Ayy bomba bir bölüm ile geldim de her bölüm öyle zaten 💅🏻💅🏻💅🏻
SINIR: 32 OY/ 48 YORUM
Bu arada artık tekrar bölüm yazdığımdan bir kanal açtım ve hepiniz oraya bekliyorum. Benim, sizin hiçbir şeyinizi görmediğim gibi sizde beni görmüyorsunuz ben yalnızca kitap hakkında duyuruları, DEDİKODULARI (YALNIZCA BU KİTAP İÇİN DEĞİL) gündem haberleri (gerekirse maç bile konuşacağız) konuşacağım bir kanal
Yeni bölüm hakkında her şeyi de oraya yazacağım.
WhatsApp'ta Kızarmış Kestanelerle Bugün kanalını takip edin: https://whatsapp.com/channel/0029Vb2qjA505MUdjFdXHb1T
(Link olmuyorsa Kızarmış Kestanelerle Bugün yazarsanız grup Whatsapp ta çıkacaktır)
🌺🌺🌺
Gözlerimi açtığımda beni izleyen Mourir ile göz göze geldim.
Güzel bir gün olacağı şimdiden belli. Onunla uyandığım her gibi olduğu gibi içimde bir huzur, rahatlama vardı.
"Günaydın Arı"
"Günaydın ama siz kimsiniz" diye alay ettiğimde doğrulup yanağımı ısırdı.
"Hatırladınız mı? " diye geri çekildiğinde ben yanağımı ovalarken "Hatırlamışsınız." diye alay etmeye devam etti.
"Çok güzel görünüyor" diye ona bakarken o neyden bahsettiğimi bilmeden kafası karışmış vaziyette "Ne? " diye sorduğunda biraz daha yaklaşıp "Gülüşün. Gülüşün çok güzel."
Uzun uzun bakıştıktan ve Mourir'in iki de birde beni öpmesinden sonra günün anlam ve önemini hatırlama zamanı gelmiştir diye düşündük.
Bugün Mourir resmi olarak Annem ile tanıştırılıp damat adayı olarak beğeni toplaması gerekiyor ki bu imkansıza yakın ve bilim bakalım kim imkansızlara bayılıyor; Mourir Ayaz
Ben olsam tanışmazdım çünkü annemin çok kibar biri olduğu söylenemez. Mourir'i hâlâ çok seviyor ama onun benden hoşlandığını ögrendikten sonra onu sevmiyor ve nefretini kusuyordu, sözde beni korumaya çalışıyor.
Asıl gerçek ise onunla inatlaşmak istemesi.
Lansman gecesinden sonra zaten Mourir'den her şeyiyle nefret etmişti ne yapacağımı bilmiyorum.
Mourir kalkıp giyinmeye başladığında onun hiç telaşlı olmadığını, hatta gayet sakin sakin, sıradan bir günden farksız hazırlanmasını fark etmem birazcık üzmüş olsa da o halleder diye düşündüm.
Yataktan birden havalandığımda ağzımdan kaçırdığım çığlıkla Mourir yanağımdan öptü.
"Kalk hazırlan, kaynanam seni iyi görsün yoksa 'kızıma iyi bakamazsın' deyip seni benden alır." ve sonra tekrar yanağımdan öptü.
"Annemden korkuyorsun sanki"
"Sanki değil bildiğin korkuyorum her an her şeyi bana yapabilecek potansiyel de ve ikimiz de birbirimizden inatçıyız."
🌺🌺🌺
Mourir sanki annem ile daha hiç tanışmamış gibi gelip annem ve babamın karşısına oturmuş gayet edepli, kibar, çok masum biri gibi davranıyordu. Bakın altını çiziyorum gibi öyle biri değil yalnızca öyleymiş gibi davranıyor.
Abim bir süre yanımızda kaldı sonra gülmesini tutamayınca mutfağa geçti ama onun yerini Hazar gülerek kapatıyordu.
Şuan gerçekten aşırı gergin bir hava tarafından etraf sarılmış olsa da genel olarak komikti, Mourir annemlerin karşısında oturmuş babamdan nasihat dinliyor, kaan ve can fısıldaşarak gülüyorlardı, Burak ve Lucas, Mourir'in yanında yerlerini almış anne ve baba rollerini üstlenmişlerdi ve abim, Clara ve hazar'ın arkamdan ortamla dalga geçme sesleri duyulyordu.
Babam dalga geçer gibi "İşin ne? " deyince Can gülerken koltuktan düşüp yere yığıldı ve Mourir'in ters bakışlarıyla gülüm dönüp tekrar koltuğuna geçti.
Mourir ciddi mi diye babama baktı ve ciddi olduğunu görünce "Silah ticareti" dedi ve tekrar başını eğdi.
Edep sen güzel şeysin.
"Şakayı bırakın." diye araya girdi annem gayet ciddi sesi ile sonra bana bakıp "Sana güvenmiyorum, baştan bunu söylemeden edemem ama kötü biri olduğunu da düşünmüyorum."
Annem yine bir şeylerin peşinde kesin yaa
Çok üstüne gitmesin ne olur Allah'ım yaa
"Annen, Baban?" dedi sanki bilmiyormuş gibi ve bu gerçekten ağır oldu. Ben Mourir'e bakarken o anneme kitlenmiş ve çenesinden dişlerini sıktığı belliydi.
Annem bazen gerçekten hileli oynuyor ve etrafında ki herkese zarar veriyor ve onun sorduğu soru ile tüm gülüşmeler aniden kesilmişti.
Mourir Bir ara bana bakıp tepkimi ölçmek için bekledi ve ben başımı "hayır" dercesine salladım. Eğer kalkıp giderse bir daha asla ikimize izin vermezler.
Dayanması gerekiyordu, benim için...
Mourir sinirlenirse bir daha görüşmemize izin vermez.
"Sizlere ömür annemi kaybettik."
"Biliyorum hatırladım da seni cenazede görmemiştim. Annenin cenazesine bile gelmeni engelleyecek ne olmuş olabilir ki"
Anne yapma şunu yapma
Babama bakıp "bir şey yap" dediğimde kafasını salladı ve bana bakmayı kesti.
Mourir düzgün cevaplar ver!
"Yurtdışındaydım o sıra haberim yoktu."
"İnsan annesinin cenazesine gelmezse kimin-"
"Haberim yoktu, olsaydı onu bırakacak biri değilim ayrıca kardeşlerim hallettiler."
"Kardeşlerin? "
Annemin amacı ne kesinlikle bilmiyorum ama Mourir'in daha fazla dayanamayacağını biliyorum.
İki yanını işaret etti. "Burak ve Lucas"
"Öz kardeşlerin de yok o zaman"
"Kardeşin özü üveyi olmaz kardeş kardeştir."
Annem kahvesinden bir yudum aldı ve bu sefer sol ayağını sağ ayağının üstüne atarak pozisyonunu değiştirdi bu da demek oluyor ki yeni başlıyor.
"Yurtdışında ne yapıyordunuz? "
"İş"
"Ne işi? "
"Ticaret"
"Ne ticareti? Bunun silahı var, malı var insan ticareti olanı var."
Burak daha fazla dayanamadığı için araya atlayıp "Bende arada gidiyordum yaa, silah ticareti demiştik."
"Burak sen karışma. İki insan konuşurken üçüncüye laf düşmez."
"Konu bana da uzanıyor."
Mourir elini Burak'ın omzuna yerleştirerek onu geri çekti ve susmasını sağladı ve Burak aç birer kurt gibi annemden gözlerini çekmedi.
Lucas ise her an silah çıkarabilecek pozisyonda nefretle etrafı izliyordu.
Tamam, ben göreceğimi gördüm Allah'ım alabilirsin canımı çünkü birazdan savaş çıkacak.
Baba müdahale et artık babaa diye bağırıyordum
ama kimse sessiz haykırışlarımı duymadı.
"Annen, neden ölmüştü? Öğrenmişsindir her hâlde"
"Babam öldürmüş." sesi bir an bile titremeden soğukkanlılığını bozmadan söylediği şeyden sonra geri yaslandı ama konunun onu ne kadar rahatsız ettiğini hissedebiliyordum.
Mourir'in gözleri siyaha bürünürken oturup ağlamak istedim. Bir insanın üstüne bu kadar gidilmez ama o benim için dayanıyor ama annem gittikçe onun damarına basıyordu.
"İnsan babasına benzer senin benim kızıma bunu yapmayacağın ne malûm"
"Anne yeter artık" diye araya girdiğimde "otur oturduğun yerde, konuşma" ye suratıma bağırdığında derin bir nefes aldım, Mourir susmamı işaret etse de dayanamadım.
"Anne ben tanışın diye getirdim sen sorguya çek diye değil"
"Ben insanları böyle tanımaya çalışıyorum sen karışma, Mourir görünüş olarak da babasına benziyor seni dövmeyeceği ne malûm. Her kısımdan babası gibi o"
Yapma!!
Ben konuşacağım sırada Mourir araya girdi.
"Her insan farklıdır, ben de babama benzemem ayrıca sizin de anneniz size çok eziyet çektirmişti, bir ara intihar etmeye çalışmıştınız ama siz Maya'ya bunu yaptınız mı? Siz annenize benzediğinizi düşünüyor musunuz? " sırıttı. Dışarı vuramayınca yaptığı gibi yaptı ve yalnızca gülümsedi.
Sırf dışarıdan güçlü görünmek için tüm duygularını kendi elleriyle yok etmiş biriydi Mourir ve zorlandığında yaptığı tek şey gülümseyip karşısında ki kişinin sinirlerini bozmak oluyordu.
Burası iyice belgesele bağlamıştı.
Sinirlenen Dişi Aslan avını yakalamak için etrafında dolaşıyor ama rakip erkek aslanın ona saldırmak üzere olduğundan habersizdi.
"Konunun benim alakası yok sen sorduğum soruya cevap ver."
"Alakası var her insan farklıdır ben babam değilim."
"Bir daha gitmeyeceğini-"
"Bir daha gitmek isteseydim hiç gelmezdim."
"Nereden bileceğiz belki orada sıkıldığından gelmişsindir."
"Sıkıldım evet ama bana ait olanı da burada sonsuza kadar bırakmazdım."
Az önce benden mi bahsetti o?
Annem soracak başka soru bulamadığı için derin bir nefes alıp kahvesini yudumladı telaşla tekrar altını çiziyorum bakın telaşla
Sonra gözleri parladı ve tekrar Mourir'e döndü.
"Adam öldürmeye devam edecek misin? "
"Gerekiyorsa evet"
"Olmaz, eli kandan çıkmayan biriyle kızım olamaz"
"Maya bunu sorun etmiyor. "
"Ben sorun ediyorum."
"Ben sizinle değil Maya ile evleniyorum."
Mourir ayağa kalktığında Annem de kalkıp "Kızım benim istemediğim biriyle evlenemez."
"O Koray ile evlenirken de engel olsaydınız, o kızınıza el kaldırırken siz neredeydiniz?"
Annem onu bilmiyordu. Girme o konuya, girme.
İkisi de birbirinden inatçı ikisi de birbirinden katı.
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Yalan mı? Kenan Toprak desene ben Mourir yoktu diye kızımı bir piçle zorla evlendirdim."
Ben mutfağa gidecekken Mourir kolumdan tuttu. Annem babama bakmayı kestiğinde Mourir devam etti.
"Kızınızı korumaya çalışıyorsunuz ama onun hakkında en ufak bir bilginiz yok, en son ona ne zaman sarıldınız o size en son ne zaman bir gününü anlattı."
"Defol evimden" diye bağırdı annem, ben konuşmayı unutmuşken müdahale arkadan geldi.
Abim "Yeter artık, kimse hiçbir yere gitmiyor." dedi.
"Anne abartma artık, polisler bu kadar sorguya çekmezdi adamı yaa, bu gece güzel bitmek zorunda ne yapıyorsanız yapın barışın, sen eskiden çok severdin Mourir'i ne oldu birden"
"Kızma aşık oldu" dedi annem masum bir edayla
Mourir elimi bıraktığında ne yapacağımı bilemediğimden öylece ayakta dikilmeye devam ettim.
🌺🌺🌺
Bu nasıl bir geceydi yaa
"O eski annen olsa 'oyy canım oğlum' der bana sarılırdı o neydi öyle yaa, sen beni ona nasıl anlattın da bu kadar nefret etmeye başladı."
"Aşkım ben bir şey anlatmadım sen beni bırakıp gidince ve ben yataklara düşünce senden nefret etmeye başladı. Haksız mı?"
Yanağımdan öpüp tekrar özür diledi sonra tekrar ve tekrar öptü.
Annem balkondan çağırınca ikimizde ona baktık.
"Hadi yolcu ettiysen gir artık eve"
"Anne ben de gidiyorum kendi evimde var ya hani"
Mourir kulağıma eğilip "Belli ki bırakmayacak, sen git ben geliyorum."
"Sende kimi getiriyorsan getir nişan düzenleyelim." diye bize bağırdığında birbirimize baktık.
"Evleniyoruz." diye bağırdığımda Mourir beni tek hamlede kollarına alıp döndürürken "evleniyoruz" diye bana eşlik etti.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpmaya başladığında annem yine tüm anı bozup "Gir artık içeri" diye bağırdı.
Ayy valla çok tatlı bir bölüm oldu.
Haa bunların sorumsuzca evlenmesini bekliyorsanız 😁 yanılıyorsunuz.
Lucas'a da daha çok kitapta yer vermeye başlamak istiyorum Burak tek yetmedi size.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
82.59k Okunma |
8.89k Oy |
0 Takip |
65 Bölümlü Kitap |