52. Bölüm

44. Bölüm/Part1

Estrella
birbakipcikiyorumm

⭐️Bölümümüzü yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayınız⭐️

 

.

.

.

 

Bilinmeyen bir zamanda

Khatar'ın anlatımıyla,

 

Duvarı inceliyordum. Tek yaptığım buydu. Duvarın sağ kısmındaki boyaların bir kısmı sökülmüştü. Bu can sıkıcıydı.

 

Sivil telefonumun çalmasıyla bakışlarımı telefona indirdim. Gelen çağrı yüzümde minik bir gülümseme oluşmasını sağladı. Hızla çağrıyı yanıtladım.

 

"Abi," diye şakıyan sesi duyunca gülümsedim.

 

"Efendim?" dedim.

 

"Ayşin Teyzeler gelecek akşam, annem abin gelirken baklava alsın dedi."

 

"Akşam gelebilir miyim, bilmiyorum. Gelecek olursam haber veririm." dedim.

 

"Abi," diyen telaşlı sesi duyunca konuştum.

 

"Endişelenecek bir şey yok, dosya işleri." dedim. Onaylayan mırıltılar çıkarttı. Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım.

 

Telefonumu kapattım ve dolaba koydum. Daha sonrasında Amirimin odasına doğru ilerlemeye başladım.

 

Kapıyı iki kere tıklattım. İçeriden gelen 'Gel.' komutunu duyunca kapıyı açtım ve içeri girdim.

 

"Khatar, bende seni bekliyordum."

 

"Amirim," dedim.

 

"Otur Khatar." dedi. Başımla onayladım ve oturdum.

 

"Haini bir an önce bulmalıyız. Fakat bundan daha önemli bir görev var."

 

"Dinliyorum, amirim."

 

"Tehlikeli, Khatar." dedi.

 

"Ben tehlikenin ta kendisiyim amirim." dedim.

 

"Özel Kuvvetler Albay Arif Bozkurt, namını duymuşsundur."

 

"Evet amirim."

 

"Birde Özel Kuvvetler Albay Ahmet Kırşan." dedi. İkisinide biliyordum. Özel Kuvvetlerin en iyi timi, Ecel timinin iki kurucusuydu onlar.

 

"İCO çok güçlendi. Halka duyurmamak için çaba sarf etsekte yavaş yavaş olay dünya basınına taşınıyor."

 

"Ejder Timi. Yaklaşık bir buçuk yıldır haber alınamıyor. Herkes patlayan gemide şehit olduklarını düşünüyor. Ama Albay Arif ve Albay Ahmete göre, şehit olmadılar."

 

"Bugüne kadar bunu savundular, kimse onları dinlemedi. Çünkü onlar hakkında en ufak bir bilgi ulaşmamıştı elimize, ta ki düne kadar."

 

"Begah Karan'ın en sadık çalışanı, hapisane patlamasında herkes gibi kaçmıştı. Lakin,"

 

"Geçen hafta bir komando timi, görev sırasındayken onu tekrar rehin almış."

 

"Bir hafta boyunca süren işkenceler sonrasında, ağzından çıkan tek cümle, "Ejder timini konuk olarak ağırlamak bizim için bir zevkti." olmuş."

 

"Yaşıyor olabilirler. Senden isteğimiz,"

 

"İçlerine sızman." dediğinde ona bakmaya devam ettim.

 

"Nasıl yapacağım?" dedi.

 

"Karanlar ve Taşkıranlar arasında bir bağ var. Gözlemlerimiz bu yönde. Taşkıranların İCO'yla bağlantısı hakkında hiç bir kanır yok fakat bana sorulacak olursa,"

 

"Her şey Taşkıranlarda çözülüyor."

 

"Taşkıranların içine sızacaksın. Koruma olarak." Başımla onayladım.

 

"Ulaştığın en ufak bir bilgi bile bizim için altın değerinde. Bak,"

 

"Terörle ilişkilerini bulursan, kanırları bize gönderip göreve devam edeceksin. Amacımız onları yakalamak değil, amaç İCO'yu içten fethetmek."

 

"Göreve henüz var. Kabul etmeyeceksen başka birini-"

 

"Benim kabul etmemem söz konusu değil amirim." Gülümsedi adam.

 

"Bunu biliyorum, Khatar. Yeni kimliğin ve gerekli evraklar burda." dedi ve bana elindeki dosyayı uzattı. Dosyayı aldım.

 

"Sivil hayatındaki herkesle vedalaş, Khatar."

 

"Emredersiniz."

 

"Khatar, bu görev sadece fiziksel değil zihinsel olarak da seni zorlayacak."

 

"Beni bu görev için seçtiğnize göre,

doğru kişi olduğumu biliyorsunuz."

dedim. Sesimde en ufak bir tereddüt yoktu.

 

"Bundan şüphem yok." dedi ve dosyayı gösterdi.

 

"Bu belgeler, Taşkıranlar hakkında bildiğimiz her şeyi içeriyor. Aile yapıları, bağlantıları... Fakat asıl hikaye, içlerine sızdığında başlar. Belgelerde bulamayacağın şeyler öğrenmen gerekiyor." dedi. Başımla onayladım.

 

"Ne kadar sürem var?" dedim.

 

"Bir hafta. Kimliğin hazır olduğunda seni bilgilendireceğiz. O zamana

kadar, Taşkıranların çevresindeki tüm

detaylar öğrenmeye çalış. Hazırlıklı ol." Başımla onayladım ve ayağa kalktım.

 

"Amirim, görevdeyken sizinle iletişimim nasıl olacak?"

 

"Sana vereceğim telefondaki tek numara, Khatar dediğin an bana bağlanacaksın. Fakat çok acil olmadıkça iletişime geçmeyeceğiz."

 

"Anlaşıldı." dedim ve odadan ayrılmak üzere kapıya yöneldim.

 

"Khatar," diye seslendi amirim arkamdan. Ona doğru döndüm.

 

"Bu görevde hata yapma şansın yok. Ama eğer bir seçim yapman gerekirse, doğru olanı yap." Başımla onayladım.

 

"Önceliğin,"

 

"Düşmanımın zaaflarını öğrenmek olmalı. Ama düşmanımın zaaflarını öğrenmeden önce kendi zaaflarımı unutmalıyım." dedim. Amirim bir an durdu ve gülümsedi.

 

"İşte bu yüzden seni seçtim, Khatar. İyi şanslar."

 

"Sağ olun, amirim." dedim. Odasından çıktım ve elimdeki dosyayla beraber kendi odama doğru ilerlemeye başladım.

 

Odama geldim, masama oturdum. Dosyayı açtım ve incelemeye başladım. Benim içlerine sızacağım ve dikkat çeken dört isim vardı.

 

Yılmaz Taşkıran, Taşkıran Holding'in %40 hissedarı. Dünyaca ünlü, iş adamı. Başarılı bir iş adamı olarak anılıyor.

 

Jülide Taşkıran, Yılmaz Taşkıranın eşi. Taşkıran Holding'in %40 hissedarı. Yaptığı yardımlar, katıldığı derneklerle ünlü.

 

Servet Taşkıran, Jülide ve Yılmaz Taşkıran'ın oğulları. Taşkıran Holding'in %20 hissesinin sahibi. Medyada pek görünmeyen biri.

 

Sıradaki kişi, yakından tanıdığım bir isimdi. Lidya Taşkıran, henüz bu soyadı alalı bir ay dahi olmamıştı. Korkmazların kızı olarak tanınırken, aslında doğumda karıştığı öğrenilmişti. Sosyal Medya Fenomeni.

 

Lidya'nın karıştığı kız oldukça dikkatimi çeken bir isimdi, Armina Kırşan. The Bright adlı mücevher şirketinin %52 hissedarı. Hakkındaki bilgiler oldukça kısıtlıydı. Adı, soyadı, şirketteki hisseleri, Tasarımları. Başka hiç bir şey yoktu.

 

Soyadının neden Kırşan olduğunu araştırdım, fakat bir sonuca ulaşamadım.

 

Bu detayı boş verip dosyayı incelemeye devam ettim.

 

Aradan bir gün geçmiş, Yeni kimliğim hakkındaki belgeler elime ulaşmıştı.

 

Ata Ünsal.

 

29 yaşında, kimsesiz bir adamım. Taşkıranların yakın bir dostu olan Selim Gümüş'ün kendine özel korumalar yetiştirdiği kampta büyümüşüm. Bu kamplarda kimsesiz çocuklar olurdu ve kimse adlarını bile bilmezdi. Elimize ulaşan istihbarata göre Yılmaz Taşkıran, yakın dostu Sesim Gümüşten sağlam bir adam istemiş. Oda bu kamptan istediğini seçebileceğini söylemiş. Benim, o kampa sızıp onlardan biri gibi davrandıktan sonra seçilmem gerekiyordu.

 

Şimdiki zaman

Yazarın anlatımıyla,

 

"Sena," dedi Armina.

 

"Armina hanı,"

 

"Uzatma Sena. Neler olduğunu anlat." dedi. Ve bir barfiks daha çekti.

 

"Armina hanım siz uzun süre şirkete uğramayınca Rıfkı bey,"

 

"Benim onayım olmadan nasıl yeni bir koleksiyon çıkarırlar?" dedi. Armina'nın onaylamadığı çizimleri yeni koleksiyon duyurusuyla yayımlamışlardı.

 

"Toplantıya bağlanıyorum." dedi Sena ve bilgisayarını açtı. Bir kaç tuşlamadan sonra sesler gelmeye başladı.

 

"Rıfkı, bu çizimler bizim şirketimizin prestijini düşürür. Çok sıradan." dedi bir kadın sesi.

 

"Sırf ona gıcıklık olsun diye yapıyorsun?" dedi aynı kadın sesi.

 

"Evet! Bu şirket benim, onun değil! Onu işe ben aldım, nasıl benim üstümde bir konumda olabilir? Her şeyini alacağım. Öncelikle bu sıradan çizimlerle onun artık şirketi eskisi gibi yönetemediği mesajını vermeliyiz." dedi. Armina'nın kaşları havalandı. Sena tam konuşacağı sırada ona susmasını işaret etti.

 

"Çizdiği bütün çizimler bende. Dijitale geçirmediklerinin hepsi benim olacak. Sistemden kontrol ettim."

 

"Onu yıkacağız! Beni tüm yönetim kurulunun önünde azarlamanın bedelini ödeyecek!"

 

Bu Rıfkı harbiden gerizekalı, diye geçirdi içinden Armina. Kendi kendi hırs edinmiş, bunca işinin arasında bir de bunlarla uğraşmak zorunda bırakmıştı Armina'yı.

 

"Ses." dedi dudaklarını kıpırdatarak. Sena mikrofonu kapattı.

 

Armina barfiks çubuklarını bıraktı.

 

"Uğraştığım işe bakar mısın? Gerçekten?" dedi.

 

"Ben giyinip geliyorum, burda bekle." dedi. Başıyla onayladı Sena.

 

Armina hızla eve doğru yöneldi.

 

Şimdiki zaman

Armina'nın anlatımıyla,

 

Henüz saat sabahın yedisiydi. Spor yapıp dokuzda şirkete geçecektim güya ama toplantı Rıfkı beycim İstanbula geri dönmeden önce toplantıyı yapabilmek için yediye çekmiştik. Sena toplantı odasına bağlandığımda duyduklarım, beni sinirlendirmeye yetmişti.

 

İşim gücüm yoktu da, bu Rıfkıyla patronculuk mu oynayacaktım?

 

Odamın kapısını açtım ve içeri geçtim. Kısa bir duşun ardından giyinme odama doğru ilerledim. Dolabımı açtım ve incelemeye başladım.

 

Krem rengi bir takım elbiseyi elime aldım. Hızla üzerime geçirdim. Ayakkabılarımın olduğu kısma gelince postallarımın olduğu rafı es geçip bir alt rafa bakmaya başladım. Bu takıma uyacak topuklular belliydi.

 

Onları elime aldım ve pufuma ilerledim. Ayakkabıları giydikten sonra hızla makyaj masama doğru ilerledim ve makyajımı yapmaya başladım.

 

Makyajım bittikten sonra çantalarımın olduğu kısma doğru ilerledim.

 

Hızla bir çanta seçtikten sonra tekrardan makyaj aynasının karşısına geçtim. Saçlarımı kabaca kuruttuktan sonra sıkı bir topuz yaptım. Güneş gözlüğümüde taktığımda hazırdım.

 

Boy aynasında kendimi kontrol ettikten sonra çamtamın içini doldurup odadan çıktım.

 

Dışarı çıkacağım sırada Semiha ablayı görünce ona seslendim.

 

"Semiha abla." dedim.

 

"Efendim kızım?" dedi ve bana doğru yaklaştı.

 

"Benim acilen çıkmam lazım, beni beklemesinler. Çok önemli bir iş olduğunu iletirsin." dedim. Başıyla onayladı.

 

"Tabii kızım." dedi. Başımla onayladım ve kapıdan çıktım. Sena beni bekliyordu.

 

"Buyrun Armina Hanım." dedi ve arabamı işaret etti. Sürücü koltuğu kısmına doğru ilerlediği sırada konuştum.

 

"Sena, sen sür." dedim. Beni başıyla onayladı. Başım inanılmaz derecede zonkluyordu.

 

"Peki Armina Hanım." dedi. Sürücü koltuğuna geçti.

 

Arabayı çalıştırdı ve şirkete doğu ilerlemeye başladık.

 

.

.

.

 

~1307 kelime~

 

Merhabalar!

 

Nasılsınız, iyisinizdir inşallah.

 

Bir haftadır bölüm beklediğinizin ve haliyle uzun bir bölüm okumak istediğinizin farkındayım aşklarım.

 

Bölüm kısa, bu yüzden part1 şeklinde attım. Part iki bu bölümün iki hatta belkide daha çok katı olacak ve ya yarın ya da pazar günü gelecek.

 

Bu hafta fazlasıyla yoğundum, anlayışınız için teşekkür ederim!

 

Kurgunun derinliklerine yavaş yavaş iniyoruz. Fark etmişsinizdir.

 

Khatar kim sizce?

 

Unutmadan, yazım hatalarım varsa affola.

 

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz👉🏻

 

Bir sonraki bölüme kadar, sağlıcakla kalın!

Bölüm : 29.11.2024 21:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Estrella / SANGRE ROJA / 44. Bölüm/Part1
Estrella
SANGRE ROJA

99.74k Okunma

8.81k Oy

0 Takip
77
Bölümlü Kitap
GİRİŞ1. Bölüm: Sangre Roja2. Bölüm: Operasyon3.Bölüm: Hastane4.Bölüm: Geçmişin Acılı İzleri5. Bölüm: Verilen İlk Şans6. Bölüm: Begah Karan7. Bölüm: Evin Prensesi8. Bölüm: Kardeş9. Bölüm: Doğum Günü10. Bölüm: İkizim11. Bölüm: Havaalanı📢DUYURU📢12. Bölüm: Bağ13. Bölüm: Mavili14. Bölüm: Yoldan Geçen Biri15. Bölüm: AlyaKarakter Tanıtımı-116. Bölüm: İçtima17. Bölüm: Yalancı18. Bölüm: İnternational Capture Organization19. Bölüm: Anne20. Bölüm: Bilinmeyen Zamanlar21. Bölüm: Sus22. Bölüm: Aile YemeğiD.T.’den Sevgilerle23. Bölüm: Bomba24. Bölüm: Baba25. Bölüm: Arslanlar26. Bölüm: Üsteğmen Kırşan27. Bölüm: Kod Adı, Kızıl GölgeKİTAP KAPAĞI28. Bölüm: İmha Timi29. Bölüm: Baskın30. Bölümden Alıntı30. Bölüm: Operasyon Adı, Yok Et31. Bölüm: Esir32. Bölüm: Ölümün İntikamı33. Bölüm: Patlama34. Bölüm: Acının Gözyaşı35. Bölüm: Nabız36. Bölüm: Yüzbaşı37. Bölüm: Küçük Kız38. Bölüm: Karanlar39. Bölüm: Mavilim40. Bölüm: Küçüklüğümün Sözleri41. Bölüm: İs Kokusu📢42. Bölüm: Miraç43. Bölümden Alıntı43. Bölüm: Khatar44. Bölüm/Part144. Bölüm/Part245. Bölüm: Sarı Elbise46. Bölüm: Mesaj47. Bölümden Alıntı47. Bölüm: Acı48. Bölüm: Yemek49. Bölüm: Kurabiye50. Bölüm: Şüphe51. Bölüm: İsteme52. Bölüm: Geri Dönüş53. Bölüm: Pusu54. Bölüm: İntikam (1. Kitap Finali)MUTLAKA OKUYUN55. Bölüm: Al Bayrak56. Bölüm: Ölüm Birliği57. Bölüm: Birlikler, Kategoriler, Bölgeler58. Bölüm: Kırk Dokuz Gün59. Bölüm: Kurtuluş60. Bölüm: Kırşan61. Bölüm: Ragnar62. Bölüm: Video63. Bölüm: Bilinç Hattı64. Bölüm: Ejder Timi65. Bölüm: 14. Yaş ve 52 Gün66. Bölüm: Plaka
Hikayeyi Paylaş
Loading...