Kimse beni küçük düşüremezdi. En önemlisi kimse yediği boku benim üzerime atamazdı.

İçimdeki öfke gittikçe büyürken siktir et dedim Doğa. Siktir et sakinliği, bu semtte sessizce yaşamaya çalışmak imkansızdı. Şu zamana kadar iyi idare etmiştim ama buraya kadardı.

Ben, bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla yaşardım ama bana dokunan o yılanın kafasını ezmesini de iyi bilirdim.

Önümdeki okul binasına gülümseyerek baktım. Pekala, istediğiniz kavga olsundu. Size kavganın da savaşın da alasını gösterecektim.

Bu semtin Ali Ata'nın kardeşi Doğa Ata ile tanışma zamanı gelmişti.