Satır aralarında, yorumlarda ve yıldızcıklarda buluşalım, iyi okumalar... <3
| SAKIZ |
-5. Bölüm: İstediğim her şeyi bilirim-
~~~
Yazarın Bakış Açısı
Aras (Araf'ın kardeşi) koltukta yayılmış uygulama hikayelerinde dolaşıyordu. Dün gece abisinde kalmıştı.
Araf çalışma odasındaki işlerini halledip aşağı indi, salona doğru ilerledi. Sırtı ona dönük olan kardeşinin arkasında durarak ensesine hafifçe vurdu. "Lan ***venk, karı kız keseceğine ya gel iş öğren ya da oku." dediğinde kardeşinin ekranında birinin fotoğrafı belirdi. Çok tanıdık.
Aras dolaştığı hikayeleri parmağıyla durdurup başını geriye doğru attı, abisinin geldiğini görünce hemen ayaklandı. Konuşurken her ne kadar makarada olsalar da hareketleriyle saygısını belli ederdi. "Günaydın abi," sırıttı. "Biliyorsun uslu bir kardeş olduğum için diplomamı almadan yanına gelip laf söz ettirmeyeceğim sana."
"***tir lan ordan kaç gündür içip içip *ıçtığın olayla uğraşıyorum." dedi ama konuyu uzatmak istemiyordu çünkü ekranda gördüğü şey kafasını karıştırmıştı. Olay yüzünden tekrar denk geldiği kız, Aras'ın telefonundaydı. Bu kadarı da tesadüf müydü? Şimdiye çoktan araştırması gerekirdi kızı. O, göz göze geldiği herkesin sicilini önünde bulurdu. Her adımı sağlamdı. "Kolun nasıl abi?"
"Kolumda sorun mu var oğlum?" Tek kaşı kalkık kardeşine bakmıştı. Aras'ın yere değen bakışları gülümseyerek tekrar abisine çıktı. "Doğru," derken Araf telefon ekranını işaret etti. "Kızı tanıyor musun?"
"Hangi kızı abi?" Araf telefonu işaret ettiğinde Aras açıp ekrandaki kıza baktı. Hesabı mı soruyordu, ekrandaki kızı mı? "Ha Yağmur mu? Kıvanç'ın nişanlısı."
"Yağmur mu?"
"Hesabı sormuyor musun?"
"Fofoğraftaki."
Tekrar ekrana baktı Aras. Etiketli de değildi. "Arkadaşı sanırım tanımıyorum. Niye sordun abi?"
Araf koltuğa oturup telefonu istedi ve alıp hikayeleri yeniden gezmeye başladı. Merak duygusu yeşermişti. Nevra'nın bulunduğu fotoğraflara göz gezdirdikten sonra kardeşine geri uzattı telefonu. Aras da merakından kızın ismine baktı. Şimdi hatırlamıştı, birkaç kere Yağmur'la kulübe gelmişti, tanışıyorlardı. "Birkaç kere kulübe gelmişti, Yağmur'un yakın arkadaşı şimdi hatırladım ben de. Hatta bu gece de buluşacağız."
Araf'ın kaşları çatıldı. Tekli koltuğa ilerlerken sordu, "Nerede?"
"KinshIn'da işte."
———
Nevra'nın Bakış Açısı
Sabah kalkıp Yağmur'la bir kahvaltı masası hazırladık. Dün gece evde olmamıza rağmen dolu dolu geçirip yorulmuştuk.
"Bazen babaannemi özlemiyor değilim, ne güzel öğlen kalktığımızda kahvaltı hazır oluyordu." deyip büzdüğü dudaklarını eski haline getirerek bir salatalık attı ağzına. Haklıydı.
"Hatırlıyor mus-" Zil çaldığı için cümlem yarım kalmıştı. Yağmur ayaklandığında onu oturtup kalktım.
Kapıyı açtığımda karşımda geçen günkü Yunus denen adamı görmeyi beklemiyordum, beni görünce başını öne eğdi. Bunu neden yaptığını anlamadığımda üstümdeki gecelik aklıma geldi. Hafif kapının arkasına doğru kaydım. "Nevra Hanım."
"Yunus?.. Abi... bey..." Adama ne diyeceğimi bilememiştim, bayağı iri yarıydı, hitap şeklimi seçmekte zorlanmıştım. Elindeki paketi uzattı, "Araf Bey'in emri. Ayrıca vaktinizi çaldığımız için özür dileriz."
"Sorun değil... Şey, teşekkür ederim." Başıyla selamlayıp gittiğinde şaşkınlıktan kalakaldım. Kargolayacağını düşünüyordum? Ayrıca bir toka için pakete poşete ne gerek vardı? İçeri girip içine baktığımda bir kutu gördüm. "Kimmiş?" diye seslenen Yağmur'a yanıt verdim. "Tokamı göndermişler." Ayaklanıp yanıma geldiğinde ben de koltuğa oturmuş kutuyu açıyordum. "Yenisini mi göndermiş oha?!"
"Neden böyle bir şey yaptılar ki?"
"Valla onu ben bilemeyeceğim artık neler konuştuysanız Whatsapp'ta..." imasına bacağını cimcikledim. "Saçmalama Yağmur, büyük ihtimal özür maksatlıdır, getiren adam öyle demişti." Burnumu buruşturdum. "Ya da kaybettiyse tokamı yenisini göndermiştir." desem de içten içe hoşuma gitmişti.
Nevra: [Bir fotoğraf gönderdin.]
Nevra: Tokama kavuştumm 🥹🥹 (12:27)
Nevra: Teşekkürler
Nevra: Ama yenisini göndermene gerek yoktu
Nevra: Kendi tokamla da mutluydum şdfkşdkfşdk
Nevra: Yine de teşekkür ederim
Araf: Rica ederim. (12:28)
Araf: Tarafımdan dolayı sorun yaşandıysa telafisiz bırakmam.
Nevra: E ama
Nevra: Ben düşürdüm
Nevra: Yani benim tarafımdan oluyor sorun
Araf: Diğerlerinden bahsediyorum Nevra Gece.
Nevra: Oha
Nevra: İkinci ismimi nereden biliyorsun
Araf: İstediğimde her şeyi bilirim
Nevra: Ananı bil (bu mesaj silindi.)
Nevra: Ay
Nevra: Öyle demek istemedim
Nevra: Alışkanlık yani
Nevra: Yoksa öyle şey değilim
Nevra: Hep Yağmur'dan bulaştı
Nevra: Yağmur arkadaşım
Nevra: Ama tabii seni niye ilgilendirsin
Nevra: Öyle şey oldu
Nevra: Neyse
Nevra: Bi de
Nevra: Beni ilgilendirmez ama
Nevra: İşin özel koruma falan mı?
Araf: ?
Araf: Ayrıca mesajı silmene gerek yoktu, gördüm.
Araf: Beni şaşırtıyorsun.
Nevra: Ya hani böyle hoş olmayan işlerle falan uğraşıyorsunuz ya
Nevra: Birini neden mafya gibi kaçırırsınız
Nevra: Bi de polis de tanıyosun
Nevra: Ya özel koruma
Nevra: Ya sivil polis
Nevra: Bu arada gıcık oldum o gün
Nevra: Madem polise gidimce bir şey olmayacak
Nevra: Niye baştan söylemiyorsun
Nevra: Boşu boşuna oraya kadar yol gittim
Araf: İlk seçenek.
Nevra: Ne ilk seçenek?
Araf: Boş ver, bu kadar yeterli.
Nevra: Anlamadım?
[Görüldü.]
Ukala, kendini beğenmiş, egoist, buzluk varlık! Görüldü atmasına sinir olurken istemsizce derin bir nefes aldım. "Ne oldu? Ne dedi?" diyerek ekrana bakan Yağmur'a yanıt verirken telefona kenara bıraktım.
"Ondan dolayı yaşanan sorunları telafisiz bırakmazmışmış. Götü arşa kalkmış buzdolabı."
Yüzümü buruşturduğumda söylediğim şeye Yağmur kahkaha atarak cevap verdi. "Baya gıcık etmiş bu seni ya. Neler konuştunuz öyle?" diyerek telefona uzandı. Mesajları açıp okuyarak mutfağa yönelen benim peşimden geldi.
"Ağır abi halleriyle üstten üstten konuşması irite edici değil mi?"
"Dedi, ben sert erkek severim diyen kız. Bence bir yandan hoşuna gidiyor. Üstelik muhabbeti uzatmazsın hoşlanmadığın tipteki çocuklarla. Bana sökmez bunlar, kendine açık ol bari yahu."
Göz devirdim. Biraz haklı olabilirdi. Sinirimi bozsa da ağır hareketleri, bir yandan da çekici kılıyordu. Daha çok ilgimi çekiyordu. Üstelik çok konuşmaması, merakımı uyandırıyordu ona karşı. Kabul, hoş biriydi, hoş birine benziyordu. Mesajlarımızı uzatmam biraz da bu yüzdendi.
"Ohoo... açık ol dedik de okyanusa açıl demedik aşkım, hu-hu!" diyerek önümde salladığı ellerini indirirken dediklerine güldüm.
"Birazcık haklısın."
&&&&& Bölüm Sonu &&&&&
Aman Nevra hanım neler diyorsunuz???
Aslında Nevra bu, dobra, utanmaz, çekinmez, içi dışı bir olur. Ama demek ki devreler şaşmış birileri yüzünden...
Araf'cığımız ne için yeni toka gönderdi ki? Nevra'nın dediği gibi eski tokayı kaybetmiş olabilir mi?
Kısa bir bölüm oldu, ilk bölümleri geçiş gibi düşünebiliriz.
Söylemek istediklerinizi sonda koyacağım nokta bölümünde belirtebilirsiniz, oralardayım <3
•
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
22.19k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |