Selaam! Dayanamayıp paylaşmam...
Yıldızcıklarda yerimizi almayı unutmayalım. İyi okumalar... <3
Bu bölüm kaldığımız geceden devam >
[Tam bir karakter vermiyorum kendi hayalinizle ters düşmemesi için ama bu fotoğraf çok çok Nevra Gece Şah diyor. Kahvaltıya giderken.]
| SAKIZ |
-13. Bölüm: Hem komik hem güzel.-
~~~
İçeri girip çantamı yerine koydum, bedenimi fazla sıkmıştım, duşa girsem iyi olacaktı. Üstümü çıkartırken kapı çaldı. O gelmiş olamazdı değil mi?
Sabahlığımı giyip ipini bağladım ve kapıyı açtım.
Oydu.
Kapının pervazına yaslandı. "Seni öptükten sonra aklında bin bir soruyla yalnız bırakacak değilim Nevra Gece."
Valla tam olarak böyle yaparsın diye düşünmüştüm Araf demek istesem de içimde tuttum. Gelmesini istediğimi bilmesi gerekmiyordu.
"Ben öyle istiyorsam?"
Omuz silkti, "İstediğin gibi olur."
Hiç müsait bir zaman değildi. Çok karışıktım. Evet gelmeseydi eğer dengesizliğine verip asla olmamış gibi davranacaktım. Ama geldiğinde de ne yapacağımı düşünmedim.
"Yalnız kalmam gerekiyor, sanırım."
Yaklaştı. Boy farkımız olduğu için biraz eğilmişti. "Sen nasıl istersen," öyle derin göz teması kuruyordu ki istek sarıyordu tüm bedenimi. Seni istiyorum dedirtecek çekiciliği vardı. "Ama aklını karıştıran sorularını bana sor." Başımı onaylamak için salladım. Elindeki nereden çıktığını anlamadığım paketi uzattı. Kaşlarımı çattım. "Bu ne?"
"Eksik kalmasın dedim." dedi ve gitti. Ne demekti bu şimdi? Kapıyı kapatıp içeri girdim. Paketin içine baktığımda dondurma görmeyi düşünmemiştim. Dondurma?
Ona attığım fotoğrafı mı hatırlamıştı? Ya da unutmamıştı. Gerçekten tuhaf biriydi. Tuhaf, ince, dengesiz. İnce kelimesi öküz gibi adamın yanına yakışmadı gerçi, düşünceli mi desek?
———
Gece duş alıp erken uyuduğum için sabah erkenden kalkmıştım. Düşünmek istemedim ne olması gerektiğini, sadece olanı düşünerek uyuya kaldım. Öpmesi, iyi hissettirmişti.
Araf: Günaydın (06:03)
Biz neydik? Nasıl konuşacaktık? Dünden sonra kafam allak bullaktı.
Yağmur'un mesajı dikkatimi çekmişti.
Yağmur: ACİL BAK (03:40)
Yağmur: ACİİLLLLLL
Yağmur: BENİ MERAKTAN ÖLDÜRMEK Öİ İSTİYOSUJNNNN SENİ KŞR SENİİİ
Yağmur: O HABER NE ÖYLE ÇABUK BAKKKKK
Yağmur: (Link)
Yağmur: (Bir fotoğraf gönderdi.)
Linke tıkladığımda sayfa silinmişti.
Fotoğrafı açtığımda bir haber ekran görüntüsüydü. Fotoğrafta da Araf ve ben vardık.
——
TEKİN AİLESİNİN GİZLİLİK KURALI İPTAL!
Camianın ünlü iş adamlarından Araf Tekin kardeşine ve kendisine koyduğu gizlilik kuralından vaz mı geçti?
Özel hayatında asla gündem açığı vermeyen Aras Tekin, kameralarımıza dün akşam bir hanımefendiyle arkadaşının otelinden çıkarken yakalandı. Yıllardır yanında asistanından başkasını görmezken şimdiyse genç ve güzel bir kadınla kameralarımıza yakalanan Araf Tekin-
——
S*ktir. Şaka mı bu? Böyle saçma bir fotoğrafın haber değeri taşıması ve abartılması çok aptalcaydı. Üstelik restoran yerine otel diye bahsetmeleri daha kötüydü. Ayrıca iş adamıysa iş adamı. Bırakın işini yapsın, bunun haber değeri ne ki magazine alıyorsunuz?!
Ya da söylediği gibi onu tanımıyordum. Gerçekten tanımıyordum. Kimdi, ne iş yapardı, nasıl biriydi, neydi? Ben o zaman ciddiye almasam da tanışmamız bile ürkütücüydü. Neyin ortasına düştüğümü bilmeden, korkmadan üzerine gitmiştim.
Ne yapacaktım bilmiyorum.
İnternette haberi tekrar arattığımda hiçbir sitede bulamadım.
