12

Önümdeki iki kuzen bana gülerek bakarlarken ben hala ağzım açık bir şekilde onlara bakıyordum. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım. Biraz kendime gelince gözlerimi açtığımda hedefim önümdeki iki kuzen değil onların arkasından caddeye giriş yapan ikili olmuştu. Kaşlarımı çatmadan edemedim.

Arza ve yanındaki kızıl saçlı kız muhabbet edip gülerek bize doğru ilerlerken henüz fark edilmemiştik. Onların olduğu cadde okula daha yakındı ama sanırım muhabbet sarmış olacak ki yolu uzatmaya karar vermişlerdi.

Arza'nın kafası bize doğru dönerken hızla gözlerimi onlardan çekerek önümdeki ikiliye baktım.

Hala eğlenerek beni izliyordu piç kuruları. Ulan ben size yapacağımı bilirdim de şimdi sırası değildi.

Arza ve yanındaki kız yanımızdan geçerlerken Arza'nın durup gözlerini kısarak bize bakmasıyla yanındaki de durmuştu. Bok var duruyorsun değil mi? Beklemeden ilerleme yapsana vefasız köpek!

"Günaydın, ne yapıyorsunuz burada?" İki kız bi' oğlan yapıyoruz Arza'cığım katılmak ister misin? Tövbe estağfurullah rabbim çok tövbe.

"Muhabbet ediyoruz Arza?" Cengizhan tek kaşını kaldırarak Arza'ya sorgular şekilde cevap verdiğinde Arza'nın da aynı şekilde tek kaşı havaya kalkmıştı.

"Siz... Üçünüz mü? Metehan'ı bir şekilde anlarım Doğa ile aynı okuldalar da sana anlam veremedim Cengizhan."

Bak sen.... Arza'nın Cengizhan'a ayrı bir nefreti mi vardı yoksa ben yanlış mı anlamıştım?

"Bana anlam verememeni de ben anlamadım."

"Hani siz düşman okullardasınız ve sürekli bir kavga içerisindesiniz ya Cengizhan." Arza'nın salağa anlatır gibi tane tane konuşmasına ben bile ayar olurken Cengizhan bir anda kahkaha atarak yanıma gelip elini omzuma atmıştı.

LAN NOLUUUYOO NOLUUYOOO

"Metehan'la ne kadar kavga etsek ve bir yarış içerisinde olsak da iki kuzen olarak her zaman orta yolu buluruz Arza'cım sen merak etme. Doğa'ysa bu grubun üçüncü tekeri olur. Üçümüzü yanyana gördüğün her an şaşırmayı bıraksan iyi olur çünkü daha çok göreceksiniz."

Göt oldu... Kelimenin tam anlamıyla Arza göt oldu. Kaşları çatılıp bana sorgular bir bakış attığımda ona kaşlarımı kaldırarak "ne" der gibi bir bakış attım.

Sen bizimle ilgileneceğine dön de yanındaki hiçbir şeye anlam verememiş salak salak etrafa bakan kızılla ilgilen. Hayır madem sevgilin var benimle neden buluşmak istedin. Onu geçtim saçlarımı toplamak nedir ulan sana mı kaldı yavşak!

Tamam sakinim!

En azından olmaya çalışıyorum!

Arza ağzını açıp konuşacaktı ki Cengizhan boş elini havaya kaldırıp köpek kovalar gibi ileri sallamış, resmen çocuğa kış kış efekti vermişti.

"Hadi Arza işine bak, yanındaki arkadaşın da seni bekliyor. Bizim özel olarak konuşacaklarımız var." Kaşları iyice çatılan Arza'ya bir sinir dalgası vurmuş olacak ki kulakları da kızarmaya başlamıştı. Bize son bir bakış atarak yanındaki kızılla yürümeye başladılar. Onlar gözden kaybolur kaybolmaz iç çekerek yan tarafıma döndüm ve Cengizhan'la burun buruna geldim.

"Tövbe estağfurullah! Gel açayım ağzımı da ağzıma gir salağa bak!" Hızla kendimi geriye atarak ondan uzaklaştığımda Metehan sokağı inletecek bir kahkaha atmıştı.

"Senin ağzın neler diyi kız! Ağzına neden gireyim ben." Cengizhan benimle dalga geçerek konuştuğunda ister istemez utancımdan sıcak basmıştı. Asıl senin ağzın neler diyi kancık!

"Yeter! Beynimi yaktınız ne oluyor size be! Bir anda karşıma çıkıp arkadaş ayağına yatıyorsunuz, hayırdır oğlum amacınız ne!" Kollarımı göğsümde birleştirerek ikisine kaşlarımı çatıp baktığımda bu tavrımdan hiç etkilenmemiş olacaklar ki onlar da benim gibi kollarını göğüslerinde birleştirerek yüzlerindeki gülümsemelerle bana bakmaya devam etmişlerdi.

"Dedik ya Doğa, sadece arkadaş olmak istiyoruz."

"Metehan Allah yarattı demeyeceğim çakacağım şimdi ağzının ortasına bir tane. Bizim bırak selam vermeyi göz göze geldiğimiz bir an bile olmadı!"

"Yani?"

"Ne demem yani! Siz beni çıldırtmak mı istiyorsunuz ikiz angutlar! Bir anda arkadaş olmak ne demek!""

"Biraz sakin ol, bu yaşta bu sinir vücuduna zarar. Sadece iyi anlaşacağımızı düşündüğümüz için seni tanımak istedik." Tek kaşımı kaldırarak Cengizhan'a döndüm.

"Peki bir anda iyi anlaşacağımızı size düşündüren ne oldu?"

"Doğa sen fark etmesen de bizim her zaman göz hapsimizdeydin." Metehan'ın kurduğu cümleden sonra şaşkınlıkla ona baktım.

"Ne demek göz hapsinizdeydim!" Şaşkınlığıma tebessüm eden Cengizhan kuzeninden konuşmayı devralarak açıklama görevini üstlendi.

"Belki hatırlamıyorsun ama biz anasınıfında beraber okuduk. Sen o zamanlar hep Arza'yla oyun oynardın. Bir kere seninle etkinlikte eş olmaya çalıştığım için bana tekme atmıştın. Ondan sonra tüm iki dönem boyunca beni gördüğün her yerde ya kafama kağıt fırlatıyordun ya çelme takmaya çalışıyordun. Daha sonra ilkokula geçince biz A şubesinde sen B şubesinde okudun. Yani biz en başından beri senin kimin kardeşi olduğunu da biliyoruz seni de tanıyoruz. Metehan'la birlikte dönem dönem sana yaklaşmaya çalıştık ama sen her zaman bizi itekledin. İlkokulda Arza seni satıp yeni arkadaş bulduğunda bizimle oynamak yerine tek kalıp üzülmeyi tercih ettin. Şimdi, sana son kez gelmeye karar verdik. Neden bizimle arkadaş olmayı denemiyorsun?"

Hatırlamıştım. Zihnimin tozlu raflarına koyup orada unuttuğum tüm detaylar kafamın içinde fink atıyordu. Cengizhan gerçekten doğru söylüyordu. Sırf yanıma geldiği için etkinlikte Arza yerine onunla eş olmak zorunda kaldığım için saçına sakız bile yapıştırmıştım. Üstünen saçını kazıtıp geldiğinde onunla dalga geçmiştim. İlkokulda ben köşeye oturmuş Arza'ya bakıp ağlarken Cengizhan ve Metehan bana çikolata alıp gelirlerdi, ben ise o çikolataları onlara fırlatır yanlarından giderdim.

Bok gibi bir çocukmuşum.

Bakışlarım yumuşadı, duruşum bozuldu. Bana hala gülümseyerek bakan ikiliye bu sefer samimi bir şekilde tebessüm ettim. Şimdi anlıyordum ki yıllar geçse de bu iki kuzen benden hiç vazgeçmemişlerdi.