Hoş geldiniz! Önceki bölümlerden beri burada olanlar ise tekrar hoş geldiniz.
Başlama tarihiniz?
Yıldızcıklarda buluşmayı unutmayalım!
İyi okumalar... 🤍
| SAKIZ
Başlangıç: Yol Kesişimi
~~~
Kalabalığı seviyordum.
Dolu dolu olmak, gürültüler içinde birbirinizle anlaşmak.
Çaba, sevinç, kargaşa, samimiyet, sahtelik... tüm zıtlıklar bir aradaydı, bu eğlenceliydi.
'Hadi park vakti, Gece.'
Yalnızlığa sürüklenen insanlara ilgi çekici gelirdi kalabalık, bana olduğu gibi.
Yalnızlığa sürüklenmek.
Neydi bizi yalnız kılan; biz mi, insanlar mı?
'Herkes kendi içinde yalnızdır, misal ben de öyleyim Gece. Çık...'
Beni hayat yalnız bırakmıştı, yine de dramalara girmeden yaşardım, hoyratça; öğrendiğim en iyi şeydi, bana öğretilen.
'Üzülmek çirkin eder bir kızı.'
Elimdeki kadehi beni sarhoş ve aptal edeceğini bilerek, isteyerek bir dikişte bitirdim. Barmenden bir tane daha doldurmasını isterken yerimde sallanıyordum, müziğin ritmine uygun. Ağzımdaki karpuz-çilekli sakızı yutmamaya özen göstererek doldurulan kadehi de içip kalabalığa doğru ilerledim. Dans etmek ve içimdeki her şeyi akıtmak istiyordum.
'İç ve dans et, göreceksin...'
Yağmur'a baktığımda oturuyordu, tek başınaydı. Kıvanç nereye gitmişti?
Etrafımdakiler ve kendi hareketlerim başımı döndürmüş, midemi bulandırmıştı. Çok sıcaklamıştım. Yağmur'un yanına adımladım, "Kıvanç nereye?" Cümleleri tamamlayamıyor, yutuyor, kelimeleri yanlış telaffuz ediyordum.
"Abisinin yanına gitti, bir sorun olmuş sanırım."
"Midem çok kötü, yanıyorum." Duraksayarak konuşuyordum, dilim dönmüyordu. "Beş dakika nefes alıp geleceğim." Yüksek sesle konuşmak daha kötü yapmıştı. Yağmur bir şey söylemişti ama uyuştuğum için anlamamıştım. Başımı olumsuz anlamda sallayıp geçiştirdim.
Etrafta çıkışı aradım, başım döndüğü için zorlanıyordum görmekte. Git gide kanıma karışıyordu alkol, gülme isteği doğuruyordu. Bir çıkışı bile bulamıyorum!
Nihayet merdivenlerden çıkıp, çıkışa ulaştığımda kahkaha atıp derin bir nefes aldım. Başarmıştım!
Kontrol edemediğim bu saçma sapan hareketleri aniden yapmam hata olmuştu, daha fazla midem bulanırken köşeye gitmek için yöneldiğimde öğürme isteği doldu mideme. Adımlarken önüme çıkan arabaya çarpışım durdurmuştu beni. Kaşlarım çatıldı, "Bunun yeri burası mı? Hangi davar koydu be?!" diye söylenirken kapısından biri indi, gerçekten davardı, kocaman bir şeydi! Ya da aklımın bulanıklığıyla gördüğüm buydu, bu seçenek daha olur olsa da ilk seçenek komik ve daha cazip gelmişti bana. Gözlerim kısıldı, "Sen görürsün!" Hovarda bir tiptim. Kendim dahi bir sonraki adımımı tahmin edemezdim.
Alkol, öfkemi de yükselterek beni hırçınlaştırıyordu. Çarpayım diye koyduğu arabanın tekerini tekmelerken hırsımı alamadım ve sakızımı çıkartıp yapıştırdım. "Ay... sakızım düştü(!)" Alayla söylendiğimde davar şaşkınlıkla bir bana, bir de arkama baktığında neye baktığını görmek için ben de başımı çevirdim. Hızla çevrilen başımla dönen dünyam, midemi alt üst edince boğazıma kadar gelenleri tutamamış bir anda çıkarmıştım.
Saçlarımı geriye atıp dikleştiğimde, karşımda az önceki davarı değil, farklı bir adam gördüm. Davar yan tarafta bizi izliyordu. Kulübün önüne neden davar getirirlerdi? Gördüğün davar değildi Nevra, sen uydurdun.
"Pekâlâ... batan tekeri ben temizlemem. Arabayı önüme koyan salak temizlesin!" dediğimde kaşları çatık değilmiş gibi daha çok çatılan adam dehşetle bana bakıyordu.
Gülümsedim, "Niye öyle bakıyorsun? Hiç mi kusan birini görmedin?" Yüzünü ekşitmiş beni izliyordu. Ellerimi vücudumda gezdirdim, peçete aramak için. Askılımı çekiştirip göğsüme baktım, bulamadım. Eteğimi kaldırıp altına baktığımda da yoktu. Nereye konur ki bir peçete?
Karşımda şaşkın şaşkın duran adama baktım, kaşlarımı yavru kedi misali büzmüştüm. "Peçetem bitmiş sanırım, bana biraz ödünç verir misin?"
~~~
Kitaba ilk defa gelenler hoş geldiniz! Asıl birinci bölümden beri olanlar tekrar birinci bölüme hoş geldiniz fşdşfşdşflşd
Birinci bölüm öncesi özet bir tanıtım paylaşmak istedim, bu bölümü bu yüzden ekliyorum.
Tüm yaşananları da yazmak istemedim, bu gece Nevra'lık bir durum yoktu, sadece saçmalamıştı. Zaten kendisi de kesik kesik hatırlıyordu. Aslolan Araf'ın düşünceleriydi, onu ise 16. bölümde bir miktar öğreniyoruz.
16. Bölüm dediğime bakmayın '16 bölümde anca mı açıldı?' diye sorguladınız bir an değil mi? İlk 20 bölüm 1-2 bin küsürlük kelimeden oluşuyor. Yani bir gün bir bölüm değil, birkaç bölüm. Toplasak 5-6 bölüm anca eder. Sonrasında birlikte verdiğimiz kararla bölümler bir gün şeklinde 4-8 bin kelimeden oluşmaya başladı.
Neyse neyse, daha fazla vaktinizden alıkoymak istemiyorum.
Nevra Gece ve Araf'ın hikayesine hoş geldiniz!
Birbirlerine açtıkları kapılardan başka kimler girecek?
Birbirlerine hayat mı olacaklar, hayatı mı gösterecekler?
Kim sakız olacak, kim çiğneyen?
Oyuna katılıp birbirlerini şah mat mı edecekler yoksa oyunu birlikte mi bozacaklar?
Öğrenecek çok şey var... bu arada Nevra’nın iç sesine dikkat edin, hikayenin bir önemli noktası da bu iç ses.
İyi okumalar... <3
-Kitap öncesinde Wattpad'de 30 bölüm kadar yayınlandığı için sık sık bölüm gelecektir.-
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
22.19k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |