103. Bölüm

56°Deprsif Bir Gün😔☠️°

☆Evosss☆
esmeryazarrrr

Bölüm geç geldi ama sizde geç geçtiniz.

O yüzden mızıkçılık yok. Whatsapp Kanalından paylaştım buraya da haberi vereyİm; Kitapta Final bölümüne yaklaştık.

 

En fazla 4, en az 3 bölüm sonra bir veda törenimiz olucak.

Finalde hainimizi öğreneceksiniz ve geriye kalan bölümlerde yalnızca kafanızı karıştıracak ipuçları olucak.

 

Sizleri sevdiğimi biliyorsunuz bunu her seferinde söylüyorum bir daha söyleyeceğim SİZİ ÇOK SEVİYORUM ama bu bir veda değil en azından şimdilik.

 

2. Kitap gibi bir düşüncem var Whatsapp Kanalında ki oylara bağlı olarak karar vereceğim sizde buradan 2.kitap isteyip istemediğinizi belirtebilirsiniz.

 

*Whatsapp Kanalı kapanmayacak başka kitaplarda -olursa 2.kitapta- yine oradan tam gaz konuşmaya devam edeceğiz. ✰✰♡♡♡

 

SINIR: 40 OY/ 65 YORUM

​​​​​​

Abim kollarında uyuya kalan Hazar'ı Clara'ya verip içeri gönderirken ben gözlerimle yardım dileniyordum.

 

Ekrem "Ama şimdi Maya'ya da hak ver, kız senin kasanın şifresini çözene kadar canı çıktı oğlum" dediğinde ben üstüne saldıracakken polis önüme geçti.

 

Mourir döndüğümde bana bakmıyordu, belki de bakmak istemiyordu.

 

Ağlama isteği ile dolup taşmışken abim beni polisin önünden alıp arkasına aldı. "Bu adamı da alıp gidin" dedi abim ve polis çıkardığı silahını arkasına yerleştirirken Ekrem'e döndü.

 

"İşte bu yüzden kimseye güvenemezsin oğlum"

"Siktir git lan buradan, kendi ellerimle öldürücem seni" diye bağırdı Mourir ve polis tekrar Ekrem yerine bize baktı.

"Beni kandırdın, bana barışmak istediğini söylemiştin." diye araya girdiğimde abim havanın karanlık olmasına rağmen bana baktığında susmamı istediğini fark ettim.

 

Mourir ise öğrendiğinden beri yalnızca bir kere bana dönüp bakmıştı onda da gözleri sinirle parlıyordu.

 

"Eh, biz gidelim artık, şirket bana emanet" dedi Ekrem ve arkasını dönüp bir iki adım attıktan sonra tekrar bize dönüp bir an alayla bana baktı ve sonra Mourir'e döndü. "Bazen şiddet şarttır. Karın olacak kadına biraz ders vermelisin. " dediğinde abim gidip yakasına yapıştı ve tekrar polis araya girerek önce abimi uzaklaştırdı ve Ekrem'i de alıp gitti.

 

Ben başımı yerden kaldıramazken bir süre sessizlikle abim ve Mourir birbirine baktı.

 

Ben ağzımı açıp konuşmaya hazırlanırken abim kulağıma "Hiçbir şey söyleme" diye fısıldadıktan sonra gülerek Mourir'e baktı ve o da bizden uzaklaşıp içeri girdi.

 

Ben yüzümde duran maskeyi çıkardığımda Mourir yine bana bakmadan içeri girmek yerine tam tersi yönde yürümeye başladı.

 

Ben arkasından gidip gitmeme arasında kalmışken ömrünün üstünden birkaç saniye bakıp "gel hadi" dedi ve yürümeye devam etti.

 

Hayır, burada yanlışlık var koskoca şirket gitti, Mourir'ün şuan bana bağırması -ki bunu yaptığını çok az gördüm-, kızması -bunu da yapmaz- ve azarlaması gerekiyordu bana bakıp onu takip etmemi istemesi saçma geliyor.

 

Bu kadar şeye rağmen ben Mourir'e yalan söylediğim ve kandırılmanın da verdiği etkiyle gözümden istemsizce yaşlar süzülmeye başladı.

 

Ve onu ağlayarak ağlayarak takip etmeye başladı.

 

Soğuk esen bir rüzgarla vücudum titremeye başladı ki bunda transparan elbisenin de payı vardı.

 

Şuan hem donuyor hem ağlıyor hem korkuyor hem de yürümeye çalışıyordum.

 

Bir süre sonra hıçkırıkla ağlamaya başladığımda yolun ortasında o kıyafetle oturup gizle neden ağlamaya başladım.

Mourir tek kaşını kaldırmış şekilde bana döndüğünde ben ona bakmayı kesip başımı yere eğerek daha yüksek sesle ağlamaya başladım bir yandan da "özür dilerim" diye söyleniyordum.

 

Mourir benim önümde durduğunda şimşek sesleri ile beraber hafif yağmur yağmaya başladı.

 

Saçlarım ıslandıkça yüzüme düşerken Mourir başımda durmaya devam ediyordu ki ne başımı kaldırdığımda sırıtan bir surat ifadesi ile karşılaştım.

 

Başta gözlerim dolduğundan yanlış görüyorum sandığım için elimle göz yaşlarımı silip tekrar ona baktım ve hâlâ gülümsüyordu.

 

"Mourir özür dilerim böyle-" lafımı bölen bir kaç damla göz yaşı ve hıçkırığım olduğundan nefes alıp "olsun istemedim. Kandırdı beni" diye devamını getirdim.

 

Yağmur şiddetlenirken altımda bir birikinti oluştuğunu hissediyordum ama kalkacak gücüm kalmamış gibiydi.

Şimşek gürültüsü yükselirken daha çok titremeye başladım.

"Gülme bir şey söyle" diye bağırdığımda Mourir eğilip yüzüme düşen ıslak saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdikten sonra ceketini çıkarıp üstümü örttü.

 

Ben ceketi bırakıp gidecek sanarken yüzüne yağmurdan yapışan saçlarını geriye attı.

Yüzünden yağmur damlaları aşağıya doğru kayarken beyaz teni parlıyordu ve gözleri tekrar renk değiştirmiş ve yeşil bir renge bürünmüştü.

 

"Kızmayacak mısın? "

Bana cevap vermek yerine kolunu beline dolayıp tek hamlede beni ömrünün üstüne attı. Ağzımdan çıkan çığlıktan sonra omzunun üzerinde ağlamaya devam ettim.

 

Sadece ağlamak istiyordum çünkü Mourir bu olanları anında unutacak biri değil ve benden ayrılacağını hissediyorum.

 

Anlaşma yapılmadan öncede ayrılacağımızı biliyordum ama düşündüğüm şey ikisi baeışınca Mourir beni çok daha çabuk affettmesiydi.

 

"Maya ağlamayı keser misin? " diye bir ses duyduktan sonra birkaç saniye gözyaşlarım durdu ama sonrasında kaldığı yerden tam gaz devam etti.

 

"Özür dilerim"

Tüm kıyafetlerimiz sırılsıklam olmuşken birden Mourir üşümüştür diye düşünüp daha çok ağlamaya başladım ve Mourir'in kahkahası duyuldu ama komik olduğundan değil sinirindeydi.

 

Yağmur sağnaklaşınca zorla da olsa Mourir'in omzundan inip kendim yürümeye başladım ama Mourir benimle gelmek yerine donmuş bir şekilde bana bakarken ona yaklaştım "Ya bir şey söyle, bağır çağır, kız. Bir şey söylemek zorundasın."

 

Yağmur tekrar tüm saçlarını önüne getirdi. "Ne istiyorsun? Ne dememi bekliyorsun kalkıp seni tebrik etmemi mi? Sana bana yalan söyleme dedim, nefret ediyorum dedim sen ise 2 haftadır bana yalan söylüyorsun." diye bağırmaya başladığında bir an olsun rahatlamış hissettim.

