İyi okumalar, yorumlara ve yıldızcıklara uğramayı unutmayalım... 🤍
| SAKIZ |
-8. Bölüm: Bataklığa çekme.-
~~~
Nevra: Yağmuur
Nevra: Çabuk eve gell
Nevra:Çabuuk
Nevra: Kooş
Nevra: Yardıırr
Yağmur: Aşkım sen gece yardırmışsındır bana hiç gerek yoookkk 🥰😋🥰
Nevra: Öf alayı bırakk
Nevra: Hemen gel hemennn
Yağmur: Tamamm Kıvanç'layım bir saate gelirim
———
Zil çaldığında kapıya ilerledim. Yağmur gelmişti. İçeri girip ayakkabılarını çıkardı ve salona yürüdü. "Ay anlat çabuk, Kıvanç'tan neler duydum..."
"Mutfağa geç, kahve yapayım."
"Üf yaparken anlat işte çatlatma insanı. Bir adamla gece baş başaydın ne demek? Bahsettiğimiz kişi de sensin!" Anlatmam için ısrar etse de onu susturup önce kahve yapmıştım. Oturduğu sandalyenin karşısına geçtiğimde sabırsızca bekliyordu.
"Hadi anlat, nasıl tanıştınız? Aras'ın abisi gerçi, Aras'la konuşmaya falan mı geldi?" Öğrendiklerime ek bir şey daha eklenmesi şaşırttıkça şaşırtıyordu beni. Tesadüfler silsilesi. "Aras'ın abisi mi?"
Kahveyi elleri arasına alıp "Evet. Bilmiyor muydun?" dedi.
"Kızım benim bildiğim tek şey dün gece Araf'ın yani beni kaçıran adamın senin sevgilinin abisiyle arkadaş olması." Yüzüme bön bön bakıyordu, o da şaşırmıştı. "Seni kaçıran adam mı?"
"Yani beni kaçırmak değil aslında yanlışlıkla olan kaçırma hani." Kaşları çatıldı. "Geçenki Araf, hani mesajlaşmıştım ya kızım. O Araf'la karşılaştım dün gece." dediğimde kaşlarını bir önceki yaptığına zıt olarak kaldırdı. Tam anlamışa benzemiyordu. "Baştan anlatsana şunu ya."
"Ya siz gittikten sonra ben aptallık edip biraz daha içtim." Gülerek alaylı sesiyle "Salak, ben olmadan niye içiyorsun?!" dedi. Haklıydı, aptallık etmiştim.
"Dur bölme, sonra tabii benim akıl uçunca ayılmak için kalktım biraz dans etmek istedim." Duraksadım, anlatacaklarım bu kadardı aslında çünkü sonrası yoktu, hatırlamıyordum. "Sonrasıysa yok bende."
"Nasıl yok ya?"
Biraz daha zorladım, "Yani dans ediyordum sonra," o ana gidip neler olduğunu düşünmeye çalıştım, silik silik geliyordu görüntü. "Sen, sen geldin. Hayır sen değildin. Biri geldi ve benimle dans etmeye başladı." Yağmur yerinde dikleşti, "Zorla zorla, hatırlarsın belki."
Düşünmek istesem de hatırlamaya çalışırken bir boşluk oluşunca mide bulantısı yaratıyordu. "Of... yok," ağzımdan bir nida kaçtı, "Hiii," aklıma gelen şeyi dilime de vurdum. "Yoksa ben Araf'la mı dans ettim?!" Heyecanlı bir şekilde yerinde kıpırdanmıştı, "Ayy ohaa..." Yüzüm buruştu, "Sabah kalktığımda onun odası mı ne varmış, oradaydım."
Kahvesinden büyük bir yudum alıp dudaklarını ıslattı, "Evet, Kıvanç'a sordum. O da, onların birer odaları olduğunu söyledi mekanda. 'Araf abimle birlikteymiş merak etme' falan demişti. Onun kim olduğunu sorunca Timur abisinin yakın arkadaşı, Aras'ın da abisi demişti." Göz devirdi, "Tabii böyle deyince daha çok meraklandım. İçip dağıtacağın aklıma gelmedi ben yanında olmadığım için." İmalı sırıtışlarından ekledi, "Tanıştınız ve bir şeyler oldu diye düşündüm."
