54. Bölüm

2̤̮2̤̮.̤̮B̤̮ö̤̮l̤̮ṳ̮̈m̤̮

☆Evosss☆
esmeryazarrrr

Ayy bölüm yazmayı unuttum bir an

Sonra hemen yazdım. Birde sınav filan vardı o yüzden gecikti ama artık karşınızda.

okurken oy ve yorum yapınız ki bölüm erken gelsin. Thanksss

 

SINIR: 26 OY/ 45 YORUM

 

 

"Anne" diye araya girmeye çalıştığımda kan çanağına dönmüş gözler bana döndü.

 

"Ölüyordun. 3 gün gözünü bile açamadın. Hiçbir yere gidemezsin." diye üzerime bağırdığında ben zaten ağlıyordum.

 

 

Barlas'ı bulmam gerekiyordu. O yaralıydı, başına bir şey getirirse ben ne yapacaktım?

 

 

Ayaklarımın üzerinde hâlâ duramadığım için tekerlekli sandalyedeydim. "Beni o kurtardı." diye bağırdığımda "Bak o çocuğu sevmiş olabilirim ama seni bu hâlde hiçbir yere göndermem " diye bağırmaya devam etti annem.

 

 

2 haftadır ortada yoktu. Gitmeden baş ucuma bir not bırakmıştı ama ben uyurken Deniz gelip almıştı.

 

Ya tutuklanırsa, ya benim yüzümden başı belaya girmişse.

 

Annem çalan telefonu ile konuşmaya başladıktan bir kaç dakika sonra "Kendini akla, sana olan güvenimizi boşa çıkarma " dedi ve telefonu bana uzattı.

 

"Alo" diye kim olduğunu düşünürken Barlas'ın yorgun sesi duyuldu. "Ezgi iyi misin? "

"Nerdesin sen? Niye beni hastanede bırakıp gittin? "

 

Telefonun ardından nefes alış sesi duyuldu. "Anlatacağım ama telefonda olmaz. Şimdi biri gelip seni alıp buraya getirecek." dedi "Kapatmam gerekiyor" dedikten hemen sonra da kapattı.

 

Sesi yorgun, halsiz geliyordu. Kimden kaçtığı belliydi, benim onun başına sardığım polisten kaçıyordu.

 

 

 

🎀🎀🎀

 

"Barlas'ın nesi vardı? Nereye gidiyoruz? " diye üst üste adama sorduğum sorulardan sonra adam arabayı benzinliğe çekti.

"Sorularınızı cevaplayacak olan ben değilim." diyerek arabadan indi ve bagajdan tekerlekli sandalyemi çıkardı.

 

"Şimdi takip edilmeyi göze alamayız, başka bir araca bineceksiniz." diyerek beni koluma girip sandalyeye oturmamı sağladı.

 

"O iyi mi? "

"Barlas, sandığından daha güçlü. Kolay kolay yıkılmaz. " dedikten sonra beni beyaz arabaya götürdü.

 

Onu hapse tıkmak için o kadar çaba sarf ediyordum beni sevmesini göz ardı etmiştim.

 

🎀🎀🎀

 

Eve girdiğim an etrafta kırılıp dökülmeyen hiçbir şey kalmamıştı.

 

Kapının önünde yere devrilmiş tahta dolap, paramparça olmuş ayna ve televizyon, ortadan ikiye ayrılmış bir masa ve merdivenin üstünde elindeki içki şişesi ile gülümseye çalışan Barlas.

 

Ayağa kalktığında baş dönmesiyle duvara tutundu. Kızarmış gözlerinden Ela gözleri siyaha çalıyordu.

 

"Yürüyemiyor musun? " diyerek yanıma geldikten sonra beni kollarına kaldırıp tekerlekli sandalyeyi tekmeyle savurdu.

"Barlas, bir şey yapacaksın diye çok korktum."

 

Bir şeyler mırıldanırken koltuğun üstüne temizleyip beni oturttu.

 

Geri kalan camları temizlemeden onların üzerine uzanıp başını kucağıma yerleştirdi. Hiçbir şey demeden yalnızca gözlerimi izledi.

 

Derin bir nefes aldı. "Ne değişti? Benden nefret ediyorken ne değişti? Polisi niye aramadın? "

"Senden nefret etmiyorum."

"Etmelisin. Bir daha o sürekli insanları mutlmutlu etmeye çalışan Barlas olamam."

"İyileşeceksin."

"Hasta değilim maviş. Yorgunum, uykum var, bir daha gözlerimi açmak istemiyorum."

 

Barlas, hiç büyümemiş bir çocuktu. Hiç sevilmemiş, Ceylin o hâli ile onu sevince bağlanmış bir çocuk.

 

"Maviş, cennete girmiş midir? " dedi saçlarımla oynarken. "Girmiştir."

"Oraya girmek istiyordu, mutlu olmuştur."

"Seninde mutlu olmanı istiyordu."

"Maviş, benim yüzümden yürüyemiyorsun."

Kırık masanın önceden duran içki şişesine uzanıp sallayıp içinde var mı diye kontrol etti.

 

İçinde kalan birkaç yudumu da kafasına dikti. "Hastanede kalıp seni bekleyecektim. Ama sevgilin gelince çıkmak zorunda kaldım."

"Deniz.benim sevgilim değil, sadece polis."

"Senden hoşlanıyor." dedi sahte bir sırıtışla "Umrumda değil" diye karşılık verdikten sonra saçları ile oynamaya başladım.

 

"Buraya gelmemi neden istedin? " dediğimde kolunu kaldırıp saatine baktı. Onun saati durduğu için benim kolumu kaldırıp bileğimde duran saate bakıp gözlerini kapatıp bir şey hesapladı.

 

"İki dakikamız var" dedikten başını kaldırıp koltukta otururken beni kucağına çekti. "Seni çok seviyorum maviş"

Dudakları dudaklarımı bulurken elleri belime dolandı.

 

Dışarıdan siren sesleri geldiğinde benden ayrılıp alınını alnıma yasladı.

"Çok uzun bir tatile çıkmam gerekiyor." dediğinde kolunu tuttum. "Barlas kaç, beni bırakma"

"Beni tutuklatmak istiyordun. Senin dileğini gerçekleştiriyorum."

 

Dudağımdan öpüp yumruklarla çalınan kapıya yürüdü. Ben ağlarken o bana bakıp hiçbir şey olmamış gibi gizli kırpıp kapıyı açtı.

 

"Memur bey, hiç dakik değilsiniz. Bu kabul edilemez. 1 dakikam daha olmalıydı."

Kollarını polislere uzatıp kelepçe için beklemeye başladı. "Benden çaldığın anahtara dikkat et" diye bağırdığında az önceki karamsarlık dağılmış eski bildiğimiz enerjik Barlas duruyordu.

 

İnsanların yanında ne kadar da kolay ruh halini değiştirebiliyor.

 

Ondan çaldığım anahtar?

 

Ben hatırlamaya çalışırken onu götürdüler ve içeri polisler doluştu.

 

Kafes dövüşünde odasından aldığım anahtar ve zarf. Ama onun nereye açtığını nereden bulabilirdim ki.

 

Sınır çok geç aşıldığı için bölümlerde geç gelebiliyor.

Üzgünüm.

 

Haaa, merak etmeyin ben yakında eski Barlas'ı tekrar canlandıracağım.

Wp Kanalına katılmayı unutmayın plss

 

Bölüm : 23.06.2025 14:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...