29. Bölüm

Bölüm 29

Bir Bulut Kalemi
birbulutkalemi

Sedef,

 

"Yine mi kahvaltı etmeden çıkacaksın?"

 

İki gündür sabah kahvaltı etmeden çıkıp akşamsa yemekten sonra gelen Ferzan bugün de aynı şeyi yapınca sormadan edemedim. Her ne kadar akşama kadar defalarca beni arayıp her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istese de bu tavrı yüzünden bana laf dokundurmuyorlar diyemem.

 

"Böylesi en iyisi güzelim, ben o masada onlarla otursam canım daha fazla sıkılacak. Seni böyle onlarla bırakmak içime sinmese de bunu senin için yapıyorum inan."

 

Dila denen o kız Ferzan'a karşı bir şeyler hissettiği için bunu yapıyor. Görmese unutur belki diye anlıyorum ama bunun işe yaradığını hiç düşünmüyorum. Yine de böylesi iyi diyorsa ona inanıyorum.

 

"Sorun değil. Hem bende bugün dışarıda olacağım zaten, akşam söylemeyecektim ama aklımdan çıkmış. Yarın açılış var ya son bir kontrol edelim dedi Asmin abla."

 

"İyi olur güzelim hatta işin bitince de hemen dönme çıkın biraz gezin Asmin'le ona da iyi gelir sana da güzel olur."

 

"Olur, sorarım ablama işi yoksa gideriz."

 

"Hadi güzelim görüşürüz, en ufak bir şey olursa ara beni tamam mı sen yalnız değilsin. Ben hep yanındayım."

 

"Teşekkür ederim Ferzan, halledemeyeceğim bir şey olursa ararım."

 

O kadar doğal bir şekilde yanağımdan öpüp çıktı ki şaşırmaya fırsatım bile olmadı. Tamam yanımızda başkaları varken inandırıcı olsun diye ara ara yapar böyle şeyler ama daha önce hiç böyle gerçekten evliymişiz gibi beni öpüp çıkmamıştı.

 

Kalbimde bir çarpıntı elim yanağımda öylece kaldım ardında... Olabilir mi? Kitaplarda okuduğum, herkesin nefesini kesen aşk böyle bir şey mi? Koşulsuz sevilmek, kendinden önce karşındakini düşünüp ona güvenmek...

 

Ben Ferzan'a âşık olmuş olabilir miyim?

 

Peki ya o beni seviyor mu? Niye öptü ki şimdi durduk yere beni? Bir şey mi ima etmek istedi? Yoksa herkesin yanında yaptığından öylesine bir şeydi de alışkanlık mı oldu?

 

Ferzan gibi birisi beni sevebilir mi?

 

Daha fazla böyle şeyler düşünemem! Ya onun kalbinde bir başkası varsa? Eğer ben ona aşık olmuşsam, yani bu hissettiğim şey aşksa buna dayanmam! Şimdi emin değilken bile tüm bunların biteceğini bilmek üzüyorken emin olursam ne yaparım bilmiyorum. En iyisi düşünmemek, eğer bugünler onunla geçireceğim kısıtlı günlerse hepsinin keyfini çıkaracağım. Artık kendim için yaşayacağım.

 

Birden çalan melodi sesi beni irkiltse de iyi oldu, daldığım düşünceler aklımdan çıkmayacaktı yoksa. Arayanın Asmin ablam olduğun görünce bekletmeden açtım,

 

"Efendim abla?"

 

"Sedef, kahvaltını yaptın mı?"

 

"Yok abla daha yapmadım."

 

"Tamam ablam yapma, dün börek yapmıştım seversin sen iş yerinde yiyelim olur mu?"

 

"Olur abla çok sevindim. Özlemişim senin yemeklerini."

 

"Tamam o zaman ben birazdan çıkarım sende gelirsin ona göre."

 

"Tamam, görüşürüz abla."

 

"Görüşürüz canım."

