Valla özlemişim sizi kaç gündür siz de özlediniz mi benii!????
Birkaç gün olamayacağım ama geldiğimde bol bol yorum okumak istediğimi bilinizzz
İyi okumalar dilerim aşklarım 🎀🎀🎀
Sınır: 30 Oy/ 60 yorum ama daha fazla istediğimi biliniz 😉🙃
Her şey gözümün önünden geçmişti ama sanki başkasının anılarıymış gibi izlemiştim.
Ecrin yalan söylüyor.
Evdeki herkes bir şeyler saklıyor gibi
Her hâlde evde güveneceğim tek kişi Hazar.
"Ya Ecrin bana cevap ver. Neden yalan söyledin? " dedim sakin bir ses tonuyla ama o birden çığlık atar gibi "Bende onu seviyorum. " diye üzerime bağırdı.
Abim mutfağa girdikten sonra ikimizin arasına girdi. "Ne oluyor yine?" dedi ve ikimize de baktı.
"Maya bir erkek için beni dövmek üzere" diye araya atladı Ecrin, hemen ben "yalan söylüyor" diyemeden abim bana bakıp "Maya ve bir erkek için kavga? Ecrin yalan dilinde yuva yapmış bırak şu huyunu" dedi elimi tuttu ve mutfaktan çıkardı.
"Ben bağırmadım bile ama şuan gidip ağzını yüzünü dağıtmalıyım." diye içeri atladığımda abim ensemden tuttup yavaşça yere fırlattı.
"Hafızan yokken daha malsın bee" dedi ve elini uzattı. Elini tutmak için uzanmıştım ki elini saçına götürüp "hak etmiyorsun" dedi ve bize doğru ilerleyen Hazar'ı kucağına aldı üst üste öpmeye başladı.
"Babacım tüm gün nereye gittin? Çok özledim seni" deyip tekrar öptü yanaklarından.
Hazar ona sıkıca sarılırken yüzündeki gülümseme her şeye değerdi.
"Annemle bir tane kursa gittik. "
"Ne kursu ya sen daha küçüksün. "
"Ben erkek adamım kursa gidicem tabii" dediğinde abim yanağını ısırdı ve koltuğa oturdu.
Bana bakıp "Kumandayı uzat " dediğinde elime alıp ona uzattığımda ayağını uzatıp parmakları arasına aldı kumandayı ve sonra ayağını kendine çekerek kumandayı aldı.
"Ne izleyelim babacım? "
Hazar elini sevinçle kaldırıp "Marsupilami" diye bağırdı.
Ne kadar da seviyorlar birbirlerini ve ben bunları hatırlamıyorum.
Mourir kapıdan girdiğinde bana yine yol görünmüştü.
Hayır, adam "hayır" cevabını cevap olarak kabul etmiyor bir de illa istediği olucak.
Adama karşı inanılmaz bir çekim hissediyordum ama sanki ona karşı bir kırgınlığımda vardı.
Ben yukarı çıkarken yanıma yürüdüğünü gördüğümde koşmaya başlamıştım ki abim "Karışma lan kardeşime" diye bağırdı.
"Hafızasını geri getirmenin yolunu buldum. " dedi ve daha hızlı yürüdü.
Ben merdivene yetişip yukarı koştuğumda bir anda sanki yanımda belirmiş gibi belimden tutup omzuna attı.
Ben çığlık atarken beni odama sokup kapıyı kilitledi.
Anahtarı ön cebine atarken beni yere indirdi ve ben ona yumruk atarken kendini bile korumadan dimdik duruyordu.
Şizofren yaa
"Hatırladın mı bir şey? "
"Mal mısın sen yaa? Beni odama kilitlerken neyi hatırlamamı bekliyorsun? "
Ben ondan uzaklaşırken derin bir nefes alıp cebinden çıkardığı telefonda bir şeyler aramaya başladı.
"Ne arıyorsun"
Yüzünde ki sırıtıştan aradığı şeyi bulduğunu anlamıştım ve bana yaklaşıp "Arım, bunu hatırlarsın her halde. "
Telefona baktığımda bir tane lüks olduğu çok belli olan bir langırt masası vardı.
Başta yanlış açtığını düşündüm ama gayet ciddiydi.
"Bu ne be? "
"Kalçanda ki yaranın sebebi" deyip umutsuzlukla telefonu elimden çekti.
"Kötü bir şey mi olmuştu? Hem niye kırık, sağlam bir şeye benziyor? "
Vereceği cevabı düşünürken elim kalçamda dursun yaraya gitti. Duş alırken görmüştüm.
Aslında o tek değil sanki beni sosyal deney için kullanılmışlardı.
Çoğunlukla kurşunları yaraları ve bıçak izleri var ama çoğu iz kalmayacak şekilde silinmişti.
Bacağımda ve çok az böbrek kısmım da yanıklar vardı.
Ama yine de güzeldim bee
"Ya cevap versene neden kırık o? Ayrıca izler geçmek üzere sen nereden biliyorsun? "
Dudağının sağ kenarı yukarı kıvrıldı "Ben yaptım ama dediğin gibi iz kalmaz. "
"Lan... Nasıl bir şizofrensin, dövdün mü? "
Elini alnına vurup "Off sen niye böyle oldun ki, nerede benim sevgilim? Masum halinde çok güzel de sapık sevgilimi istiyorum ben. "
Aklıma gelen olamaz her hâlde
"Bana bak biz sadece sevgiliydik değil mi? Birlikte olmadık de bana"
"Yalan söylemeyi sevmem" deyip kendini yatağıma attı.
"Amına koyim sen nasıl bir hayvansın o nasıl kırıldı? "
"Küfür etme bee yakışmıyor güzel ağzına"
Belli etmek istemiyorum ama hayvan gibi etkiliyor sözleri.
Yatağın yanına gidip "Anahtarı ver" diye elimi uzattığımda "Gittiğimi hatırlıyor musun? " dedi.
"Anlamadım."
Gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığında arkamı dönüp "ne yapıyorsun ya" diye çığlık atamadan bileğimden tutup kucağına oturttuğunda cevap dâhi veremden şaşkınlıkla ona bakmaya başlamıştım.
Gömleğin düğmeleri bittiğinde yüzüne bakmayı kesip vücudunda baktığımda dehşete düştüm.
"Ne oldu? Kim yaptı bunları? " diye bildim yalnızca, yanık izleri, kesik izleri ve muhtemelen kızgın demir ile yakılmış olan kalbinin tam üstü.
Ellerim oraya dokunduğunda gözlerini sıkıca kapattı. "Hatırla bunlar değil sensizlik acı veriyor." dedi.
Düştük, yok yok bu sefer gerçekten hoşuma gidiyor bu adam.
Onca yara arasından bile çok güzel bir fiziği vardı. Kasları, karın kasları, boynunda ki damarları, kalın kolları ve o her yerden belli olan kolundaki damarlar ile her şeyiyle harika görünüyordu.
"Bunları kim yaptı? Neden yaptı? Sen nereye gitmiştin?" diye üst üste sorular sorduğumda "Hatırlıyor musun? "
Yalnızca başımı salladım olumsuzca o ise beni kucağından indirip "Vazgeçemem, senden vazgeçmem. Hatırlayacaksın." dedi ve gömleğinin düğmelerini iliklemeye başladı.
"Neden hafızamı kaybettim? "
"Sana mavi kartlarla not gönderen biri vardı. Benim onu bulmak üzereyken o evinizi bastı ve seni kaçırdı. Yolda Burak adamın arabasının tekerlerini patlatmıştı siz direğe çarpmıştınız ve son halin bu"
"O adam yaşıyor mu? "
"Yaşıyordu bir ara"
"Ne demek bir ara"
"Seni bu hâle getiren birini yaşatacağımı düşünmüyordun her hâlde"
"Ama"
"Ama ne? Daha ne yaptın? "
"Kartları o göndermiyordu. Adam sadece bir piyon oynattı, sıra bende. Bir sonraki adımı sen değilsin ama belli sorun şu neden sen?" dediğinde neyden bahsettiğini bile anlamakta zorlanıyordum.
Önümde durup ellerini ceplerine yerleştirdiğinde bir an canlandı gözlerimde, ben yine yatakta oturuyordum o ise karşımda aynı bu şekil duruyordu ve tam karşımızda ki balkon manzarası Eyfel kulesini gösteriyordu.
"Biz Fransa'ya mı gittik? " dediğimde yüzü canlandı ve önümde diz çöktü. "Ne hatırladın? "
"Sen karşımda duruyordun ve arkanda Eyfel vardı."
"Olsun bu da başlangıç" deyip beni öpmek için uzandığında geri çekildim "Ne oluyor bee"
"Sonsuza kadar sana bizim hikayemizi anlatabilirim. Bizden vazgeçmem beni hatırlama istersen seni yeniden aşık ederim. "
"Ecrin var" dedim kısık çıkan sesimle, ona ihanet ediyormuşum gibi hissediyordum. "Maya'm, güzel sevgilim, Arı'm benim kalbim senden başkası için çarpmayacak. "
"Ayrıca şizofren misin? Ben senin sevgilinim niye beni başkasına ayarlamaya çalışıyorsun" diye de ekledi.
"Niye arı diyorsun? İsmim Maya diye mi? "
"Hayır." dedi ve konuyu kapatmak istedi ve hâlâ önümde diz çökmüş durumdaydı.
"Anlat lütfen. "
"Bunun hafızan ile ilgisi yok, zamanı geldiğinde anlatırım. "
Gözü yanık bacağıma kaydığında kapatmaya çalıştığımda çatık kaşlarıyla bana baktı sonra ise sanki ayağımdan utandığımı anlamış gibi bacağımı uzatıp yanığın üzerine bir kaç öpücük bıraktı.
(Yazardan: Yanığın üstünü öpmesi benim çok hoşuma gitti yaaaaaa)
Bacağımı çekmeye çalıştığımda dudakları üzerindeyken "Aşığım her ayrıntına, utanmanı istemiyorum hele de sende bu kadar güzel duran bir şeyden" tekrar dudaklarını birleştirdi. "Senin leke olarak gördüğün şey benim hayatımdan bir parça, çok değerli"
"Mourir... "
"Söyle Maya'm" dediğinde ayağa kalkıp yanıma oturdu.
Aşırı romantik değil mi? İyi ki bununla sevgiliymişim bee
Onunla ilgili çok az şey hatırlıyordum ama bu şuan kalbimin deli gibi çarpmasını engellemiyordu.
"Geçen gün odama girdiğinde çoğu şeyi gördüm. Sanki gözümün önünden tüm anılar saniyeler içerisinde geçmişti ama hatırlamıyorum. Başkasının anılarını izler gibi izlemiştim."
Kapı gürültüyle çalındığında Mourir kalkıp cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açarken Burak içeri girmeden kafasını çıkarıp "Müsaitsiniz dimi" deyip içeri girdi.
Yine yine ve yine elinde çekirdek vardı ve bana uzatıp "İster misin? " diye sordu.
"Yusuf çağırıyor. Çabuk gelsin dedi" ve yatağa oturdu.
Ben ayağa kalktığımda Mourir, odaklanmış Burak'ı izliyordu.
Kafama çarpan sert cisimle gözüm kararmadan Mourir'in kollarına bayıldığını hatırladım.
🌺🌺🌺
Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Öptüm, Kaçtım, Bayyyyy
Bu kitabımı da bugün yayınladım bakmayı unutmayın lütfen bana destek olmanızı isteyecektim
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
82.59k Okunma |
8.89k Oy |
0 Takip |
65 Bölümlü Kitap |