17. Bölüm

PSİKOPAT 15.Bölüm

Dilan🖤🌛
dilan234

(Yiğit'in anlatımıyla)

Şarkıda da dediği gibi, alıyordu insanın aklını başından. Ve bunu fark edememiştim, yani son raddeye varana kadar. Benim deniz yıldızı ile uzun bir cehennem ateşini andıran küslüğümüz, Pelda ile de büyük bir oyun başladı.

Peki uçurumdan atlamalı mıyım ? Yoksa, uçurumun kenarında kendi cehennemimi beklemeli miyim ? Buna siz karar verin.

Ilık bir sonbahar havası, aynı zamanda da soğuk rüzgar. Duygu değişimim gibi iki hava da birbirine karışmış. Durduramıyorlar kendilerini maalesef ki.

Ama büyük bir sorun var, oyunum başladı. Hem de çok büyük bir oyun.....

Toprak ve ben yerde, Pelda önümüzde zevkle gülümsüyordu.

Toprağ'a baktım. " Peki, kabul etmek zorundayım."

Toprak ta aynı sözü söyledi."Tamam."

Anlaşılan oyunumuz başlamıştı.

Pelda gözleri ile Toprağ'ı süzdü.

" Numaranı ver !"

Toprak ve ben aynı tepkiyi verdik. "Ne?(!)"

" Ne?(!)"

Sırıttı, telefonunu eline aldı. "Arıyorum."

Toprak stresle bağırdı. "Tamam, tamam vereceğim, sakın bir şey yapma!"

Pelda bana baktı. " Tam da tahmin ettiğim gibi !"

Ellerim ile yüzümü ovaladım.

" 0543......"

Telefonuna Toprağ'ı kaydetti.

" Sen ?"

Konuşmadım, telefonumu çıkarıp numaramı söyledim.

" 0542....."

Sonra bar'ın kapısı açıldı. Hala geceydi. Toprak telefonunu eline alıp, koşarak bardan çıktı.

Ben de arabama binip, eve gittim. Pelda umurumda bile değildi.

Eve geldiğimde, karşımda sevgili ikizim Poyraz'ı gördüm. Kahve yapıyordu.

Odama doğru ilerledim.

" Kimdi o kız?"

Başımı ona doğru çevirerek, kaşlarımı çattım.

" Kız?"

Sinirle sırıttı. " Bana aptal oyunu oynama ! Kimdi öptüğün o kız ?"

" Sanane ?" Dedim kısık sesimle.

" Yiğit, piçleşme !"

Yanına yaklaştım, sinir ve hırsla süzdüm onu. " Ben mi piçleşiyorum ?"

" Yiğit, noldu lan sana ?"

Ellerimi yumruğa dönüştürdüm.

" Ne olmuş bana ?"

" Değişmişsin.."

Sinirle sırıttarak dudağımın kenarını sildim, yere baktım. " En son babam'ın beni bir kız için kemerle dövdüğü günleri saymazsak, evet değiştim."

" Ama, sadece sana karşı." Bu söz onu hırslandırmıştı, aynı zamanda da üzmüştü. Ama emin değildim. Belki hırslanıp, üzülmemişti.

" Sadece bana karşı öyle mi?"

" Aynen öyle, beni o çukurdan çıkarmadın, bıraktın lan beni orada !"

Cümlemi devam ettirdim. " Şimdi bana edebiyat yapma, ve siktir git." diyip, onu ittim.

Tozlu ellerini silerek, bana profesyonelce bir bakış attı.

" Anlaşılan sen bir dayağı hakkediyorsun."

" Hem de baya hakkediyorum, ama sadece ben değil sende."

Elimi ona doğru uzattım. Ellerimi tutacakmış gibi oldu ama tutmadı.

Sırıttım. " Sen de anlaşılan hiç değişmemişsin."

Dışarı'ya çıktık. Yumruk yaptığım elim ile, tam hiza olarak Poyraz'a yumruk attım, kanı yapay çimlere dökülmüştü.

Elleri ile dudaklarında ki durmayan kanı sildi. Sonra bana doğru yaklaştı, vuracakmış gibi oldu ama vurmadı. Yani ben kendimi ondan kurtardım.

Sırıttı. " Reflekslerinde gelişmiş anlaşılan."

Sessizce güldüm. " O kadar gelişti ki."

Yine yumruk, yine yumruk, yine yumruk. Devam edip durdu, o bana sadece 5 kere ağır yumruklar, ben ona tam 10 kere baya ağır yumruklar attım.

Odama girdiğimde her yerim kan olmuştu. Kendimi yatağa attım.

Bir rüya gördüm. Bir ormana düştüm, ormanda birinin arkasından koşuyordum. Sonra da beyaz elbiseli bir kız gelip ellerimden tuttu, hiç konuşmadan sadece bakıştık. Sadece bakışlarımız konuştu. Uyandıktan sonra, telefonumu elime aldım.

Ve bir mesaj gördüm. Peldadan bir mesaj hemen yataktan kalktım ve okudum.

"Selam, Yiğido nasılsın ? Umarım iyisindir. Bugün okula çabuk gel sana bir sürprizim var. Ama çok çabuk..."

Sinirle derin bir nefes alıp, anında yatağımdan çıkıp okul kıyafetlerimi giyip, arabama bindim, ve okulla gittim. Kahrolmuş bir ifade ile, önümde Pelda arkamda ise, Toprağ'ın yanında oturan Poyraz'ı gördüm. Poyraz onunla sohbet ediyordu. Toprak ise, kızıl saçlarını arkasına atmış bana bakıyordu. Ruhum ve içim yanıyordu, dışım ise hayal kırıklığının dışarıya çıkmış haliydi. Pelda konuştu.

" Eee beğendin mi sürprizimi ? Nasıl buldun ?" Ağlamamak için kendimi zor tuttum.

Toprağ'ın yanına gittim. Ve sıra'ya vurdum. " Ne oluyor burada ?"

Toprak bana baktı, hırsla. Poyraz ise, bir bana bir Toprağ'a bakıyordu.

Toprak ayağa kalktı. " Ne oluyormuş?"

Toprağ'a baktım. " Benimle dalga geçme Toprak ! Niye yan yanasınız siz ?"

Toprak bana baktı. " SANANE?"

" Ne demek sanane ? Benimle dalga geçme !"

Toprak, Pelda'ya baktı. " Dalga mı geçiyormuşum ?"

Aslında anlamıştım. Ama bana böyle bir tepki vermesi, hoş değildi. Hem de hiç.

Pelda'ya baktım. Kolundan sıkıca tuttum.

Sinir ve hırsla ona baktım. " Ne yapıyorsun sen? Niye yaptın ? Niye onunla o ?"

" Kolumu acıttıyorsun."

" Kes sesini !"

Pelda bana yalvararak bakıyordu. "Amacın polise şikayet etmek mi ?"

Cümlemi devam ettirdim. " Git et o zaman, hapise gireyim. Umurumda değil, bunları yaşayacağıma hapise gideyim bari !"

Elleri ile Toprağ'ı gösterdi. " O!"

" Vazgeçiyorsan o da seninle gelecek!"

Cümlesini devam ettirdi. " Hem katilin kim olduğunu merak etmiyor musun ?"

​​​​​​​​"​​​​​Ediyorum bulacağım da."

Pelda bana gülümsedi. " Ben katilin kim olduğunu biliyorum ama." ​​​​​​​

Pelda'ya baktım. " Ne?"

" Biliyorum."

" Kimmiş ?"

" Oyunları bitirmeden kimin katil olduğunu öğrenmeyeceksin."

" Dalga geçmiyorsun dimi ?"

" Sence ben dalga geçer miyim ?"

Cümlesini devam ettirdi. "Oyununuzun başına tekrar geldiniz. O ve sen.."

Kolunu bıraktım, ve sınıfa girdim. Katili biliyordu, Naz'ın ve Duru'nun katilini biliyordu. Ekstradan tiyatro dersimiz vardı. Tek bildiğim şey, Toprağ'ın oyunda oynamayacağıydı.

Esra hoca derse girdi.

" Aslı Arslan'ın Beyaz Leke adlı kitabını canlandıracağız.."

" Profesyonel oyuncularımız var mı ?"

Yasemin, mutlulukla konuştu.

" Hocam var tabii ki, Yiğit ve ben." Başımı kaldırıp, ona baktım sinir ve öfkeyle.

Hoca bana ve Yasemin'e baktı.

" Gelin buraya, Yasemin ve Yiğit."

" Hocam.." diyecekken, hoca sözümü kesti.

" Hadi ama Yiğit, konuşma oğlum gel !"

Pelda'nın oyunlarından biri dahaydı bu.

Hoca iki saat, bir şeyler dedi. Ama umurumda değildi. Tek bildiğim şey.

Tugay Demir Çeviker olacağım, Yasemin'in ise Eftalya Atalar olacağı...

Zil çalınca, Pelda yanımıza geldi. Ve bize çok acı bir şey dedi.

Toprağ'a yani. " Yiğit'in babası tarafından, eskiden şiddete uğrayacağını söyleyeceksin."

Toprak, kabul etmedi. Ama kabul etmek zorunda kaldı.

Herkese, benim eskiden şiddete uğradığımı söyledi. Gözlerim dolu dolu çıktım okuldan. Başka yapacağım bir şey yoktu, gerçekler bunlardı üzgünüm ki...

" Sizin oyununuz burada başlıyor çocuklar..."

Tekrar başa döndük, peki sizce katil kim ? Kaan niye ortadan birden bire kayboldu ? Bekliyorummm💙

 

 

 

 

 

Bölüm : 04.01.2025 12:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...