
Yazar Anlatımıyla,
Zaman hızla geçmekteydi Asel ve Arsen'in 5 yaşına girmesine 1 hafta kalmıştı. Bütün aile ikizlerin doğum günü için hazırlıklara çokta başlamıştı.
Asel yeni güne gözünü açmıştı. Yatağından kalkarak, hemen ikizinin odasına gitmeye başlamıştı. Küçük boyuyla kapıları zorlansa da Yalın abisinin gösterdiği gibi kapıyı zıplayarak açmayı başarmıştı. Sonunda ikizinin odasına gelen Asel onun hala nasıl uyuduğunu anlamamıştı. Doğum günlerine çok az kalmıştı ama ikizi hala yatıyordu.
"Arsen" Daha yüksek bir sesle "Arsen"
Yine de uyanmayan ikiziyle derin bir nefes alıp, vermişti Asel. O sırada gözüne çarpan sürahideki su ile. Çareyi ikizinin üzerine su dökmekte buldu.
Yatağının yanında duran suyu biraz zorlansa da küçük eleriyle sürahideki suyu yanındaki bardağa koyduğunda, Arsen'in yüzüne döktü.
Sıçrayarak uyanan Arsen ne olduğunu anlamaya çalışırken, Asel ikizine gülmekle meşguldü. Bunu fark eden Arsen tam ikizine kızıca iken, onun ne kadar güzel güldüğünü görmüş derin bir nefes almış.
"Neden beni su dökerek uyandırdın Asel?" dedi kızgın çıkartmaya çalıştığı sesi ve çatık kaşlarıyla.
Ona Asel diyen ikizininin ona küstüğünü ve kızdığını sanmıştı. Dudağını büzülmüş ve gözlerini dolmuştu. Çünkü genelde ikiz diye seslenirdi. Ama aslında sadece trip atıyordu Arsen. Asel İkizinin gönlünü almak için "İkiz." diye seslense de, Arsen ona bakmadı.
"ikiz uyanmamıştın ama. Sana seslendim hem de tam iki kere" diyerekten iki parmağını havaya kaldırmıştı. Derin bir nefes alıp ikizinin yanına yatağa çıkmış, küçük kollarını ikizine sarmıştı.
Arsen yumuşamaya çoktan başlamış olsa da hala tribini sürdürmeye devam etti,
babası annesine küstüğünde annesi babasının gönlünü almak için onu öperdi,sarılırdı ona güzel sözler söylerdi, Tabii babası çoğu zaman annesinin üzülmesine dayanamaz ve hemen affederdi
.
Asel ikizine "ama doğum günümüze az kaldı seni bu yüzden uyandırmaya çalıştım. Hem daha kıyafetimizi bile seçmedik Arsen"
ikizinin gözlerinin dolu dolu olduğunu gören Arsen hemen telaşlanmış ve ikizine dönüp "Tamam, tamam affettim ama bi şartla " dedi
Asel ise "ne istersen yaparım ikiz. Den iste yeter ki" dedi
Arsen sağ yanağını gösterip "öpersen barışırım" dedi
Asel hemen ikizinin yanağını öptü "affettin mi ?" diye sordu
"ben sana hiç küsmem ki" dedi Arsen
İkizler kalktı ve dişlerini fırçalayıp üstlerini giydiler hatta giyecekleri kıyafetlerini bile seçmişlerdi,
henüz saat 06:55 olduğu için kimse kalkmamıştı. Ve bu durum ikizlerin canını sıkmıştı onlarda salona geçip çizgi film izlemek istemişlerdi. Tam o sırada Yalın abilerinin hoparlörünün salonda ki masada olduğunu gördüler.
Asel ikizine dönüp "sende benim düşündüğümü düşünüyorsun değil mi arsen" dedi
Arsen ikizine dönüp "hayır ikiz bunu yaparsak annem çok kızar bu sefer babam bile bizi kurtaramaz" dedi
"hadi ama Arsen korkmak aptallıktır" dedi Asel
"Aptal kötü bir kelime Asel. Sen nerden duydun?"
duyulan sesten korkarak arkaya dönmüştü ikizler. Arkalarında kendilerindrin sadece bir yaş büyük kuzenleri Emir vardı.