Son söylediğini görmezden geldim, "Yani şimdi Aras ve Kıvanç arkadaş olduğu gibi Araf ve Kıvanç'ın abisi arkadaş, Aras ve Araf da kardeş öyle mi?" diyerek kurguyu kafamda tam oturtmaya çalıştım.
"Aynen öyle."
"Ben benim şansıma tüküreyim. Bu nasıl tesadüf be?"
Yağmur "Bence mükemmel." deyip pis pis sırıttı. Onunla hâlâ mesajlaşacağımı düşünüyordu. "S*ktir git Yağmur."
"Ee sonra n'oldu? Sabah seni bekleyeceğimi söylediğimde Kıvanç abisini aradı, o da Araf abinin seni bırakacağını falan söylemiş."
"Evet o bıraktı." Kısa kesmiştim, meraklandığını biliyordum. Hatta gece bir şeyler yaşanmış olmasını da umduğu belliydi. Hep bir ilişkim olmasını isterdi. Ama erkekler ve düşünceleri asla uymuyordu bana, çok zıt geliyorlardı. Rabia annem bu yüzden hep tek gecelik takılırdı, bense hiç gecelik.
"Ay çatlatacaksın beni, doğru düzgün anlatsana kızım, başka bir şey olmadı mı?!" Omuz silktim, "Hayır, bu kadar. Dün geceyi de hatırlamıyorum zaten."
"Sormadın mı?"
"Bir şey olmamış. İçtikten sonra uyuya kalmışım, o da odasına götürmüş."
"İçerken yanında mıydı yani?"
"Ooff... bilmiyorum Yağmur. Bu kadar anlattı."
"Kızım salak mısın neden ayrıntılı sormadın?"
"Bir şey olmadığını söyledi." Histerik bir şekilde güldü, "Sen içince bir şey olmayacak öyle mi? Benim külahıma anlatsın onu."
"Kıvanç bilir mi?"
"Sanmıyorum. Aralarında kız muhabbeti belli konularda olurmuş sadece. Dün gece ne yaptığınızı abisine sormasını istemiştim o da öyle şeylerin sorulmayacağını söyledi bana. Yanındaki kız özelindir ayağı falanmış. Gereksiz erkek tripleri işte. Bir kere Aras'a Kıvanç'ın benim hakkımda düşündüklerini sorduğumda hiç oralı olmamıştı," duraksayıp sesini kalınlaştırdı, "Bana 'Racona ters bizde, abiden böyle gördük.' demişti."
Yağmur'un soruları beni de meraklandırmıştı. Doğru söylüyordu, içince hep aptal saptal konuştuğumu söylerdi. Bana biraz daha açık anlatabilirdi olanları. Telefonumu elime aldım, daha ayrıntılı sorsam sorun olmazdı bence.
Nevra: Biz dün senle dans mı ettik??? (16:17)
Araf: Hayır? (16:18)
Nevra: E ama hatırladım
Nevra: Yani tam değil
Nevra: Ben dans etmek için kalktım
Nevra: Sonra biri geldi
Araf: O biri gerekeni gördü merak etme.
Nevra: Nasıl
Nevra: Yani biri geldi
Nevra: Ve
Nevra: Dans ettik de mi
Araf: Başlayacağım dansına da tek tek yazmana da
Araf: Kızım düz cümle kuramıyor musun sen, ne diye tek tek gönderiyorsun şu mesajları?
Nevra: Öf öyle daha vurgulu oluyor
Nevra: Hem de aklımdan geçeni uzatmadan yazıyorum
Nevra: Hem ne var
Nevra: Alışkanlık öyle
Nevra: Tek tek atıyorum
Nevra: Konuyu değiştirme bi
Nevra: Ben dans ederken nasıl seninle karşılaşmış olabiliriz
Araf: Neden bu kadar taktın dün geceye? Bir şey olmadığını söyledim.
Nevra: E yalancı çıktın işte olmuş
Nevra: Dans etmişim biriyle
Nevra: Kim bilir daha ne salaklıklar yaptım
Nevra: Sarhoş olunca cozutuyorum da biraz
Araf: Biraz daha dikkat et o zaman Küçük Hanım.
Nevra: Neyin
Nevra: Küçük olduğunu
Nevra: Söylerdim de
Nevra: Dua et erkeksin
Nevra: Terbiyem el vermiyor
Nevra: Yani verir de
Nevra: Üffff
Araf: 😂😂
Araf: Merak etme dün gece gereken cevabı vermiştin.
