104. Bölüm

57°Minik bir ziyaret 🎊°

☆Evosss☆
esmeryazarrrr

Sınırı geçmek baya bir zamanınızı aldı ve bende hasta olduğum için bölüm bir-iki gün gecikti.

 

Son bölümler tam olarak bilmesem de ya bir yada iki bölüm kaldı finale ve finali sizin fikirlerinizin belirleyeceği söylemek istiyorum.

Kanal da bir anket paylaşıcam bakmayı unutmayın.

(biraz kaotik bir bölüm olucak ☺☺☺)

​​​​​​SINIR: 40 Oy/50 yorum (daha fazla da olabilir😉)

 

Ekrem'in gözaltı haberi tüm haber kanallarına yayılırken akşam olmak üzereydi ve Mourir buluşmak için beni aradığında biraz tereddüt ettim.

 

Babamın attığı tekmeler ile çenem ve elmacık kemiğim morarmış hatta kararmaya yüz tutmuştu. Vücudumdan bahsetmiyorum bile çünkü kolum da, karnım da, omzum da hatta bacağımda bile morluk vardı nedeni ise çıplak ayakla değilde ayakkabı ile vurduğundan.

 

Üstüme ilkbahara uymayan uzun kollu fazla kalın olmayan bir kazak geçirdikten sonra altıma da ilk olarak bir tayt sonrasında ise geniş paça bir pantolon geçirdim.

Aynadan kendime bakarken hazır gibi görünüyordum, ve yüzüm dışında gayet normal göründüğümden emin olduktan sonra makyaj masama oturdum ve o an fark ettim ki boynumda da yeşile çalan morluklar vardı ve bunu gizlemek en zoruydu çünkü Mourir'in en çok öptüğü yerdi boynum.

Makyajla kapatmak kolaydı ama Mourir'in fark etme olasılığı çok yüksekti ve eğer boyunlu bir kazak giyersem de benden şüphelenmesine yol açardım, çünkü nefes alamadığımı ve daraladığımı biliyordu.

Her türlü ondan saklamaya çalışıyordum ve bu biraz daha bana olan güvenini zedeleyecekti.

 

Yüzüme ve boynuma sürdüğüm bir kaç kat fondöten ve kapatıcı ile masadan ayrılıp aşağı indiğimde abimin şirkette olduğunu ve Clara'nın, Hazar'ı parka götürdüğünü hizmetlilerden öğrendim ve arabamın anahtarını alıp hızla dışarı çıktım.

 

Beni görürlerse asla izin vermezler çıkmama, nedenini bende bilmiyorum ama abim diyorsa haklıdır, tabi ben ilgilenmiyorum ama haklıdır yani.

 

Kendi kırmızı spor arabama atlarken kaza yapmamak için dualar ettim.

 

 

🌺🌺🌺

 

"Ağlama" diye yanımda ki 3 yaşlarında ki kız çocuğunu avutmaya çalışırken ağlaması şiddetlendi ve "anne" diye bağırmaya başladı.

 

Ne yapacağımı bilemez bir şekilde onu susturmaya çalışırken öte yandan üstünde ki yıpranmış ve yırtılmış kıyafetleri görünce daha kötü hissediyordum.

 

Yolda gelirken onu burada, çöpün kenarında bulmuştum ve bulduğumdan beridir yalnızca ağlıyordu.

 

Etrafta bir saatte yakın bekledikten sonra telefonum Mourir tarafından çalındı.

"Aşkım valla önemli bir işim vardı" dediğimde bir süre ses gelmedi ve "Bir sorun mu var? " diye benden cevap bekledi ama cevap veren yanımda duran susmuş ama tekrar ağlamaya karar veren kız çocuğu oldu.

 

O tekrar ağlamaya başlarken Mourir " nerdesin sen? " diye sordu ve ona yeri tarif ederken bana attığı konum ile aramda bir sokak olduğunu fark ettim.

 

Küçük kızı kollarıma alıp arka koltuğa bıraktıktan sonra emniyet kemerini de takıp öne geçtim.

 

Mourir'in söylediği evin önüne geldiğimde arkamda yeni yeni sakinleşmiş küçük kıza baktım. Kaşlarının altından bana baktığında yeşil gözleri parladı ve içimde sebepsizce bir mutluluk oluştu, sanki kalbimin atış hızı arttı.

 

Yüzünde ki kirleri saymazsak esmer bir ten rengi olduğu göze çarpıyordu ve en dikkat çeken özelliği etrafa korkuyla bakan yemyeşil gözleriydi.

 

Mourir arabanın camına tıklattığında ona dönüp hızla arabadan indim ve bana sarıldıktan sonra elimi tutup önünde durduğumuz villaya çekecekken elimi kurtarıp yavaş adımlarla tekrar arabaya ilerledim ve arka kapıyı açtım.

 

Mourir ne yaptığımı çözmeye çalışırken küçük kızın kemerini çözdükten elinden tutup dışarı çıkardım. Mourir çatık kaşlarıyla elimdeki kıza bakarken, kız rahatsız olmuş olmalı ki arkama saklandı.

 

"Seni dinliyorum Maya, kim? " diye iğneleyici bir şekilde sorduğu sorunun cevabını düşünürken, Mourir yanıma yaklaşıp kızın elinden tutup arkamdan çıkarmaya çalışırken kız beni daha sıkı tutup saklanmaya çalıştı.

 

"Mourir korkuyor, uzak dur."

 

Bana hâlâ "kim bu" der gibi bakarken parmağını yüzümde gezdirip "Biraz fazla olmuş sanki" dedi makyajımı kastederek.

 

Mecbur kaldık.

 

Biz de kader mahkûmuyuz.

 

"Bugün böyle olmasını istedim. " dedikten sonra küçük kızın kaşlarının altından masumca baktığı yere baktığımda evin bahçesinde ki küçük parkı gördüm.

 

Pembe kaydırak ve salıncak yeni temizlenmiş ve âdeta beni oraya çekmeye çalıyordu.

 

Bahçe bana tanıdık gelince krem ve ayrıntılarında bebek mavisi rengi ile boyanmış göz alıcı eve doğru elimdeki küçük kızla koştum.

 

Mourir ağır adımlarla ardımızdan gelirken ben içeri girmiştim.

 

Kapının tam karşısında yukarı kata uzanan bir merdiven ve diğer tarafımda kalan bodrum kata uzanan bir merdiven daha bulunuyordu.

 

Birkaç adım daha attığım da beyaz-gri tonlarında ki amerikan mutfağını da gördüğümde evin gerisini de tahmin ediyordum çünkü bu hayalimdeki evdi.

 

Mourir kanepenin kenarına yaslandı. "Misafirimizin kim olduğunu öğrenebilir miyim? "

 

Aslında kızın gitmesine izin vermezsem gelecekte ona seni çöpte bulduk diyebilirdik.

Abim bunu ana hep söylerdi bende birine söylemek istiyordum.

 

🌺🌺🌺

"Hayır"

"Ama neden? " diye titreyen sesimle bağırdığımda az önce adını Ada koyduğum kızı kucağıma çekip sımsıkı sarıldım.

 

"Maya, onun nereden geldiğini bile bilmiyoruz. O sokak hayvanı değil ki sahiplenelim. "

 

"Ailesi olsaydı onu çöpte bulmazdık" derken daha sıkı sarıldım. "Burak gibi mi olsun istiyorsun. Yetimhaneye düşerse hayatı mahvolur." diye devam ettiğimde, Mourir avuçlarını yüzüne vurup ofladı.

 

Ada'yı bırakmak istemiyordum. Neden bilmiyorum ama gitmesini istemiyordum.

Bu kadar kısa sürede bağlanmıştım bile sanki.

 

"Aşkım, birtanem belki kaybolmuştur. Onu öylece yanına alamazsın. "

 

Beynim, Mourir'i haklı buluyordu ama kalbim kızı bırakmamam gerektiğini söylüyordu ve bilin bakalım bu zamana kadar kalbimle hareket edip hep kaybettiğim hâlde yine kimin yolundan gidecektim.

 

Evet, doğru. Kalbim, bu defa haklıydı ve kızı bırakmayacaktım.

Ailesi olsaydı öyle çöpün kenarında oturmuş ağlıyor olmazdı.

 

"Mourir, Aşkım lütfen onu benden alma. En azından sen onun ailesi olup olmadığını buluncaya dek. "

Mourir başını olumlu anlamında salladığında kızın yüzünde bir gülümseme oluştu ve bende kalkıp Mourir'in boynuna atlamıştım.

 

Sona bir adım daha yaklaşmış gibi hissediyordum.

 

 

🌺🌺🌺

 

~1 Saat Sonra~

Maya hata yapmıştı.

 

Vücudunda ki morluklar ile Mourir'e giderek hata yapmıştı. Onları saklayabileceğini sanarken hata yapmıştı. Onları gizlemeye çalışırken hata yapmıştı.

 

Mourir'in yanlışlıkla denk geldiği morluklar onun gözlerinin kararmasına sebep olurken, Maya'nın engel olacak gücü yoktu bu yüzden yeni edindiği arkadaşı ile evde oturup Mourir'in gelmesini beklemeye başlamıştı.

 

Korkuyordu, Maya ailesini kaybetmekten korkuyordu. Ama onu yalnızca çıkarları için kullanan bir aile için Mourir'i kaybetmek istemiyordu.

 

O seçimini Mourir olarak belirlemişti.

 

Mourir soluğu Kenan Toprak'ın evinde almıştı. Kenan çoktan korumlarına "öldür" emri vermişti.

 

Mourir arabadan inmeden duraksadı. Düşündü ve doğru karar verip vermediğinden emin olmak istedi.

Ama aklına gördüğü morluklar geldi ve arabadan inip iki eline de silah aldı.

 

Daha içeri girmeden bir kaç adam ona doğru koşuyordu ki Mourir ortadakinin kafasına sıktıktan sonra gelen kurşunlardan kaçmak için yana atladı ve diğer ikisinin de kafasına aynı anda sıktı.

 

Ağaçların arasından gizlenerek ilerlerken korumalar onu görmüyordu bu da ona avantaj sağlıyordu ve gelen 3 korumanın da kafasına sıktı.

 

Yeri belli olmuştu ki evin önünde siyah bir araba durdu.

 

Mourir için geleni tahmin etmek zor olmamıştı ve korumaların dikkati arabayla dağılırken Mourir evin içine girdi koşarak.

 

Burak ve Lucas'ın en sevdiği ana gelmiştik.

 

Onlar arabadan inerken ikisinin de ellerinde taramalı silah vardı ve kime denk geldiklerinde bakmadan etrafa ateş ediyorlardı.

 

Lucas gülümsedi. "Skorum hâlâ senden fazla"

Burak göz devirerek arkadan saklanarak onlara yaklaşan korumaya sıktı. "Şimdilik"

 

Bahçe adamlardan temizlenince eve girdiler ve Mourir'in öldürdüğü adamların üstüne basarak geçtiler.

 

Lucas üst kata çıkarken, Burak mutfağa ilerledi.

 

Ev de oluşan sessizliği bir kadın çığlığı böldü.

Maya'nın annesiydi bu. Burak da, Lucas'ın ardından yukarı çıktığın odaları aradılar.

 

Maya'nın odasında; Kenan Toprak yerde yatıyor ve Sultan Hanım kocasının yanına oturup onu uyandırmaya çalışırken, Mourir onların karşısında ki kanepede yayılmış elindeki sigarayla sonra ne yapacağını düşünüyordu.

 

Burak bu sahneyi gördüğünde odadan geri çıktı çünkü Sultan Hanım ona hep iyi davranmıştı.

 

Mourir biten sigarasını masada söndürürken, Lucas'a döndü ve bir anlığına ikiside aynı şeyi düşündü.

 

"Kazanı hazırlayın." dediğinde Lucas başını salladı ve dışarı çıkarken Burak'ı da alıp kamyoneti getirmeye gittiler.

 

Kazan Mourir'in en az kullandığı ve en çok acı veren öldürme taktiğiydi.

 

Mourir ayağa kalktığında ona nefretle bakan gözlere baktı ve aklına Maya'nın gözleri geldi.

"Kartları sen mi gönderiyordun? "

 

Karşıdan cevap alamayınca masaya bıraktığı silahını yerde baygın yatan Kenan'a doğrulttu. "Sen mi gönderiyordun?"

 

Sultan içine dolan korkuyla Kenan'ı korumak için ona sarıldı ve "Yapmadım, kendi kızıma neden yapayım" diye bağırdı ve Mourir "Kendi kızın? " diyerek kahkaha attı.

 

"Maya senin Efe ile bağlantını biliyor mu? Sen kendi kızını tecavüz ettirmiş birisin, Büşra'nın üstüne yıkarken seni bulamayacağımı mı sandın? "

 

"Maya yaşamayı hak etmiyordu. AKILLANMASI İÇİN YAPTIM!!! "

 

Mourir kadının söylediklerini daha fazla dinleyemedi çünkü gerçekten kadın her sözüyle midesini bulandırıyordu.

 

Aşağı da korna sesi geldiğinde Mourir, Sultan'a yaklaştı ve silahının arkasıyla boynuna vurduktan sonra o da Kenan'ın üstüne yığılıp kalmıştı.

 

Mourir kapıya doğru gitti derin nefesler alıp kapıya tutundu. Sevdiği kadının yaşadığı şeylerin %1 bile yaşamadığını fark etti ve geri dönüp yerde yatan karı-kocayı tekmeleye başladığında içindeki ateşi söndürmeye çalıştı ama bu tekmelerle olacak bir şey değildi.

 

Saatler sonra ölen tüm korumlar kamyonette toplanmıştı. Sultan ve Kenan ise depoda Mourir'in misafiri olarak götürülmüşlerdi.

 

Amaç ise Mavi kartların kimin gönderdiğini bulmaktı.

 

Mourir en başından beri Sultan'ın gönderdiğini düşünüyordu ama asıl gönderenin Maya'nın çevresinde olduğu fark edemiyordu.

 

Basit ve ortada olanı kimse göremiyor ve kimse ondan şüphe etmiyordu.

 

🧐

Bir bölümün daha sonuna geldik unutmayın ki okuduğunuz bölümler son bölümler.

 

Hain kim sizce??

 

Kanala bir ipucu atmıştım orayı görmeyenler bakabilirler .

 

Bende çok hastayım gerçekten bölümü yazarken kollarımı hissetmiyorum.

 

Sizleri çok seviyor, öpyorr ve dinlenmek için kaçıyorummmm 😘😘😘😘

​​​

 

 

Bölüm : 03.05.2025 16:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
☆Evosss☆ / Mafya Kızı / 57°Minik bir ziyaret 🎊°
☆Evosss☆
Mafya Kızı

82.59k Okunma

8.89k Oy

0 Takip
65
Bölümlü Kitap
1. Boks Torbası2°Gülüm°3°Yakışıklıymış°4°Boku Yemişke°5°Aksiyon⚔️°6°Sar Bezin Gücü Adına🧽°7°Cafer Sıçtık Bez Getir💩°8°Arsızlığının Sınırı Yok 🤔°9°Kerenkele Kaan🦎°10°Kudur Köpek°11°Yeter Bığhtıkk°Özel Bölüm 🎄🎅🔔❄12°Kaos°13°Toplantı Olayy💅14°Görev Başında°15°Yıldızların Altında°16°Ateşin Ortasında🔥°17°Mourir♾️❤️°18°Adam Öldürmece°19°Mafya Kızı💜°20°Göklerde Kartal Gibiydim🦅°🌆Özel Bölüm🥁😴Whatsapp Kanalı21.Bölüm22°Fırtına Öncesi Sessizlik°23°Ölüm Kalım Meselesi°24°Fransa'da Teklif°25°Ne sandın Cerram°26°Mourir'i Sinirlendirmece😈"27°Şaka Şaka Gül Diye°28°Rekor Kaçırılma°29°Deccal Kaynana°30°Langırt Masası🙈🙉🙊°31°Öldürmeliydik°32°Seçim Vakti°33°Kabullen°34°Her yerde O35°3 Yıl Onsuz°36°Yer Cücesi°37°Ölmez Her Hâlde°38°Kurşunlar🤡👹°39°Lansman🧚‍♀️🦋°40°Denizin Ortasında 🥶💨°41°Kurşun Yarası😉°42°Gece Kulübü🍻🍷°43°Maya Toprak°44°Yeni Bir Sorun°45°Hatırlamıyorum°46°Kandırmaca°Quiz47°Tanışma Merasimi°48°Özel Oda°49°Anlaşma Teklifi🃏🧩°Duyuruuu ÖNEMLİ50°Gizli Görev°51°Evlenmeden Sabıkalı👮🏻👀°52°Burak Turgut°53°Fırtına Öncesi Kahkahalar☠️°54°Ufak Tefek Ajanlıklar📞📸°55°Parıltılı Bir Düşüş 🌟°56°Deprsif Bir Gün😔☠️°57°Minik bir ziyaret 🎊°FİNAL°Kanlı Düğün🩸💍°AÇİKLAMA💖🏁Final2° Akşam Yemeği°
Hikayeyi Paylaş
Loading...