109. Bölüm

Final2° Akşam Yemeği°

☆Evosss☆
esmeryazarrrr

Whatsapp kanalına gelmediğiniz ve duyurulardan haberiniz olmadığı için gelip buraya yok şöyle bitti yok böyle bitti diyerek kalbimi kırdınız.

 

Kanal da; Kaos ve Kan sevenlere ayrı bir final yazacağımı, diğer tür okurlarıma da ayrı bir final yazacağımı söylemiştim.

Buraya fotoğrafı yine bırakayım katılmak isteyen katılsın ve duyurulardan oradan olucak bilginize

Neyse ne, ben yine hastayım yataktayım.

Bu bölüme herkesin bir iz bırkmasını, bir hatıra bırakmasını isteyeceğim. Bekliyorum herkesten.

 

Okuduğunuz tarih 📜;

 

 

🌺🌺🌺

 

Uykudan korkuyla uyandığımda nefes nefese kalmıştım. Her yerim sanki titriyordu ve yaz da olmamıza rağmen üşüyordum.

 

O nasıl bir rüyaydı.

 

Mourir'i yanımda göremeyince rüyamın daha doğrusu kabusumun gerçek olacağını düşündüğüm için yataktan kalkıp "Mourir" diye bağırdım.

 

Hayır, tamam adam öldürmesine alışmıştım ama adam kâbusumda insanların kalbini elleriyle söküp, bir de koleksiyon yapıyordu.

 

Bir de o ellerle bana mı dokunacaktı. Yemin ederim onu ben öldürürüm.

 

İğrenç iğrenç hareketler yapmaz zaten ama ben yine de uyaracaktım.

 

Mourinho odaya girdiğinde sabahın 6sı olmasına rağmen çoktan hazırlanmıştı ve benim bağırmamdan endişelendiği için yüzünde korku vardı.

 

Yaa bu adam birinin nasıl kalbini sökebilir ki şu tatlılığa bakın.

 

"Nereye? " diye sordum melul melul bakarken onun da bakışları bir şey olmadığını fark edince ciddileşti.

"İş"

"Ne işi? "

"Şirket"

"Emin misin? "

"Eminim"

 

Bana doğru bir kaç adım atıp elinin tersini alnıma bırakıp ateşimi ölçtü. "Ateşin de yok. Ne oldu sana? " diye çatık kaşlarıyla gözlerime bakarken ne diyeceğimi bilemedim.

 

Hayır, ben seni rüyamda adamların kalbinden koleksiyon yaparken gördüm, böyle bir şey yapmayacağından emin olmak istiyorum mu diyecektim.

 

Güzel cümle kurdum ama dimi

 

Off muhteşemim yaa.

 

"İnsanlara bir şey yapmıyorsun değil mi? " dediğimde bu sefer benden bir adım uzaklaşıp üstten beni süzdü. "Yok sen iyi değilsin"

Beni kucağına alıp "Evin bozuğunu verdiler bana" diye mırıldandı.

​​​​​Kollarından inmeye çalışırken omzuna yumruk atıp "Bozuksam evlenmeyelim. Daha imzayı atmadın hayatını bozuk biriyle mahvetme" diye bağırırken bir yandan da daha sert yumruklar atıyordum.

 

Yüzünde acı yerine uyuz bir sırıtış vardı ve bu çok sinir bozucu olduğundan ellerimi boğazına yerleştip boğmaya çalıştım o ise hâlâ sırtarak ve beni indiremeyerek alt kata indiriyordu.

 

Hayvan adam.

 

Boğazını daha fazla sıkmaya kıyamadığım için ellerimi çekip bu sefer debelenmeye başladım.

"İndirsene beni kardeşim. Git bozuk olmayan birini al"

 

"Yusuf'u istesem daha kârlıydım. " dediğinde ağzım açık kalmıştı. O benim halime gülerken ben hâlâ şoktaydım.

Yusuf?. Benim abim yusuf.

 

Beni bir sandalyeye otturtuğunda ellerini iki yanıma yerleştirip üzerime eğildi. Ben ona pis pis bakarken o gülümsemesini bozmadan bana baktı. "Rüyanı anlat. " dediğinde bunu nereden anladığını hiç düşünmeden "Anlatmıyorum." diye cevapladım.

 

"peki" diyerek doğruldu ve dolaba yöneldi. "Tekrar sormayacak mısın? " diye mırıldandığımda dolaptan bir şeyler çıkarırken "Hayır" dedi ve çıkardıklarını masaya yerleştirmeye başladı.

 

"Asıl sensin bozuk." cevap gelmedi.

"Yemiyorum senin yaptığın yemeyi" dediğimde cevap gelmez sanıyordum ama o kahkaha atıp "Maya sen yemek yapmayı bilmiyorsun. Patates kızartması biliyorsun onunda yüzden seksenini yakıyorsun. Ben olmasam aç kalırsın. "

 

Bu bir savaş ilanıdır.

 

"Ben mı bilmiyorum. Beni aşçı olarak doğurmuşlar, ben 50 kişilik yemek yapar, onları yaptığım yemeklerle doyurur bir de üstüne tatlı yaparım" diye gaza geldim. Mourir şeytani gülümsemesini takınırken "Kızımı da kimseye emanet etmeden yaparım bunları bir de" diyerek çıtayı arşa çıkardım.

 

Ama ortada olan bir şey vardı. Mourir yemek yapmada bende çok çok çok daha iyiydi. Ama bunu ona belli edecek değildim.

 

"Yap o zaman. " dediğinde ne dediğini anlayamadığım için yüzüne mal gibi baktım ve o yüzümün haline yine sırıttı. "Akşam diyorum şirket yemeğini burada yiyelim. 50 kişi akşam yemeklerini yemeye gelecek."

 

Yok benim bu adamı güzel bir sopa dayağından geçirmem gerekiyor. Böyle olmaz.

 

"Mourir, yediremiyorsun işte benim senden iyi yemek yaptığıma" dediğimde tekrar kahkaha attı. "Yavrum sen bu akşam o insanları doyur. Benim dediğin her şeyi kabul edeceğimden emin ol. "

 

O beni hiç takmadan salatalık doğrarken yüzünde ki keyfi arkasından bile görebiliyordum.

 

"Tamam lan"

"Hadi bakalım. "

"Hadi bakalım. En güzellerini yaparım. "

​​​​​​

Hayır, en fazla ne kadar zor olabilirdi ki??

 

 

🌺🌺🌺

 

​​​​Çok zordu.

Saatler olmuştu, Ada uyanmıştı ve açtı ve mutfak da 2.dünya savaşında bir ada da savaşın bitmesini bekleyen Japon askerleri gibi yapabildiğim tek kurabiyenin fırından çıkmasını bekliyordum.

 

4 defa oturup salya sümük, Ada ile birlikte ağlamış ve her seferinde inatla kalkıp devam etmiştim ve yine hüsranla oturup ağlamıştım.

 

Canım kızımda her ağladığımda bana eşlik ediyor ben durduğumda ise o da ayaklanıp bana yardım etmeye çalışıyordu.

 

Bu kız daha 3 yaşında ve benim yüzümden bugün saçlarına ak düştü diye düşünüp bir daha ağlayacakken un olduğunu fark edip derinden bir nefes aldım.

 

Tezgahın üstünde un paketinin yarısı devrilmiş ve hâlâ yere dökülen unlar yanında marul, salatalık. Ada'nın ısırdığı yarım domates niye soyduğumu bile bilmediğim 30'a yakın patlıcanlar, az önce yardım çığlıkları atan ama şimdi şimdi can vermiş, kırılmış yumurtalar. Yazın ortasında dolabımda neden böyle bir şey var diye düşündüren küflenmiş portakallar, tezgahta Mourir'in sabah bıraktığı reçel, mutfağa girdiğimden beri bana bakan tavuklar ve tezgaha nasıl çıktığını bilmediğim üstü başı unlar içerisinde ki kızım Ada.

 

"Aaaağğğğaağağağağağağa" diye oturup ağlamaya başladığımda Ada tüm ciddiyeti ile tezgaha yapıştırdığı sandalyeye basıp indi ve benim yanıma geldikten sonra sarıldı. "Aaağğağaaa" diye o da bağırarak ağlamaya başladığında ağlamam şiddetlendi.

 

Ada ağladıkça ben ağladım. Ben ağladıkça Ada ağladı.

 

 

🌺🌺🌺

 

Mourir'in Anlatımıyla

 

Gerçekten yemek yapacak mıydı?

Şirketten birilerini götürmek yerine yanıma birkaç doktor da alsam iyi olacak gibi duruyordu.

 

Hayatında patates ve yumurtadan başka bir şey yapmamış biriydi Maya. Akşam adamlara patates ve köfte verirse kendimi tutabileceğimi söyleyemezdim.

 

Arabayı park edip indiğimde etrafı süzdüm. Bakalım beni takip edip fark edilmeyeceğini düşünen orospu çocuğu kimmiş.

 

Depoya girdikten sonra ışıkları tamamen kapatıp karanlığa bürünmesini sağladım. Elimi arkama attığım da silahımın torpido gözünde kaldığını hatırlayınca dudaklarımı ısırıp sakin kalmaya çalıştım.

 

Gelenden korkmuyordum. Birinin direkt kafasına sıkamayınca Ölene dek ellerimle işkence edesim geliyordu ve şuan o arzu tekrar harekete geçmişti.

 

Eski yöntemlerle başvurmak zorundayım çünkü Maya birini tekrar parçalara ayırdığımı görürse bu defa ayrılan ben olucaktım.

 

Cebimden küçük bir bıçak çıkarıp beklemeye başladığımda deponun dışında araba sesi duyuldu.

 

Gel sen, gel.

 

Arabanın kapısı açıldı, kapısı kapandı, durdu, bir kaç adım attı ve olduğu yerde kaldı. Muhtemelen kafasını uzatıp içeriyi kontrol ediyordur.

 

İçeriye doğru bir kaç adım attığında karanlıkta olduğumu görmedi ve biraz daha ilerledi. Deponun kapısına attığım tekmeyle kapı kapanırken sikik bana döndü elinde silahla ama ben çoktan tekrar karanlığa gizlenmiştim.

 

Karanlıkta ona yaklaşırken beni bulmaya çalıştığını ama korktuğunu görebiliyordum. Biraz gaza getirilmiş bir arkadaşa benziyor.

 

Cebimden çıkardığım sigara paketini karşımda bir yere fırlattığımda aptal çocuk anında orayı kurşun bombardımanına tuttu.

 

Eline attığım tekme ile silahı uçarken arkasına geçip boğazına bıçak dayadım. Yüzünde ki maskeyi çıkardığım bunu beklediğim söylenemezdi ama çok önce anlamıştım o olduğunu, beklemediğim şey böyle cesurca beni öldürmeye gelebilmesiydi.

 

Ona Maya ile yakın olduğu in bir fırsat tanımıştım ama o beni öldürebileceğini düşünmüştü, ne kadar aptalca.

 

İnsanların kanına olan arzumu dindirmeye çalıştıkça sanki hepsi benim onları öldürmem için bana geliyor gibiydi.

 

"Seni öyle hemen öldüremem" dedim sesli ama içimden de "parçalara da ayıramam" diye geçirdim.

 

Söz verdim Maya'ya.

 

"Nasıl ölmek istersin Kaan? " diye bir fikir almak istemiştim ama soruma cevap alamadım. İçeri götürüp sandalyeye bağladım.

 

Yakamazdım, Maya'nın travması var. Boğamazdım, çok acısız bir ölüm olur. Kesemezdim, beni tatmin ederdi ama söz verdim.

 

Balığıma yem edebilirdim. Ama böyle iğrenç bir şeyi yemesini istemiyordum.

 

"Ben sen ne yapacağım yaa? " diye kendi kendime konuştuğumda kafasını yerden kaldırıp "Ne yaparsan yap her türlü öleceğim. " diye güldüğünde bir şey buldum.

 

"Demek o kadar çok ölmek istiyorsun haa" derken ayağa kalkıp tavandaki demir kancaya baktım.

Kan olmayacaktı, zevk almayacaktım ama sözümü tutabilecektim.

 

"Senin ölümün kansız şaheserim olucak."

 

Tek ayağından kancaya iple bağladım.

Evet, oradan kurtulacaktı ama düştüğünde onu elektrikli bir şu bekliyor olacaktı.

 

🌺🌺🌺

Maya'nın Anlatımıyla

 

Yemek yapılacak dedim ama nasıl yapılacağını söylemedim.

 

Mourir yine bir şeyler karıştırıyor hissediyorum. Ama umarım kimsenin kanına bulaşmaz.

 

Az önce evden kendimi gizleyerek çıkmış 20 yıldır aşçılık yapan hatta ben ve abime annemden daha çok bakan, emekli ölmek Fadime teyzeyi alıp eve getirmiştim.

 

Yarım saat mutfağın hâli yüzünden beni azarlamış olsa da yemeklerin çoğunu bitirmişti bile ve akşam olmak üzereydi.

 

Belki 50 kişi doyurmaz ama 30 kişi bu yemeklerle net doyardı şimdilik.

 

Bu yüzden başka birini, bir aşçı daha getirttim.

 

Savaşta ve yemek yarışında her yol mübahtır. Ya da her neyse.

 

Ehehhe, kazanacaktım.

 

Yapacak bir şey yok. Mourir'in artık kalan ömründe ki sınavı bendim.

 

 

🌺🌺🌺

 

Akşam gerçekten de Mourir dediğini yapmış ve 50'ye yakın kişi getirmişti.

 

Ben onun daha şokunu atlatamamışken mutfağa girip hazırlanan tabakları gördüğümde bir baş dönmesi yaşadım.

 

Sanırısın bu evde orduya yemek hazırlandı.

 

Fadime teyzeyi ve diğer aşçıyı da gönderdiğimden geri kalan servis tek başıma yaptım. Mourir'in getirdikleri arasında Ecrin ve Meral'i de görünce tabakları bırakıp enselerinden tutarak mutfağa sürükledim.

 

Çalışmayana ekmek yok.

 

Mourir her yemek getirdiğimde biraz daha şüpheyle bakıyordu.

Hayır, bende yapardım bunları ama yardım etmek istediler diye getirdim onları, yoksa sizde gördünüz gayette başarıyordum.

 

Ada koşarak Mourir'in kucağına atlarken nedeni daha fazla küçüldü dev cüsseli babası yüzünden.

 

Mourir yemeklerden ve benden bakışlarını keserek yalnızca Ada'nın anlattıklarını pür dikkat dinliyor, kıvırcık saçlarını parmağına doluyor ve her anlattığı şeye gülümseyerek cevap veriyordu.

 

Ben bu adamı aldığımda böyle değildi. Buna kalpsiz, vicdansız diyenler utanır mı?

 

Bunları düşünürken kahkaha atmamak in kendimi zor tutuyordum. İçimde sebepsiz bir mutluluk vardı. Hayır, aslında sebebi vardı. Kocam olacak öküz ve kızım birbirlerini çok seviyorlardı.

 

Yemeklerin hepsini bıraktıktan sonra masa da sandalyesine oturmayan tek kişi Burak kalmıştı. "Burak otursana" dedim sevecen bir sesle o ise beni duymazlıktan gelip bulutları inceledi. Mourir alttan onun elini sıktıktan sonra "Ahh, yengem. Ben yemesem de olur." diye kaçmaya çalıştı.

 

Nankör, sana verdiğim emeklere yazıklar olsun.

 

Alt tarafı Mourir'i öldü diye bildiğimiz zaman yemek yapayım da mutfağa girmiştim, ve Burak yaptığım yemekten yedikten sonra zehirlendi. Ama benim yüzümden değil, önceden yediği bir şey dokunmuş olmalıydı.

 

O da benim üstüme suçu yıktı. Kanıt göster koçum, kanıt.

 

"Burak otur şu sandalyeye" dediğimde o korku ve telaşla yerine yerleşirken Lucas iştahla önüne bakıyordu.

 

"Kendimi deney faresi gibi hissediyorum" diyen Burak'a elimde ki çatalı fırlatmamak için zor dururken masanın baş köşelerinden "Yenge valla harika olmuş." diye bir ses duyuldu.

 

Bu övgüyü hak etmiştim.

 

Burak, Meral, Ecrin ve Mourir aynı anda adama döndü. "Ne! "

Dördünün sesi yankı yapıp birbirine karışırken karşımda oturan Mourir'e alttan tekme attım ve yanımda duran kafası adama dönük olup ciddiyetle onu süzen Meral'in ense kökünden tutup yemeğine çevirdim.

 

Adam neye uğradığını şaşırdığından kaşığını ağzına tıkıp önüne dönmüşken Burak'a "birazdan gösteririm ben sana" der gibi başımı salladım.

 

Ecrin ise eliyle ağzına kilit çekip diğerleri gibi dokunmadan yemeğe bakmaya başladılar.

"Ezan okumayacak, yiyebilirsiniz" dediğimde Mourir'in tabağını özellikle kendime hazırlamıştım.

 

Kendi el lezetim. Diğerleri aşçı yemekleri yerken o benim kendi ellerimle yaptığım yemeği zevkle yiyecekti.

Hâlâ onun kucağında olan kızıma ise mama vermekle meşguldu Mourir.

Ben sana gösteririm bozuğu.

 

"Geçmiş olsun o zaman hepimize, ben başlıyorum" dedi Burak.

 

Burak bir kaşık yedikten sonra peçetesini hazırlamıştı ki tuttu ve şaşkınlıkla bana döndü. "Güzel olmuş. "

Bir kaşık da pilavdan alıp "Lan harbi güzel olmuş." diyerek şaşkın bakışlarını insanlardan gizleyemedi.

 

Ee tabi, bizde deriniz. Bizde var bir şeyler.

 

Meral, Burak beğendi diye ilk defa elini çatalına atıp etten bir parça kopardı ve yutmadan önce peçetesini hazırladı ama gözleri açılırken peçeteyi aynen masaya bıraktı. "Güzel olmuş? "

 

Lucas tabağının yarısına gelmişti ki bize dönüp "Valla ben bundan sonra her akşam yemeği buradayım." derken tekrar kaşığını doldurdu.

Ahh, benim evladım! Gel tabi, gel ama bu yemekler kalır mı bilmiyorum.

 

Masanın öbür ucunda farklı bir şey konuşulmaya başladığında Mourir masanın üzerinden başını uzatıp yaklaşmamı istedi, bende onun gibi yaklaştığımda "Tehdit mi ettin herkesi, yoksa bir yerden mi sipariş ettin? " dedi ve aynı hızla tekrar bacaklarına bir tekme yedi.

 

Dudaklarını ısırarak geri çekilirken Ada kendi yeşil plastik kaşığını Mourir'in tabağından doldurup yiyecekken "Yapma kızım, ben sana öyle hemen bırakamam" diye mırıldandı ve onun kaşığını mama ile doldurdu.

 

Ve derin bir nefes alarak kendi kaşığını eline aldı. Ay sanırsam bomba imha ekibinden de hangi kabloyu keseceğini şaşırmış, yesene be adam.

 

Onun yemeğini de özellikle kötü yaptım. Hem istemede kıyamamıştım bu da ona ders olur. Pilavı tuza bastım, et pişmemiş ve diğer yemeklerde ya çok tuzsuz ya da mutlaka kötü bir tat verecek bir şey çıkardı.

 

Burak hâlâ şaşkınlıkla yemeği eşeleyip, yemeğin tadını çıkarırken Mourir ilk kaşığını yedi ve bir bardak su ile ağzındakileri yuttu.

 

Mourir önce hemen yanında oturan Lucas'ın kulağına fısıldadı ve Lucas kahkahalarla "Abi buna da güzel değil diyorsan bir kere de senin yaptığını yiyelim" diyerek karşılık verince Mourir onu arkasına yaslatıp Lucas'ın yanında oturan Burak'ın yakasından tuttu ve kendine çekerek ona da bir şey fısıldadı.

 

"Ben de şaşkınım." derken bana bir bakış attı ve yakasını Mourir'den kurtarıp tekrar önünde ki yemeği yemeye odaklandı.

 

Mourir "doydum ben, yemem" diye bir şey söyleyeceğini sanarken hırsla tabağını bitirmeye koyuldu.

 

Ayy ölücek birkaç gün sonra düğün var.

 

Her tadına baktığı yemekte yeni bir hüsran yaşarken anında Lucas'ın tabağını ile kendi tabağını değiştirdi. Ada kıkırdamaya başlarken Lucas giden yarım tabağa üzgün bakışlarını attı.

 

Sonrasında ise Ecrin'e bakıp göz kırptı.

 

Lan, ben ne kaçırdım? Bunlar ne ara oldular? Benim niye haberim yok? Benden habersiz mı oldular? Bana niye haber versinler? Ayy kafam çok karışık.

 

Sorularımdan Mourir'in tabağından yiyen Lucas'ın acı nidası kurtardı. Özür dileyen bakışlarını atarken Mourir hevesle önünde ki tabaktan yiyor ve şeytani bir gülümseme ile etrafı izliyordu.

 

Lucas "Çok.. " yutkundu. "Güzel... Olmuş. " dedikten hemen sonra Burak ile tabakları değiştirdi.

 

Burak da bığtık ya deyip ayağını boşluğa sallayan dede gibi yumruğunu sallayıp "Ben ne günah işledim ama yaa" diyerek bir umut güzeldir diye bir kaşık aldı. Ve hüsranla kafasını geriye atıp bir kaç saniye gökyüzünü izledi.

 

Daha sonra doğrulup karşısında duran Meral'n tabağını alıp zehirli tabağı bıraktı ama Meral bunu fark etmedi çünkü önde konuşulan konuyu dinliyordu.

Meral de hak etti o da beğenmiyor duran yemeklerimi.

 

Önüne dönüp bir çatal daha etten aldıktan sonra bana dönüp duygu sömürüsü yaparak "Burak verdi değil mi? " dedi.

Ben başımı salladığımda derin bir nefes alıp o da beni geçerek Ecrin ile tabakları değiştirdi.

 

Hayır, niye herkes kendi tabağını istemiyor onda şaşkınım diyecektim ki hâlâ önünde ki yemeği iştahla yiyen şeytan sırıtışlı öküzün tabağını almayacağını hatırladım.

 

Ecrin herkese masum masum bakarken Lucas dayanamayıp kendi tabağını ona verip zehirli tabağı alıp yemeye başladı.

 

Ben içimden sevinirken Ada alkışladı ve herkes ona eşlik edince daha mutlulukla alkışladı.

 

 

🌺🌺🌺

Her şey böyle ilerlemeye başlamıştım, Mourir o gecenin sonunda hamile olduğunu öğrendiğinde çok daha mutlu olmuştu.

 

Hazar'ı Ada'dan uzak tutuyordu.

 

Beni gelinlikle gördüğünde hayatımda ilk defa onun ağladığını görüyordum.

Sağ gözünden bir damla yaş usulca aktı ve beni hayranlıkla izledi.

Abim ise beni gördüğünde güzel olduğunu söyleyip anında zorbalama fassına geçmişti.

 

Nikah kıyılmış, bir olay olmamıştı, bu da kartları gönderenin ortadan kalktığını gösteriyordu.

 

Hem evlendikten sonra siniri de azalmaya başlamıştım ve pis işlerden oldukça uzaklaşmaya çalışıyordu.

 

Mutlu bir son beklemiyordum ama evet her şey yolunda bitmişti.

Ecrin ve Lucas çıkmaya başlamış, Burak, Meral'e evlenme teklif etmişti bana da birazdan söyleyecekti ne cevap verdiğini çünkü henüz benim de haberim yoktu.

 

 

🌺🌺🌺

 

BİR KİTABİN SONUNDA SİZİNLE BİRLİKTEYİM! 💖🎀🌺

 

Düğün yazacaktım ama kansız bir düğün yazamadığımı fark ettim. Daha sonra Lucas, Ecrin, Meral ve Burak için özel bölüm atacağım. Düğün sahnesini de flashback ile oradan anlatarım.

 

hepinizi öpüyor ve diğer kitaplarım için buradan ayrılıyorum. 💋

 

​​​​​​

 

 

 

Bölüm : 09.06.2025 19:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
☆Evosss☆ / Mafya Kızı / Final2° Akşam Yemeği°
☆Evosss☆
Mafya Kızı

82.59k Okunma

8.89k Oy

0 Takip
65
Bölümlü Kitap
1. Boks Torbası2°Gülüm°3°Yakışıklıymış°4°Boku Yemişke°5°Aksiyon⚔️°6°Sar Bezin Gücü Adına🧽°7°Cafer Sıçtık Bez Getir💩°8°Arsızlığının Sınırı Yok 🤔°9°Kerenkele Kaan🦎°10°Kudur Köpek°11°Yeter Bığhtıkk°Özel Bölüm 🎄🎅🔔❄12°Kaos°13°Toplantı Olayy💅14°Görev Başında°15°Yıldızların Altında°16°Ateşin Ortasında🔥°17°Mourir♾️❤️°18°Adam Öldürmece°19°Mafya Kızı💜°20°Göklerde Kartal Gibiydim🦅°🌆Özel Bölüm🥁😴Whatsapp Kanalı21.Bölüm22°Fırtına Öncesi Sessizlik°23°Ölüm Kalım Meselesi°24°Fransa'da Teklif°25°Ne sandın Cerram°26°Mourir'i Sinirlendirmece😈"27°Şaka Şaka Gül Diye°28°Rekor Kaçırılma°29°Deccal Kaynana°30°Langırt Masası🙈🙉🙊°31°Öldürmeliydik°32°Seçim Vakti°33°Kabullen°34°Her yerde O35°3 Yıl Onsuz°36°Yer Cücesi°37°Ölmez Her Hâlde°38°Kurşunlar🤡👹°39°Lansman🧚‍♀️🦋°40°Denizin Ortasında 🥶💨°41°Kurşun Yarası😉°42°Gece Kulübü🍻🍷°43°Maya Toprak°44°Yeni Bir Sorun°45°Hatırlamıyorum°46°Kandırmaca°Quiz47°Tanışma Merasimi°48°Özel Oda°49°Anlaşma Teklifi🃏🧩°Duyuruuu ÖNEMLİ50°Gizli Görev°51°Evlenmeden Sabıkalı👮🏻👀°52°Burak Turgut°53°Fırtına Öncesi Kahkahalar☠️°54°Ufak Tefek Ajanlıklar📞📸°55°Parıltılı Bir Düşüş 🌟°56°Deprsif Bir Gün😔☠️°57°Minik bir ziyaret 🎊°FİNAL°Kanlı Düğün🩸💍°AÇİKLAMA💖🏁Final2° Akşam Yemeği°
Hikayeyi Paylaş
Loading...