Nevra: Günaydın (9:50)
Araf: Asistanım seni arayacaktı, ben arayacağımı söyledim
Nevra: Numaramı da isteseydin
Nevra: Benim numaramın sende ne işi var kız yanlış anlar şimdi
Nevra: Ayrıca sen işte değil misin
Nevra: İşin gücün yok mu yani
Nevra: Yazdığım gibi nasıl dönüyorsun
Araf: :)
Nevra: Ay sağ ol ya çok açıklayıcı oldu
Nevra: Bu arada teşekkür ederim
Nevra: Dondurma için yani
Nevra: Nereden aklına geldi
Nevra: Çok ilginç birisin
Nevra: Bir de şey
Araf: Halloldu, merak etme
Nevra: Ne halloldu
Araf: Haber
Nevra: Nereden anladın onu soracağımı
Araf: Sen nereden öğrendin? O saatte uyuyor olman gerekiyor
Nevra: Her yerde adamımız var bizim oğlum
Araf: Bak sen?
Nevra: Şaka şaka
Nevra: Yağmur fotoğraf atmış ondan
Nevra: Neyse
Nevra: Benim
Araf: Kahvaltı yaptın mı?
Nevra: Hayır
Nevra: Şimdi kalkıcam
Araf: Dışarıda yapmak ister misin?
Nevra: Kamera sevmiyorum
Araf: 😂
Araf: Hem komik hem güzel
Sen de çok doğrucu davutsun be abim böyle patadanak söylenir mi bu? Yüreğimize indirecek.
Araf: Ama merak etme, bir daha görmeyeceksin
Araf: Ayrıca iş kahvaltısı sadece(!) ;)
O adamın bu adam olması akıl alır cinsten değildi. İşarete bak çıldırtır insanı... Neyse, yumuşama Nevra. Dengesiz ve ne olduğu belirsiz. Tanımıyoruz. Önce tanıyacağız. Yavaş ol.
Nevra: Pekİ
Nevra: Sadece iş kahvaltısı
Nevra: Nerede buluşucaz
Araf: Hazırlan geliyorum
Kalkıp gece lambasını söndürürken sabah rutinlerimi hallettim. Şimdi ne giyeceksin düşün dur bakalım Nevra. Ağzıma bir tane çilekli karpuzlu sakız atıp seçmeye başladım.
Hava güzeldi. Kahvaltı olacağı için papatyalı pembe renk bir etek ve beyaz crop kombini yaptım. Açık kumral saçlarım ve tenim vardı, dalga yakışıyordu. Saçlarımı da hafif dalgalandırıp glossla makyajımı tamamladıktan sonra telefona baktım, mesaj yoktu.
Nevra: Geldin mi
Araf: Evet
Nevra: Neden haber vermiyorsunn
Araf: Acele etmeni istemedim
Nevra: Beş dakikaya iniyorum
Araf: Ben de gelebilirim?
Nevra: YUH AMA
Araf: Şakaydı :)
Ayakkabılarımı giyip çıktım ve asansöre bindim. Bir fotoğraf çekilip hikayeme ekledim.
Dışarı çıktığımda Araf'ı arabaya yaslanmış beni beklerken gördüm. O ara dikkatimi çekmişti, neden çoğu iş insanı siyah g kasa mercedes, range rover gibi büyük kasalı, SUV arabalardan kullanıyordu? Ayrıca bu çocuk hep takım giyiyordu.
Yanına gidene kadar baştan aşağı süzdü beni. Yanında biraz pembe ve çiçekli kalıyordum, haklıydı. Umarım günlük bir yere giderdik. Yanına gittiğimde ondan önce davranıp "Biraz pembe mi kaldım?" dedim.
Çantamı iki elimle tutuyordum, bir sarılma ya da başka bir şey faslı olmasın diye. Neden kahvaltıyı kabul ettiğimi de bilmiyordum ya.
Gülümsedi, "Hayır, çok güzelsin." Bu kadar açık olması bir yandan güzeldi ama ne söyleyeceğini bilemiyordu insan. Kapımı açtığında teşekkür ettim ve yerime geçtim. O fazla rahattı, ben fazla çekingen.
Vazgeçtim. Gayet gerektiği gibiydim. O çok hızlıydı.
———
Kahvaltımızı yaparken birkaç geçiştirici şey sordum, dün akşamın konusunu açmayı ertelemek istiyordum olabildiğince.
Geldiğimiz yer tam olarak benlik, tam zıttı olarak da Araflık bir yerdi. Yeşilliğin içerisinde bir restoran kafe, bahçesinde çiçekli sarmaşıklar kaplı.
Böyle bir yeri nereden biliyordu?
İlk seçenek çok kız getirmişti, ikinci seçenek araştırmıştı. İkinci seçeneği tercih ederdim ama içeri girdiğimizde çalışanlar tanıyordu, Araf Bey diyerek eşlik etmişlerdi bize. Dayanamayıp sordum, "Böyle bir yeri nereden biliyorsun?"
Hafif bir şekilde güldü, "Hayır çok kızla gelmedim, işim bu."
İçimi mi okudu ben onu dışımdan mı söyledim?
"Anlamadım..."
"İşim inşaat sektöründe. Burası da projelerimizden biri."
Burnumu kırıştırdım, "Ben seni ilk başta ajan, koruma falan sanmıştım."
"Evet, komikti."
"Öyle adama el koyma falan görünce, polisleri de tanıyordun, hemen haberi almışsın, başka ne düşüneyim?"
Yarım şekilde gülerken "Dün akşamı." dedi.
Göz devirdim, "Dün akşam ne oldu ki?"
"Burada hatırlatmamı ister misin?"
Gözlerim açıldı, bunu ima ettiğini anlamamıştım. Yapar mı yapardı. "Gerek yok." Duraksadım, "Bir şey söyleyeceğim... Aramızda, yani biz..." kelimeleri seçmek için duraksıyordum, "Hızlı gitmek istemiyorum. Yani dediğin gibi seni tanımıyorum. Evet bir çekim var aramızda ama buna kapılıp gitmemeliyiz. Önce arkadaşlık... Birbirimizi daha iyi tanımalıyız. Baksana magazinlere bile düşen birisin ama ben seni tanımıyorum."
"Benimle çalış."
Şaşkınlıkla gülümsedim, "Konuyu nasıl buraya getirdin?"
Sırıtıp masada ileri doğru geldi, her defasında yüzümü dikkatlice süzüyordu, her noktasını. "Tanımak istiyorum demedin mi? Daha fazla vakit geçirmiş oluruz, daha iyi tanırsın."
"İş yerinde mi tanıyacağım seni?"
"İstediğin her yerde."
"Neden seninle çalışmamı bu kadar istiyorsun? Yemekte bir anda söyledin bunu, üstelik karşıma çıkma dedikten kısa bir süre sonra ne değişti?"
"Şüphelendim."
"Ne?"
"Açık olacağım. Öyle bir zamanda geldin ki üst üste karşıma çıkıp yanımda bitince ara makas olabileceğinden şüphelendim. Emin olmam gerekiyordu."
"Ara makas?"
"Açığını arayan karşı taraf piyonu."
"Anlamıyorum. Karşı taraf kim?"
"İstersen bir gün oturup her şeyiyle konuşabiliriz ama şimdi zamanı değil."
"Peki."
"Sadece bana güven."
"Üzgünüm ama bunun için çok erken."
"Biliyorum." dediğinde başımı salladım, geldiğimizden beri defalarca titreyen telefonu yine titremeye başlamıştı. Masanın üstündeydi telefonu, yine göz ucuyla baktığımda yine Yunus arıyordu.
"Bence bakmalısın, önemli olabilir."
Telefonu alıp açtı, "N'oldu?" Odun, öyle telefon mu açılır, tam bir öküz. Uzun süre oturduğu sandalyeye yaslı, bakışları bendeyken karşı tarafı dinledi.
Acaba Yunus kim oluyordu. O gün bir sürü adamla beraber o da vardı. İşi şirketse onlar ne alakaydı?
"Tamam." diyip telefonu kapattı.
"Önemli bir şeyse kalkabiliriz."
"Hayır."
"Yunus neyin oluyor, çalışanın falan mı?"
"Çalışan demek az kalır."
"Nasıl yani?"
"Sağ kolum, güven meselesi olan tüm işlerim ondadır."
Gülümsedim, "Tokalarımı güvende tutmana sevindim." dediğimde güldü. "Kalkalım istersen?"
"Sen ne zaman istersen o zaman kalkarız."
"Bugün çalışmıyor musun ki?" Benimki de soruydu, iş yeri adamın.
"Sen çalışmak istersen gidebiliriz?"
"Çok fenasın, her türlü istediğin yere çekiyorsun konuyu."
"Konumuz buydu zaten."
Başımı iki yana salladım, "Seninle çalışamam."
"Neden?"
"Hem bir yere bağlı kalmayı sevmiyorum hem de seninle patron çalışan olursak fazlası olmaz."
"Bağlı kalmazsın, sadece bir hafta. Sonrasında istemezsen bir daha konusunu açmam."
"Bilmiyorum Araf." dediğimde gözleri kısıldı. Alt dudağına içeriden minik minik ısırıklar bırakıyordu.
"İsmimi söyleyince seni öpmek istiyorum." Bir anda söylediği itirafı beklemiyordum. Bakışlarımı kaçırıp yüzümü farklı yönlere çevirdim. Açık sözlülüğü gerçekten başıma belaydı. "Saçmalama. Az önce ne dedim ben?"
"Pekâlâ..."
"Hadi kalkalım." deyip ayaklandım. Alttan alttan gülümseyerek o da ayağa kalktı. Beni yönlendirdiğinde ona ayak uydurarak mekandan çıktık.
&&&&& Bölüm Sonu &&&&&
Ay, geliyor gelmekte olan bölümler. Bunlar şimdi böyle yavaş gidelim falan diyor da ben hiç inanmıyorum ya dglşflfşfşfdş
Kesin ertesi günü kendilerini yatak odasında bulurlar, Nevra'daki bu kuduruklukla dşfldşfldşlfşd
Bölüm nasıldı?
•
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
22.19k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |