3. Bölüm

3. Bölüm

Asel Demirhan
demirhan_asel

Yazar anlatımıyla

 

1 hafta sonra,

Sonunda ikizlerin doğum günü gelmişti.

İkizler artık 5 yaşındalardı. Annesi bugün için ikizlerin en sevdiği yemekleri, tatlıları yapmıştı. İkizler damla çikolatalı kurabiyeye bayılırlardı. Bu yüzden bu seferlik fazla yemelerine izin verecekti. Babaları ve büyük abileri ikizlere pasta almaya gitmişti, küçük abileri ve ortanca abileri de evi süsleyeceklerdi.

Dışarısında çok olmasada yağmur yağdığı için evde kutlayacaklardı.

 

İkizlerin doğum gününe amcaları, kuzenleri, dedesi, babaanneleri ve kreş arkadaşları bile geleceklerdi. Tabi Azat Demirhan'ın babası Merdan Demirhan ve annesi Emine Demirhan da geleceklerdi.

 

Uzun zamandır hiçbir oğullarıyla konuşmayan, torunları ile görüşmeyen Merdan bey ve Emine hanım neden şimdi ikizlerin doğum gününe geldiklerini anlamamışlardı. Hiçbir torununun doğumunda yanında olmayan yaşlı çiftin şimdi gelmesi akıllarda soru işareti bırakmaktaydı. Asılında gelmemelerini isteyen Ali Demirhan, Altan Demirhan, Azat Demirhan ve Polat Akel eşleri çok fazla bir şey bilmedikleri için susmak zorunda kalmışlardı. Ama yinede tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu.

 

Mutfağa giren doğum günü çocuğu, Arsen ikizini kaldıramadığı için annesine söylemeye gelmişti.

"Anne" dedi hala tam olarak uyanamadığı için gözünü küçük eliyle ovalarken,

Annesi Melek hanım kurabiyeleri fırına verdi, oğluna döndü ve gülümseyerek

"Efendim bebeğim" dedi

"Anne Asel hala uyanmadı ne kadar denediysem de kalkmadı oysa erken kalkalım diyende oydu" dedi dudağını büzerek. Oğlunun bu tatlı hallerine dayanamayan Melek hanım hemen oğlunu kucağına alıp yanaklarından öpmeye başlamıştı. Tam boynunu öperken de oğlunun huylandığını ve güldüğünü görünce daha çok gülmesi için onu gıdıklamaya başlamıştı.

Arsen gülerek "anne yapma huylanıyorum" dedi

 

Melek hanım sonunda oğlunu son kez öpüp yere bıraktıktan sonra "tamam hadi bakalım o zaman hemen yüzünüzü yıkamaya küçük bey bende ikizini uyandırıyorum" dedi

Arsen hemen koşarak lavaboya gitti. Tabii arkadaşından bağıran annesinin söylendiklerini de duyarak.

Annesi arkasından "oğlum koşma, düşeceksin. Bir yerine bir şey olacak sonra!" söylenmelerine aldırmadan gitti.

 

Melek hanım merdivenleri çıkarak, ikinci kattaki kızının odasına girdi. Savaş alına dönmüş odasını görünce, dün uyarmasına rağmen kızının hiç takmadığını görmüş oldu. Gerçi ne zaman bir yerler toplanacak ise Asel ortadan kaybolur, sonra ortaya çıkardı. Ama ne zaman biter dağıtılacak ise Asel en baştaydı.

 

Melek Hanım kızının yatağının başına gelelerek,onu uyandırmaya başlamıştı. Kızının sarı saçlarını severek "Asel kızım kalk hadi annem ikizin çoktan kalktı bile " dedi

 

Asel annesinin sesini duysa da rüyada olduğunu sanıp kıçını dönüp yatmaya devam etmişti.

Bunu gören Melek hanım son kozunu oynamaktan çekinmedi.

"Sen bilirsin Asel pankek ve en sevdiğin kurabiyeden yapmıştım ama madem istemiyorsun bende Yalın abine veririm" dedi

 

Bunu duyan Asel anında yatağından doğruldu, annesine baktı. Annesinin ciddi olduğunu görünce hızla yatağından kalkarak, aşağıya inmeye başladı.

Melek hanım "koşma kızım düşüceksin" dedi ve kızını belinden tutuğu gibi havaya kaldırdı "önce yüzümüz yıkanacak küçük hanım" dedi

Asel derin nefes alıp verdi ve dudağını büzerek "ama anne yalın abim pankeklerin hepsini bitirir ki" dedi

Asel konuşurken annesi çoktan onu banyosuna götürmüştü. İşlerini bitirdikten sonra ikili aşağı indiklerinde, herkesin burada olduğunu görmüşlerdi.

Asel koşarak pankeklere saldırdı. Tabii ikizinde hemen yanına geldi. Pankeki çok sevmesede Arsen sırf ikizi seviyor diye oda yerdi. Yemekler yenildi, doğum günü çocukları hazırlandı.

Asel ve Arsen bembeyaz kıyafetler giydiler. Asel beyaz bir elbise, Arsen ise beyaz bir gömlek ve siyah pantolon giymişti.

 

Asel babasının ve abilerinin yanına giderek "baba nasıl olmuşum" dedi

Azat bey kızını kucağına alıp "benim prensesim çok güzel olmuş " dedi saçlarından öptü.

"Ya baba yapma hem birazdan Demir Ege gelecek saçlarım bozulmasın" dedi

 

Azat bey içinden sıpaya bak kızımın gönlünü kapmış resmen derken dışındansa aksi bir ses ile "tamam al öpmüyorum" dedi "ya baba öpme demedim sadece saçımı bozma" dedi Asel tatlı tatlı bakarken babası bu tatlılığına dayanamadı ve bir kez daha öpüp, çiçek kokusunu içine çekti ve kızını yere bıraktı.

 

Tam o sırada kapı çaldı Asel kapıya koşarak "Demir Ege geldi" dedi. Abileri bu duruma homurdanırken, o hiç takmadan Demir Ege'ye sarıldı "hoş geldin Ege"

Demir Ege gülümseyerek " hoş bulduk çiçek kız" dedi ve oda Asel'e sarıldı.

Bu hallerine dayanamayan Azat bey "tamam yeter buradan Asel buraya gel kızım" dedi

Bu duruma bıyık altından gülen kişi iste, hiç şüphesiz Demir Egenin babası Timuçin bey ve eşi Sevim hanım "devrem sorun ne ben sana hep demiyor muyum kızını alacağım diye ba-" lafını bitireme de Azat bey ve oğulları "yok öyle bir şey" dedi

"Ben kızımı senin oğluna vermem Timuçin. Boşuna heveslenme oğlunun aklında sokma böyle şeyler" dedi

Timuçin bey gülerek "Sen öyle san" dedi

İşin aslı Timuçin bey ve Azat bey askerlik arkadaşlarıydı. Askerliğin ilk yıllarında tanışmış ve bu zamana kadar hala arkadaşlardı. Timuçin beyde sürekli kızın benimde kızım olacak deyip dururdu.

 

Ne kadar anneleri dışarı çıkmayın yağmur az da olsa yağayor desede, Asel ikizini ve Demir Ege'yi kolundan tutup dışarı çıkardı. Aslında Demir Ege'nin yaşı ikizlerden büyük olsada, ikizlerle vakit geçirmeyi seviyordu. Tabi bunu Çiçek Kızının bilmesine gerek yoktu.

 

Her şey güzel giderken çocuklar bahçeye çıkmıştı. Arsen, Asel ve Demir Ege top oynuyordu. Arsen topu yola Demir Ege'ye atacakken, top duvara çarparak, yola gitmişti. Asel "ben alırım" dedi

Asel yola atladığı sırada, yoldan geçen arabayı fark eden ikizi ve Demir Ege

"Asel hayır"

"Asel gitme" diye bağırdılar.

Demir Ege ilk defa o an Çiçek kızına kendi ismi Asel'i kullanmıştı.

 

O sırada bahçeye çıkan ev ahalisi misafirler Demirhanlar ve Merdan ve Emine Demirhan da vardı aralarında

"Asel kızım" annesi

"Asel" amcaları

"Abicim" Arat abisi

"Hayır o iyi olacak iyi olacak değil mi anne" dedi Agah

ama annesi ağlamaktan ve kızına bakmaktan başka bir şey yapamıyordu "ambulans baba ambulansı arayın" dedi yalın

 

Ama artık çok geçti. Acı bir fren sesi sokakta yankılandı; bir ailenin yuvasına ateş düştü, artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, Demirhanlar yıkılacaklardı. Bir taraf kaybederken, düşmanları ise istedikleri gibi gitmeyen planını yeniden şekillendirdi.


Bölüm hakkında düşünceleriniz?

Günün sözü: Bize sunduğu güzellikler karşısında ona teşekkürü borç bilip içinde bulunan canlı veya cansız her bir varlığa iyi davranmalıyız. Ancak böylelikle mutlu bir hayat yaşayabilir bir insan

Bölüm : 22.08.2024 00:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...