Karargâhtaki kutlama, başarılarımızı onurlandırmak için düzenlenmişti. Baturalp’in kayıp kardeşi Defne’ye kavuşması, Şahin ve Albay’ın çökertilmesi, timin kusursuz operasyonu… Herkes gülüyor, birbirine omuz atıyor, geçmişin ağırlığını hafifletmek için sakalasiyordu.
Ama ben… İçimde fırtınalar kopuyordu. Herşey bitmiş olabilirdi ama bu benim geçmişimi yasadigim yılların acısini hafifletmeye yetmiyotdu
O gece Baturalp’in yüzüne baktığımda, gözlerindeki minnettarlık her şeyi anlatmıştı. Ama daha fazlası vardı… Bana söylemediği, içinde tuttuğu bir şeyler…
Salondaki büyük pencereden dışarı bakarken, yanımda sert bir omuz hissettim.
“Ne düşünüyorsun, Deva?”
Baturalp’ti. Sesi her zamanki gibi güven vericiydi.
Başımla kutlamayı işaret ettim. “Bunca şey yaşandı ve biz hâlâ ayaktayız. Tim hâlâ bir arada. Kazandık, Baturalp.”
Baturalp bir adım geri çekildi, derin bir nefes aldı. Gözlerinde hiç görmediğim bir duygu vardı. Ama kötü hissettiren bir duygu değil huzur veren güven veren bakisti bu.
Baturalp geri adim atti tam konuşacakken, salondaki kalabalık bir anda sustu.
Arkamı döndüğümde, herkesin Baturalp’e baktığını fark ettim.
Ve o an…
O, o güçlü, dik duran, timin lideri, özel kuvvetlerin sert, öfkesi ile herkesi dize getiren binbasisi...
Birden, gözlerini gözlerime kilitleyerek, tüm kalabalığın içinde derin ve tok sesiyle kükredi:
Yere tek ayağını kırarak diz çöktü.
“EVLEN BENİMLE, DEVA!”
O an zaman durdu.
Herkes nefesini tuttu.
Tim arkadaşlarımın yüzlerindeki şaşkın ifadeler bulanıklaşırken, Baturalp’in gözlerindeki kararlılık beni yerime çivilemişti.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken, ellerim farkında olmadan titremeye başladı.
Baturalp, ayağa kalkarak bir adım yaklaştı. Göğsü hızla inip kalkıyordu, sesi tüm binaya yankılanıyordu.
“Sen benim savaşta en büyük desteğim oldun. En zor anımda sırtımı yasladığım dağ oldun. Beni ben yapan, eksiklerimi tamamlayan kadın oldun.”
Sert bakışları yumuşadı, ama sesi aynı güçle devam etti.
“Benim için savaşın ortasında bile sığınılacak tek yer oldun.”
İçimde bir şeyler titredi. Baturalp’in gözleri… O kadar derindi ki, içinde kaybolmamak imkânsızdı.
Bir adım daha attı, parmakları usulca elime dokundu. Avuçlarımın içinde hissettiğim sıcaklıkla nefesim kesildi.
“Seninle savaşmayı değil, seninle yaşamayı seçiyorum, Deva.”
Sesi titremişti bu kez.
Gözleri, gözlerime kilitlendi.
“Sen benim evimsin.”
O an, içimde bir düğüm çözüldü.
İnsan hayatında kaç kere, gerçekten ait olduğu yeri bulabilirdi?
Ben bulmuştum.
Baturalp’in kollarında, savaşların ortasında bile huzuru bulmuştum.
Ve artık biliyordum.
Bu adam, ne olursa olsun benim yanımda olacaktı.
Ellerim titreyerek yüzüne uzandı. Parmaklarım çenesine hafifçe dokunduğunda, gözleri bir anlığına kapandı.
Sonra…
Tüm kalabalığın içinde, tüm dünyanın sustuğu o anda, sadece ona fısıldadım:
“Evet.”
Baturalp’in gözleri kısıldı, bir anlığına şaşkın şaşkın bakti. Gözlerinde binlerce duygunun gölgesi vardı: Aşk, güven, minnettarlık…
Ve o an, Baturalp yüzüme gülümseyerek eğildi.
Salonda çığlıklar, alkışlar yankılanırken, o sadece bana fısıldadı:
“Bundan sonra sadece seni mutlu etmek için yaşayacağım. Sana söz veriyorum. Her zaman her ne koşulda olursa olsun dağ gibi arkanda duracağım. Sana söz veriyorum evet dediğin için hiç pişman olmayacaksın.”
Ve ben, o an anladım.
Baturalp’in aşkı, beni her fırtınada sarıp sarmalayacak en güçlü kalkanımdı.
Baturalp’in sıcak nefesi yüzüme değdiğinde, dünya gerçekten durdu. Kalabalığın alkışları, tezahüratları, can’nın ıslıkları ve Ahmet’in “Komutanım helal olsun!” diye bağırışı…
Baturalp, yüzüme eğilirken, sesi fısıltı kadar yumuşaktı:
“Sonsuza kadar benimle misin, Deva?”
Sözleri içime işledi. O güçlü adam, o korkusuz binbaşı, savaş meydanlarında bile eğilmeyen, hiçbir şeyden geri adım atmayan adam… Şimdi, gözlerimin içine bakarak, evlen benimle diyordu.
Ellerim, farkında olmadan onun göğsüne gitti. Kalbinin attığını hissediyordum. Hızlıydı. Heyecanlıydı. Baturalp gibi bir adamın bile bu anı hissetmesi, içimde bir sıcaklık yayılmasına sebep oldu.
Yutkundum, sesim titrek çıktı:
“Sonsuza kadar…”
Baturalp’in gözleri parladı. Ardından, aniden, güçlü kolları belime sarıldı ve beni havaya kaldırdı. Salondan çığlıklar yükseldi, alkışlar patladı. Ahmet coşkuyla “Baturalp komutanım kızı kaptı!” diye bağırdı, Nazlı kahkahalar attı. Ama ben, sadece onun kollarındaki o anı hissettim.
“yapma böyle herkesin içinde rezil oluyoruz Binbaşı?” diye fısıldadım, gülümseyerek.
Oturduğu sert ifadenin arkasında, derin bir sevgiyle baktı bana.
Sonra…
Başını hafifçe eğdi. Gözlerimi aradı. Ve öyle nazikçe, öyle sahiplenerek dudaklarını alnıma dokundurdu ki… O an nefesim kesildi.
Beni yere indirdiğinde, kalbim hâlâ deli gibi çarpıyordu.
“Ne düşünüyorsun?” diye sordu, parmaklarını parmaklarımın arasına geçirerek.
Gözlerimi, ona ait olan gözlerine diktim. Bu adam, benim için savaşmayı seçmişti. Onun yanında olduğum sürece, hiçbir fırtına beni savuramayacaktı.
Gülümsedim. “seni ne kadar çok sevdiğimi düşünüyorum Baturalp.”
Baturalp’in yüzü yumuşadı. Gözlerinde, yıllarca savaş meydanlarında görmeye alıştığım sertlik yoktu artık. Sadece ben vardım.
Elimi daha sıkı tuttu. O an bunca ancinin mükâfatını fazlası ile aldıgimi düşündüm. Baturalp bana bu dünyadaki en güzel mükâfatti.
Bölüm sonu.
lütfen beğenip oy vermeyi unutmayinnn🥹🥹🥹🥹🫶🏻🫶🏻🫶🏻🫶🏻
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
35.47k Okunma |
3.52k Oy |
0 Takip |
53 Bölümlü Kitap |