 

Heyecan kırıntıları hala içimdeyken yüzümde kocaman bir gülümsemeyle kapıyı açsam da hemen ardında elini kapı koluna atmış ama ben açtığı için havada kalan kızı gördüğüm an gülümsemem soldu.

 

"Efendim Dila?" Geldiği andan beri bana burun kıvırıp bakması, laf sokmaları canım sıksa da sorun çıkaran kişi olmak istemediğim için tekrar gülümsemeye çalışarak sordum.

 

"Ferzan nerede? Sana değil ona geldim."

 

Asmin ablanın dediklerinden mi yoksa kıza gıcık olduğum için mi bilmem ama sesi dahi itici geliyor bana hele de Ferzan derken!

 

"Yok o, işe gitti."

 

"Ne zaman gideceksin bu evden?" dedi. Sanki bunu sormaya hakkı varmış gibi!

 

"Pardon?"

 

"Ferzan'la aramızdan çekil!" bu kız gerçekten hiç utanmadan ben onun karısıyken aralarında olduğumu mu söyledi! Bu nasıl bir karakter!

 

"Anlamadım ne?" umarım yanlış anlamışımdır ben.

 

"Ferzan'la aramızdan çekil diyorum, neyini anlamadın?" sanki söylediği şey çok normalmiş gibi bir de beni hakir görüyor. O devirip durduğu gözlerini oymak istemem beni kötü bir kadın yapar mı? Ben daha önce kimseye böyle duygular hissetmedim, Mustafa'ya bile!

 

"Onunla evli olduğumuzun farkındasın değil mi? Yani aranızda olduğum yok. Olan biri varsa da bu sen olursun malum benim kocam o!"

 

"Ne evlilik ama kesin onu bir şeylere zorladın sen evlenmek için! O, o kadar mutsuz ki hep işte eve bile gelmiyor." Söyledikleri bir nevi doğru olduğu için mi beni bu kadar yaraladı bilmiyorum ama canım çok acıdı. Tabii yanıldığı bir nokta var o konuda sonuna kadar eminim.

 

"Senden rahatsız olduğu için olmasın o eve gelmeme durumu."

 

Beni baştan ayağa süzüp, kendini beğenmiş bir gülümsemeyle "Saçmalık! O beni çok sever, arayıp çağırdım ama seni görmek istemediği için reddetti." Dedi. Bu kız hangi hayal dünyasında yaşıyor çok merak ediyorum.

 

Şimdi ben ona ne kadar konuşsam da anlamayacak ama altında da kalmak istemiyorum. Cebime attığım telefonu çıkardığımı görünce, "Ne yapıyorsun?" dese de cevap vermedim.

 

Ferzan'ı arayıp telefonu hoparlöre aldım. İsmi gördüğü an susup ellerini göğsünde kavuşturup beklemesi ise kendinden gayet emin duruyor.

 

"Efendim?"

 

"Ferzan müsait misin?" belki şirkete geçmiştir çıkalı az oldu ama kendi emellerim için işini bölmek istemem.

 

"Sana her zaman." Dediği anda Dila'nın yüzündeki emin ifade sekteye uğradı.

 

"Şey diyecektim hani geçen gün bir kebapçıya gitmiştik ya canım ondan çekti, akşam yemeye gidelim mi?" son anda aklıma gelen tek bahane bu oldu.

 

"Canın çektiyse şimdi de gideriz. Bekle hemen gelip alayım seni." Ah Ferzan ben sana ne yapsam bunları telafi ederim acaba?

 

"Yok, acelesi yok. İşini bitir sen akşam gidelim."

 

"İşim senden önemli değil. Gidelim."

 

O böyle yapınca kötü hissettim şimdi, aceleyle "Olsun akşam gidelim." Dedim.

 

"Tamam güzelim, erken çıkar alırım seni iş yerinden o zaman."

 

"Tamam bekliyorum, görüşürüz."

 

"Görüşürüz güzelim." Dedi ve kapattı.

 

Karşımda suratı iyice düşmüş kadına bakıp bu sefer ben onun gibi küçümseyici bir ifade yerleştirdim yüzüme, "Bu sana yeterli bir cevap olmuştur umarım. Kocamdan uzak dur, sakin biri görünüp her dediğini sineye çekmem kocamı sana yem edeceğim anlamına gelmez! Hareketlerine dikkat et! Her zaman bu kadar sakin olmam." Dedim ve omuz atıp eşikte beklediğim kapıdan çıktım.

 

Allah'ım ben ne yaptım! Ben böyle bir insan değilim ki! Tüm bedenim titriyor resmen, heyecan mı yoksa korku mu bilmiyorum ama soluğum kesilmek üzere. Benim bir an önce bu evden çıkmam lazım!

 

"Kendi ne ki gelini ne olsun. Oğlan evde durmuyor onun yüzünden, sen niye bir şey demiyorsun hala?" Gewher Hanım'ın sesini duyduğumda ise gidemedim. Dila'nın annesi olan kadının sözleri yukarıda duyduğum şeylerin birebir aynısı, sanırım bu konuşma daha önce de yapılmış.

 

"Niye öyle diyorsun hala Ferzan'ım çok sever Sedef'i işi vardır, ondan yoktur şimdi her şey ona kaldı."

 

Bir de Ruken annenin yanında mı söyledi o kadın onu! Yüzüne baka baka eziyorlar resmen. Yok ben buna dayanmam daha fazla! Madem az önceki gibi davranmak susturuyor onları bende öyle olurum. Hem kendime ve Ferzan'a sözüm var benim kimseye ezdirmeyeceğim dedim!

 

Derin bir nefes alıp içeri adımladım, "Anne." Dedim. İçerideki üç kadının da bakışları bana döndü, "Efendim kızım?" dedi Ruken anne.

 

"Ferzan akşam bizi yemeğe çıkaracakmış, ben şimdi çıkacağım akşam gelip alırız hazır olur musun?" dedim.

 

"Eski köye yeni adet mi gelirmiş ne dışarda yemeği evde yemek mi yok! Evde yapar yeriz hem ben sevmem öyle içine ne konulduğu belli olmayan yemek." dedi Newroz Hanım. Şaşırtmadı yine beni.

 

"Sizi çağırmadı ki zaten Newroz Hanım. Ferzan ne zamandır annesiyle, kardeşleriyle bir şeyler yapmamış, akşam annemle birlikte çocuklarla çıkarız onlara da değişiklik olur dedi. Sizin malum misafiriniz var Gewher Hanım'ı özlediğiniz için çağırmışsınız ya özlem giderin diye baş başa bırakmak istedi sanırım."

 

Benden ilk defa böyle karşılık aldığından mıdır yoksa Ferzan'ın onları çağırmadığından mı bilmiyorum ama ilk def bana cevap veremedi.

 

"Kızım ne gerek vardı, siz gidin karı koca."

 

"Anne ben bilmem valla Ferzan dedi annemi yemeğe çıkaracağım diye bence kırmazsın oğlunu. Ne zamandır söylüyor da bir sürü olay olunca gidemedik bir türlü, sen akşama hazırlan Firaz'la Avbin'e de söylersin olur mu benim gitmem lazım şimdi."

 

"Madem öyle diyorsun tamam kızım hazır oluruz biz."

 

Tam arkamı dönüp çıkacaktım ki "Hayırdır sen nereye Gelin Hanım?" dedi alayla Newroz Hanım.

 

"Yarın açılışımız var Newroz Hanım hazırlık yapıyoruz."

 

"Kime sordun da gidiyorsun acaba sen?"

 

"Unuttunuz sanırım Newoz Hanım, Ferzan o hariç kimseye hesap vermemi istemiyor. Hadi size iyi günler."

 

Kalbim şimdi az öncekinin üç katı hızı çarpıyor ama kendimi çok iyi hissediyorum! Meğer ne güzel şeymiş insanın kendini savunması... Ferzan'a tüm bunları anlatmam lazım, kendi başıma çok şey yaptım. Ben en iyisi işe gitmeden önce ona gidip her şeyi yüz yüze anlatayım.

 

"Kadir abi, önce şirkete gidelim sonra da mağazaya geçeceğim."

 

"Tamam Gelinağam."

 

Kısa süre içinde geldiğimiz zaman "Sen bekle çok uzun sürmez hemen gelirim abi." Dedim ve biraz panik biraz da aceleyle indim araçtan. Danışmada, "Ferzan odasında mı?" diye soruma olumlu yanıt da alınca beklemeden çıktım yukarı.

 

Üzerimde hala önceki olayın gerginliği ve biraz da Ferzan'ın tepkisinin ne olacağını bilememenin de etkisiyle öylece daldım odasına.

 

"Sedef?"

 

"Ferzan özür dilerim öyle çalmadan girdim."

 

"İyi misin sen ne oldu? Gel böyle bembeyaz olmuşsun."

 

"Ferzan... Ben bir şey yaptım."

 

"Korkutma beni Sedef ne oldu?"

 

Biraz çekinsem başkasından duymasındansa benden duyması en mantıklısı olacağı için söylemem lazım.

 

"Hani seni aradım ya ben sabah, yemeği akşam dışarda yiyelim diye..."

 

"Evet aradın, tamam dedim bende."

 

"İşte ben o zaman yalnız değildim." Of çok utanıyorum! Yüzüne bile bakamıyorum ki şimdi ona Dila'ya gıcık olduğum için yaptım demek...

 

"Nasıl yalnız değildin?"

 

"Şey kızma ama tamam mı Ferzan?"

 

"Sedef, güzelim ben sana ne zaman kızdım?"

 

"Yani kızmadın hiç ama ben bugün hiç kendim gibi davranmıyorum ki Ferzan' Hiç yapmayacağım şeyler yapıyorum."

 

"Anlamadım başka şeyler de mi var? Sedef hadi güzelim anlat düzgünce söz veriyorum kızmayacağım. Hem sen yaptıysan mantıklı bir açıklaması vardır." Hala benimle sakince tane tane konuşuyor.

 

"İşte sorun orada Ferzan yok! Mantıklı bir açıklaması yok! Sabah sırf Dila'ya gıcık olduğum için seni onun yanında aradım, yetmedi annesi de Dila gibi konuşunca gittim yemek planına anneni kardeşini falan da dahil ettim! O da yetmedi gittim Newroz Hanıma sizi çağırmadı Ferzan dedim! Ferzan niye yaptım bilmiyorum bile sadece Dila öyle konuşunca dayanamadım çıktı birden ağzımdan!"

 

Hızlı konuştuğum için mi bana bakıp kaldı yoksa söylediklerimden şoka mı girdi bilmiyorum ama hiçbir şey yapmadan bana bakıp duruyor ve o baktıkça ben sanki oturduğum yerde daha da küçülüyorum.

 

Tek kaşını kaldırıp, "Dila sana ne dedi de öyle söyledin?" diye sordu.

 

"İşte sen onu çok seviyormuşsun, beni görmek istemiyormuşsun da o yüzden hiç eve gelmiyormuşsun falan bir sürü şey söyledi. En son bu sabah dayanamadım bende onun yanında aradım seni. Bir de yetmedi kızı tehdit ettim."

 

"Nasıl? Ne dedin?"

 

Daha da utanıp yüzüne bakmayacak seviyeye gelince başımı eğip, "Bu sana yeterli bir cevap olmuştur umarım. Kocamdan uzak dur, sakin biri görünüp her dediğini sineye çekmem kocamı sana yem edeceğim anlamına gelmez! Hareketlerine dikkat et! Her zaman bu kadar sakin olmam dedim."

 

Bir cevap gelmeyince eğdiğim başımı usulca kaldırıp baktım ve gülmemek için kendini sıktığını gördüm.

 

"Ferzan gülüyor musun bir de! Ben ne diyorum sen ne yapıyorsun."

 

Sonra ki sözleri ise hiç beklemediğim yerden geldi.

 

"Sedef, sen beni kıskanmış olabilir misin?"

 

 

Bölüm : 30.06.2025 22:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...