Ağzım aralandı, çocuk ilk defa emoji atmıştı. Çocuk dediğim adama, tdk misali konuşan herife emoji attırmıştım. Bu kadar gülebileceği ne söylemiş olabilirdim ki? Umarım aklıma gelen şey değildir. Resmi konuşmasını bozup gülmesi de hoşuma gitmedi değildi. Gülmemek için dudağımı ısırırken Yağmur radarına takıldım. "Neye gülüyorsun öyle?"
"Hiç." Gülmemek için kendimi tuttuğum için sesim olduğundan ince çıkmıştı. Gözlerini kıstı, "Yalan söylemeyi öğren."
"Of bekle, bitireyim." diyerek Araf'a tekrar yazdım. Biraz daha uzatmak istiyordum, üstelik meraklanmıştım da.
Nevra: Me cevabı
Nevra: Ne dedim
Nevra: Ya bak işte
Nevra: Anlatsana tam yaa
Araf: Senin için anlatmıyorum Nevra Gece, boşuna utanıp sıkılma diye. Emin ol rahatsız olacağın hiçbir şey yaşanmadı.
Nevra: İyi
Nevra: Anlatmazsan anlatma
Nevra: Çok da meraklıydım
Nevra: Bana küçük diyene bak
Nevra: Mızmız gibi anlatmıyo
Telefonu elimden masaya sesli bir şekilde bırakıp göz devirdim. Sinirimi bozmuştu. Ne inatçı bir şeydi, ne vardı anlatsa? Belli ki bir şey olmuş ve utanmamdan falan bahsediyordu. Düşünürken iyice gerildim, madem küçük görüyordu beni, ben de çocuklaşırdım. Telefonu elime alıp onu sinir etmek için yazmaya başladım.
Nevra: Ayrıca ağla kudur
Nevra: Profildeki diğeri senden yakışıklı
Nevra: Kızlar o sanıp yazıyordur sana
(Araf adlı kişi engellendi.)
Dakika başı sinirimi bozup ayarlarımla oynuyordu. Belli ki ağzından laf almak da imkansızdı, bundan sonra işim de olmazdı. Tekrar telefonu masaya bırakıp ellerimi üzerime sildim. "Oohhh..."
"Neye oh çekiyorsun be?"
"Sinir etti öküz, ağlattım engelledim, ona." dediğimde sırıttı, "İki saattir onunla mı yazışıyordun?"
"Yazışmak değil bu sövüşmek." dediğimde gülmüştü. Ben de karşılık verirken Yağmur atıştırmalık bir şeyler almak için ayaklandı. Dolaptan bir şeyler çıkartıp masaya koyduğunda yerimden kalktım ve odama geçip dağınıklığı toplayacağımı söyledim. Dışarı çıkmadan önce hazırlanırken biraz dağılmıştı. Aynadan yansımamı görünce gülümsemeden edemedim. Pandalı tişörte kaymıştı gözlerim.
Uygulamayı açıp bir fotoğraf çekip hikaye attım. Bugün anıda kalsa güzel olurdu. Bir şeyleri paylaşmayı seviyordum.
Aklıma gelen şeyle Araf'ın engelini kaldırdım, birkaç dakika önce engellememişim gibi... Ne kadar sinir bozucu olsa da eğlenceliydi onunla olan zamanlar. Gıcık olsam da gülüyordum, hoşuma gitmiyor değildi. Sohbete girdiğimde profil fotoğrafını değiştirmişti. Yeterince sinir etmişim demek ki.
Nevra: Pişt (16:35)
Nevra: Bakar mısın
Nevra: Bişi sorayım mı
Araf: Sor (16:35)
Nevra: Soyismin neydi ☺️
Araf: Ne yapacaksın?
Nevra: Instagram
Nevra: Şunun şurasında
Nevra: Arkadaş sayılırız
Nevra: O kadar kusma sakız kaçırılma vurulma geçmişimiz oldu
Araf: Kullanmıyorum
Nevra: Ne kullanmıyorsun
Araf: Sosyal medya
Nevra: Oha
Nevra: Gerçekten mii
Araf: Evet?
Nevra: Vay be şaşırdım
Araf: Hep sen mi şaşırtacaksın?
Nevra: Hikayemi de beğenemicen şimdi
Araf: ?
Nevra: [Bir fotoğraf gönderdin.] (16.38)
[Görüldü.] (16:38)
S*ktir. Çocuğa salak gibi fotoğraf atmaya falan başladım, üstelik mesajlara bakınca, tamam, arada o da samimi olsa da mesafesini koruyordu. Sevgilisi varsa bu hiç hoş olmazdı. Baştan akıl etsene be kızım.
"Yağmuurrr!" Aklımda Yağmur'un telefonundan Aras'ın hesabına bakmak vardı. Kullanmadığını düşünmüyordum, kardeşi olduğu için onun hesabından bulabilirdim bir şeyler.
"Noolduuu?"
"Ya gelsene ne bağırtıyorsun!"
"Sen gel koca g*t!"
"Eben eben." Kalkıp yanına gittim. Koltuklardan birine yayılmış fotoğraf çekiliyordu. "Çocuğa fotoğraf atmaktan vazgeç artık, kusacak sıfatını görmekten." dediğimde orta parmağıyla cevap vermişti. Orta sehpadaki sakız kutusunda ağzıma sakız atıp ben de koltuğa geçtim.
"Aras'ın instagram hesabı var mı?"
"Aras mı, Araf mı bebeğim?.."
"Ya pislik yapma Aras işte."
"Sana istek atmıştı zaten."
Telefonumu alıp istek kutusuna girdim. İstekler arasında Aras'ı aradım. Aras Tekin vardı. "Tekin mi?"
"Aynen."
İsteği kabul edip gizli olmayan hesabını takibe aldım. Hikayelerine ve gönderilerine baktığımda birkaç tane Araf'la fotoğrafını gördüm. Takip ettiklerinde Araf'ın hesabını aradım, tamam kullanmıyorum demişti ama yine de bakmak istedim.
İyi ki de bakmışım. Tekin soyadını arattığımda Araf Tekin, Tekin Holding, Nermin Tekin adında profiller vardı. Araf'ın profiline girdiğimde altı takip edileni ve takipçisi vardı. Hesabı da gizliydi, profil fotoğrafı ve gönderileri de yoktu. Demek ki gerçekten kullanmıyordu.
Sevgilisi olsa odasına götürüp bir de üstüne kıyafet, o bu şu alır mıydı sanmıyorum. Kendisine sorsam direkt, yanlış anlaşılırdı.
———
Yazarın Bakış Açısı
Araf'ın düşüncelerinde bu kızı durdurması gerektiği vardı, kimseye çekilmemişti, çekilemezdi.
Salona geçip bir sigara yaktı. Bu sırada içeri Timur ve Emirhan girmişti. Timur, "Kardeşim, bugün büyükbaşlara gitmemişsin?" diyerek elini uzattığında karşılık verdi. "İşim vardı."
Emirhan yine makarasındaydı, tekli koltuğa yayıldı. "O işler güzel işleer..."
Araf ters bir bakış attı, "Seni bir işlerim güzelliği görürsün." dediğinde ağzını fermuar yapıp kapatmıştı. belli ki pek havasında değildi. Araf'ın kaşları çatıldı, "Siz niye geldiniz?"
"Ha gidelim mi?" diyen Timur'du.
"Lan öyle mi dedik *bnelik yapma." Emir'e döndü, "Sen öğretiyorsun de mi lan bu gevşeklikleri adama?!"
Pis pis sırıttı. "Aşkoluk kanında varsa..."
Timur yanında duran yastığı fırlattı, dua etmeliydi ki daha sert bir şey yoktu. "S*ktir ordan."
Onların itişmelerini bırakıp Nevra'nın attığı fotoğrafa yanıt verdi. Vermemem gerekiyordu, diye geçirdi içinden.
Araf: :) (16:52)
Nevra: Ay (16:52)
Nevra: Telefonda geziniyodum
Nevra: Yanlışlıkla bildirime tıkladım şkfşdkfşdkfşd
Nevra: Napıyosun
Ne yapıyordu? Böyle bir soruya nasıl cevap verilir emin değildi. Daha önce bu tarz konuşmalarda bulunmamıştı, gereksiz gelirdi ona. Bu kulvarlarda biri değildi.
Anında cevap verdiği için açıklama yapmıştı bir de. Bu düşünceyle bir tebessüm ederken yüzüne yastık yemişti. Gözleri ağırca kapanırken "S*ktim çıranı Emir." diye mırıltı döküldü dudaklarından.
Telefonu bırakıp başını kaldırdı. Timur, Emir'e "Hangi pozisyonu seversin kardeşim?" diye sordu. Yerinde bir soruydu.
Emirhan ayaklandığında bu sefer uğraşası yoktu Araf'ın. "Çok kaşınıyor bu aralar." demekle yetindi.
"Kardeşim ben kaşınmıyorum, seni kendine getirmeye çalışıyorum. Malum bu aralar bir uçuksun." Gözleri kısıldı Araf'ın, "Bir gün sana bi' koyacağım uçuğu göreceksin."
"Yontuluyorsun bence, baksana bu ana kadar bana kafayı çakmaman şaşırtıcı." diyerek düşüncesini dile getirmesi pek hoş olmamıştı. Timur'a döndü Araf, "Bu p*ç harbi kaşınıyor." Ayaklandığında Emir de kalkıp mutfağa doğru kaçmıştı. "Kahve isteyeennn..?" diye uzatırken Araf göz devirdi. Bu oynak çocuğun ne işi vardı onlarla?.. Söylenerek yerine oturdu. "Buna eşinden başkası katlanamaz, yok."
"Aşktan sonra böyle oldu, biliyorsundur."
"Öyle."
"Dikkat et yani." Timur'un sesi imalıydı.
"Anlamadım?" Anlamıştı, anlamamazlıktan geliyordu. "Bu aralar dikkat et sağına soluna." Çevresinden bahsediyordu, çevresindeki kızdan. Timur arkadaşlarının yanına yaklaşanlara ilk adımda asla güvenmezdi, ikna olana kadar çizgisini korurdu. En az Araf kadar katıydı.
"Neden kardeşim?"
"Aras'ın vakayı hallettin duyulmadı, eyvallah. Ama düşman hâlâ açık kolluyor dostum."
"Bulabileceği bir açıkları yok. Rahat ol."
"Ona ne şüphe. Ama sanki açılacakmış gibi?"
"Geveleme Timur, net konuş." Emirhan içeri girdiğinde Timur yerine o yanıtladı. "Kızı diyor."
"Net konuşun dedim, boş değil." Siniri bozulmuştu yeniden.
"Boş değil Araf, dikkat et. Belli ki durmadan karşına çıkıyor, sen buna izin verecek adam değilsin."
"Neye izin vermeyecekmiş?" Timur Emirhan'a göz devirdi. "Emir s*ktir git işine."
Emir ayaklandı, sıkılmıştı arkadaşlarının bu düşüncelerinden. "Bazı şeyleri çok fazla ertelediğinizin farkına varın *mına k*yayım. Ki ertelendiğinde ne olduğunu en acı sen biliyorsun Timur." diyerek bakışlarını Araf'a çekti. Evlilik sürecinde büyük yardımı dokunan Araf, kendisi söz konusu olunca sıfırdı. Bunca zaman isteksizliğinin üzerine bir yeşerti görmüş gibiydi arkadaşında, üzerine gitmek istiyordu. "Araf, biraz kendine dön kardeşim. Bizim hayatımız bu, kaçamayız." Elindeki alyansı işaret etti. "Ama kendine de dön, ben evleneceğim zaman bana dediklerini kendine de söyle." diyerek bir boşluk açmak istedi düşüncelerinde, "Hadi Allah'a emanet." deyip kapıya yürüdü.
Ciddiyetini pek uzatmazdı, dönüp yüzük olan elini havaya kaldırdı. "Kariştom beni bekler." diyerek sırıtıp çıkmıştı. Her ne kadar makarada da olsa aralarındaki en hakiki çocuk olabilirdi.
Timur, Emir'in gitmesiyle araya girdi. "Ne oluyor Araf?" Sıkılmıştı bu sorulardan, "S*keceğim o olacak ama! Lan bir şey olduğu yok."
Timur hatırlatmak istedi, "Sen yok diyorsan yoktur. Ama unutma, kimseyi bu bataklığa çekmeyeceğiz demiştik."
Öyleydi. Ayağa kalkıp ceketini giydi Araf. "Nereye?"
"İşim var."
&&&&& Bölüm Sonu &&&&&
Nevra bu ne hız kız?
Neyse neyse eğlenelim bu bölümler sonra çok ararız.......
Timur hakkında düşünceleriniz neler? İpucu: zaten sen kırılmış bir çocuksun...
Emirhan? Evli ponçiğimiz...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
22.19k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |