Salondaki gürültü, Baturalp’in diz çöküp evlenme teklifi İle salonun ortasında bir bomba patlamış gibi olmuştu.
“Komutanım gitti be!” dedi Baki.
Nazlı, şok içinde ağzını kapatmış, ama yanındaki Can’a göz ucuyla bakıyordu. Can ise panik içinde, "Nazlı, sakın yanlış anlama, ben asla diz çökmem, tamam mı?!" diyerek kendini savunmaya çalışıyordu.
Nazlı gözlerini kıstı. “Kimin önünde diz çökmeyeceğini bir anlat hele, Can? Bak, yanlış anlaşılmasın ama ben de teklif beklemiyorum yani, tamamen şansa bırakıyorum.”
Tim kahkahalara boğuldu, ama Baturalp’in gözleri sadece bana kilitlenmisti.
Ahmet, Can’ın kulağına eğildi, "Komutanım ne romantik laflar ediyor, ben karima ‘yemek yedin mi?’ demekten ileri gidemiyorum."
Can başını salladı. “Aynı ben... Ben en son ‘üşüme’ dedim, onda bile fazla ileri gittim diye tereddüt ettim.”
Baki gözlerini devirdi. “Bir susun da adam aşkını yaşasın!”
Baturalp ve benim o anki teklifimiz, timin tüm moralini alt üst etti. O kadar güzel, anlamlı ve özel bir an yaşadık ki.....
Can’ın iç çekişini duyduğumda, hemen ne düşündüğünü anladım. "Allah’ım," diye mırıldandı, "Bu adam öyle bir teklif etti ki, artık sıradan teklifler yapılamaz. Diz çöküp aşkını ilan etmek mi? O da kesmez. Gökyüzüne lazerle 'Seni seviyorum' yazdırsam bile Baturalp komutanım yanına yaklaşamam."
Nazlı, gözlerini kısarak, “Yani teklif etmeyeceksin, öyle mi?” dedi.
Can, hemen savunmaya geçerek, “Ben öyle bir şey demedim!” diye yanıtladı.
Nazlı, ellerini beline koyarak dudaklarını büktü ve bakışlarını Can’a çevirdi. “Hımm, anladım. Demek ki senin için önemli değilim.”
O an, timdeki herkesin kışkırtmaları bir anda yükseldi. Ahmet: “Ohooo Can, seni şu an kimse kurtaramaz!” dedi.
Mert: “Can, geçmiş olsun kardeşim, biz seni çok sevdik!”
Baki: “Nazlı’yı böyle bırakırsan, timden kaçış yok!” diyerek işleri iyice kızıştırdı.
Can, panikle ellerini açarak, “Hayır hayır, öyle bir şey yok! Nazlı, sen benim için çok değerlisin!” dedi.
Nazlı ise kaşlarını kaldırarak, “Öyle mi? Kanıtla,” dedi.
Can’ın kafası karıştı ve derin bir düşünceye daldı. “Şey… Evet, yani… Ben mesela sana su getireyim canım!” dedi.
Tüm salon aniden patladı! Ahmet sandalyeden düşerken bağırıyordu:
“CAN SEN BİTİKSİN!” Mert gözlerini ovuşturdu. “Dostum, cidden, bu mudur?”
Baki, Can’ın omzuna acıyan gözlerle dokundu. “Kardeşim, hiç şansın yok…”
Nazlı, derin bir nefes alarak, dramatik bir şekilde başını iki yana salladı. “Can, seninle sevgili olmak askeri operasyon yönetmekten daha zor!”
Can, ellerini açarak, “Nazlı, bak, ben çok iyi bir askerim ama aşk konusunda biraz… şey… stratejim yok.” dedi.
Mert anında atıldı: “Aşk da bir savaştır Can, ama sen daha cepheye çıkmadan yenildin!”
Ahmet de ekledi: “Komutanım, Can’a taktik verir misiniz? Adam burada iflas etti!”
Baturalp, sakin bir şekilde konuşarak, “Can, birine değer verdiğini göstermek için onun ne hissettiğini bilmelisin. Onu nasıl mutlu edersin, nasıl özel hissettirirsin? Bunları düşünmelisin,” dedi.
Can, başını sallayarak, “Anladım. Nazlı, seni özel hissettirecek bir şey yapmam lazım, değil mi?” diye sordu.
Nazlı gülümsedi. “Aynen öyle, Can.”
Csn, derin bir nefes aldı ve kararlı bir şekilde diz çökerek, “Nazlı… Ben…” diyerek bir anda tüm salonu şaşkına çevirdi. Can kelimeleri bir ayara getiremeyerek kekelemeye başladı.
Ahmet gözlerinden yaş gelerek sandalyeye yaslandı. “BÖYLE REZALET BİR TEKLİF GÖRMEDİM!”
Mert kahkaha atarak , “CAN, SEN TAMAMEN BİTTİN!” dedi.
Can, paniğe kapılarak, “Tamam özür dilerim nazlım sen ne desen hakkın."
Nazlı derin bir iç çekti, ardından gülerek başını iki yana salladı. “Tamam Can, şimdilik idare ediyorsun ama daha çok yolun var.”
Tim kahkahalar içinde geceyi kapatırken, Ahmet gülerek omzunu Can’a attı. “Can kardeşim, senin aşk hayatın askeri eğitimden daha çetin!”
Can başını sallayarak, “Ve ne yazık ki bunda rütbe yok…” dedi.
Nazlı, Can’ın koluna girerek gülümsedi. “Şimdilik geçtin ama romantizm kursu devam ediyor.”
Can iç geçirdi. “Keşke bu kadar zor olmasaydı…”
Ahmet kahkahalar içinde bağırarak, “AŞK, EN BÜYÜK OPERASYONDUR CAN, VE SEN HALA BAŞARISIZSIN!”
o gece, aşk da kazandı, kahkaha da… Ama en çok…
Can battı!
Baturalp'in gözleri beni buldu ve ellerimden tuttu. Timdekiler sustu ve bize baktılar.
“Beni hep savaş meydanlarında gördün. Ama bil ki, senin yanında ben hep sükûneti buldum. Senin yanında olmak, savaşın ortasında bile cenneti yaşamaktı.”
Salon bir kez daha derin bir sessizliğe gömüldü. Nazlı, Can’a yanaştı. “Bak, komutanım hepimizi yerin dibine soktu. Ben de romantik cümleler duymak istiyorum.”
Can bir adım geri çekildi. “Nazlı, konuyu dağıtma, burada evlilik teklifi ediliyor!”
Nazlı kollarını kavuşturdu. “Hee, tabi tabi, sen bana teklif edene kadar torun sahibi olacağım!”
Ahmet bir kahkaha attı. “Nazlı,sana Can’dan hayır gelmez!"
Nazlı gülerek Can’a döndü. “Bak komutanım evlenme teklifi etti ,sen hâlâ konuşuyorsun!”
Can ellerini açtı. “Nazlı, ne istiyorsun benden? Ben askeri eğitim aldım, romantik eğitim değil!”
Nazlı gözlerini devirdi. “Eğitim şart can sana"
Hepimiz Can ile Nazli'ya güldü.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
35.47k Okunma |
3.52k Oy |
0 Takip |
53 Bölümlü Kitap |