24. Bölüm

PSİKOPAT 22. BÖLÜM

Dilan🖤🌛
dilan234

~ 2 hafta sonra duruşma günü~

Derin bir nefes aldım, önümüzde hakim vardı. Arkamızda ise, sevdiklerim. Yiğit'im, abla'm, Hilal'im vardı. Solumda ise Kaan ve avukatı vardı. Sağımda ise, sevgili avukat'ım vardı. Belki de kaderim burada belli olacaktı. Pelda, Yasemin, Poyraz ve Alaz da vardı. Kaderimiz tam burada belli olacaktı.

Kaan'ın avukatı konuşmaya başladı. " Size bir tanığım olacak. Her şeyi açıklayacak o tanık ve videosu. Evet, Duru'nun katili müvekkili olduğum Kaan olabilir. Ama Naz'ın katili şimdi burada ortaya çıkacak!"

Umursamazca, başımı Yiğit'e döndürdüm. Bana gülümsüyordu. Elleri ile öpücük yaptı bana. Ben de ona gülümsedim. Her bir parçası bana umut veriyordu. Lakin gözleri, gözleri bana her şeyden daha çok umut veriyordu. Tekrardan hakime döndüm. Lakin bir sorun vardı. Pelda hakimin yanındaydı. Acaba Pelda yine ne işler karıştırıyordu ? Bir video sesi duydum. Herkes video'ya odaklanmıştı. Başımı korkuyla video'ya döndürdüm.

Naz vardı. Birini bekliyordu. Uçurum da birini bekliyordu. Sonra biri geldi, kızıl saçlı, yeşil gözlü biri. Yani ben geldim. Naz'ın bağırış sesleri geliyordu.

" Ne istiyorsun Toprak benden ? Aldın işte herşeyimi, çaldın hayatımı. Senin yüzünden herkes benden gitti. Sen de git Toprak, bir sen kalmıştın. Sen de git bırak beni bu uçurum kenarında. Bırak ta geberip gideyim !" Görüntülere gözlerimi kısarak izledim. Hiçbir şey hatırlamıyordum, lakin bedenim oradaydı.

" Geberip gitmek mi istiyorsun Naz ? Ha bunu mu istiyorsun?(!)" Demiş videoda ki kişi, yani söz de ben.

Sonra Naz tekrar konuştu. " Evet, artık senin yüzünden geberip gitmek istiyorum !" Dedi.

" Geberip gitmek istiyorsun, peki o zaman. Geberip gidebilirsin ama. Benim ellerimden geberip gidersin Naz. Bunu ben yapacağım. Senin hayallerini gerçekleştireceğim !" Şuan anlamadığım sözlerim ile elimi cebime koyup bıçağı çıkarıp batırmışım göğsüne, her bir yerine. Naz'ın çığlıkları, ağlayan gözyaşları. Ve kahkaha atan ben.....

Gözlerimden yaşlar aktı, aktı durmadı. Bu görüntüler Naz'ın katili olduğumu açık açık ortaya koyuyordu. Acımasız da olsa gerçekler ne yazık ki bunlardı ? Ben Naz'ın katiliydim. Etrafıma baktım. Daha doğrusu Yiğiti'me baktım. Gerçi ben onun Toprağı değildim ama. O benim Yiğit'imdi.... Her ne olursa olsun, o benim deniz mavimdi.... Yiğit'e baktığımda gözlerinde ki gördüğüm hayal kırıklığını göreceğime şurada ölmek isterdim. Gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu. Başını bir sağa bir sola doğru soru sormak amacıyla sallamıştı herhalde. Gözleri ve onu destekleyen hareketleri "Bu görüntüler gerçek olamaz sevgilim. Olamaz, olmamalı. Sen Naz'ın katili değilsin hadi itiraf et..." Diyordu sanki. Ama bu görüntüler gerçekti, herkes biliyordu. Naz'ın annesi'nin ve babası'nın bağırışları kulağımda yankılanıyordu. Bense hala Yiğide dönüktüm. O da bana dönüktü. Gözlerim hiçbir yeri görmüyordu, kulaklarım hiçbir şeyi duymuyordu. Bedenim sevgili avukat'ımın yanında olsa da ruhum onun yanındaydı. Biricik sevgilimin. Demiştim ya çıkmaz yoldayım diye. Sanırım ben o çıkmaz yoldan çıkabilmeyi becerdim. Lakin şimdi de sevgilim orada, çıkmaz yolun içinde. Okyanus gözlüm orada.... Kapı sesi geldi, Naz'ın annesi ve babası çıkarıldı. Ben hala ona dönüktüm, hala ve hala. Sonra hakim'in ciddi ses tonu çıktı.

" Evet, hepiniz bu görüntüleri izlediniz. Naz Elmas'ın katili'nin Toprak Akarsu olduğuna kanaat getirmiş de olduk."

Gözlerimi kapattım. Ağlıyordum deli gibi. " 12 yıllık bir ceza'ya çarptırıldı. Gereğinin böyle olmasına kanaat getirdik." Evet 12 yıl, koskoca bir 12 yıl. Ömür boyu diye nitelendiremeyeceğimiz. Ama bir o kadar da ömür boyu olan bir ceza. 12 yıl. Koskoca 12 yıl.

Atın kendinizi sert kayalıklara gerekirse çarpın kırılsın duvarlarınız, kırılsın kalbiniz, her bir parçanız yalnızlığa mahkum olsun. Hiç kimseyi umursamayın, sadece kendinizi o sert kayalıklara atın.

Hani bazen öyle büyük anlar olur; ölmek istersiniz, yok olmak istersiniz, mahrum kalmak istersiniz tüm güzel şeylerden. İşte ben tam şuan o anı yaşıyorum. Elimden hiçbir şey gelmiyor.

Koskoca bir 12 yıl hiç kimseyi göremeyeceğim belki de. 29 yaşımda çıkacağım buradan. Yiğit'e son kez baktım, ablama son kez baktım, herkese son kez baktım. Ağlayarak çıkarıldım o odadan. Ellerim titreye titreye, kalbim yana yana, gözlerim dola dola, bedenim dengeyi kaybede kaybede. Kolumdan tutan gardiyanlar arkamdan bağıran Yiğit'e doğru döndürdüler beni. Yanan gözlerim, onun yanan gözleriyle buluştu. Gardiyanlar kollarımı bıraktılar. Köşeye geçtiler. Ellerim ellerini tutmak istiyordu, dudaklarım dudaklarıyla buluşmak istiyordu, gözlerim gözleriyle buluşmak istiyordu, her bir parçam ona ait bir parçayı istiyordu. Ellerim; ellerini, dudaklarım; dudaklarını, gözlerim;gözlerini istiyordu. Lakin gücüm yetmiyordu.

Yiğit'in titreyen vücudundan bir ses çıktı. "Gel desen gelirim, hadi git de ben giderim. Sevmesen de severim, gurur benim neyime ? Kim ne derse desin, söz geçmiyor ki dilime. Kapanırım dizlerine gurur benim neyime ?" Gözlerim tekrardan gözleriyle buluştu.

" Ben, seni bırakamam Toprak. Ben seni bırakamam, tüm dünya karşıma geçse bile. Tüm dünya'yı öldürmüş olsan bile ben senden vazgeçmem, ben seni bırakmam. Gerekirse şimdi gider birini öldürürüm, ama seni bırakmam senden vazgeçmem." Dedi Yiğit.

" Ben sana aşık oldum kızım, ben sensiz nefes alamam, yaşayamam, su içemem, yemek yiyemem. Hiçbir şey yapamam ben kızım, sen yanımda olmasan ben hiçbir şey yapamam. Anla beni Toprak, anla beni. Ben seni çok sevdim, olmasından daha da fazla sevdim. Körkütük aşık oldum lan ben sana. Paran pulun yerin dibine batsın, her şeyi yapardım, yaparım senin için. Senin tek bir tutam saçına dünyayı yakarım kızım ben!" Dedi.

" İste kaçırayım seni şuradan. İste her şeyi yapayım, iste yakayım dünya'yı senin için yeter ki iste, istersen katil ol. Ama bir gram umurumdaysa namert olayım. Gel de ki... Gel de ki gidelim buradan, götürürüm lan ben seni buradan, tuttarım ellerinden kaçarız. Yeter ki iste." Gözlerimden tonlarca yaş aktı lakin konuşamadım. Dilimde kelime kalmamıştı.

" Yiğit....Yiğit ben özür di..."

Yanıma doğru yaklaşıp bana sıkıca sarıldı. " Toprak bir daha benden sakın özür dileme. Asla böyle bir şey yapma. Aklından dahi geçmesin. Beklerim gerekirse ben seni bir 12 yıl daha beklerim. Ben seni bir ömür boyu bile beklerim güzeller güzelim. Sen iste seni sonsuza kadar bekleyeyim. Sen iste yoluna güller dökeyim, sen iste yıllarca kapında senin dikenli yollarını gözleyeyim. Yeter ki iste güzelim, yeter ki iste. Ben seni beklerim." Ağlayan yüzü ve kurduğu bu cümleler. Beni çok ama çok üzüyordu. Ta ki gardiyan'ın sesi gelene kadar.

" Yeter artık, çok konuştunuz !" Kollarımdan tuttu Yiğit'in yüzüne bile bakamadım. " Deniz yıldızı seni seviyorum...." Dedi Yiğit, ikimizin tek anlayacağı cümleyi kurdu. Arabaya bindiğimden beri, aklımdan çıkmayan bir plan vardı. Ben burada daha fazla kalamazdım bunu yapamazdım....

 

Final'in gelmesine az kaldı diye düşünüyorum. Siz tahmin edin sizce kaçıncı bölüm final olur ? Kötü son mu yoksa mutlu son mu olur yoksa ?

 

 

 

 

 

Bölüm : 29.03.2025 02:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...