Ben bu bölümü kafamda canlandırdım ve bence mükemmel oldu.
ilk defa yakınlaştıkları bir bölüm okuyacağız hazır mıyız? Şahsen ben hiç hazır değilim.
Sınır: 25 Oy/ 35 Yorum
🎀🎀🎀
Barlas kafesten çıkıp bana doğru yürüdüğünü gördüğümde hem az önceki olaydan dolayı ellerim titriyordu hem de böyle bir yerde olduğumdan içimde garip bir heyecan vardı.
Üstü tamamen çıplak, altında şort dağınık saçları ve yüzünden eksik olmayan bir gülümseme ile karşımda durdu.
Bugün orucun son günü umarım böyle bir yere gelmek oruç bozmuyordur.
Ben etrafı incelerken birinin beni dürtmesiyle kendime geldim ve karşımda yarı çıplak Barlas ile tekrar karşılaştım.
"Evet maviş, beni bu kadar özleyeceğini bilseydim gelmezdim. Niye her hattıma mesaj attın? "
Dil tutulmuş gibi saçma kelimeler söylemeye başladığımda Barlas alayla kollarıyla göğsünü kapatmaya çalışıp "Taciz etmeyi bırak"
Ben onun omzuna vurduktan sonra kollarını indirdi saçlarını karıştırdı ve az önceki sorusuna cevap bekledi.
"Ben özür dilemek için geldim ve teşekkür etmek için aslında iki defa teşekkür etmem gerekiyor hatta üç olabilir"
"Bu kadar teşekkürü hak etmiş ne yaptım ben bee" diye şaşkınlıkla sorduğunda sabah ona haksız yere tokat attığım an gözümde canlandı.
"Sabah sana hırsız dediğim ve sana vurduğum için özür dilemek istiyordum. "
Barlas karnını tutup kahkahalara boğulurken "ay- seh sen" dedi ve gülmeye devam ederken beni duvarla arasına sıkıştırmıştı.
"Barlas gülme, ben ciddiyim"
"Maviş hırsızların da kalbi vardır demiştim seninle ilk tanıştığımızda ama bunu kast etmemiştim"
"Anlamadım"
"Ben hırsızım sen bana hırsız dedin diye sana küsmem, ikimizde çocuk değiliz senin benden hoşlanmadığını anlayabiliyorum."
"Hayır, senden hoşlanıyorum."
Bir anda söylediğim şeyden sonra "yani o anlamda değil hoşlanmıyorum aslında yani hoşlanıyorum-"
dudakları sözümü yarıda keserken elini belime yerleştirdi ve duvara sertçe yapıştırdı.
Diğer elı saçlarımda gezinirken üst dudağımı ağzının içerisine alıp emmeye başladığında onu itmek için göğsüne çıkardığım ellerim kendiliğinden boynuna dolandı.
Dudaklarını benden ayırdı ve alnını alnıma yaslayarak nefes bile almadan gözlerimi izledi ve izin alırmışcasına elini belimde hareket ettirdi ve tekrar dudaklarımızı birleştirdi.
Eli kıvırcık saçlarımda dolandı ve başka hiçbir şey düşünmek istemedim, düşünmedim.
Dudağımı ısırdığında acıyla geri çekilmemle ağzımda metalik bir tat almam bir oldu.
"Senin hakkında bir şey daha ögrendim maviş"
Gitmek için bir adım atmıştım ki kolumu tutup kulağıma "henüz teşekkür etmedin. "
Bunun olmaması gerekiyordu.
İlk öpücüğümü bir hırsıza vermiş olamazdım.
Böyle olmamalıydı...
"Maviş bana bak"
Gözlerine baktım ama ona baktığımda pişman hissetmedim.
"Teşekkür edecektin hemen şuan istiyorum"
"Ev taşımamıza :e babamı hastaneye yetiştirdiğin için teşekkür etmek istemiştim ama sen" beni öptün diye devamını getirmeye cesaretim yetmedi.
"Ama ben zaten seni iki defa öperek teşekkürümü aldım." dedi ve pişkince sırıttı.
Belimde ki elini hissettirdi ve "uzun zamandır bunu yapmak istiyordum ve sende bana karşı gelmedin."
İlkti ve onu da sen aldın, üç yıldır beraber olduğum hatta nişanlandığım adamın bile beni öpmesine izin vermemiştim.
"Barlas beni niye öptün? "
"Senin saçlarını düz sanıyordum, kıvırcık daha güzel olmuş"
"Barla-" dudaklarını sertçe benimkine yapıştırdı ve soracağım soruyu engelledi çünkü henüz o da cevabı bilmiyordu.
Arkadan gürültüler yükseldiğinde Barlas benden ayrıldı elimi tutup koşarak arka odalardan birine soktu "Bak sakın bir şeye dokunma birazdan gelmiş olurum." dedi ve kapıyı kapattı.
Parmaklarım dudaklarımda gezindi ve heyecanla atan kalbime gitti.
Çok saçma, özür dilemek için mesaj attım kendimi bir kafes dönüşünün içerisinde buldum burayı polise anlatıcam diye sevinirken az kalsın tecavüze uğruyordum ki hırsız bey dediğim adam beni kurtarıp öptü ki bu ilkti ve şuanda beyaz ve sakin renkli bir odanın ortasında duruyorum.
Salak mısın odayı ara belki bir şey buluruz
İç sesime hak verdikten sonra odada gözden geçirdim ve ilk olarak komidine gittim.
Birinin yatak odasına benziyordu.
Siyah örtülü büyük bir yatak bir banyo ve birden fazla dolabın olduğu tüyler ürperten bir odaydı.
Komidinden çıkan bir zarfı yatağa bıraktım ve aramaya devam ettim.
Küçük bir anahtar buldum ama nereye ait olduğunu bilmeme rağmen cebime attım.
Yatağa oturup zarfı açmak için derin bir nefes aldım.
Bir çırıpıda açıp içerisindeki her şey yatağa boşalttıktan sonra en üstte duran Barlas'ın 18li yaşlarına ait olduğunu düşündüğüm fotoğrafı elime aldım.
Yüzünde şimdiki gülümsemesinin aksine gerçek bir gülümse vardı ve ankara değilde arkasında deniz olan tatlı bir fotoğraf.
Diğer fotoğrafı kaldırdığımda Barlas yine tüm yakışıklılığıyla duruyordu ama... Ama kucağında kıvırcık saçlı sarışın bir kızla... Birbirlerine bakıyorlar ve ikisi de çok mutlu.
Her fotoğrafı kaldırdığımda kalbim acıyordu sanki ve Barlas her fotoğrafta daha da mutluydu.
Bir fotoğrafın arkasını çevirdiğim'de Aydın/ Kuşadası 2019 ve bir el yazısıyla "İyi ki varsın. İyi ki doğmuşsun." ve altında bir tarih daha 1 Ocak
Kızın doğum gününün kutlandığı bir fotoğraftı ikiside her fotoğrafta ayrı bir mutluydular.
Kapının önünden ayak sesleri duymamış fotoğrafları toplayıp zarfın içine tıkıştırdım ve kapının kolu yavaşça aşağı çevirildi ama bir kavga sesi duyuldu.
Ben yataktan inmek için bir ayağımı indirmiştim diğerini indiremeden yere yapıştım ve zarfı yerine koyduktan sonra ben hâlâ yerdeyken Barlas kapıyı açtı.
"Yere düşmeyi bırakmalısın. Ayrıca" dedi ve yanıma yürüdü, beni yerden kaldırdı ve yatakta unuttuğum fotoğrafı eline aldı.
Yüzünde sinir ve hüzün parladı "sana odayı karıştırma demiştim." dedi ve elindeki fotoğrafı buruşturdu ve yatağa fırlattı.
İlk fotoğraftı 18 yaşlarında yalnız durduğu baktıüım ilk fotoğraftı.
"Ben özür dilerim"
"Önemsiz şeyler artık, başka bir şey aldın mı? "
Raflara göz ucuyla baktı ve kapatıp "Üstünde adımın yazıldığı üstünde benim olduğum ve bana ait olan hiçbir şeye dokunma bir daha"
"Ben merak ettim"
Sırıttı.
"Bir teşekkür borcun daha vardı sanki"
Doğru, unuttum.
"Beni o sarhoştan kurtardığın için teşekkür ederim."
"Az önceki sahneyi görmeni istemediğim için seni buraya bıraktım nıtmalde kimse bu odaya giremez. Seni eve bırakayım."
Anahtarın yokluğunu fark etmedi.
Biz odadan çıktık ve tekrar o iğrenç kokan insanların dövüştüğü yere gittik ve az önce orada duran tanıdığım kadın ayaklanmış ve yanında duran iri yapılı, yakışıklı Barlas gibi üstü çıplak bir adama sarılıyordu.
3 yıl önce tüm haberlerde gösterilen kadın... Maya Toprak.
Doğru yaa, Eski sevgilisi tarafından kaçırılmıştı ve bulunduğunda bilinçsizdi ve yanında ki adam da o zamanki sevgilisiydi.
O zaman da idolümdü... Fransız iş adamı Ayaz ama kimse onun adını bilmiyor yalnızca soy isminin Ayaz olduğu bilinmekteydi.
Barlas "Sadece beni değil başkalarını da mı taciz ediyorsun" diye alay ettiğinde karşımdakilerin bana baktığını fark ettim.
Maya çatık kuşlarla bana bakarken Barlas beni onların yanına çekti.
"Naber abi, kaç gündür yoksun kokun burnumda tüttü" dedi ve adama sarıldı.
Maya kıskançlıkla ikisini ayırıp "Burak bitti sen mi başladın. Uzak dur kocamdan."
Biraz gülüştüler ve Barlas "Sevgilim" diye tanıttı beni "Ezgi" dedim ve Barlas'a vurduktan sonra Maya gülümseyerek bana baktı. "Çok güzelsin bende Maya"
"Ben sizi tanıyorum" dediğimde üçü aynı anda bana şaşkın bir ifade ile baktı.
"Üç yıl önce haberlerde görmüştüm ve Türkiye'nin silah seminerinde" adamı gösterip "sizi başka bir kadınla görmüştüm ama sizi" dedim kadına ve "Kaçırılmıştınız sanırım" diye de bitirdim.
Ayaz Bey gülerken Maya samimiyetle bana sarıldı. "En rezil olduğum anıları görmüşsün. Çok tatlı bir çiftsiniz ama bizim çıkmamız gerekiyor." dedi Ayaz bey ve Maya'yı da alıp hızla arka odalara gittiler.
"Onları hep çok sevdim. Çok tatlı bir çiftler" diye Barlas'a anlatırken omuz silkip "Yakışıyorlar, Ayaz benim çok sevdiğim biri ve Maya gerçekten iyi biri Ayaz'ın aksine canavar bir kişiliği yok"
"Senin yüzünden orucum bozuldu" dedi bu sefer ben ne dediğini anlamamışken "öpüşmek bozmuyordur dimi" dedi bu sefer kararsızlıkla "Bozuyor mu?" dedim bende çünkü bir aydır tam tuttum bugün bozulmuş olamaz.
Barlas birinin kolundan tuttu "Öpüşünce oruç bozulur mu? " diye aniden sorduğu soruyla ben utançtan yerin dibine girip arkasına saklandım ve yoldan çevrilen adam da umursamadan "Barlas tabiki bozuyor bir gün tek tuttun onuda mı bozdun"
"Tekne orucu olmuş olur." dedi ve adam yanımızdan ayrıldı.
Barlas saçlarımı sevip "Bozuyormuş" dedi
"Bozmuyordur"
Kulağıma eğilip "öpüşmek bozmuyor olsa bile biz yiyiştik" diye alay etmeye devam etti
Tatlı bir bölümdü
bir sonraki bölümde görüşmek üzere
oy ve yorumları hızlı atın ki diğer bölüm gelsin.
Mafya Kızı okuyanlar Mourir'in ölmediğini anlamış oldular en azından.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
10.63k Okunma |
1.58k Oy |
0 Takip |
22 Bölümlü Kitap |