 

"Şimdi ne olucak? " dediğimde elleriyle yüzünü ovuşturdu.

"Herkes kendi yoluna gidecek" dediğinde yağmurdan belli olmasa da tekrar bir göz yaşım aktı.

"Ayrılmak istemiyorum."

"O zaman sus, hiçbir şey sorma ve yürü" dedikten sonra önüme geçti bende titreye girer ardından giderken "Araba diğer tarafta kaldı" diye mırıldandım ve bana dönmeden konuştu. "Arabam da şirket üstüneydi, yürüyeceksin."

 

Yağmur dinerken kafamda oluşan soru işaretleri ve Mourir'in kızmaması ile üstümün sırılsıklam olması ile oluşan sinir ile birlikte Mourir'e koşup yetişip kolundan tutup kendime çevirdim.

 

"Amacın ne? Niye birşey demiyorsun? "

Ben ona bağırırken o kollarını göğsünde bağlayıp benim bağırışlarımı dinledi.

 

Normalde yapması gereken hiçbir şey yapmamıştı.

 

Derin bir nefes verdikten sona "Gerçekten haberim yok mu sanıyorsun ? Senin attığın her adımdan, yaşadığın her olaydan, aldığın her nefesten haberim var Maya"

 

Söyledikleri ilk başta korkuttu ama sobrasında daha fazla korktum.

 

İlk günden beri ona yalan söylediğini bilmesi daha da kötü.

 

Benim yutkunmamı fark ettiğinde aramızdaki mesafeyi kapatıp "Cezanı daha sonra düşünmek istiyorum önce" dedi ve duraksadı, sanki bana söylemekle söylememek arasında kaldı.

 

Ufacık bir güven problemi yaşıyor gibi geldi ama hallederim.

 

Ne kadar zor olabilir kiii

 

"Senin kendi evime götürmemin amacı ne sanıyordun? Gerçekten alışalım diye mi düşündün? "

O alay ve sinirle konuşurken ben başımı yere eğmiş karanlıkta olsa yerdeki taşları saymaya çalışıyordum.

 

"Özür-"

"Gerek yok, planı anlatsaydım bu kadar istediğim olamazdı" dedikten sonra üzüldüğümü fark etmiş olacak ki kollarını belli ne sarıp kendiyle birleştirdi ve bir süre bana sarıldı, ben ona sarılmak için kollarımı kaldırdığımda ise "Şımarma" deyip benden ayrıldı ve yürümeye başladı.

 

 

🌺🌺🌺

 

Ben onun planını duyduktan sonra uzun bir süre boş duvarla bakıştım çünkü onun bu kadar ince düşünmesi korkutuyordu.

 

Planda benim yapmam gereken tek şey ikimiz ayrıymış gibi davranmamı istemiş olmasına rağmen bu zor geliyordu.

 

Ben daha çok hareket halinde iyiyim örneğin; silah kullanırken. Yalan söylemekte ne kadar kötü olduğumu az önce hep beraber gördük.

 

Ve Mourir'in az önce ki sözleri tekrar aklıma geldi çünkü şuan annem karşımdaydı.

Kartlar da sürekli ayrılmamızı istemesi ona annemi hatırlatıyormuş.

 

"Annen kartlar gelirken ortalıkta yok, şüphe listenin ilk kişi" dediğinde gece daha fazla kötü gidemez diye düşünüyordum ama gideceğinden haberim yoktu.

 

Annem gerçekten de ayrılmamız için elinden geleni yapıyordu ama şuan o kadarda mutlu görünmüyordu ki bunu niye yapsın ki.

 

Kulağa saçma geliyor. Ben kartlar yüzünden hafızamı kaybettim, ölümden döndüm ve en önemlisi annemin en sevdiğim rengin mavi olduğunu bileceğini düşünmüyorum. Beni o kadar da yakın tanımıyor.

 

Islak kıyafetlerden kurtulup pijamalarımı giymiş kanepede oturmuş ve dizlerimi karnıma çekerek aklımdan geçen şeyleri düşünüyordum.

