Valla sohbet edecektim de konu bulamadım.
Nasılsınız? Sınavlara çalışmaya başladınız mı?
SINIR: 29 OY/ 50 YORUM
Neyseee iyi okumalar dilerim.
Yusuf'un Anlatımıyla
Eve geçtiğimde ilk yaptığım şey Clara'nın yanına çıkıp ona sarılmak oldu.
Sabah olmak üzereydi ama Clara oturup beni beklemişti şimdiye kadar, daha sıkı sarıldım, defalarca özür diledim ve onun ağladığını görüyordum.
Ondan ayrıldığımda dolu gözlerle bana baktı. "Özür dilerim. Bir anlık hataydı, sarhoştum" dediğimde yaşlar süzüldü. "Aldattın mı? " dediğinde kendi kafama sıkmak istedim. Her şeyi mahvettim.
Ne olursa olsun Clara hak etmedi, bir daha asla yapmayacaktım ama o beni affeder mi bilmiyordum.
Ayrılmak istemiyordum.
"Özür dilerim, engel olmaya çalıştım ama yapamadım ve... "
Clara yüzüme tokat atarken tepki veremeden gözlerine bakmaya başladım. "Ve ne?" diye bağırdığında yutkunamadım.
Büşra geldi mi diyecektim.
Hazar'ın onun oğlu olduğunu biliyordu ama sonuçta Büşra Hazar'a bakmayı reddetmişti.
"Özür dilerim" dediğimde tekrar tokat attı. "Sen iğrenç bir insansın, bir insanın nasıl oluyor da her özelliği harika olurda sadık olmayı başaramaz ya" diye bağırıp tekrar tokat attığında elini tutup avucunu öptüm. 11
Pişmandım.
Deli gibi pişman olmuştum ama geri alamıyordum zamanı
"Büşra dönmüş" dediğimde ayağa fırladı. "Hayır, hayır, hayır" göz yaşları hızlandı. "Olmaz, vermem. Ben oğlumu vermem. O benim oğlum, o kadın istemedi sen öyle söyledin. " deyip oda da turlamaya başladığında kafamı kaldırmadan yere bakıyordum.
"Yusuf ne olur gönder onu, bak seni affederim ama oğlumu vermem"
Cevap vermediğimde omzuma yumruklarını indirdi. "Doğruyu söyle kadından bebeği zorla mı aldın" diye bağırdığında kafamı ilk kez kaldırdım.
Emin olduğum tek şey Büşra bebeği kendi istemeyip bana vermişti.
"Hayır, 'Gençliğimi bir çocukla mahvedemem. Babası sensin sen bak, ben anne olmaya hazır değilim. Ben çocuk falan istemiyorum' demişti sen de çok üzgündün bebeğimiz öldüğü için bende sana getirdim. Yalan söylemiyorum. Ses kayıtları bile var" dediğimde tekrar ayağa kalktı.
Bu kadın her hayatıma girdiğinde her şeyi altüst ediyor.
Hazar'ı ona vermem. 3 yıl önce onu nasıl istemediyse şimdi de istemeyecek
"Defol git odamdan, Git o kadınların yanına, Çık ben sana oğlumu vermem defolup git" deyip beni yataktan kaldırıp dışarı sürükledi.
Kapıyı ardımdan sertçe kapatırken hıçkırıkları içimi parçalamaya başladı.
Hava pembeleşirken bir süre daha kapıda öylece oturdum ve Maya bana yardım eder diye yukarı çıktım.
Kapıyı çalıp açtığımda kapı kilitliyken "Maya aç kapıyı" dedim sakince
Bu saatte uyanmasını beklemiyordum ama içeride anında kapı açılıp daha hiç uyumamış Maya bana baktı.
İçeri girdiğimde her şey alışılmadık derece düzenli duruyordu.
"Odaya kilitlediğin yetmedi evden mi kovmaya geldin" dediğinde yüzüne baktım. "Hiç sırası değil" dediğimde yeniden dalga geçtiğimi düşünüp elini omzuma yerleştirdi.
Elini ittiğimde gıcık bakışlarıyla beni süzdü. "Sarhoş musun? İçki kokuyorsun" dediğinde yatağa oturup tavana bakmaya başladım.
"Ben her şeyi mahvettim. Her şey yine siktiğim günlerdeki gibi olmaya başladı. Clara şuan gelip kafama sıksa bile haklı, ben mahvettim. "
Maya saçlarını topuz yapıp yanıma oturduğunda yüzümü kendine çevirdi.
"Kusura bakma ama yine nasıl bir bok yedin" dediğinde kafasına vurdum ve anlatıp anlatmama arasında gidip geldim.
Maya, Büşra'dan nefret ediyor.
Benim Clara'yı aldattığımı öğrenirse de bana yardım etmeyecek ama söylemekten başka çarem yoktu.
-Ben...
-Evet, Sen Yusuf Toprak ne yaptın?
-Aldattım.
Maya'nın gözleri kocaman açılırken "Ne yaptın? " diye bağırdı şokla "Sarhoştum"
"Lan bunun sarhoşluğu mu var Clara bunu öğrenirse ne hâle girecek farkında mısın? "
"Biliyor"
O da aynı Clara gibi oda da dolanmaya başladığında onu izledim. Sağ elini saçlarına daldırdı ve düşünmeye başladı. Maya'nın ciddi olduğu çok az konu olurdu ve bu sefer çok ciddiydi.
Sanki kendiyle kavga ediyormuş gibi kafasını kaldırıp bana baktı. "Birlikte mi oldun ne yaptın? " dediğinde "Sadece öpüşme" dedim.
"Özür diledim mi? Ben olsam özür dileyen bile affetmezdim seni oracıkta öldürürdüm. Bırakmıştın artık, bir daha yapmayacaktın."
Sarhoştum diye kendini avutmaya devam ettim.
Biraz daha düşünüp "Hayır bir de Arsız gidip kadına da her şeyi anlatıyor. Lan madem bir bok yedin niye gidip anlatıyorsun. " diye bağırdığında Büşra'yı söylemenin tam sırası diye düşündüm.
Maya, Hazar'ı da bilmiyor. Yardım etmeyecek, beni bu durumdan kimse kurtaramaz.
Burak, Mourir bunlar sadece silah ve kandan anlıyor, Can sadece dalga geçip sinirlerimi bozacak, Çağla,Maya'nın arkasından iş çevirmez, Maya ise isterse yardım eder ama konu Büşra olduğundan karışmak istemeyecek.
Maya tekrar bana dönüp elini bir kaç kere omzuma vurdu ve "Sen tanıdığım en haysiyetsiz insanlardan birisin bunun da üstesinden gelirsin. "
Hayır kalkıp onu döversem yardım etmeyecek, hiç bir şey yapmadan durucam diye derinden nefesler alırken gözlerimi kapatıp kendimi geriye atıp yatakta uzandım.
"Maya, Büşra döndü. Türkiye'de ve bu akşam benim yanımdaydı"
Sessizlik oluştu.
"Abi bana Clara'yı onunla aldattım deme" diye bağırdığında "Yapmadım ya da yaptım bilmiyorum, ama anlatmam gerekenler var" diye bitirdim.
Hazar'ı, bu akşam olanları, geçmişi baştan sonra en ufak ayrıntısına kadar anlattım ve Maya'nın geçirdiği sinir krizini izledim.
"O piç, bebeği nasıl istemez ya, onu da geçtim sen bana yaptıklarından sonra nasıl gidip o kadınla birlikte mi oldun? Sırf bana zarar vermek için Kara'yı ayarttı, onu altına girdi sen bunu nasıl affettin"
"Maya bir anlık oldu işte" dediğimde yüzümün tam ortasına gelecek şekilde tokat attı.
"Karektersiz, Hazar'ı ne kadar 3 yıl önce sokağa atmış olsa da o onun oğlu dava etse kazanır. "
Yatağa otırup "ama babasını öldürmüşse polise başvurmaktan korkacaktır yani onu korkutursan Hazar'ı istemez"
"Maya Hazar'ı istemiyor beni istiyor. Benim tekrar onunla olmamı istiyor. " diye sesim yükseldiğinde "Sen hele bir dene ve gidip onunla ol seni kendi ellerimle öldürürüm. Sen git Clara'ya kendini affettir onu bana bırak" deyip o da aynı şekilde beni odasından attı.
Maya'nın Anlatımıyla
Abim odadan çıktığında aklımdaki her şeyi silip Mourir'i yatağın altından çıkardım.
"Mal, sana yatak yerine dolaba git dedim" dediğimde belimden sarıldı. "Vay bee, olaya bak" dedi.
"Hepiniz aynısınız tüm erkekler aynı" dediğimde kaşlarını çatıp bana baktı. "ben yatağın altında uyuyordum ben ne yaptım"
"Sen onu kadının bacağını okşamadan önce düşünecektin" deyip ondan ayrıldığımda eliyle alnına vurup "Kurşun bile yedim bunun yüzünden yeter ama"
"Sus" dediğimde elimi dudaklarına götürüp fermuarmış gibi çekti.
Yanına gidip gömleğini düzeltip "Sen yapsan, beni o kızla muhatap etme" diye dudaklarımı büzdüğümde dudaklarımdan öpüp "Yaparım AMA" deyip cebinden farklı bir yüzük çıkardı.
Önünde diz çöküp "Benimle evlenirmisin Arı" dediğinde yüzümü buruşturup "6.teklifin ve reddedildi" dedim.
Tekrar ayağa kalkarken bana bakmadan balkona doğru ilerledi. "Çen küştün mü çen" diye fısıldadım.
Hızlı adımlarla tekrar gelip bana sarılırken "Ben ve sana küsmek" deyip gülümsedi ve kenarda derim bir gamze belirdi.
Aaaaaa
Gamzesini uzun zamandır görmemiştim.
Bunu yeni fark ettiğim için kendime ufak nefret ettim.
Sevinçle parmağımı gamzenin üzerinde gezdirdiğimde yüzü düştü ve gamze kayboldu.
"Hadi bir daha yap. Ben çok severim gamze" ben ona bakarken "Maalesef ki ben gamze oluşmasından nefret ederim."
Bir insanın yüzüne gamze bu kadar yakışırken nasıl oluyor da nefret ediyor.
O 5 saniyelik görsel içimde kelebeklerin uçmasına neden olurken işaret parmağımı yanağına bastırıp gamze oluşturmak için çabalıyordum.
"Ya aşkım gamzeni tekrar ortaya çıkar. Yemin ederim çok yakışıyor, daha da yakışıklı görünüyorsun"
"Maya hoşlanmıyorum. Yakışıklı olmam için gamzem olmasına gerek yok. " dediğinde üzgünce baktım.
Beni öpmek için uzandığında başımı geriye doğru çekip engelledim. "Kalbim gırıldı adam, Sevgilin senden bir şey istiyorsa yap" deyip kaşlarımı çatarken "Tamam da olmuyor gerçekten gülümsediğimde oluşuyor"
"Sen benim yanımda yalandan mı gülümsüyorsun"
Belindeki ellerini sıkılaştırıp "Yok öyle bir şey" deyip gözlerime bakarken tekrar gülümsedi ve dudağının kenarı yukarı kıvrıldı "Gözlerin çok güzel" dediğinde tekrar gamze oluştu.
O kadar güzel görünüyor ki
Telefonum yanımda olsa çekerdim ama abim aldı ya
Ben tüm dikkatimi gamzeye vermişken aniden dudağımdan öptü.
"Maya hoşlanmıyorum"
"Ama neden çok tatlı ve yakışıklı görünüyorsun"
"O piçle gamzelerimiz aynı yerde" dediğinde piçin kim olduğunu düşünmeye başladım ve çok geçmeden Mourir "Bab- piç işte" deyip benden uzaklaştı.
Ben yatağa otırduğumda balkona çıkmadan "Uykunu güzelce al ARI MAYA, ben sigara içip giderim birazdan" dediğinde göz kırpıp balkona çıktı.
Ay yerim yaaa
Ben yatağa uzandığımda anında uykuya teslim olmuştum.
🌺🌺🌺
(Yazardan: Birazdan yaşanılacaklardan kesinlikle ben sorumlu değilim ehehehehe)
Dışarıdan kurşun sesleriyle gözlerim açılırken o telaşla anında aşağı koştum.
Babamın adamları eve ateş eden motorlulara sıkmış onlar yerde yatarken abim "Clara" diye bağırdı.
Hazar'ın ağlama sesleri evde yankı yaparken kapıda Mourir göründü.
Yerde kanlar içinde yatan bir kaç adam dışında Clara da vardı. Abim ona sarılmış "aç gözünü" diye bağırırken Hazar da annesi sandığı kadını dürtüyordu ağlayarak
Arkada teyzem ve ikizler dururken Ecrin koşarak Mourir'e sarılacakken Mourir geri çekilip onu uzaklaştırdı.
Şuan ne alaka da gidip Mourir'e sarılıyor.
Adımlarım beni Clara'ya götürdüğünde "Uyan birtanem, uyan gülüm" diye bağırdı abim, Clara'yı kucağına alıp "arabayı hazırlayın" diye bağırdı etrafa
Abimin sinirden elleri titrerken ben şoka girmiş olanları düşünüyordum.
O mavi kartları gönderen adam yaptı.
Hazar'ı kucağıma aldığımda "Ona ne oldu, annem niye açmıyor gözünü" diye ağlamaya devam etti.
"Bir şey yok tatlım, birazdan el ele gelip sana sarılacak beraber uyuyacaksınız" dedim hem çocuğu hemde kendimi avutmaya çalışarak
Adamlardan biri motorculardan birinin üzerinden mavi kart bulduğunda Babama doğru ilerlerken bende ona yaklaşıp kartın üzerinde yazanı okumak istedim.
Not:
"Kız için üzgünüm ama bazen hayatımızı renklendirmemiz gerekir, bende kan ile renklendirmeye karar verdim.
Her şeyin son bulmasına belki az kaldı belki de her şey yeni başlıyordur. "
Kimdi bu ve benden ne istiyordu?
Yazım şeklinden tanırdım belki ama hayatımda böyle yazan birini görmedim. Yazılar hep sola yatık bir şekilde ilerliyor ve küçük puntolarla yazılmış.
Kalbime dayanılmaz bir ağrı saplanırken önce hâlâ deli gibi ağlayan Hazar'ı yere bıraktım.
"Aşkım oyun oynaya-"
Tekrar bir acıyla elimi kalbime bastırdım. Derin nefesler alırken gözlerim karardı bir kaç saniyeliğine, bayılmanın sırası değildi.
Mourir bana yaklaşıp elini uzattığı anda geri çekildim. Herkes buradayken onunla göz göz bile gelemezdim.
Kimse barıştığımızı bilmemeli
Hazar'ı kucağımda alıp oyun odasına koşarak giderken neden Clara diye düşünmeye başladım.
Niye ben, abim, can, burak ya da mourir en olmadık aileden herhangi biri de değil Clara, abime kızgınken Clara
Sanki kartı gönderen olanları biliyordu. Yakınımızdaydı.
"Annemi istiyorum. "
Hazar ağlarken eline oyuncaklar verdim ama hepsini yere attı ve ağlamaya tüm hızıyla devam etti, nefesi kesildi, hıçkırmaya başladı ama ağlaması durmadı.
"Hazar söz veriyorum annene bir şey olmayacak, baba buna izin vermez biliyorsun. Şimdi uslu çocuk olursan seni annene götürebilirim" gelen sesle Mourir'e dönerken Hazar düşünürken ağlaması durdu "Mouyir beni anneme götür" dedi bir kaç göz yaşıyla
Mourir yanıma çömelip "Sen iyi misin? Sende gel neyin olduğuna bakarız" elini belime yerleştirdi. "Mourir yapma biri görürse-"
"Görürse ne Maya, görürlerse görsünler az önce bayılmak üzereydin ve rengin atmış " hızla söylediği şeylerden sonra Hazar'ı kucağına alıp bana elini uzattı.
"Ben iyiyim sen Hazar'ı götür" deyip elini tutmadan kalktığımda alnımdan öpüp "ben birazdan dönerim, sen dinlen" dedi ve kapıya ilerledi.
Hazar hâlâ hıçkırıyorken Ecrin onlara yaklaşıp Hazar'ı avutmaya çalıştı.
O kadar da kötü değildir belki de
Beni görüp yanıma gelirken "Maya sen iyi misin az önce kalbini tutmuştum"
"İyiyim sadece arada stresten tekliyo" dediğimde bana sarılıp "of kıyamam, ben hastaneye geçiyorum bir şey istersen beni hemen ara olur mu? " benden ayrılıp kapıya koştuğunda istemsizce gülümsemiştim.
İyi biri
Evde Clara'ya ne oldu diye düşünürken saatler geçmişti ve hâlâ bir haber yoktu.
Evde bir ben ve birde babamın adamları kalmıştı herkes hastaneye gitmişken ben Mourir yüzünden evdeydim.
Dışarı daha tehlikeliymiş sözde ama bende onunla çıkmak istemedim ama içinde hâlâ kötü bir his var.
Birkaç kişi benim için evde duran herhangi bir masayı dışarı taşıdıktan sonra üzerine farklı boyutlarda şişeler dizdikten sonra elime silahımı aldım.
Bir saat kadar ben şişeleri patlattım bir kaç kişi değiştirdi ve bundan da sıkılmıştım.
"Heyy, telefonunu ver" diye seslendiğimde adam yüzüme bakıp kısık gözlerle "Hayır" dedi.
"Senden rica etmedim, telefonunu ver dedim"
"Ben sizinle değil babanız ve abiniz ile çalışıyorum. Bu yüzden sizi dinleyecek başka birini bulun. "
Adama bir kaç adımda yaklaşıp silahı çenesinin altına yerleştirdim. "Ölmek için gençsin"
Adam gülümserken ben nedensizce daha da sinirlenmiştim. "Nereden geliyor bu cesaret, seni burada öldürürsem kimse neden yaptın diye bile sormaz"
"O zaman öldürebilirsiniz"
Bu biraz şerefsizliğe girebilir ama adam yakışıklı gibi tamam Mourir'im ona bin basar asla onunla kıyaslanamaz ama iyi işte ve aşırı sinir bozucu, gıcık, pislik.
Ben düşünürken adam gözlerini kaçırdığında fark ettim bizim 5 dakikadır birbirimize bakıştığımızı, adamı itip arkamı dönüp uzaklaştığımda kolumdan tutuldum.
Kolumu kesicem artık tutmayın kolumu
Adamın suratına yumruğu çaktığımda sersemleyip geri çekildi.
5 yıldır kolumu tutmayın diye kendimi yırtıyorum.
"Bir daha bana dokunursan seni doğduğuna pişman ederim"
"Manyak, telefonu verecektim. Allah'ın şizofreni" deyip telefonu elime verip uzaklaştı.
Telefonu veriyorsa çağırsın neden kolumu tutuyor ki
Her şeyi geçtim ben kendi telefon numaramı bile bilmiyorum kimi arayacaktım ve bu manyak, abimi ne diye kaydetmiştir.
"Patron"
Kafamı kaldırıp sese baktığımda adam bana bakıp "abinin numarası" diye devam etti.
Ben göz devirip abimi aradığımda girişte silah sesleri duyuldu.
Silahı daha sıkı tutmuşken bende telefonu duran adam bana doğru ilerlerken bir kaç araba içeri girdi.
Arabadan inenlerden bir kaç kişi anında vurulurken babamın adamları da vurulmuştu.
Ben içeri koştuğumda "Lan siktirtmeyin belanızı noluyor orda" abimin sesiyle telefona baktığımda adam telefonu elimden aldı. "Patron bilmiyoruz 4 araba içeri girdi. Sizin yeni teslimattı ki silahlar var elinde, yardım lazım"
Abim telefonu kapatırken ben de rastgele adamlara sıkmaya başlamıştım.
"Çık yukarı, odana gir ve ben çık demeden çıkma" adam bana bağırdığında kargaşada ona da mı sıksam diye de düşünmüş olsam da ona aldırmayıp bana doğru gelenlerin kafalarına sıktım.
Kurşunlardan biri böbreğimi delerken yere düştüm. Adamlar evin her tarafını kuşatırken yanımdaki sırık beni omzuna atıp yukarı rastgele bir odaya girip kapıyı kilitledi.
Sırık!
Adam birini arayıp "2 araba gönderin eve" deyip kapatıp pencereye döndü.
Pencereden dışarıdaki adamlara sıkarken dışarıdan bir kurşun cama isabet etti ve cam parçaları resmen bomba gibi parçalanarak etrafa sıçradı.
Kapım bir hayvan tarafından kırılırken yanımdaki adam silahı kafama dayayıp "Çekilmezseniz kız ölür" diye bağırdı.
İçeri bir kaç kişi daha girmişken dışarıdan taramalı silah sesi geldi.
İçeri girenlerden muhtemelen liderleri olan biri yanımdaki adamın omzuna sıktığında onun kanı benim yüzüme de hatta ağzıma bile sıçramıştı.
Babamın yeni silahları ya öldürür ya da saatlerce felç bırakabiliyor yani adamdan umudum tamamen kestim.
Böbreğimde ki kurşun yüzünden de bende dayanamadım.
Ayakta duramayıp düştüğümde son gücümle birinin daha kafasına sıktım.
Geri geri gitmeye çalışırken adam bana doğru bir kaç adım attı ve üzerime eğildi. "Anlatıldığı kadar varmışsın"
"Orospunun evladı... Sen kimsin piç" diye bağırmak yerine fısıldamıştım.
Böbreğimde ki acı katlanılmazdı, adam saçlarımı eline dolayıp sürüklemeye çalıştığında malûm yerine tekme atıp kendimden uzaklaştırdım.
Bana attığı tokatla yere kapaklandığımda birkaç tekme daha attı böbreğime "Mavi Kartları iyi sakla" dedikten sonra beni omzuna atıp dışarı çıkardı.
Merdivenlerden indiğimizde elinde taramalı bir silahla Burak kapıda göründü.
Adam benimle arka kapıdan çıktığında Burak diğer adamlarla ilgileniyordu, hepsine sıktıktan sonra bize doğru koştu.
"Yardım et" diye fısıldadım kıpıldamaya çalışıyordum ama olmuyordu.
Adam ellerini saçlarıma dollayıp kafamı cama yapıştırdığında kafam zonklarken camdan hafif kan süzüldü ve bunu bir kaç defa daha tekrarladı her seferinde daha sert şekilde.
"Amına kodumun sen şuan gitsen bile seni bulmam 1 saatimi almaz."
Adam cevap vermediğin de Burak devam etti.
"Lan anan seni doğurmayıp sıçtı mı sen kimsin ne istiyorsun kızdan, orospu çocuğu kızı bırak"
Adam derin bir nefes alıp "Burak dışarıda 30'a yakın adamımı öldürdün bunun bir bedeli olucak ve eğer şimdi uzaklaşmazsan bu kız ölür"
Gözlerim kapandı ve adamın kucağına doğru bayıldım.
Bitttiiiii
Bence rekoru kırdım.
En çok kaçırlan karekter olarak Maya Toprak diyebiliriz
Bu adamdan kolay kolay kurtulmayacağız haberin olsun. Ya da kurtuluruz bilemem.
Mavi kartlar sizce kimden?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
82.59k Okunma |
8.89k Oy |
0 Takip |
65 Bölümlü Kitap |