"amcam söylerken duydum akılım. Hem kötü bir kelime olsaydı amcam söylemezdi!" dedi
Emir "kötü bir kelime. Annem öyle söyledi!" dedi
"değil"
"öyle"
"degil "
"öyle"
" deg-"
Arsen artık sıkılmıştı bu durumdan ve el atması gerekiyordu. Yoksa akşama kadar süreceği kesindi "yeter tamam hadi ikiz yapalım şunu" dedi
"tamam sen abimin telefonunu getir, bende bunu açıyım." Emir'edönerek, "Emir sende yanıma gel" dedi
"tamam" dedi Emir ve Arsen
"Emir sen nasıl girdin eve? kapı kapalıydı."dedi
Emir küçük omzunu silkip "mutfak kapısı açık kalmış" dedi
Asel hoparlörün açılışını bulmuştu tam o sırada ikizi de agah abisinin telefonunu getirdi. Abisinin şifresi çok kolaydı abisi ona sayıların bazılarını öğretmişti. Şifresi ikizlerin doğum tarihiydi. Her şey hazırdı, saat tam 7:30'u gösteriyordu ve Asel de başlatma tuşuna basmıştı.Aama bilmediği şey sesinin hoparlörünün son seviyede olması ve üzerinden ışıklar çıkmasıydı.
Asel korkarak yere attğı hoparlörden çalan şarkıda –danza kuduro-. Bunu duyan ikizler ve Emir korkmuştu ama kapatamadıkları için onlarda dans etmeye başlamışlardı. Onları gülerek izleyen Ali beyde katılmıştı tabi sonra abileri Yalın,Arat,Agah ve hatta babaları da ama anneleri uyanınca iş değişti.
"bu ses de ne Azat"
"Azat ne oluyor"
tüm aile fertlerini dans ederken gören Melek hanım aklından geçen şey resmen evin diskoya döndüğüydü ve hemen onlara katılmasıydı. Sonra ceza verebilirdi değil mi? biraz eğlenebilirdi öncesinde.
Şarkı bitikten sonra, bunu kimin yaptığını bulmaya çalışan Melek hanım ve şaşkına dönen bir Ali bey neye uğradığını şaşırdı çünkü suçlu bir anda o oldu.
"evet kimin fikriydi bu" dedi melek hanım emir
"babamın"
İkizler "amcamın"
tabi bunun üzerine Ali bey kahvaltı hazırlama ve solonu toplama cezasını aldı buna diğer aile üyeleri gülerken.
Ali bey Melek hanıma dönerek "yenge vallaha ben yapmadım. Hep ikizler ve Emirin suçu" dedi.
ikizler durur mu? "yalan söyleme amca sen yaptın"
dediler. Tabi Aselin amcasına dün çikolata almamasının cezasıydı bu "banane amca sende bana dün çikolatamı alsaydın" diyip kollarını birleştirdi ve abisi Agahın yanına gitti abiside hemen onu hemen kucağına almıştı. Arkalarından,
Ali bey "Alacaktım, vallaha bak. Ama annen izin vermedi. Ayrıca babanda beni balkonda-"diye başladığı cümleye Azat beyin kafasına vurmasıyla son buldu
Ali bey abisine dönüp,"ah abi acıdı ne yapıyorsun ya" dedi
Azat bey "sus çok konuşma yoksa tekrar yaşarsın aynı şeyleri" dedi
Ali beyin onalar gözünün önünden film şeridi gibi geçtiğinde, kafasını sallayıp kendine gelmek istedi "yok abi tamam ben anladım seni" diyip hemen yengesinin verdiği talimatlar doğrultusunda haletli işlerini.
Demirhan ailesi mutluyuydu. Ama bu mutluluğa gölge düşeceğini kim bilebilirdi? Onalar bu anları özleyeceklerini bilselerdi daha çok vakit geçirmez miydi? 1 hafta bu mutluluğun son bulmasına bir hafta kalmıştı.
Demirhanlar mutlu bir şekilde kahvaltısını yaparken, onları özelliklede Azat Demirhan ve Ali Demirhan'ı yok etmek için uğraşan biri vardı ve günleri, saatleri sayıyordu.
Yaşlı adam en güvendiği adamına dönerek, sert ve bir o kadarda duygusuz sesiyle "her şey hazırımı?" dedi
Sergen patronuna döndüğünde "evet efendim her şey tam istediğiniz gibi hazır "
yaşlı adamın yüzünde bir gülümseme peydahladı. Gayır bu mutluluk yada başka bir gülümseme değildi. Bu sonunda intikamını aldığının ve rahatladığının gülümsemediydi.
önündeki kahveden bir yudum aldığında, tekrar yerin koydu, "Güzel. O halde sadece zamanı beklemek kaldı" dedi
Bir zamanlar ona yaptıklarının hesabını soracaktı Azat Demirhan'a ve ona yardım eden herkese artık intikam vaktiydi.
Günün sözü: Bazen çok zordu hayat, akıntıya karşı kürek çekersin, yorulmak istemesin ama yorulursun.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 647.72k Okunma |
31.17k Oy |
0 Takip |
83 Bölümlü Kitap |