Hellüüüü bebiklerim.
Korkuyorum aslında bu bölümü yazarken çünkü kaçırılma sahneleri kitabın kaldırılmasına sebep olur mu bilmiyorum.
Hayır, kansız, kaossuz, küfürsüz hatta argosuz nasıl yazıcam onu düşünüyorum. Başlıyoruz bir yerden, hadi bakalım.
Size bir kaç göz yaşı döktürmeye geldim bugün. Hep eğlence hep eğlence olmaz kiiii
Sınır: 27 Oy/ 40 Yorum
🎀🎀🎀
Yüzüme fırlatılan suyla gözlerimi açarken boğulma tehlikesi yaşamıştım.
Her tarafımda dayanılmaz bir acı içerisinde, iğrenç benzin kokan, sandalyeye sıkı sıkıya bağlı bir şekilde duruyordum.
Aslında durduğum söylenemezdi çünkü yüzüm gözüm patlamış bir halde az önce yediğim tekmeler ile öylece durmak bile zor geliyordu.
Korkuyordum, çok korkuyordum. Barlas yüzünden başıma bunlar gelmişti ama ona kızgın değilim çünkü ilk gün bana o yemeğe gitme demişti. Hiç tanışmaz, telefonumu çaldırmamış olsaydım; aramızda bir şeyler geçmese bunlar yaşanmayacaktı.
İkimiz de hatalıyız, bunun hepsini onu yüklemek bana kendimi iğrenç hissettirmekten başka bir işe yaramayacaktı.
Yanımda bir kadın daha duruyordu. Barlas'ın çocukluk, ilk aşkı içten içe hep kıskandığım kadın; Ceylin.
Güzeldi, inkar edilemeyecek kadar güzel, narin ve kırılgan duruyordu. Kıskandığım kadın konuşamıyor ve yürüyemiyordu.
Biliyorum ki, Barlas ona karşı hep vicdanıyla yaklaştı. Bunları Ceylin ile Nazlı işaret dili yardımı ile konuşmuştu.
Bir gözümü açamazken yavaşça başımı eğip yanımda ki kadına baktım. Benden daha çok dövülmüştü. Çığlık bile atamamıştı, şimdi ise bana bakarken geçecek der gibi gülümsüyordu.
Benim suçum vardı, Barlas'ın vardı ama bu masum güzelin kimseye bir zararı dokunmuş olamazdı.
Ağzının içinden, kaşından, burnu ve dudağının kenarından kadar süzülüyordu. Altın sarısı saçları kendi kanına bulanmıştı.
Beyaz teni kandan yok olmak üzereydi, benim ondan aşağı kalır yoktu ama Barlas'ı anlıyordum. Onun gözlerine bakarken kendini düşünme gibi bir şansın olamazdı.
Halbuki benim şuan sol böbreğimden bir kurşun geçmiş ve kan koşuyorum. Acı içerisinde ölecektim ama acısına rağmen tepkisiz kalan kadını görünce ses çıkarmaya bile çekinerek içimden çığlıklar atıyordum.
Ardımızda emir bekleyen 20'ye yakın yüzleri tamamen kapalı adamlar yan yana dizilmiş, hiçbir ses çıkarmadan önlerine bakıyorlardı.
İçeride ki ölüm sessizliğini dışarıdan gelen Barlas'ın motor sesi bozdu.
Gelme, Barlas yalvarırım gelme!
Ona onu sevdiğimi bile söyleyememiştim. Tüm günlerimi onu hapse attırmak için bir kanıt için harcamıştım, ama onu bekleyecektim. Yemin ederim ki onun çıkmasını bekleyecektim. Bir kere sevdiğimi gözlerim ile bile söyleyememiştim.
Bunu kendime bile itiraf edememiştim.
Barlas içeri koşarak girdiğinde biz direkt karşısında milyon tane yara ve kanlar içerisinde gördüğünde elleri titredi.
"Bu ne lan" dedi başı yana düşerken. "Bu ne vicdansz, sana ne zararları oldu. " diye yukarıya doğru bağırdı.
"Bu halleri ne Vicdansız, ne yaptılar, ne suçları vardı lan? "
"Affedin beni" diyerek sırayla ikimizin de gözlerine baktı.
Onun da bir suçu yoktu. Adam, Barlas ona çalışmayı kabul etmediği için bunları yapıyormuş.
İstediği şey ise uyuşturucu satıcısı olması, Barlas reddedince de kafayı yemiş.
"Onları bırak, beni al. Ne yapacaksan bana yap. Onlar masum."
Bize doğru koştuğu sırada aramıza yukarıdan bir kurşundan duvar ördüler.
Herkes yere Barlas'ın bize ulaşamayacağı şekilde her saniye sıkıyordu.
"Barlas git" diye bağırdığımda bir adım geri attı ve yukarıdan bir kahkaha sesi duyuldu. "Seni bu daha çok seviyor sanki" dedi ve Ceylin'e baktı. "Bunun da çığlıklarını duymak isterdim ama sakat birini sevmişsin Barlas"
"Bırak şunları, aramızda halledelim." sesi titredi. Sonrasında bana baktı, gözlerini ayırmadan "Yalvarırım bırak ne istersen yaparım." dedi.
"İkisine de veda et diye çağırdım seni! "
Barlas'ın çaresizliği her taraftan belli oluyordu. Acı içerisinden ikimize bakıyordu sonra yalvaran bakışlarını adama gönderiyordu.
İkimiz de ölecektik. Barlas buna dayanamazdı, yıllardır yaşayan bir ölüyü seviyordu sonra beni sevdi ben ise onun ardından çevirmediğim iş kalmadı.
"Çıkar bunları yalvarırım. Ne istersen yaparım, ne kadar istersen veririm, her işini yaparım. " derin bir nefes aldıktan sonra öfkeyle "Kan kaybından ölecekler şerefsiz, çıkar şunları."
"Ölsünler. Alt tarafı liselilerle aranı iyi tutacaktın. Sen ne yaptın? Beni hapse tıktırdın."
"Onlar daha çocuktu, bunu yapamazdım." dediğinde adam yukarıdan silahını bana doğrultusunda tetiğe bastığında tüm depoyu dolduracak bir çığlık kopardım. Diz kapağımdan sıçrayan kan yüzüme bulaşırken Barlas bana doğru koştuğu ama aynı kurşundan duvar tekrar oluştu.
Barlas yere çöküp alnını yere dayadı, yeri yumruklarken bende ağlamaya ve önlemeye devam ediyordum.
"Yapma" diye boğuk bir ses çıkardı Barlas. Öylece yerde kaldı. "Yalvarırım bırak gitsinler. Ölecekler. "
"Kan kaybından ölecekler" diye mırıldanırken bir damla göz yaşı sağ gözünden aktı. Sürekli gülümseyen, etrafa neşe saçan Barlas o göz yaşı ile ölmüştü.
Ela gözleri yaşlı gözlerle adama bakıyordu.
"Soner bari birini bırak " dedi isyan ederek. Oturduğu yerden kalkacak gücü kendinde bulamamıştı.
Soner'in dudakları keyifle yukarı kıvrılırken "sen piçsin. Orospu çocuğu" diye bağırdım.
Belki adam sinirlenir beni öldürür de ikisi buradan sağ çıkabilir diye.
"Bu kadar kurşun arsızını da ilk kez görüyordum."
Barlas bize baktı. Seçim yaparken dudağını ısırdı "Yapma lan, ne zararları var? "
"Beni öldürmek istiyordun? Öldür işte buradayım, bırak onları" diye adamın fikrini değiştirmeye çalışıyordu.
Adam bana baktı. "Barlas sana ne diye sesleniyorum? Mavişim diyordu doğru yaa. Eğer seni beni bana bırakırsa mavişlerini söküp anı olarak saklayacağım."
"Barlas ben ölmeye hazırım. İkiniz burada sağ çıkın. "
Dayanamıyordu bu acıya, seçim yapamıyordu. Sürekli gözleri ikimiz arasında gidip geliyordu. Ruhu burada değil anılarda geziniyordu.
"Evet Barlas Bey? Çocukluk aşkın Ceylin mi? Yoksa Mavişin mi? "
Ceylin ağlıyordu ama kimsenin gözünün içine bakmaya cesareti yoktu.
Barlas ikimiz için ağlıyordu ama seçim yapacak gücü bulamıyordu.
Ben ağlıyordum ama ikisinin de buradan sağ salim kurtulmasını istiyordum.
Barlas bana baktı, çok uzun gözlerimin derinliğine inmek ister gibi bana baktı. Başını salladı ve tekrar birkaç göz yaşı döktü.
"Ezgi ölsün. Ceylin yaşasın." dediğinde titreyen sesiyle gözlerini kapadı.
İkisi sağ çıkacak diye huzurum kısa sürdü.
Yanımda ki kadın arkamda ki 20'den fazla adam tarafından kurşun yağmuruna tutuldu ve bir çıt bile çıkmadı.
Barlas'ın gözleri kapalıydı ama göz yaşları durmadan akıyordu.
Adamladın şarjörü boşladığında bende Barlas gibi deli gibi ağlıyordum. Gerçekten bu olmuş olamazdı.
Barlas bana doğru yürüdü. Bir kere bile sandalyesi kurşunlardan devrilmiş ölü bedene bakmadan yanıma geldi. "Onu seçseydim" dedi ve yutkunduktan sonra titreyen sesini toplarlamaya çalıştı. "Seni öldürecekti."
Adam tam tersi kişi öldüreceği için beni seçmişti.
"O zaten ölüydü." dedi bu sefer yanlışlıkla kadına bakarak ve anınds tekrar bana dönüp iplerimi çözdü.
"Senin yaşaman gerekiyordu. " dedikten sonra kalan son gücüyle beni kucağına aldı.
"Sen yaşamalıydın Mavişim. " diye mırıldandı.
"Yaşanan gereken çok şey vardı. Ama o" dedi ve tekrar sesi titredi. "O yapamıyordu ki zaten" dedi ağlayarak.
Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Ela gözleri... İlk tanıştığımızda telefonumun kilit ekranına yerleştirdiği ela gözleri tanınmayacak hâle gelmişti.
Ceylin ile birlikte ölmüştü.
Depodan çıkarken gözlerim kapanmıştı acıdan. Onu yine onu sevdiğimi söyleyememiştim.
Bunu bilmeliydi ki bundan sonra bir şey ifade etmeyecektir muhtemelen.
🎀🎀🎀
5 Gün Sonra
Sürekli onu düşünüyordum.
Hastaneden çıkmama izin verilmiyor. Kimse ondan bahsetmiyor.
Benden bir şey gizliyorlardı.
Beni görmeden gitmezdi o, her onun konusunu açtığımda konuyu değiştiriyorlardı.
Barlas neredeydi?
Her onu görmek için kalktığımda güçsüzlükle olduğum yerde bayılıyordum.
Gitmesin.
Beni bırakıp gitmiş olamazdı, onun da yaraları vardı. O da hastanede kalmalıydı.
🎀🎀🎀
Bir kötü oldum ben
Gidip birazda yatağımda ağlamayı düşünüyorum.
Kendimi çok kötü hissetsem de bunlar yaşanmalıydı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
10.63k Okunma |
1.58k Oy |
0 Takip |
22 Bölümlü Kitap |