74. Bölüm

37°Ölmez Her Hâlde°

☆Evosss☆
esmeryazarrrr

Bu bölümü atıp hemen kaçıcam bu aralar pek aktif olamıyorum.

 

Sınır: 27 Oy/ 45 Yorum

 

İyi okumalar, iyi eğlenceler 👄💋😍❤💋💯👌💘

 

Maya'nın Anlatımıyla

 

Mourir sevinip Hazar'ı kucağına aldı. "4 yaşında çocuk değil bu, bak size diyorum bu çocuk 20 yaşlarında ama sadece görüntüsü böyle" dediğinde aklıma Mourir'in yaşı geldi.

 

"Sende yaşlandın haa" diyerek dalga geçecektim ki Hazar'ı dışsrı attı, odanın kapısını hızla kapatıp beni kendine bastırdı. "Kalbimi kırıyorsun ama"

"Şuan 30 yaşındasın diye biliyordum. Koskoca otuz" dediğimde kaşlarını çatıp "30 yaşlı değil yaa vallahi kalbim kırılıyor"

 

"Minnoş, senin kalbin mi kırılıyor" diye taklidini yaptığımda dudaklarıma ulaşıp sertçe öpmeye başladı. Ben karşılık vermeyince benden ayrılıp gözlerime baktı. Sana bir şey göstermem lazım diyerek beni yatağa oturtup, dolaptan bir şeyler aramaya başladı.

 

Elinde siyah şık bir kutuyla yatağa oturduğunda "Biz kaç senedir tanışıyoruz" diye sordu.

Bende sorgulamadan lansman gecesini hatırladım.

 

İlk orada Mourir konuşma yaptığında tanışmıştık, daha doğrusu o yanıma gelip "Maya Toprak demek sizsiniz, sizden çok bahsetmiştiler" gibi bir şey söylemişti galiba, bu da 5 yıl falan ediyor.

 

Ben "5 yıl" derken o küçümser gibi bana bakıp "18 yıldır biz tanışıyoruz" dediğinde bu sefer ben delirdi mi acaba diye bakışlar atamaya başladım.

 

O sıra açtığı kutuya baktığımda benim çocukluk fotoğraflarım vardı en üst kısımda, "Nereden buldun bunları? "

"18 yıldır bunlar bende bee, neyse dur anlatıyorum. " dedi heyecanını gizlemeye çalışarak

"Sen 6 yaşındasın tabi o zamanlar, bende 12 yaşında. Hatırlıyor musun bilmiyorum ama sürekli seni zorbalayan biri vardı"

 

Ne yazık ki Mourir'in geldiği gün Babam bana bunları zaten anlatmıştı.

 

Babam Türkiye'ye gelirken beni de getirirdi işi için, sonra seninle tanıştım. Çocukken yer cücesinin iki katı gıcıklıktaydın ama bir o kadar da tatlıydın"

 

Uzun bir süre daha bilmiyormuş gibi yaptıktan sonra her şeyi anlattım.

 

Morali bozuldu "Bana niye anlatmadın" dedi ve yanağımı ısırdı.

 

🌺🌺🌺

 

"Babaaağağağa" diyerek ağlamaya devam etti Hazar. "Lan bıraksana çocuk ağlıyor." Mourir kapıyı açmamı engelleyerek "Bende ağlarım" deyip beni kucağına aldı.

 

Hazar kapıya yumruklar atarken "Lan 4 yaşında çocukla niye kendini kıyaslıyorsun. "

"Yemin ederim 4 yaşında değil bu" derken kapıyı kilitledi.

 

"Boyu zaten kapı koluna yetişmiyor. "

"Bu çocuk yetişir. Ayağının altına bir şey bırakır yine de açar" dediğin de ciddiydi, şaka yapmıyordu.

 

Kilit kapıdan düşerken ikimizde aynı anda kapıya baktık, kapının altında az önce olmayan paspas dış tarafa doğru çekildi ve Hazar'ın kahkaha sesi geldi.

 

"Demek kapıyı açmıyoysun, anağtar artık bende" diye bağırdığında Mourir bana bakıp "Bu çocuk değil bak size söylüyorum"

"Abime benziyor. " dediğimde ters ters bana bakıp "Deccal'e benziyor"

 

"Hayır her an kapıyı aaçabilir, sana da dokunamıyorum. " Mourir gülümseyerek bana bakarken tam da dediği gibi oldu. Beni öpmek için uzanmıştı ki Hazar kapıyı açıp içeri daldığı gibi bana sarıldı.

 

"Böyle bir çocuğumuz olucaksa olmasın. Ben senden ayrılamam, bu ne her saniye seninle" deyip Hazar'ı kucağına aldı. "Neden beni sevmiyorsun" dedi bu sefer çocuğa

 

Hazar, Mourir'in yanaklarını sıkıp "Seviyorum ama Maya benim" dediğinde Hazar'ı yatağın üzerine fırlattıp elimden tuttuğu gibi dışarı koşmaya başladı.

 

"Ben vazgeçtim çocuk falan istemiyorum." dediğinde ben sadece elimi kurtarmaya çalışıyordum.

 

Elimi bırakıp bana döndüğünde Hazar da merdivenin başında ağlamaya başlamıştı. "Bu bana da yetişir" deyip beni kucağına alıp arabaya doğru koşmaya devam etti.

 

Biz dışarı çıktığımızda, Hazar Abimin kucağında yaşlı gözleriyle bize bakıyordu.

Abim Hazar'ı öpünce, birbirlerine sıkıca sarılıp içeri girdiler.

 

Yemin ederim birbirlerinin kopyaları yaa

 

O değilde acaba Clara'ya Abimi başka bir kadınla gördüğüm yalanını söyleyip Aileyi dağıtsam mı?

 

Sıkılıyorum bu aralarda

 

"Mayam sana bir şey söylemek istiyorum ama senin kırılmanı istemiyorum. " Mourir bunu söylerken ellerimi tutup önümde durdu gözlerime bakmadan

"Eğer ben" deyip kısa bir süre sustu.

 

Ben bana bakması için kafasını biraz aşağı çevirirken o gözlerini kapatıp "Eğer ben gelmiş olmasaydım beni unutmuş olurdun. Ben ortaya çıkmamalıydım. " dediği anda yüzüne tokat attım.

 

Belki ani tepki verdim ama o anı unutmak istiyorum kimine göre 3 yık uzun bir süre süründürmem gerekiyor ama zaten bu kadar beklemiş kendi kavuşma anımızı daha da uzatmaya dayanamazdım.

 

"Mourir sen gerçekten değişmişsin. 3 yıldır neler yaşadığımı bildiğin hâlde gelmemeliydik diyebiliyorsun" deyip yanından ayrıldığımda tepki vermedi, arkamdan gelmedi, kafasını kaldırıp bakamadı bile

 

Ben kendi arabama binip evden uzaklaşırken o hâlâ oradan kıpırdayamadı.

 

3 yıl ondan çok şey götürmüş belli ki

 

🌺🌺🌺

 

Hava kararmış ben kumarhane'nin içinde insanları izlerken elimdeki votka şişesini kafama dikip bir iki yudum aldım.

 

Polisler buranın varlığından haberdar olurlarsa başım büyük belaya giricek ama buradan gelen paralar hiçbir yerden gelmiyor.

 

Aslında benim başım belaya girmeyecek çünkü hiçbir şeyden ismim yazmıyor.

 

Tek geceliğine 3-4 milyon parayı kazanıyorum.

 

İnsanlar kumarda kazanınca hiç bizim kârımızı düşünmüyorlar, bilmiyorlar ki onların kazandığı ya da kaybettiği paraların 4 katını kazanıyoruz.

 

Adamların başında sözde şans getirmeleri için duran kadınlara baktım. Hepsi aslında kimin kazanacağını biliyor, adamlarla oynamaları kucaklarına oturup sözde onlara şans getirmeleri benim midemi bulandırırken kapının önünde bana doğru gelen Burak'ı gördüm.

 

Yanıma oturunca bende aynı anda ayaklandım. Kolumu tutup sandalyeye tekrar oturunca kaldırdığım elimi havada yakaladı.

"Konuşalım sonra gidiyorum. Fransa'ya dönüyorum. " dediğinde içim biraz sızlasada dışa vurmadım.

 

"Sen ve Can ile ilgili hiçbir konu umrumda değil artık, benim iki yüzlü insanlarla konuşacak vaktim yok" diye bağırdığımda

Kumarhane'nin kalabalığına ve gürültüsüne rağmen bize bakanlar olmuştu.

 

"Odana geç geliyorum"

 

Ben sırf bir an önce Fransa'ya gitsin diye hızla ayaklanıp odama geçerken omuzumun üzerinden arkama baktığımda gözleri beni takip ederken o da ayağa kalktı.

 

Üst kata çıkarken içkinin etkisiyle başım dönünce Burak beni tutmasın diye baş dönmesine rağmen daha hızlı merdivenleri bitirip odama geçtim.

 

Bu sefer gerçekten fazla içmiştim.

 

Koltuğuma geçip oturduktan sonra Burak odaya girip masanın üzerine oturdu.

"Ne söyleyeceksen söyle sonra defol git ülkene" dedim. Gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken "Bu kadar nankör olabileceğini düşünmemiştim. "

 

"Nankör?" dedim şaşkınlıkla

"Sarhoşum kafam çalışmıyor" deyip sustu, düşündü belki de kelimelerini toparladı, bende şuan Burak'ın ağır içki koktuğunu farkettim.

 

Ben içe içe alışmıştım ama Burak yılda bir kez bile içmiyor bazen, ve şuan konuştuğu hiçbir şeyi yarın hatırlamayacak muhtemelen

 

"Yaa am*na koyayım adam 3 yıldır ortada yok her şey bende patladı. Sen ağladın ben yanındaydım, sen deliriyordun lan nankör benle Yusuf yanındaydık" diye bağırmaya başladı.

 

"Söyleseydin piç, gelip bana o orospu adam yaşıyor, kendini boşuna üzme deseydin" dediğimde masada duran her şeyi yere fırlatıp ayağa kalktı.

 

"Yusuf sana bir şey söylese gidip Clara'ya anlatır mıydın? Gelmiş bana iki yüzlü diyor sen beni tanıyorsun, Mourir olmasa ben bugün açlıktan, sokakta kalmaktan ölürdüm. Siktiğimin Ailesi beni 5-6 yaşlarında sokağa attığında sen yoktun, yetimhanede 12 yaşıma kadar kaldım." sanki söyleyeceklerinin ağırlığı ona yük oluyor gibiydi, nefes alıp sinirle bana baktı.

 

"İki tane orospu çocuğu kavga etti diye hapse girdim. Boşu boşuna, kimseye bulaşmayan o çocuk 2 yıl hapis yattı. Her gün dayak yedi ama Mourir vardı orada, sen yoktun. Gardiyan bana el kaldırdığında 15 yaşında olmasına rağmen gardiyanla kavga eden dayak yemesine rağmen beni koruyan Mourir vardı yanı başımda, sonra biri Mourir'in damarına bastı kalktı başta dayandı ama sonra çocuklarla kavga ederken birinin kafasını yatak demirlerine sıkıştırıp boğdu. O beni o kadar korumuşken onun bu lanet yerde daha fazla kalmasını istemedim ve ben yaptım dedim ve iki yıl daha ceza aldım."

 

"16 yaşımda hapisten çıktım bil bakalım kim vardı yanımda doğru sen değil Mourir vardı. Çıktığı gün beni kapıda karşıladı. Özel hocalar tuttu, okuttu, Liseye sokmayı başardı. " arkasını dönmüşken duvarda duran tabloyu yere fırlattı.

 

"Yusufla tanıştım beni iki defa ölmekten kurtardı. Mourir yıllarca evinde büyüttü ama sen Yoktun. Bu yüzden Abin Yusuf ve Mourir için ben gözümü kırpmadan canımı veririm, ben onları satacağıma kafama sıkarım. Şimdi de siktir olup gidiyorum ÜLKEME" deyip arkasını döndü. Başı dönmüş olacak ki duvara tutundu ben kalkıp onun kolunu omzuma atıp kapının yanındaki koltuğa oturttuğumda beni yanından uzaklaştırdı.

 

"Meral'in de amı-... kız kendini düşünmekten bir gün nasılsın, iyimisin bile demiyor. Benim onu sevdiğimi bildiği için beni parmağında oynatıyor, sadece işini görüyor. "

 

Koltukta yanyana otururken kafasını dizime bırakıp elleriyle yüzünü ovuşturdu. "Ben böyle dünyanın amına koyayım. Mourir'in amına koyayım, gitmek için haklı bir sebebi var ama bazı bitip anlatmam diye tutturdu.

 

"Söylemeliydin" diye dalga geçtiğimde "ya siktir git bi' başımdan" diye bağırdı.

 

Morali yerine gelsin diye "Çekirdek getiriyim mi? " dediğimde baygın gözleri beni buldu. "Getir." dedi trip atar gibi daçlsrını karıştırırken.

 

Bu nasıl bir çekirdek sevdasıdır.

 

Ayağa kalkıp masanın çekmecesinden çıkardığım çekirdek paketini Burak'a fırlatacağım sırada kapı açıldı ve içeri Mourir girdi.

 

Burak hâlâ elimdeki çekirdek paketine bakarken Mourir "Hayırdır" dediğinde paketi yüzüne fırlattım. Yüzüne çarpmadan de havada yakalayıp Burak'a attı.

 

Elime aldığım içkiye tekrar dudaklarıma götürdüğümde "İçme şu zıkkımı artık" diye bağırıp bana doğru yürüdü. Şişeyi arkama saklarken önümde durup "Zorlaştırma ver şunu" diye bağırdı.

 

Ne olmuş bu adama, niye bu kadar sinirli diye düşünürken şişeyi elimden çektiği gibi yere fırlattı.

Camın her parçası bir yere dağılırken Burak bize odaklanmış yediği çekirdekleri yere atmaya başlayarak "en heyecanlı yeri" dedi.

 

Mourir elimi tutup dışarı sürüklerken, hızla elimi çekip "Ne istiyorsun benden, bıkmadın mı daha ne kadar hayatımın içine ediceksin."

"Ne saçmalıyorsun Maya " diye yüzüme bağırdığında aramızda ki mesafe yok denecek kadar azdı, tüm nefesini yüzümde hissederken kafasını Burak'a çevirip "Çık dışarı" dedi başıyla

 

Burak göz devirip bizim yanımızdan geçerken yediği çekirdekleri bize fırlata fırlata çıktı ve sonra Mourir kapıyı sertçe kapatıp kilitledi.

 

-Ne yaptığını sanıyorsun sen, Sabah başka bir kafadaydın Akşam olmuş sinirini benden çıkarmaya gelmişsin.

-Kumarhane ne lan, paran mı yoktu. Hanımefendiye bak kumarhane açmış, başına geçmiş. Ben kızı beladan uzak tutmaya çalışıyorum o belanın merkezini inşa ediyor.

 

Birkaç adım benden uzaklaşıp kapıya yumruk atığında çift taraflı camın bir tarafı parçalara ayrılırken Mourir'in eli kan içerisinde kaldı.

 

"Sen şizofren misin? Ben başında değilim yarın teslim ediyorum. Necatinin burası. " deyip yanına gittiğimde sıkıca bana sarıldı. "İstemiyorum. Ben seni artık başın beladan görmek istemiyorum. 3 yıl yoktum Herkes sana yeraltı Kraliçesi diyor, dur artık. Savaş başlatmak üzeresin. Yapma şunu artık, başka bir yere yerleşelim, gidelim buralardan"

 

Gidelim buralardan?

 

En son Fransa'da neler olduğunu hatırlayınca yüzüm ekşidi, bir daha aynı şeyleri yaşamak istemiyordum.

 

Sarılmayı bırakıp bana baktı. "Sen ne istersen o olur. Sana zarar gelsin istemiyorum. Yeni bir düşman çıksın, tekrar kovalamaca başlasın istemiyorum. " dediğinde gözlerimi kaçırdım yapamazdım.

 

"Hemen şimdi bile gidebiliriz. Hiçbir şey almamıza gerek yok. Orada yeniden başlarız. " başımı salladım "olmaz" dedim.

 

"Herkes bana saygı duyup benim emrinin altındayken kaçamam. Ben senin beni bıraktığın gibi gidemem. "

"Benim gitmem gerekiyordu." dedi tekrar, sürekli bunu söylüyor ama bir türlü sebebini açıklamıyor.

 

"Neden? "diye bağırdığımda sesim titrek çıktı. Bedenlerimiz arasındaki mesafeyi sıfıra indirip dudaklarını boynuma gömdü.

 

Onun ayaklarını üzerine çıktığımda aşağıdan gelen zor duyulan gitar melodisiyle çok yavaş dönmeye başladık. Boynumda öpmediği yer kalmayınca kafasını kaldırıp gözlerine baktı. Hafif hafif nefesler alırken ela hareleri koyulaştı.

"Sabah dönmemem gerekiyor dedim çünkü ilk defa korkuyorum. Sana tekrar zarar gelicek, eski günlere dönücez diye çok korkuyorum. " kısık şeyle söylediklerini bitirip dudaklarımı öpmeye başladı.

 

Eli sırtımdan kalçama doğru inip çıkarken nefes almak için ayrıldığım anda tekrar birleştirdi dudaklarımızı, üst dudağımı emerken kapının açılıp kapandığını duymamıza rağmen oda da yavaş yavaş dönmeye devam ettik.

 

🌺🌺🌺

 

-Mayaa

-Hııı

-Mayam

-Hııı

 

Gözlerimi açamıyorken Mourir tekrar "Maya" dedi.

Onu itmek için uzandığımda "Yataktan düşersem seni de çekerim" dediğinde arkamı döndüm.

 

Sorun şu ki kıyafetlerimi üzerimde hissetmiyorum.

 

Battaniye de yok.

 

Ayağımın altındaki battaniyeyi hızla üzerime çekerken Mourir gülüp "Günaydın Arı, üstünü örtmeye gerek yok ezberledim" dedi ama battaniyeyi çekmedi.

 

Eve geldiğimizde yaşadıklarımız bir anlığına gözümün önünden kayarken yanaklarımın yandığını hissettim. Mourir belinden kavrayıp kendine çekerken "En azından langırt kırmadık" dedi.

 

Altan battaniyeyi çekmeye başladı "yapma şunu" deyip daha sıkı tuttum. "Neden? Soğuksa ben seni ısıtırım gerek yok battaniyeye"

 

Bir süre sadece bana sarılırken benim aklıma boy farkımız geldi. Neden, bilmiyorum ama 1.93 boy çok güzel değil mi?

 

-Mourir

-Sen niye bana ismimle sesleniyorum

-Ne dememi bekliyorsun acaba

-Aşkım, bebeğim, canım ya da Hazar gibi Aşkum demeni tercih ederim.

-Alışmam zor olucak ama olur Aşkım

 

Yerimi yapabilmek için biraz hareket ettirdiğimde "yapma şunu" dedi Mourir kısık sesle

"Bir şey yapmadım zaten" dediğimde "arkanda ki öyle demiyor ama" başta anlamasamda sonradan bana batanın kolu olmadığını fark etmem uzun sürmedi.

 

🌺🌺🌺

 

"Ne saçmalıyorsun sen" diye bağırdığımda abim kafama vurup "No Soçmoloyorson son" diyerek taklidimi yaptı.

"Murat şerefsizi ölmeyi hakketti. " dediğimde yanında duran yastıkla beni boğmaya çalışırken "Adamı çatalla öldürmek nedir lan mal" diye bağırıp yastığı kaldırıo tekrar suratıma yapıştırdı.

 

"Hakketti" dedim tekrar , bu sefer masada duran su bardağını kafamda kırınca başım hafif hafif dönerken Hazar ağlamaya başladı. "Baba kavga etmeyin" dediğinde abim benim kendine çekip kafamdan öptü ve diğer eliyle saçımı çekiyordu.

 

Adamın çocuğu oldu, beni dövmekten vazgeçmedi arkadaş

 

Elimle başımı tutarken abime yan yan bakıyordum. Elime baktığımda dram yaratmak için kan var mı diye kontrol etsem de yoktu.

 

"Acıdı" deyip burnumu çektiğimde "Gebermedin" deyip kahvesini höpürdeterek içip Hazar'ı dizine oturttu.

 

Ayağa kalktığımda "Kadınla buluşmaya mı? " diye sordu abim

"Hiç anlaşma yapasım yok ama evet"

"Ben o silah için 1 saat harcadım üç binden aşağı anlaşırsan eve gelme, parçalarım seni" diye bağırıp gülümsedi "Oğlum sen ne yaptın bugün bakalım" deyip Hazar'ı öptü.

 

Hazar'ın yanakları al al olmuş o kadar tatlı görünüyor ki, sertçe yanaklarını sıkıp "Fıstığım, yakışıklım benim" deyip öptüğümde "Baba ben senin gibi yakışlı olurum dimi"

"Ondan daha yakışlı bile olursun" deyip bize doğru ilerledi Clara

 

Abim ve Clara, hem benim hem çocuğun yanında altan altan cilveleşirken ben hızlı hızlı dışarıya koştum.

 

Arabada binerken bugün Kaan'a söz verdiğim geldi aklıma, ilk defa bir konsere çıkıcaktı Burak ve Can gitmişlerdi ama ben randevu yüzünden gidememiştim.

 

Görüntülü aradığımda telefon şaşırtılı şekilde hemen açıldı.

Kaan saçı başı dağınık bir şekilde açarken etrafı gösterdiğinde konser beklediğimden daha kalabalıktı.

Çağla telefonu tutarken Kaan etraftan gelen seslerle "yıldızların altında" şarkısını söylemeye başlarken etrafta çığlıklar koptu.

 

Benim orada olmam gerekirdi.

 

Sevişmek ah ne hoştur

Yıldızların altında

 

Ben el sallayıp telefonu kapatacakken milyonların önünde Kaan ve Çağla öpüşmeye başladı.

 

Sonunda birine aşık oldu ve beni bıraktı ve Büşra'dan sonra Çağla dobra enerjisiyle çok iyi gelmişti bana da, hiçbir şeyi takmayan arkadaş canlısı çok güzel bir kızdı.

 

Telefonu kapatacağım sırada Burak telefonu devraldı. Onunda boynunda gitarı varken elindeki mikrofona "Her şey için çok teşekkürler, son bir şarkı ve ne yazık ki ayrılmak zorundayız" dediğinde ben telefonun başından gelen çığlıklarla kulaklarımı kapatmak zorunda kalmıştım.

 

Ateşlerden geçtim ölmedim

Duraklar vardı inmedim

Yolun bittiği yerde

Neden yoktun anlat bana

 

Ben seni rastgele sevmedim ki

İhtimallerden seçmedim ki

Yanarsa yansın canım

Ben senden razıyım

 

Restoran'ın önüne geldiğimde saçımı son kez düzeltip arabadan indim. Anahtarı vale'ye uzattıktan sonra içeri adımımı attım.

 

İçeride ferah bir koku gelirken az ileride ayağa kalkıp bana ilerleyen Alice ve yanındaki adama doğru ilerledikçe içimi bir korku kapladı.

 

Alice'nin uzattığı eli sıktıktan sonra adama dönüp onunda elini sıktım. Adam elimi bırakmadan "Sizin gibi güzel bir hanımefendinin iş hayatına erken atılması çok harika ama yalnız gelmenize anlam veremedim" deyip dudaklarını elime kondurdu.

 

Aklıma tiktok'un bir ara yavşaklara özel kıldığı müziğe gelsede sadece gülümsedim.

 

Derin bir nefes alırken "Alice Hanım sizin gibi bir eşe sahip olduğu için çok şanslı hissediyor olmalı" deyip gülümsedikten sonra "Eşim olduğu için çok şanslıyım gerçekten Maya ama bende fark ettim Eşim Tarık, çift buluşması olacağını söylemişti. " gülümsemem donarken siniri gizledim.

 

Bu şerefsiz beni rezil etmek için çift buluşması olacağını bana haber vermemişti.

 

"Biraz geciktim kusura bakmayın. " arkadan gelen sese baktığımda Mourir bana yaklaşıp elini belime yerleştirdi, beni kendine çekerken "akşam hesaplaşıcaz senle Maya Hanım" diye kulağıma fısıldadıktan sonra belimi sıktı.

 

Tarık sinirle ikimize bakarken Mourir sertçe adamın elini sıktı. "Mourir Ayaz, duymuşsunuzdur belki Tarık Bey" adamın göz bebeklerinde çok az bir korku belirdi ama "Yaptığınız işleri duydum. Büyük bir iş adamısınız ama ilk defa yakından tanışıyoruz. Anlaşıcağımızı düşünüyorum. "

 

Mourir, adamın elini biraz daha sıktığında adam kırmızıya dönerken "Oturalım, Hanımlar ayakta kaldılar. " diyerek elini kurtardı.

 

Mourir boynumdan öpüp oturmam için sandalyeyi çekince gülümsememi engelleyemeyerek yerime oturdum.

Tarık ve Alice de oturunca yemekler gelmeye başladı. "Siz gelmeden sizin için bir şeyler söylemiştim Maya Hanım umarım kusuruma bakmazsınız. "

"Yok küçük problemleri kafayı takan biri değilim. Konu büyüyünce de farklı yollarla ortadan kaldırırım. "

"Ne güzel, ee Mayacım tasarımlarınız da sizin gibi güzel bunun hakkında ne düşünüyorsunuz. " dedi.

 

Mourir masanın altından bacağımı sıkınca kavga çıkıcağını hissettim. Elbisenin yırtmaç tarafı uzun olduğundan çıplak bacağımı okşayıp sıkıyordu.

 

"Tarık Bey, sizinle tanıştığıma memnun oldum ama izin verirseniz iş anlaşması yapacağım ALİCE Hanım ile konuşmak isterim. "

Adam başını sallayıp "ne de olsa daha çok karşılaşıcaz" dediğinde Mourir adama odaklanmış tırnaklarını bacağıma geçirirken çığlık atmamak için zor tuttuyordum.

 

Parmak izleri kalmıltır kesin.

Mourir'in elini okşadıkça elleri çözüldü ve ben kadınla konuşurken beni izlemeye başladı.

 

"Alice yaptığın iş ortada, özel bir polis Eğitim merkezi açmak istiyorsun ama bu size pahalıya patlayacaktır. " dediğimde Tarık, kadının elini tutup "O kısım en kolayı, yeterki anlaşalım. " deyip tekrar bana baktı.

 

Ben, Mourir'i zor tutarken, adam bundan zevk alıyormuş gibi beni süzmeye devam etti.

"Tarık bence kadınlar konuşsun, biz karışmayalım. "

"Yalnız Bey demeyi unuttunuz"

Mourir bana bakıp psikopat çay sırıtıp "Bey? Tabi Tarık BEY" deyip gülümsedi dişlerini gıcırdattı.

 

🌺🌺🌺

 

Mourir, Tarık'ı kaldırıp sigara için balkona giderken ben masada 10 dakikadır Alice'nin o "şerefli" kocasına yağdırdığı övgüleri dinliyordum.

 

Hayır anlaşmayı imzaladık neden burada durduğumu da bilmiyorum. Eve geçtiğimizde Mourir'in saatlerce beni azarlayacağını da biliyorum.

 

Can sıkıntısıyla yanımızdan geçen garsona çelme takınca Alice'nin üzerine dökülen içeceklerle ayağa kalkıp "İyi misin canım" deyip yanına geçtim.

"Yaa siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz" diye garsona bağırmaya başladı.

 

Emekçiye saygısı da yok kadının kafayı yiyip çakıcam şimdi suratına

 

Garsonu kolundan tutup kendime yanaştırdığımda, işten kovulma korkusuyla resmen titriyordu. Garsonun kulağına "Şu kadına dersini ver hakını savun. Seni ayda elli bin ile ben işe alıyorum." dediğimde adam önce bana bakıp emin olmak istedikten sonra Alice'ye döndü.

 

"Elbisenize bir şey olduğu yok, biz burada hakkımzla çalışırken sizin çilenizide çekmek zorundayız, sadece kaos yaratmaya çalışıyorsunuz. Az diğer insanlara da saygınız olsun" diye bağırıp önümdeki şarabı kadına fırlattı.

 

Bu kadarını beklemiyordum ama daha önce de kadının garson lara böyle davrandığını sonradan öğrendim.

 

İşte gerçek eğlencee

 

Herkes bize bakarken balkondan gelen çığlıklarla herkes Alice'ye bakmayı kesip oraya yöneldim.

 

Mourir insanların arasında yüzünde korkuyla yanındaki kadınlara "intihar etti" diye bir şeyler anlatıyordu ve kadınların onun etrafına toplanmıştı.

 

Koşarak balkona geçtiğimde Mourir bana bakıp sırttı.

 

Balkondan aşağı baktığımda Tarık kanlar içinde yerde yatıyordu.

Alice "Ambulansı arayın" diye bağırdığında telefonumu çıkardığım anda

 

Mourir telefonumu elimden alıp cebine attı.

"Adam ölüyor" diye bağırdığımda

"Sanki çokta umrunda ya, ayrıca ölmez balkon yere yakın" diye kulağıma fısıldadı ve biraz durup "tabi kafa üstü düşmediyse" dedi ve boynumu öptü.

 

Yine bir bölümün sonunda sizlerleyim.

Kocaman öpüyorum sizi ve uyumaya gidiyorum.

 

"#" bırakınız buraya

 

Karekterler hakkında düşüncelerinizi buraya yazın

 

Mourir eleştiren kapalıdır

 

😊😇💋♥

 

 

Bölüm : 14.12.2024 22:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
☆Evosss☆ / Mafya Kızı / 37°Ölmez Her Hâlde°
☆Evosss☆
Mafya Kızı

82.59k Okunma

8.89k Oy

0 Takip
65
Bölümlü Kitap
1. Boks Torbası2°Gülüm°3°Yakışıklıymış°4°Boku Yemişke°5°Aksiyon⚔️°6°Sar Bezin Gücü Adına🧽°7°Cafer Sıçtık Bez Getir💩°8°Arsızlığının Sınırı Yok 🤔°9°Kerenkele Kaan🦎°10°Kudur Köpek°11°Yeter Bığhtıkk°Özel Bölüm 🎄🎅🔔❄12°Kaos°13°Toplantı Olayy💅14°Görev Başında°15°Yıldızların Altında°16°Ateşin Ortasında🔥°17°Mourir♾️❤️°18°Adam Öldürmece°19°Mafya Kızı💜°20°Göklerde Kartal Gibiydim🦅°🌆Özel Bölüm🥁😴Whatsapp Kanalı21.Bölüm22°Fırtına Öncesi Sessizlik°23°Ölüm Kalım Meselesi°24°Fransa'da Teklif°25°Ne sandın Cerram°26°Mourir'i Sinirlendirmece😈"27°Şaka Şaka Gül Diye°28°Rekor Kaçırılma°29°Deccal Kaynana°30°Langırt Masası🙈🙉🙊°31°Öldürmeliydik°32°Seçim Vakti°33°Kabullen°34°Her yerde O35°3 Yıl Onsuz°36°Yer Cücesi°37°Ölmez Her Hâlde°38°Kurşunlar🤡👹°39°Lansman🧚‍♀️🦋°40°Denizin Ortasında 🥶💨°41°Kurşun Yarası😉°42°Gece Kulübü🍻🍷°43°Maya Toprak°44°Yeni Bir Sorun°45°Hatırlamıyorum°46°Kandırmaca°Quiz47°Tanışma Merasimi°48°Özel Oda°49°Anlaşma Teklifi🃏🧩°Duyuruuu ÖNEMLİ50°Gizli Görev°51°Evlenmeden Sabıkalı👮🏻👀°52°Burak Turgut°53°Fırtına Öncesi Kahkahalar☠️°54°Ufak Tefek Ajanlıklar📞📸°55°Parıltılı Bir Düşüş 🌟°56°Deprsif Bir Gün😔☠️°57°Minik bir ziyaret 🎊°FİNAL°Kanlı Düğün🩸💍°AÇİKLAMA💖🏁Final2° Akşam Yemeği°
Hikayeyi Paylaş
Loading...