 

Çok yoruldum artık, sürekli bir tarafından ihanete uğramaktan.

 

Abim yanımda olsa belki destek olurdu ama kendi evine gitmişti ve annem sürekli önümden geçerek duymayacağım şekilde bir şeyler mırıldanıyordu.

 

"Anne yapma şunu artık, ne söyleyeceksen söyledi dediğimde geldiğimden beri mutfaktan çıkmayn Ecrin çıkıp bize bakmaya başladı.

 

" Ayrılacağınızı tahmin etmiştim. Boşuna üzme kendini. " dediğinde sakin kalmaya çalışarak göz devirip tekrar halıyı izlemeye koyuldum.

 

"Mourir'den başka erkek mi yok? Mourir acımasız sen ise vicdanlısın ikiniz olamazsınız" diyerek yanıma oturduğunda derin bir nefes alıp "Benim hayatıma karışma, ben sadece Mourir ile mutlu olabilirim."

 

Elini omzuma atıp okşarken "Olamazsınız, olmamlısınız. Hayatına karışırım sen benim kızımsın." demedi son nokta olmuştu. Bugün yaşadığım her şeyin acısını burada çıkarmak istemesem de öyle olmuştu.

"Şimdi mi geldi aklına kızın olduğum, Hayır, genelde erkek-kız çocuğu ayrımını duyuyorum ama sen abimi de beni de sevmedin. "

 

Gözleri açılırken dudakları tek çizgi hâlini ald. Babam içeri girdiğinde olayı bile bilmeden "Maya odana çık ve karşında annen olduğunu hatırlamayana dek de aşağı inme" diye bağırdığında ilk defa korkmak yerine karşılık verme cesareti buldum.

 

Normalde Kenan Toprak'ın karşısında belli etmesem de hep korkmuşumdur işte bu yüzden bu bir devrin başlangıcıydı.

 

Ya iyi bitecekti ya da kötü ama başlangıç olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

 

"Anne ama sadece ünvanı bu. Hayatımda bir kere bana destek olmamış, saçlarımı okşamamış, keyfinden ödün vermemiş biri benim annem olamaz. " diye bağırdığımda cesaretime karşılık olarak annemden kocaman bir tokat hediye aldım.

 

Yüzüm yana düşerken istemesizce yüzümde bir sırıtış belirmişti.

"Ben senin iyiliğini istiyorum."

"Senin istediğin tek şey para. Ülkeleri gezmek, para harcamak, alışveriş yapmaktan başka düşündüğün bir şey yok."

 

Sert tavrının bir şey ifade etmediğini görünce daha yumuşak davranıp "Mutlu olmanı istiyorum, onunla zarar görüceğini biliyorum. Seni tanıyorum."

 

Şuan bana seni tanıyorum diyen kadın; tecavüze uğradığımı, diri diri ateşe atıldığımı, zorla evlendirildiğimi, yediğim dayakları ve Mourir'in gidişinden sonra kendi kendime konuşmaya başlayarak iyice şizofrene bağladığımdan habersizdi.

 

"Sen beni tanımıyorsun ve bana karışamazsın. Mutlu olmamı istiyorsan Mourir ile evlenmeme izin verirsin ki izin almıyorum. Ben onunla mutluyum. "

 

"Odana çık ve sakın çıkma" diyen babama bile bakmadan dış kapıya ilerlediğimde arkamdan "Maya bana karşı gelemezsin." diye Kenan Bey'den gür bir ses duyuldu.

 

Ben arkamı dönmeyip yürümeye devam ederken bir el saçıma dolandı ve aniden olan saldırı sayesinde yere düşmem bir oldu.

 

Kenan Bey'in ayakları altında yatarken "Sana ilk gün dedim" dedikten sonra karnıma bir tekme yedim ve bir tür yerde döndükten sonra ayağa kalkmaya çalışırken "Başıma aşık kesilme dedim" dedikten sonra kaburgalarımı bulan bir tekme daha yedim.

 

Annemin ayrımasını beklemiyordum ki öyle de oldu uzaktan arada "yapma" gibi sesler çıkarıyor ve yerinden kıpırdamıyordu.

 

Konuşmayı kesip nereye denk geldiğine bakmadan dakikalarca yerde tekmelendikten sonra en son Ecrin'in önüme geçtiğini ve boğazıma yediğim tekmeyi hatırlamak üzere gözlerim kapandı.

 

 

 

🌺🌺🌺

 

"Uzun zamandır böyle dayak yememiştim bir taraftan iyi de oldu. " diye yataktan kalkıp yürüdüğümde hafif bir topallık sevdim.

 

Acı her yerimde olduğundan tam olarak yerini tespit etmek çok zor geliyordu.

 

En son Ecrin'in önüne geçtiğini hatırlıyordum ama bir ara gözüm açıldığında abimin beni kucağında taşıdığını da hatırlıyorum.

 

Abimin evinde hiç kıyafetim olmadığından üstümde hâlâ pijamalarlaydım. Gün bitmemişti ve saat daha sabah'ın 4'ydü.

 

Odamın balkonuna geçip oturduğum da hava hâlâ karanlık olmasına rağmen çok hoş bir renge dönüşmüştü çünkü içerisinde mavilikler vardı.

 

Soğuk hava hâlâ insanı etkisi altına alıyordu ve ben donmayı bırakmış tüm hayatımı kafamdan geçiriyordum.

 

Güzel, sakın bir hayat geçirmek isterdim her insan gibi ama bana en kaoslusu denk gelmişti.

 

Mourir'in planını düşündükçe daha da korkuyordum çünkü savaş başlatmak istiyordu.

 

Onu düşünmeye başladığımda diğer tüm konular kafamdan silinip gitti. Gülüşü, gamzesi, teni, gözleri, sesi ve her ne olursa olsun benden nefret etmeyen bir kalbi de vardı.

Onu hak etmediğimi düşünüyorum bazen ama bana bu hayat için verilmiş bir ödül gibi de geliyor.

 

Telefonumu masadan alıp balkonun en köşesine, yere çöküp Mourir'i aramak istedim ama bu saatte onu rahatsız da etmek istemedim. Tüm günü benim yüzümden stresle geçmişti.

Açmayacağını düşündüğüm için telefonu bırakacakken gecenin sessizliğini Mourir tarafından çalan telefonum bozdu.

 

Patlamış dudağımla hafife gülüm deyince canım yansa da telefonu saniyeler içerisinde açtım ve ikimizde konuşmadık, konuşmadık.

 

"Özledim" dedi uykusuz bir ses ben sadece onun sesini dinlemek isterken "Sesini duymak istiyorum."

"Bende seni özledim" dediğimde telefonun karşısından gülümsediğini hissediyordum. Muhtemelen olanlardan haberi yoktur çünkü olsaydı çoktan gelip babamla da kavga etmişti.

 

"Herşeyi çözeceğiz, söz veriyorum. Bir daha üzülmemize gerek kalmayacak." dediğinde saçma bir şekilde duygulandım ve gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. "Bugün ne kadar da çok ağlıyorsun sen."

 

"Hava soğuk, içeri gir. " dediğinde etrafıma bakındım bir an ama buraya gelmeyeceğini biliyordum. "Nerden biliyorsun? "

 

"Seni senden daha iyi tanıdığımı söylemiştim."

 

 

🌺🌺🌺

 

Ertesi sabah balkonda her tarafım tutulmuş şekilde uyandırıldığımda gözlerim bile açılmadan abim beni kolumdan tutup "Senin ki yine iş başında" diyerek alt kata indirdi ve televizyonu gösterdi.

 

"Ayaz Holding'in Hisseleri Satıldı. " diye bir başlık ve Ekrem kelepçeli hâli ile karakola giriyordu.

"Şirketin üzerinden yürütülen tonlarca uyuşturucu sınırda yakalanırken başında bulunan Ekrem Ayaz göz altına alındı."

 

Kendimi abimin kollarına atarken telefonum yukarıdan çalındı ve aynı dakika içerisinde Hazar elinde telefonumla merdivenlerden koşarak indi.

 

"Maya'm bu daha başlangıç sen bir de öğlen haberlerini izle. " dedi ve abim eline telefonumu alıp "Olay bana sıçrarsa seni harbiden yakarım"

"Kayınçom sen bana bırak ve koltuğunda oturup haberleri izle yeter." dedi ve telefonu kapattı.

 

Şimdi planın ikinci kısmına geçiyorduk.

 

Hisseleri temize çekip Ekrem'den hapiste kurtulamaya hapis kısmı kolay ama hisse kısmından o kadar emin olamıyordum.

 

Evvvet bir bölüm daha da bitti.

 

Biliyorsunuz ki Final yaklaşıyor ve hızlıca atladığım yerler oldu çünkü ana olayın üzerinde durmaya çalıştım.

 

Hain yeterince ortada bence herkes buraya fikirlerini yazsın ben söyledikten sonra kimse "Aa ben ondan da şüpheleniyordum" demesin.

 

Whatsapp Kanalını kapatmayacağım, oradan olursa 2.kitap hakkında ya da başka kitaplar hakkında konuşmaya devam edeceğiz. (Tekrar söylemek istedim.)

 

Hepinizi öptüm, iyi geceler Arılarr💕💕💕

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 15.04.2025 23:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
☆Evosss☆ / Mafya Kızı / 56°Deprsif Bir Gün😔☠️°
☆Evosss☆
Mafya Kızı

82.59k Okunma

8.89k Oy

0 Takip
65
Bölümlü Kitap
1. Boks Torbası2°Gülüm°3°Yakışıklıymış°4°Boku Yemişke°5°Aksiyon⚔️°6°Sar Bezin Gücü Adına🧽°7°Cafer Sıçtık Bez Getir💩°8°Arsızlığının Sınırı Yok 🤔°9°Kerenkele Kaan🦎°10°Kudur Köpek°11°Yeter Bığhtıkk°Özel Bölüm 🎄🎅🔔❄12°Kaos°13°Toplantı Olayy💅14°Görev Başında°15°Yıldızların Altında°16°Ateşin Ortasında🔥°17°Mourir♾️❤️°18°Adam Öldürmece°19°Mafya Kızı💜°20°Göklerde Kartal Gibiydim🦅°🌆Özel Bölüm🥁😴Whatsapp Kanalı21.Bölüm22°Fırtına Öncesi Sessizlik°23°Ölüm Kalım Meselesi°24°Fransa'da Teklif°25°Ne sandın Cerram°26°Mourir'i Sinirlendirmece😈"27°Şaka Şaka Gül Diye°28°Rekor Kaçırılma°29°Deccal Kaynana°30°Langırt Masası🙈🙉🙊°31°Öldürmeliydik°32°Seçim Vakti°33°Kabullen°34°Her yerde O35°3 Yıl Onsuz°36°Yer Cücesi°37°Ölmez Her Hâlde°38°Kurşunlar🤡👹°39°Lansman🧚‍♀️🦋°40°Denizin Ortasında 🥶💨°41°Kurşun Yarası😉°42°Gece Kulübü🍻🍷°43°Maya Toprak°44°Yeni Bir Sorun°45°Hatırlamıyorum°46°Kandırmaca°Quiz47°Tanışma Merasimi°48°Özel Oda°49°Anlaşma Teklifi🃏🧩°Duyuruuu ÖNEMLİ50°Gizli Görev°51°Evlenmeden Sabıkalı👮🏻👀°52°Burak Turgut°53°Fırtına Öncesi Kahkahalar☠️°54°Ufak Tefek Ajanlıklar📞📸°55°Parıltılı Bir Düşüş 🌟°56°Deprsif Bir Gün😔☠️°57°Minik bir ziyaret 🎊°FİNAL°Kanlı Düğün🩸💍°AÇİKLAMA💖🏁Final2° Akşam Yemeği°
Hikayeyi Paylaş
Loading...