1Ay Sonra
KARAKOL/BÖRÜ
(Ali,Hanne,Sarp ve Cahit başkan hariç ekipten olan bazı isimler ile birlikte bir kaç sivil polis oradaydı)
Barış:Toplantı başlayacak hâlâ gelmediler ya...
Mehmet:Yav sabırlı ol öğlen arası bitmedi henüz,birazdan burada olurlar.
Barış:Nereye oluyorlar ya bildiğin unuttular bizi.
Koca Yusuf:Yok artık aslanım amacaoğlun ve vazife arkadaşını mı kıskanıyorsun sen
(Koca Yusuf Börünün eski şoförleri Tahsin in yerine gelen kişi,yaklaşık 1 buçuk aydır onlarla birlikte ve iri yarı eğlenceli,saygı duyulan biri.)
Barış:Niye kıskanayim abi ya
(Gülçehre tatlı bir ses tonuyla araya girer)
Gülçehre:Yani,niye kıskansın?Hem kıskansa bile çok haklı tamam mı 15 gündür aralarda Hanne ile birlikte ne zaman oturup kahve içtik hatırlamıyorum bile resmen unuttular bizi bu kadarda olmaz ki yani
Mehmet:Siz baya baya kıskanıyorsunuz ya
(Barış ve Gülçehre hariç herkes kahkaha atar tam o anda Hanne ve Ali gelir)
Ali Batur:Allah neşenizi arttırsın nedir sizi bu kadar neşelendiren
Koca Yusuf:Birileri sizi kıskanıyor
Ali,Hanne:Kim?
(Mehmet iki eliylede karşılıklı oturan Barış ve Gülçehre yi gösterir)
Mehmet:Ahada bunlar,birlik olup bizi unuttular diyiyorlar (Mehmet güler)
Barış:Mehmeeet!
Ali Batur:Yok artık amcaoğlu ya daha 2 saat önce birlikteydik ya
Barış:Yav he he
Gülçehre:Aynen 5 dakika sürdü,çifte kumrular sizi
Hanne:Yapmayın Allah aşkına yakışıyor mu size koca koca insanlarsınız
Gülçehre:Ya şaka yapıyoruz şaka...
(Ali güler)
Ali Batur:Bana hiç öyle gelmedi nedense
(Barış ciddileşir)
Barış:Ya öyle,vallaha,yani ufak bir kıskançlıklar olmuş olabilir ama öyle büyütülecek şeyler değil.Siz mutlu olunca biz daha mutlu oluyoruz.
Gülçehre:Aynen.Eee Allah nasip ederse düğün ne zaman?
Ali Batur:Dur Bismillah daha 15 gün oldu söz olalı ya,hemen düğün olur mu?Yani çok uzatmayı düşünmüyoruz ama yine en az iki ay sürer
Hanne:Aynen zaten nişan filan yapmıyıcaz,nikah yapıcaz o kadar
Mehmet:En güzeli,birde nişan nedir ya, güzel eğlenceli bir nikah yap tamam işte bitti gitti
(Ali ve Hanne olumlu bir şekilde başlarını sallar.Tam o anda Koca Yusuf,Ali'nin sırtına hafifçe sıvazlayarak konuşmaya başlar)
Koca Yusuf:Hayırlısı olsun.
Ali,Hanne:Amin!
(Cahit başkan odasından çıkar,kapısı açıldığı anda herkes kendine çeki düzen verir ve saygıyla durur,Cahit hızlıca ekibe bakar bir kaç saniye sonra konuşur)
Cahit:Güzel herkes burada olduğuna göre toplantıya başlayabiliriz.
......
PARK
(Öğlen arası olduğu için Erva bir parka gelmiş tek başına keyifsizce oturuyordu tam o anda onun yaşlarına yakın 2 genç geldi)
×:Selam
Erva:Selamunaleyküm demek istediniz herhalde ya da merhaba
×:Ne fark eder
Erva:Çok şey fark eder niye Türkçeyi düzgün kullanmıyorsunuz ya nedir bu kısaltmalar cnm,mrb yok bilmem ne bunca yıllık teknoloji tecrübem var ben bile mesajlarda kısaltma kullanmıyorum mahvettiniz Türkçemizi ya her neyse kimsiniz siz?
×:Cem ben hızlı kollar voleybol takımının kaptanı Pelin'in abisiyim (yanındakini göstererek devam eder)buda arkadaşım Doğan oda,Öykü'nün abisi sende Erva olmalısın altın filenin takıp kaptanı
Erva:Evet benim mevzu ne?
Cem:Fazla uzatmıyıcaz direk söylüyorum yarışmadan çekilin
Erva:Kime göre,neye göre?
Doğan:Hiç kimse,biz öyle istiyoruz.
Erva:Oldu canım başka
(Erva sinirle ayağa kalkar)
Erva:Hadi şimdi ikileyin,siz istiyorsunuz diye yarışmadan çekilecek değiliz biz
(Erva tam gidecekken Cem,Erva'nın kolundan tutar,o Erva için bardağı taşıran son damla olmuştur sinirle ve sert bir şekilde Cem'in dizine vurup iter,Cem yere düşer)
Erva:Naptığını zannediyorsun sen çekilmiyicez dedim bitti.
(Doğan yere düşen,Cem'e yardım için eğilir)
Doğan:İyi misin?
Cem:İyim
Erva:Birdaha çıkmayın karşıma kötü sonla biter
(Doğan sinirle ayağa kalkar ve Erva nın üzerine doğru yürüyerek konuşur ama bilmediği birşey vardır Selim ilerden olanları görür)
Doğan:Bana bak kızım yarışmadan çekilmezsenniz sizi okuldan attırırız
Erva:Allah Allah çok korktum
Selim:Ervaa!
(Koşarak yanlarına gelir)
Selim:Hop hop noluyor
(Selim öldürücü bakışlar atarak,bir eliyle Doğan'ı iter diğer eliylede,Erva yı arkasına alır)
Doğan:Sanane,bizim işimiz bu kızla
Selim:1. si onun bir ismi var Erva 2. si onunla işi olanın benimlede işi var.Bulaşmayın bence diğer yüzümle karşılaşmak istemezsinniz
(Cem ayağa kalkar ve Selim'e yaklaşır)
Cem:Öyle mi kimsin sen arkadaşı filan mı,senin için değerli biri belli ki,bu kadar sinirlendiğine göre...
Selim:Sanane,basın gidin şimdi,birdahada sizi Erva'nın etrafında görmiyim
Cem:Gitmedik diyelim,ne yaparsın?
(Selim,elini yumruk yapar vurmamak için kendiniz zor tutar neyseki Erva fark eder ve Selim in yumruk yaptığı elini tutar ve sakinleştirmeye çalışır)
Erva:Selim tamam sakin
(Selim yavaşça yumruk yaptığı elini açar ama Cem ile birbirine öldürücü bakışlar atmaya devam ederler o anda Selim birden sert bir ses tonuyla bağırır)
Selim:Gidin dedim
(Doğan,Selim'in öldürücü bakışlarını fark eder ve biraz daha zorlarlarsa cidden büyük olay çıkacağını anlar sonra eliyle,Cem'in omuzuna dokunup onu sakinleştirmeye çalışır,sessizce kulağına fısıldar)
Doğan:Cem tamam sonra,büyük olay çıkacak
(Cem sesli bir şekilde cevap verir)
Cem:Çıksın kardeşim,bundan mı korkucaz
(Selim dayanamaz ve yakasına yapışır)
Selim:Bana bak benim sabrımı zorlamayın,gidin dediysem gidiceksiniz,ayrıca tekrar söylüyorum sizi birdahada Erva nın etrafında görmiyicem,değil onun benim elimin deydiği bir taşın dahi yanında görmiyicem eğer görürsem parkın kamera kayıtlarını alır müdüre şikayet ederim okuldan atılırsınız.
(Evet kamera kaydı...Parkta 7-24 kamera siztemi vardı,dolayısıyla Cem ve Doğan'ın Erva yı sıkıştırıp tehdit ettiklerinide kaydetmişti)
Cem:Kamera mı
Doğan:Doğru bu parkta güvenlik kamerası vardı gidelim Cem sonra dedim
Cem:İyi gidelim (Selim in bileklerini tutup yere indirdi sertçe ve yakasını kurtarmış oldu) Ama bu iş burada bitmedi görüşücez seninle çocuk
Selim:Aynen rüyanda belki
(Cem ve Doğan sinirle gider,Selim sinirle başını sağa çevirir sonrada arkasında duran Erva'ya döner)
Erva:Teşekkür ederim Selim
(Selim tebessüm ederek ellerini ceketinin cebine koyar)
Selim:Rica ederim,iyi misin?
Erva:İyim,merak etme
Selim:Ettim ama,seni öyle görünce,napıyorsun sen burada tek başına,ya birşey olsaydı
Erva:Bana birşey olmaz merak etme
Selim:Olabilirdi ama,hem sen niye buradasın, hani eve gidicektin bu gün öğlen yemeğine eve gidicem demiştin bize
(Erva mahcupça başını öne eğer)
Erva:Size öyle söyledim,aslında biraz yalnız kalmak istemiştim.
Selim:Keşke doğrusunu söyleseydin en azından bana
Erva:Özürdilerim
Selim:Önemli değil,demek ki doğru hissetmişim
Erva:Ne hissi
Selim:Keyfin yoktu,eve gidicem dediğinde birşeyler olduğunu ve eve gitmeyeceğini hissetmiştim sen biraz geç kalıncada Asaf ustayı aradım gelmedi dedi bende burada olabileceğini tahmin ettim iyi ki gelmişim.
(Selim biraz duraksar,Erva ise başını tekrar öne eğer,sonra merhamet dolu naif ve birazcıkta endişeli sesiyle sorar)
Selim:Senin neyin var Erva?
(Erva kendisinden uzun olan,Selim'e doğru hafif başını kaldırır)
Erva:Birşeyim yok hadi gidelim.
Selim:Seni bilmesem inanıcam var belli, anlat işte,yabancı mıyım ben?
Erva:Bak Selim bazı şeyler vardır kimse bilsin istemezsin,en yakının olsa bile,zorlama lütfen
Selim:Ya niye söylemiyorsun belki bir yardımım dokunur.Zaten Sarp abiyle ilgili gerçekleri senden sakladığım için hâlâ mahcubum sana belki bu şekilde rahatlarım.
Erva:Bunun farkındayım,tamda bu yüzden anlatmıyıcam işte bana borcun varmış gibi davranıyorsun ama üzerinden 1 ay geçti ayrıca mahcup olacak birşey yapmadın.Şimdi düşünüyorumda bende olsam aynısını yapardım o yüzden kapatalım bu konuyu olur mu? (Kol saatine bakar) Hem öğlen arası bitmek üzere 2 gün sonra karne alıcaz,bu 2 gün içinde eksi almayalım demi,hadi gidelim?
Selim:Tamam ama yolda anlatıcaksın
(Erva hafif sinirlenir)
Erva:Of Selim ya!
Selim:Gelmem o zaman.
Erva:İyi tamam bende tek giderim.
Selim:Sen bilirsin.
(Selim banka oturur,Erva şaşırır)
Erva:Bak gidiyorum...
Selim:Güle güle
(Erva baka kalır ve ciddileşir)
Erva:Cidden gelmiyicen mi?
Selim:Gelmiyicem
Erva:Of tamam ya anlatıcam ne inatçı çıktın gel hadi.
(Selim ayağa kalkıp koşarak Erva'nın yanına gelir,Erva güler)
Erva:Bazen Umut'dan bile beter oluyorsun anlatıcam ama bir şartım var.
Selim:Neymiş o?
Erva:1 ay önceki mevzuyu unutucaksın senin bi suçun yok tamam mı?
(Selim,tekrar mahcuplaşır pek ikna olmasada,Erva'ya belli etmez olmuş gibi cevap verir)
Selim:Tamam
(Erva tebessüm eder ve giderler)
KOLEJ
(Yağmur koridorda,elinde bir defter ve cüzdan ile yürürken bir anda biriyle çarpışır ve sinirlenip bağırır)
Yağmur:Yavaş ol be geri...(Kim olduğunu fark edince durur)Akın sen miydin?Kusura bakma görmedim)
(Akın kahkaha atar)
Akın:Az önce kızıyordun
Yağmur:Az önceydi o,nerden biliyim ben sensin
Akın:Haa anladım başkalarına özel bu kızmaların
Yağmur:Akııın!
Akın:Tamam tamam birşey demedim (yere bakar.Sayfaları açık ve içi yere değecek şekilde düşmüş olan defteri fark eder,almak için eğilir) defterini düşürmüşsün
(Yağmur tedirgin olur,Akın tam defteri kendine doğru dönderecekken Yağmur elinden çeker)
Yağmur:Sağol
(Akın garipser)
Akın:Sakin,bakmıyorum tamam,niye bu kadar telaş yaptın
Yağmur:Yapmadın
Akın:Yaptın hatta sadece telâş yapmadın gözlerinde doldu.Ne yazıyor ki o defterin içinde
Yağmur:Önemli değil
(Zil çalar)
Yağmur:Zil çaldı hadi gidelim
(Yağmur önden gider,Akın,Yağmur'un bu haline anlam vermeye çalışır ve peşinden gider)
....
HASTAN,LEVENT'İN ODASI
(Tahir,sonuçlar için gelmişti)
Tahir:O kadar kişi örnek verdi hiç birimi tutmadı Levent.Nasıl olur bu?
Levent:Dediğim gibi sadece Alperen,Ali ve Sarp'ın uyumlu çıktı ama onlarda donör vermek için uygun değil
Tahir:İyi ama niye
Levent:Sarp daha yeni ölümden döndü,bünyesi ikinci ameliyatı kaldaramayabilir ki zaten kolu hala tam tutmuyor.Alperen'in ise bağışıklığı zayıf donör olamaz.Ali'ye gelincede kanında emfeksiyon çıktı tabi bu geçici bir durum ama yinede donör olamaz.
(Tahir'in gözleri dolar)
Tahir:Nolucak peki kızımın günden güne erimesini mi izliyicem ben , gittikçe zayıflıyor. Yok mu bi çözüm Levent?
Levent:İlik bankasından haber beklemekten başka çaremiz yok
Tahir:O haber için ya çok geç olursa
Levent:Elimizden geleni yapıcaz.Yağmur'u acil bakılan hastalar listesini eklettim en kısa zamanda bir donör bulunacaktır inşallah.Dua etmeye devam edelim,Allah kulunu darda bırakmaz elbet eninde sonunda çözümü ulaştırır
Tahir:İnşallah!
......
KOLEJ YOLU
(Erva ve Selim okula doğru yürüyordur)
Selim:Evet seni dinliyorum.
Erva:Tamam anlatıcam.(kısa bir süre konuşmaz sonra konuya girer) Ya bliyorsun işte abim konu...(Selim doğru ya dercesine,Erva'yı onaylar) Çocuklarla birlikte bize yerleşti.
Selim:Evet...
Erva:Sorun bu işte...
Selim:Nasıl yani istemiyor musun onları?
Erva:İstememek değilde bazen çok tersliyorum. Eren hemen kaynaştı ama ben hâlâ alışamadım...Niye böyle oluyor anlamadım,sorun bende galiba...
Selim:Hayır Erva sende sorun yok,hiç kimsede yok bu öyle kolay alışabileceğin bir durum değil ki 15 senedir öldü biliyordun sonuçta hem bu alışamamış halin mi baksana en azından bahsederken abim diye bahsedebiliyorsun eskiden Sarp diyiyordun kendine biraz zaman tanı şimdi olmuyorsa vardır bir hikmeti.Ayrıca geçen gün yeğenlerine hediye alan sendin. Demek ki oluyor birşeyler sadece biraz daha sabret.
(Erva tebessüm eder)
Erva:Çocuklara alıştım çok tatlılar bize ilk akşam yemeği yemeye geldiklerinde istemeden Oğuzhan'ı üzmüştüm gerçi sonra aldım gönlünü...
Selim:Bak işte üzülmene gerek yok zamanla alışacaksınız inşallah.Alıştığın zamanda en büyük iyikilerinden olacak abin eminim bundan.
Erva:Gerçekten mi hem nasıl eminsin bu kadar...
Selim:Gerçekten adım kadar eminim çünkü sen benim tanıdığım en merhametli insanlardan birisin,biraz fazla hırslı ve sinirlisin ama bi o kadarda merhametlisin...
(Erva sinirlenir)
Erva:Boş yere hırs yapmıyorum tamam mı ayrıca o kadarda sinirli değilim.
(Selim,emin misin dercesine bakışlar atar)
Erva:Tamam biraz sinirliyim ama
(Selim hafif sesli güler)
Selim:Biraz mı?
Erva:Of tamam çok sinirlendiğim zamanlar oluyor bu doğru ama onlarda sebepsiz değil
Selim:Tabi canım öyledir
Erva:Seliiim!
Selim:Tamam tamam sen öyle diyiyorsan öyledir🙂
Erva:Hem sen kendine baksana az önce Cem'e öldürücü bakışlar atan bendim sanki
(Selim kaşlarını çatar)
Erva:Bak adını duyunca bile sinirlendin
Selim:O konu başka,ayrıca kabul et ben senden daha sabırlıyım...
Erva:O konuda şüphem yok ben sinirden bahsediyorum.Sinirlenmek için bir sebebin vardı,benimde sebebim oluyor genelde...
Selim:Yahu ben ne dedim ki sen öyle diyiyorsan öyledir dedim.
Erva:Geçiştirdin bence
Selim:Çok samimi söylüyorum evet öylesin ama hırs konusunda aynı şeyi düşünmüyorum.
Erva:T-tamam haklısın ama onuda kontrol etmeye çalışıyorum ayrıca etmesem ne olucak kimseye zararım var mı yok,niye bu kadar dert oldu anlamıyorum...
(Selim biraz sinirlenir,birazda telaşlanır)
Selim:Kendine zarar veriyorsun mevzu bu.Ne sana nede diğerlerine kimsenin zarar vermesine müsade etmem bu kendiniz olsanız bile...
Erva:Tamam kaptan sakin ol birşey demedik
(Selim sanki az önce sinirlenen kendisi değilmiş gibi hafif kahkaha atar,Erva da eşlik eder)
Erva:Hadi hadi biraz hızlı olalım son 5 dakika
Selim:Peki! (Koşmaya başlar)
Erva:Selim bekle... (oda koşar)
....
ASAFGİLİN EV
(Asaf ve Sarp (Buğra) bahçedeydi.Asaf,oğluna eskisi gibi okçuluk dersi veriyordu)
Asaf:Hadi bakalım tekrar dene
(Buğra tekrar atış dener fakat kolu titrediği için oda ıskalar,Sarp sinirlenir)
Sarp:Of yeter baba fizik tedavi olur,iyi gelir diye bu zaman kadar dediğini yaptım ama olmuyor işte fayda vermiyor görmüyor musun vuramıyorum hedefi...Niye ısrar ediyorsun,benim kolum iyileşmiyicek.
Asaf:Sakin ol evlat.Sen farkında değilsin ama kolun gittikçe daha iyi oluyor eskiden yemeği yiyemiyordun,ve bazı işleri yapamıyordun şimdi azda olsa yapabiliyorsun demek ki faydası oluyor .
(Sarp bir anlık durup düşünür,sonra olumlu bir şekilde başını sallar,Asaf tebessüm eder)
Asaf:Sadece biraz sabır
Sarp:Kusura bakma baba bağırdım sana...
Asaf:Kusurluk birşey yok oğlum ben seni çok iyi anlıyorum ama biraz zorla kendini...Kabullenmişsin benim kolum böyle kalacak diye...İşte tamda bu yüzden bir hedefe odaklanınca vuramıyorsun,çünkü o düşünce kafanı kurcalıyor.İçindeki güveni ve inancıda etkiliyor böyle asla iyileşemezsin o karanlığa haps etme kendini...
(Asaf hedefi gösterir)
Asaf:Bu hedefe bir kere daha bak ama iyice bak kazı aklına
(Sarp 5 dakika boyunca bakar)
Asaf:Tamam mı?
Sarp (Buğra):Tamam baba
(Asaf,Buğra'nın gözlerini bir atkı ile bağlar)
Buğra:Baba napıyorsun görmeden nasıl vurucam hedefi
Asaf:Unuttun mu yoksa,küçükken öğretmiştim evlat hatırla!
(Buğra bir kaç saniye duraksar ve gözünde o gün canlanır)
FLASBELLEK 15 SENE ÖNCE
(Buğra 13 yaşındaydı ve Asaf aynı yerde okçuluk dersi veriyordu)
Asaf:Hedefe iyice baktın mı?
Buğra:Baktım baba
(Asaf,Buğra'nın gözlerini bağlar)
Buğra:İyide baba görmeden nasıl vurucam ki hedefi?
Asaf:İnsanlar sadece gözleri ile görmez evlat,kalbiylede görebilir,hissedebilir,Allah yardım eder.Hedefi gözünün önüne getir ve kafandaki herşeyi silerek odaklan,atıcaksın emin ol.
(Küçük Buğra derin bir nefes alıp verir bir kaç dakika sonra...)
Buğra:Yaaa Haak!
(Hedefi tam ortadan vurur,Asaf şaşırır ve sevinir.Buğra'nın gözlerini açar ve hedefi ona gösterir,Buğra vurduğunu görünce çok sevinir)
Buğra:Vurmuşum baba,vurmuşum işte
(Asaf başını okşar)
Asaf:Aferim sana (sarılırlar daha sonra...) Ama unutma attığın zaman...
FLASBELLEK BİTTİ
Buğra:Onu sen atmadın Allah attı.
Asaf:Evet,hatırladın mı? "Onları savaşta siz kendi kuvvetinizle öldürmediniz; onları Allah öldürdü. Rasûlüm! Düşmana bir avuç toprak attığın zaman da sen atmadın; Allah attı. Allah, mü’minleri böylece neticesi güzel bitecek bir imtihana tâbi tuttu. Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işiten, kemâliyle bilendir" , (Enfal/17)
Buğra:Hatırlıyorum baba hayatta bir çok şeyi biz yaptık,biz başardık zannederiz ama aslında yapan şüphesiz Allahtır!Biz üzerimizi düşeni yapar,çalışır,çabalarız neticesini Allah'a bırakırız ama o ne zaman dilerse o zaman olur demiştin baba...
Asaf:Aynen öyle hadi birdaha dene.Ama bu sefer aklındaki herşeyi unutarak dene,öfkeni,sinirini her ne ise bu duygu hepsini unut evlat,öyle dene,sadece hedefe odaklan sıfırla zihnini...
(Buğra olumlu bir şekilde başını sallar,sonra derin bir nefes alır,bir kaç dakika sonra)
Buğra:Yaaa Haak!
(Buğra bu sefer hedefi tam ortadan vurmuştur,hemen gözlerini açar ve gördüğü manzara karşısında şaşkına döner)
Buğra:Oldu baba oldu ama nasıl?Benim kolum titriyordu yapamıyordum
Asaf:Ama bu sefer titremedi,Allah yardım etti...Sen aslında içindeki gücün ve inancın kendini göstermesine izin vermiyordun,kolunun titremesine çok fazla önem veriyordun o yüzden olmuyordu,işe yaramıyor zannediyordun ama yarıyor işte sende gördün akışına bıraksan bu kadar dert etmesen hedefleri vurabileceksin demek ki anladın mı?
Buğra:Anladım baba sağolasın🙂
Asaf:Böyle olucak işte evlat bi vurucaksın,bi vuramayacaksın zamanla hep vuracaksın ama önce üzerine düşeni tam hakkıyla yap.Sabret,şükret ve asla pes etme,çalışmayı bırakma...Bir yandan fizik tedavi,bir yandanda okçuluk işe yarayacak Allahın izniyle,ben inanıyorum,sende inan,hiç bir şey boş yere değildir,herşeyin vardır bir hikmeti...
Buğra:Artık inanıyorum baba sayende...Şimdi düşünüyorumda daha kötüsü olabilirdi,hep sinirleniyordum Cahit başkana kızıyordum neden şimdi değil,neden şimdi babamın karşısına çıkmıyorum oda kızıyordu sabret herşeyin bir zamanı vardır.Allah en doğru zamani bilir diye...Demek ki o doğru zaman tamda bu zamanmış vurulduktan sona bulmam gerekiyormuş seni yoksa ben kolumu kullanamıyorum diye o karanlığın içinde kaybolurdum baba,Rabbime şükürler olsun ki seni tam vaktinde bulmamı nasip etti ve ben sayende o karanlıktan kurtuldum.
(İkisininde gözleri dolar,Sarp (Buğra) babasının elini öper ve sarılırlar)
......
2 SAAT SONRA KOLEJ SON DERS ÖNCESİ TENEFÜS
(Sınıf bomboştu,su içmek için sınıfa gelen Akın haricinde kimse yoktu.Kendi sırasına giderken Yağmur'un masasında duran çiçekli bir defter fark etmişti.Bu defter o defterdi.Yağmur ile çarpışırken,Yağmur'un içini göstermek istemediği defterdi,ne yazıyordu bu defterde,çok merak ediyordu.Bir yandan bakmak istiyor bir yandanda bu yaptığının yalnış olduğunu düşünüyordu yinede sabredemeyip açtı.Defterin içinde Herkesin tek tek fotoğrafı vardı.fotoğrafın altlarındada o kişinin kim olduğunu ve o kişi hakkındaki düşüncelerini yazmıştı Yağmur.Akın ilk başta anlam verememişti ama yavaş yavaş anlıyordu sayfaları her bir çevirdikçe gözleri daha çok doluyor,çaresizliği,kaybetme korkusu daha çok artıyordu en son sayfada kendini gördü ve okumaya başladı,şöyle yazıyordu;Akın Asiltürk amcamın oğlu ama aslında daha fazlası onunla büyüdüm her zaman bir abi,bir dost,bi arkadaş,yoldaş gibi benim yanımda durdu bilenler bilir onun yeri bende çok ama çok ayrıdır (Akın'ın yüzünde hüzünle karışmış bir tebessüm oluşur ve okumaya devam eder) gerekirse canımı bile veriririm onun için...
Akın:Allah korusun.
(Tebessümü kaybolur ve yavaş yavaş ağlamaya başlar bir yandan ağlar,bir yandanda okumaya devam eder)
Yağmur'un yazdıkları:Abimin doğum gününde nasıl olmuşsa onu ve babamı anlık unutmuşum. Akın,abime anlatırken duymuştum o kadar üzülmüş ki ben nasıl onu unuttum aklım almıyor.O benim herşeyim,kimse dolduramaz onun yerini dedim ya yeri çok ayrı diye hep birlikte oynar,birlikte vakit geçirirdik.En sevdiğim,en güvendiğim nadir insanlardandır. Benim için herşey yapabilecek biri, aslında...Sakın unutma Yağmur...
(Akın kendini daha fazla tutamaz ve dizleri boşalır gibi bir anda sandalyeye oturup ağzını eliyle kapatır ve sessizce hüngür hüngür ağlamaya başlar.)
(Haklıydı ağlamakta Yağmur gün geçtikçe gözlerinin önünde eriyordu ve Akın onu gerçekten çok seviyordu çünkü varlığıda yokluğuda en çok birlikte taddılar,onunda en çok güvendiği hatta belkide tek güvendiği kişiydi Yağmur.Akın ağlamaya devam ederken koridordan biri sınıfa yaklaşarak ona seslendi)
Yağmur:Akıın!
(Akın,Yağmur olduğunu anlayınca hemen sırtı sınıf kapısına doğru gelecek şekilde yana döndü ve ağzını kappatığı eliyle gözyaşlarını sildi sonra diliyle dudaklarını ıslatıp yutkundu,o sırada Yağmur'da içeriye girmişti)
Yağmur:Akın (yaklaşır,bir gariplik olduğunu sezer ve sorar)
Yağmur:Akın baksana bana bi
(Yağmur,Akın'ın diğer elinde defterini görünce şaşırır ve gözleri dolar,titrek ve üzgün bir ses tonuyla Akın'a sorar)
Yağmur:S-sen defterimi mi okudun?
(Akın ağzıyla derin bir nefes verir sonra yutkunur,titrek bir ses tonuyla cevap verir)
Akın:Evet
(Akın gözlerini kırpınca,gözlerinden yaş akar)
Yağmur:Been...
(Akın dayanamaz iki dudağını birbirine bastırarak gözlerini kapatır sonra bir anda Yağmur'a sarılıp ağlamaya başlar.Ama Yağmur ağladığını duyupta üzülmesin diye kendini sıkarak öyle ssezice ağlar ki bu sefer gerçekten onu kaybedeceğini hisseder iliklerine kadar.Yağmur gözlerinden yaş akarak derin bir nefes verir ve iki elinide Akın'ın sırtına koyar...)
.......
2 GÜN SONRA
KARAKOL-BÖRÜ
Koca Yusuf:Şe××××ize bak sen çocuğa yapmadığını bırakmamış.11 yaşındaki bir çocuğu çalıştırmakta nedir ya?
Ali Batur:Bu ne ki abi daha beterlerinide gördük olan çocuklara oluyor işte neyseki tutuklandı adam.
Koca Yusuf:Çok şükür!Peki nasıl bu yavrumuz nerede şimdi güvende mi?
Barış:Çocuk zaten bizim yengemizin yeğeni Buğlem.Yetimhaneye vermişlerdi ama amcamla,yengem evlatlık almış şuanda onlarda kalacak
Cahit:Yağmur'dan sonra Tarık nasıl kabul etti acaba,şaşırdım doğrusu
Ali Batur:Amcamın sert göründüğüne bakmayın başkanım cidden çok merhametlidir ama sevgisini hiç belli edemez Buğlem'i seve seve kabul etmiştir.
Hanne:İnşallah bundan sonra huzurlu bir hayatı olur ufaklığın
Ali Batur:İnşallah birtane...
(Ali birtanem diyecekken duraksar,masadaki herkes şaşırır,Cahit başkanda yüksek sesle uyarırcasına öksürür,Ali Batur toparlamaya çalışır)
Ali Batur:Birtane e derken birtane daha böyle vaka vardı çok oldu tabi böyle vakalarda biri geldi aklıma şimdi o yavrumuz şimdi şey yapıyo ç-çok mutlu bir hayatı var inşallah Buğlem'in de hayatı öyle olur diyicektim ben ondan şey yaptım...
(Koca Yusuf ve Barış sessizce Ali yi uyarır)
Barış:Amcaoğlu sen sus ya vallaha,sağlığın için sus
Koca Yusuf:Aynen aslanım konuştukça batıyon
Ali Batur:Tamam
Cahit Başkan:Eeee toplantımız bitmiştir börüler kalkabilirsiniz
(Herkes tamam anlamında başlarını sallar ve Cahit başkan ayağa kalkar tam odasına girip kapıyı kapattığı anda Barış reflex olarak Ali'nin sırtına vurur)
Barış:Amcaoğlu napıyon sen ya
Mehmet:Hiç!Az daha ortalık karışacaktı kardeşim
Koca Yusuf:Biz eskiden büyüklerimizin yanında söylemezdik böyle şeyler özel hayatı ortaya dökmek ne ya
Ali Batur:Amma abarttın abi ya görende s-sanki naptım zannedicek ya ağzımdan kaçıverdi
(Hanne ve Gülçehre kahkaha atar)
Ali Batur:Sizde gülmeyin ya vallaha ağzımdan kaçtı diyiyorum
Gülçehre:Gülmeyelim mi kamera olacaktı o anını çekecekti varya bi bakışın var Ali inanılmaz yani
(Gülmeye devam ederler)
......
KOLEJ-SINIF
(Artık bu senenin son günüydü gençler karnelerini alacaktı ama henüz zil çalmamıştı . Akın'ın morali bozuktu,Yağmur hariç kimse nedenini bilmiyordu.diğerlerininde pek keyfi olduğu söylenemezdi.)
Eren:Akın sen iyi misin kardeşim?
Akın:Hıhı!
(Yağmur ve Akın üzgünce birbirine bakar.Daha sonra Yağmur önüne döner ve bir kaç dakika sonra ayağa kalkar tam gideceği anda,Alperen araya girer)
Alperen:Nereye abicim?
Yağmur:Biraz hava alıcam abi
Alperen:Tamam bende gelicem.
Yağmur:Ben tek hava alabilirim abi
Selim:Bizde gelseydik Yağmur
Yağmur:Gerek yok,yalnız kalsam daha iyi olur.
Akın:Olmaz seni tek bırakamayız
Yağmur:Peki tamam illa gelmek istiyorsanız kızlardan biri gelebilir.
(Yağmur gider,bir kaç saniye sonra...)
Erva:Tamam ben giderim
(Hepsi olumlu bir şekilde başını sallar sonra Erva gider,ardından Akın'da ayağa kalkar,kapının önüne kadar gider hemen Nil gelir ve durdurur)
Nil:Akın sen dur istersen,Yağmur bir kişi istedi ya...
Akın:Yağmur'la konuşmam gereken birşey var.
Alperen:Dur işte kimseyi istemiyor,bu kararına saygı duymamız gerekmez mi? Bırakta biraz yalnız kalsın.
Akın:Konuşmam gereken birşey var dedim.
(Bir kaç saniye birbirlerine bakarlar sonra Alperen'in yanında oturan Selim,Alperen'in kulağına fısıldar)
Selim:Amcaoğlu konuşmam gereken birşey var diyiyor,zaten zor günlerden geçiyoruz,gitmek istemekte haklı,müsade et gitsin.
(Alperen gözlerini kapatıp,burnundan nefes verir sonra başını olumlu bir şekilde sallar)
Alperen:Tamam,size emanet dikkat edin.
(Akın tamam anlamında başını sallar ve gider)
...
(Erva ve Yağmur arka bahçede,her zaman ki kaldırımda birlikte oturuyorlardır)
Erva:Yağmur iyi misin?
(Yağmur çok rahat ve kesin bir şekilde sakin bir ses tonuyla cevap verir)
Yağmur:İyim ya,birşey yok.
Erva:Emin misin?
Yağmur:Eminim sadece biraz hava almak istedim...
(Tam o anda Akın gelir)
Akın:Hani pes etmeyecektin
Yağmur:Etmedim zaten,ama hepinizin yüzü sirke satıyor buda işleri biraz zorluyor ben sadece ufak bir tedbir aldım sizi unutursam diye hepsi bu...
(Akın,Yağmur'un diğer yanına oturur)
Yağmur:Keşke bakmasaydın defterime
Akın:Özürdilerim ama çok merak ettim,şimdi iyi ki bakmışım diyiyorum.
Erva:Ne defteri anlamadım
Yağmur:Daha sonra söylerim olur mu?
Erva:Tamam
Akın:Sana birşey sorucam
Yağmur:Sor
Akın:Yazdıkların...Benimle ilgili olan kısmı okuduğum zaman sonlara doğru aslında diyip üç nokta koymuşsun sanki daha devam edecekmişsin,çok önemli birşey daha yazacakmışsında sakın unutma diyip konuyu kapatmışsın gibi...
Yağmur:Evet birşeyler daha ekliyicektim ama ekleyemedim,orada bitirmek istedim...
Akın:Ne yazıcaktın ki?
Yağmur:Bana kalsın olur mu?Belki bir gün öğrenirsin.
(Yağmur tebessüm eder Akın ise fazla zorlamak istemez ve bir gün öğrenirim düşüncesiyle olumlu bir şekilde başını sallar)
Erva:Yalnız ne yazısı,ne defteri ben çok merak ettim
Yağmur:Sonra söyliyicem söz.(Ayağa kalkar)Ben sınıfa geçiyorum (hemen yürümeye başlar)
Erva:Tamam tamam bizde geliyoruz zaten (hemen Akın'a döner) Akın ne defteri bu
Akın:Ya hadi fazla uzaklaşmadan bizde gidelim,Alperen bize emanet etti
Erva:Tamam tamam hemen söyle gidelim
Akın:Ya Yağmur bi defter tutmuş herkesin fotoğrafını koyup,o kişinin kim olduğunu filan yazmış unutursa,hatırlamak için...
(Erva'nın gözleri dolar)
Akın:Yapma Erva,doldurma gözlerini,Yağmur iyileşsin diye her gün dua ediyorum ben,hepimiz ediyoruz bu kadar dua cevapsız kalmaz emin ol.O iyileştiği zaman bu deftere gerek kalmıyıcak,hadi gidelim...
(Erva tamam manasında başını sallar ve koşarak yağmur'un peşinden giderler,Yağmur içeriye girmeden bahçenin merdivenlerinden çıkarken ona yetişmiş olurlar)
10 DAKİKA SONRA SINIF KARNE ALMA VAKTİ GELMİŞTİR,SINIF ÖĞRETMENLERİ GÜNEŞ HOCA KARNELERİ DAĞITIYORDUR
Güneş Hoca:Evet çocuklar bir senenin daha sonuna geldik. Şimdi karneleri dağıtmaya başlayalım ilk önce takdir alanlar
(Selim,Alperen,Nil,Eren,Lema,Yiğit,Derya ile birlikte sınıftan 3 kişi daha takdir almıştı.Yağmur,Erva,Akın Taner,Tuğçe teşekkür almış geriye kalan 2 öğrenci ise birşey alamamıştı.Güneş hoca hepsinin ismini tek tek sayıp karnelerini dağıtmıştı.)
Güneş:Karnelerimiz böyle,hepinizi tebrik ediyorum gençler düşük olanlar üzülmesin seneye toparlarsınız tamam mı?
(Herkes tamam anlamında başını sallar)
Güneş:Yağmurcum ikinci kez teşekkür almışsın karnelerine baktım genelde hep takdir bu kezde sadece 3 puanla kaçırmışsın üzülme canım toparlarsın gayet iyi bir not bence
(Yağmur tebessüm ederek tamam anlamında başını sallar)
Güneş:Eveet geldik en güzel belgelere aranızdan 2 kişi onur belgesi aldı. Onlarda Eren ve Lema tebrik ederim sizi gençler.
(Sınıfça alkışlarlar ve Güneş hoca belgelerini uzatır)
.....
2 AY SONRA
SELİMGİLİN EV
(Selim,Barış,Fatih takım elbiselerle aşağıda Ayşe ve Nil'i bekliyordu.Çünkü artık o gün gelmişti Ali ve Hanne'nin nikâhı vardı,bu gün.Fatih önce saate baktı,sonra Ayşe ve Nil'e seslendi)
Fatih:Canıım,Niil hadi sizi bekliyoruz! Nikâh başlayacak birazdan...
(Ayşe yukardan seslendi)
Ayşe:Geldik geldik
Fatih:Ee hazırsanız gidelim o zaman
Ayşe:Hazırız canım hazır
Barış:Nil sen gelmesen mi abicim ya
Selim:Bencede ya
Nil:Sebep
Selim:Ya abicim sen gelme işte şimdi dengesizin biri bakar uğraştırma bizi
Barış:Aynen
Nil:Uff kim var ki baksın,Allah Allah
Barış:Ama o elbise biraz fazla olmuş sanki abicim ya
Nil:İstersen hiç birşey giymiyim abi
Selim:Yok canım o kadarda değil
Nil:Ha birde o kadar olsaydı,deliricem ya uğraşmayın benimle,tek kız olmak ne kadar zor bir kız kardeşim olsaydı keşke
(Umut sinirlenir ve ablasının yanına geçip bi eliyle elini tutar diğer eliylede abilerine kızar)
Umut:Bana baksanıza siz,aynadan hiç baktınız mı?Selim abi ayakkabının ipi açılmış,Barış abi seninde kravatın açılmış (ikiside kendi kıyafetlerine bakıp düzenler) şimdi ablamı rahat bırakın
Nil:Şu çocuk kadar olamadınız ya abim mi var derdim var arkadaş
Umut:Gidelim abla
Nil:Gidelim ablacım
(Umut ve Nil önden gitmeye başlar Ayşe ve Fatih'te çocukların bu diyaloglarına gülerek gider)
.....
ASAFGİLİN EV
(Asaf,Hafize ve Oğuzhan bahçenin önünde diğerlerini bekliyordu)
Asaf:Yav çocuklar hadi nikah başlayacak yahu,oğlum,kızım hadii
(Yanında duran Hafize bir anda bağırarak araya girer)
Hafize:Bağırma kulağımın dibinde
(Asaf irkilir)
Asaf:Tamam anacım ya kızma
Hafize:Sus bakıyim kızarım ben,anayım
Asaf:Ama
Hafize:Sus cevap verme anneye
Asaf:Yav ne dedim ki ben
Hafize:Suss!
Asaf:Tamam ya sustum
(Oğuzhan elini ağzına kapatarak güler)
Asaf:Sanada eğlence çıktı,kerâta
(Eren ve Ceren iner bir tek Erva ve Buğra kalır)
Eren:İkiside ne yavaş ya
Ceren:Babam yavaş değil bir kere,o her zaman çok hızlıdır
Eren:Öyle mi o zaman bu gün niye yavaş ufaklık?
Ceren:Ya kaç kere dedim benim bi adım var Ceren,Ce-ren ufaklık deme bana birdaha
Eren:Tamam ya kızma
(Asaf birden bağırır)
Asaf:Kızıım,oğlum hadi yaa
(Onun bağırmasına herkes irkilir)
Hafize:Oğlum nediye bağırıyorsun ya
Asaf:E napıyim anacım gelmiyorlar
Erva:Geldik baba geldik
Asaf:Hele şükür,oğlum sen nikâh şahidi olmayacak mısın?
Buğra:Evet
Asaf:Eee geç kalıcaz
Buğra:Kızın bi hazırlanamadı babacım
Erva:Asıl oğlun hazırlanamadı baba
Eren:Ben şahidim ikiside hazırlanamıyor bir türlü amca,banyo kavgasındaydılar didişe didişe bi hâl oldular vallaha
Asaf:Tamam tamam hadi
(Arabaya doğru yavaşça yürürler)
Buğra:Bu arada sen niye elbise,etek filan giymedin Erva,kızlar genelde öyle giyer?
Erva:Pek tarzım değil çok nadir giyerim.Hem böyle iyim bi pantolon,ceket filan tamam işte...Hem Daha rahat.
(Erva siyah bir kot pantolon,üzerine renkli bir gömlek ve siyah kot ceket giymişti saçlarını ise her zaman ki gibi tek taraftan küçük bir örgü yapmıştı ama gerçekten çok doğal,şık ve sade görünüyordu)
Eren:Aferin en güzelini yapmışsın,sonra biri bakıcaktı,edicekti elimden çekeceği olucaktı
(Erva göz devirir)
Buğra:Kim bakıyormuş benim bacıma ya,bakan gözleri oyarım
Erva:Haaah birdiler, iki oldular şimdi.
Oğuzhan:Bende vayım
Erva:Hatta iki buçuk sende mi oyarsın bakan gözleri
Oğuzhan:Oymam direk yumyuk atayım ben
Sarp (Buğra):Oğluum
(Oğuzhan omuz silker ve herkes güler)
Erva:Merak etmeyin size kalmadan ben hallederim
Buğra:Helâl be kimin kardeşi
Ceren:Sen çok hafife alıyorsun halamı baba bir kere görmüştüm birine çok fena ayar çekti
Sarp (Buğra):Kızım ayar filan ne biçim konuşuyorsun öyle,böyle şeyler söylemezdin sen (Erva ya bakar) kim öğrettiyse
Erva:Abiii
Asaf:İyice çeneye verdiniz binin bakıyim şu arabaya iki saattir vır vır vır,geç kalıcaz o olucak vallaha
Eren:Amca niye geç kalalım ya,nikâh zaten Ali abilerin bahçelerinde olucak ya,uzak değil,arabayla gidicez 10 dakikaya oradayız işte...
Asaf:Tamam hadi hadi
(Biner ve giderler.Aradan geçen 2 ay içinde Erva ve Buğra birbirine iyice alışmış hatta didişme faslına bile geçmişti.İkiside artık eskisinden çok daha iyi ve mutluydu.Buğra'nın koluda düzelmişti bu günden sonra tekrar iş başı yapacaktı.)
....
ALİLERİN BAHÇE
(Bahçeleri geniş olduğu için çok güzel bir şrkilde hazırlanmıştı ortam her yer renkli renkli süslemeler ile doluydu,sıcak,sade bir ortam olmuştu)
(Tahir,Hümeyra,Yağmur,Alperen ve Hanne'nin babası Hamza ile teyzesi Hale evin bahçesinin kapısında durmuş gelenleri karşılıyordu.Çok fazla kalabalık olmayacaktı aile arasında ufak bir nikâh olacaktı.Sadece Asiltürkler oradaydı birde pek fazla kimsesi olmayan Hanne'nin Börü ve Karakoldan bir kaç arkadaşı...)
.....
ŞİRÂZİLERİN KARAGÂH
Lider:Halletiniz değil mi?
Albert:Evet efendim bu gün Asiltürklerin son günü olacak merak etmeyin.
Boris:Evet onlardanda,emanetçi denen o gizli çocuktanda,3 . Fatih denen o aptal çocuktanda sonsuza denk kurtulucaz...
Lider:Güzel,hadi bakalım vakit kaybetmeden bitirelim şu işi
....
YARIM SAAT SONRA NİKÂH VAKTİ GELMİŞTİ SEKİZ KÖŞE KENDİNE BİR YER AYARLAMIŞ DURUYORDU
Yağmur:Amcamda gelseydi iyi olurdu
Alperen:Gelmez abicim o,boşuna heveslenme
Akın:Babamdan bahsediyorsanız belki uğrarım dedi
Yağmur:Yani,Fatih amcam burada olduğuna göre geriye Tarık amcam kalıyor
Selim:Sen bırak şimdi amcamıda ilacını aldın mı onu söyle
Yağmur:Aldım aldım
Lema:Dün kontrole gidicektiniz noldu,ne dedi Levent amca
Yağmur:İlaçlar tekrar etkisini göstermeye başlamış iyim yani merak etmeyin
Akın:Donör bulunamamış mı hâlâ
Yağmur:Henüz değil ama bulunucak,üzülmeyin
(Sekiz köşe tebessüm eder)
Nil:Bu arada çok güzel olmuşsun Yağmur
Yağmur:Sende (Lema ve Erva ya bakar) tabiki sizde
Selim:Evet,hepiniz çok güzel olmuşsunuz
Erva:Teşekkür ederiz (Erva ve Selim tebessüm edince Eren araya girer ve her zaman ki gibi birden Selim'in ensesine vurur,Selim irkilir)
Selim:Ahh!
Eren:Bi sus be kardeşim bi sus,nikàh başlıyor
Selim:Eren bunu unutma tamam mı intikamım çok pis olucak
Eren:Tabi tabi
Selim:La hevla ya,ne alıp veremediği var bu çocuğun benimle bi oluyor eli ensemde,bir oluyor sırtımda
Erva:Eren işte kusura bakma,iyi misin
Selim:İyim iyim
NİKÂH MASASI
(Nikah artık başlamıştır ama Ali çok heyecanlıdır.Nikah şahitleri ise Sarp ve Gülçehre'dir,Nikâh memuru ise erkektir)
Nikah memuru:Bu gün burada bu güzel iki genç arkadaşımızın nikâhlarını kıymak için toplandık
Ali Batur:Sadete geçelim beyefendi herkes biliyor onu
Nikâh memuru:Anlamadım
(Buğra sessizce,Ali nin kulağına fısıldar)
Buğra:Kardeşim ne acelen var,bırakta adam işini yapsın (adama döner) beyefendi siz devam edin lütfen
Nikâh memuru:(mikrofonu Ali ye uzatır) Damat bey adınız soyadınız
Ali:Eveeeet (Herkes napıyor bu anlamında bakışlar atarken Ali de yüzünde koca bir sırıtmayla kendini alkışlıyordur,nikâh memuru tekrar mikrofonu uzatır)
Nikâh memuru:Damat bey adınız soyadınız
(Ali neydi benim adım dercesine Ali ve Hanneye bakarken nikâhta bulunanlar Ali nin bu hallerine tebessüm ediyordu)
(Buğra ile Ali sessizce konuşur)
Buğra:Adını,adını soruyor kardeşim
Ali Batur:E tamam neydi
(Buğra ve Hanne bıkkınlıkla elini alnına götürür ve sonra Gülçehre cevap verir)
Gülçehre:Ali Batur
Ali:E evet Ali Batır Asil,Ali Ba,ee
Buğra:Sakin ol kardeşim
(Nikàh memuru anlayışla karşılar)
Nikâh memuru:Evet damadımız biraz fazla heyecanlı anlaşılan,problem değil daha beterlerini gördüm ben (tekrar mikrofonu uzatır) damat bey adınız soyadınız
Ali:Ali Batur Asiltürk
(Herkes alkışlar)
SEKİZ KÖŞENİN BULUNDUĞU YER
(Alperen,Lema,Eren ve Nil yanlarından ayrılmıştı,sadece Erva,Selim,Yağmur ve Akın vardı)
Selim:Nereye gittiler ya
Erva:İçecek filan alıp geleceklermiş
( O sırada Umut,İsra ve Ceren gelir)
Ceren:Hala,Hifa'yı gördün mü?
Erva:Yok halacım hiç görmedim?
Yağmur:Hifa su içmeye gidecekti çocuklar
Umut:Bizede öyle söyledi ama baktık yok,arka bahçede filan hiç bir yerde yok
Akın,Yağmur:Nasıl yok
İsra:Yok işte
(Yağmur,telaşla arkadaşlarına bakar)
Akın:Tamam telaşlanma ya buralardadır bakar buluruz şimdi
Selim:Aynen aynen siz bekleyin burada biz bakıp gelelim
(Erva ve Yağmur tamam manasında başlarını sallar ve Selim ile Akın gider)
...
(Hifa sokakta yürüyordur)
Hifa:Minik kediciiik neredesiin,of kedicik ya niye kaçtın ki benden
(Hifa etrafına bakar sonra şaşırır)
Hifa:Neredeyim ben ya,çok mu uzaklaştım acaba
(İlerde kendi mahallerinde bulunan şirin bakkalı görünce rahatlar)
Hifa:İyi çok uzaklaşmamışım burayı biliyorum en iyisi fazla uzaklaşmadan geri dönmek kediyi sonra ararım
(Bildiği yoldan geri dönmeye başlar)
.....
Nikâh memuru:Bende sizi belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak eş ilân ediyorum.
(Herkes alkışlar,memur nikâh cüzdanını uzatır,Ali ve Hanne ayağa kalkar ve Ali,Hanne'nin alnından öper sonra bir alkış daha yükselir ve bir süre so rada halay faslına geçilir,Akın ve Selim nihayet gelmiştir.)
Yağmur:Bulamadınız mı Hifa'yı
Selim:Yok her yere baktık ama yok
(Yağmur telaşlanır)
Yağmur:Nasıl yok ya?
(Akın,iki elinide Yağmur'un omuzuna koyarak onu sakinleştirmeye çalışır)
Akın:Yağmur korkma yani çocuk bu en fazla nereye gidebilir ki? Bir kedi filan görüp peşine takılmıştır.Gelir birazdan
Erva:Akın haklı,şöyle yapalım biz Selim ile birlikte evin içine tekrar bakalım,sizde o sırada bahçenin dışına bakın,yani etrafta olmadığına göre ya evdedir ya da sokağa çıkmış demektir.
Umut:Biz napıcaz?
Selim:Hiç birşey abicim (kolundan akıllı saatini çıkarır ve kardeşinin koluna takar) Al şu saatimi abicim Hifa gelirse bizden birini ararsın tamam mı?Kimseye söylemeyin buluruz birazdan,boş yere telâşlanmasınlar
Umut:Tamam abi
(Selim,Erva,Akın ve Yağmur gider)
.....
(Hifa hâlâ sokakta dolanıyordu,durup önünde ayrılan iki yola baktı)
Hifa:Karıştırdım herhalde hangi yoldan gidiliyordu bizim eve ya,sağdan mı yoksa soldan mı? (Îşaret parmağını çenesine koyup düşünür) ımmm sağdan gidicem sanırım ah kedicik ah takıldım senin peşine şimdide evin yolunu bulamıyorum.Keşke yine çıksan karşıma yine senin peşinden koşsam ama bu sefer evin önüne gitmiş olsam...Of of!
(Devam eder)
...
(Akın ve Yağmur ise evin yakınlarındaki ormanlık alanlara bakıyordur)
Yağmur:Hifaaa,Hifaaa neredesin ablacım!
Akın:Abim ses veeer,Hifaaa!
Yağmur:Ya biz niye buralarda arıyoruz ki bakkallın oralara filan baksak ya,belki bir gören olmuştur.
Akın:Haklısın,hadi devam edelim
(Bir kaç adım ilerledikten sonra Yağmur bir adım daha atacakken,Akın telaşla durdurur)
Akın:Dur basma
(Yağmur durur)
Yağmur:Noluyor Akın,napıyorsun
Akın:Kapana basıcaktın
Yağmur:Nee!
(Yağmur kapana bakar,Akın ise kapan tuzağını bozar ve yola devam ederler,Biraz ilerledikten sonra eve doğru yaklaşmış olurlar tam ana caddeye çıkacakları anda birden büyük bir patlama olur,ardından silah sesleri gelir.Akın ve Yağmur'da reflex olarak elleriyle başlarını kapatıp yere doğru eğilirler,silâh sesleri kesilince ikiside doğrulup korkulu ve şaşkın gözlerle birbirine bakar)
Akın:Noluyor ya,İyi misin Yağmur ?
Yağmur:İ-iyim,sen?
Akın:İyim merak etme.
Yağmur:S-ses sanki bizim evin oralardan geldi...
Akın:Y-yok canım yani oralardan geldi evet ama sizin evle âlakası yok bence (bir kaç saniye sonra) ama birdakika (ikiside akıllarına birşey gelmiş gibi korkulu ve telaşlı gözlerle birbirlerine bakar)
Akın-Yağmur:Şiraziler
Yağmur:Koş Akın,koş
(İkiside büyük korkuyla eve doğru koşmaya başlar)
......
(Hifa çoktan evin önün gelmişti fakat gördüğü manzara karşısında şoka girmişti.Bütün bahçe adeta kan gölüne dönmüştü herkes yaralı belkide ö×ü bir şekilde kanlar içinde yerde yatıyordu,meğerse Şiraziler bahçeye gizli bonbalar yerleştirmiş ve silahlı saldırı yapmış,Asiltürkler de hazırlıksız yakalanmıştı.Hifa'nın gözleri kocaman olmuş,dizleri boşalmış elleri hatta tüm vücudu korkuyla titriyordu donup kalmıştı.5 dakika sonra Akın ve Yağmur'da geldi biraz ilerden Hifa'yı o halde görünce korkuları iki katına çıkar)
Akın,Yağmur:Hifa!
Akın:Abim!
(İkiside koşarak gelir hiç bahçenin kapısından içeriye bakmadan hemen Hifa'ya odaklanırlar onu bir süre kendine getirmeye çalışırlar ama Hifa kendine gelmeyince neden böyle şiddetli panik oldu acaba düşüncesiyle ikise arkalarını dönüp bahçenin kapısından içeriye bakar ve onlarda donup kalır.)
Hifa'nın ağzından:O günden sonra hiç birşey eskisi gibi olmadı,o patlama belkide benden bütün sevdiklerimi almıştı.
BÖLÜM SONU
(Yeni sezonda hikaye nasıl ilerleyecek,yeni bir hikaye mi başlayacak mutsuz son mu yoksa mutlu sonsuz mu olacak yoksa ikiside mi olmayacak,yeni sezonda bizi neler bekliyor olacak)
1.Bölüm nasıldı?
2.En beğendiğiniz sahne hangisiydi?
3.Yeni sezonda kimler hikayeye veda edecek,kimler devam edecek
4.Okçuluk turnuvası ve voleybol turnuvası nasıl sonuçlanacak?
5.Taner acaba müzik yarışmasına katılmayı kabul etti mi?
(Gibi sorularınızın ve daha fazlasının cevabı yakında yeni sezonda sizler ile olacak)
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
990 Okunma |
275 Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |