Selam!! Ben geldim!
Nasılsınızzz? Yeni yılınız kutlu olsunn size sağlık mutluluk aşk ve huzur getirsinnnn!!!
Geç kalan bölüm için özür dilerim. Lütfen kusura bakmayın.
Ben cok uzatmadan bölüme geçelimm.
Beğenip yorum yapmayı unutmayınn
Kurduğum düşü gerçek etme gücü bendedir.
~ Cahit Sıkıntı TARANCI
BİR YANI SIRADAN BİR O KADAR DA ALIŞILMADIK
.
Göğsümde bir ağırlık hissederek gözlerimi açtığımda kafasını göğsüme yaslamış bir adet minik Kandemir ile karşılaşmayı beklemiyordum.
Onu uyandırmamak için yerimde çok kıpırdamadan durmaya çalıştım.
Bir süre öylece durduktan sonra odanın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
Kapıda gördüğüm yüz beklenmedik bir yüzdü.
Alp, bu sesten korkmuş olmalı ki gözlerini açarak büyük bir korkuyla bana daha sıkı sarıldı.
"Hakan?" Dedim.
"Alp'in burada ne işi var?" Diye kaşlarını çatarak sordu.
Ben de kaşlarımı çatarak yerimden doğruldum.
"Sakin ol! Bu ne böyle, sen bir kadının odasına nasıl çat kapı giriyorsun!" Dedim.
Kardeşini merak etmiş olabilirdi ama bu böyle bir tepki vereceği anlamına gelmiyordu.
Bu dediklerime bir cevabı olmadığı için "Lafı değiştirme Alp neden burda!?" Dedi.
Hakli çıkmak için bağıran insanlardan nefret ediyorum.
Ben de iç ses. Ben de.
Tam bir şey söyleyeceğim sırada Alp konuştu.
"Abi ona kızma. Ben geldim ablamın yanına." Bu dediklerinden sonra bana daha sıkı sarıldı. Aynı şekilde karşılık verdim.
Hakan bu olanlardan sonra bir diyeceği olmadığı için arkasını döndü ve kapıyı açtı. Kapı açıldığında tüm ailenin orada beklediğini gördüm.
Mehmet bey çatık kaşlarıyla
"Seninle konuşacağız." Dedi.
Hakan hiçbir şey demedi. Diyemedi.
Narin Hanım hemen yanıma gelip yatağa oturdu ve bir eliyle elimi tuttu diğer eliyle oğlunun saçlarını sevdi.
"Onun adına ben özür dilerim kızım." Dedi.
İçimde onlara karşı bir sevgi oluşuyordu. Sanırım artık onlara bağlanmaya başlamıştım.
"Sizin bir suçunuz yoktu Narin Hanım. Özür dinlemenize gerek yok." Tabi anne ve baba diyecek kadar da değil.
Bana ufak bir tebessüm etti.
Odandan çıkmadan önce hemen kahvaltıya gelmemiz gerektiğini yoksa Miran'ın her şeyi yiyeceğini söylemişti.
Bu duyan Alp az önce yaşananları unutmuştu ve koşarak odadan çıkmıştı.
Oda da tek kaldığımda düşünüyorum.
Neden diye.
Neden bana böyle davranıyor diye.
Ama bir cevap bulamıyorum. Buraya belki benim de bir ailem olur diye gelmiştim. Ama bu böyle olmazdı.
İlk maaşımla yeni bir eve çıkacaktım. O zaman araba yalan oluyordu. Çünkü kapatmam gereken altı haneli bir borcum var!
Üzerimdeki siyah pijamalarımı hiç umursamadan doğruca aşağı kahvaltıya indim.
Bugünkü rotamı çizmiştim.
Otele olan borcumu kapatıp ev bakmaya başlayacaktım.
Yemek salonuna gidişimde herkesin çoktan masaya oturduğunu ve beni beklediğini fark ettim.
"Günaydın herkese."
Herkes bana cevap verdi.
Mehmet bey baş köşede sağ tarafında Narin Hanım sol tarafında Hakan vardı.
Narin Hanımın yanında Alp, Adar ve Miran; Hakan'ın yanında Murat, Bora ve Meriç oturuyordu.
Miran'ın yani boş olunca oraya doğruca oraya ilerledim ve oraya oturdum.
Murat şaka yapar şekilde ve alayla "Dün çok şıktınız bugün pijamalarlasınız." Dedi.
Bu yorumuna samimi bir şekilde güldüm.
"Her gün güzelliğimle gözünüzü kamaştırmak istemedim."
Tek kaşını havaya kaldırarak havalı bir yüz ifadesiyle
"Bu halinizle göz alıcı olmadığınızı mı zannediyorsunuz?" Dedi.
Masadan hep beraber gür bir kahkaha koptu.
Kahvaltımızı hep birlikte mutlu bir şekilde yaptık.
"Hsdi salona geçelim." Dedi Mehmet bey.
Onun bu önerisiyle hep beraber salona geçtik.
Ben Miran ve Meriç'in ortasına oturmuştum. Hakan, Bora ve Murat yan yana tam karşımıza oturmuştu. Alp ise benim kucağımda oturuyordu.
Burak dün ailesiyle birlikte eve gitmişti. Belki bugün buluşurduk.
Bir süre muhabbetleri dinledikten sonra odama gidip üstümü değiştirmek için ayaklandım.
"Nereye Ada?" Diye sordu Miran.
"Dışarıda işlerim var onun içi hazırlanacağım." Dedim.
Başını sallamakla yetindi.
Odama geçtiğimde dağınık bıraktığım odanın toplu olduğunu gördüm.
Önce banyoya doğru ilerledim. Soğuk bir duş aldım. Kendime gelmemi sağlamıştı. Mardin sıcaklarında da iyi gelmişti.
Bornozumun içinde yavaş yavaş soyunma odasına doğru ilerledim.
Niye bu kadar rahattım biniyorum ama biraz daha yavaş olursam gün hızlı bitecekti.
Üzerime bordo kare yaka kalın askılı bir crop, altıma beyaz bir kot etek giydim. Üzerime ise beyaz bir gömlek ayağıma beyaz ayakkabılarımı giydim. Boynuma gümüş takımlarımı taktım. Esmer tenimle takımlarım güzel bir uyum içinde olmuştu.
(Dilerseniz daha farklı bir şey hayal edebilirsiniz.)
Siyah zincirli çantamı da omzuma attım ve sonunda aşağı indim.
Kapının önüne geldiğimde diğerlerinin bir şey demesini beklemeden görüşürüz dedim ve dışarı çıktım.
Saat 1 olmuştu. Geç bir saat değildi. İşimi erken halledebileceğimi düşündüğüm için mutluydum.
Biraz ilerlediğimde yoldan geçen bir taksi gördüm ve taksiyi durdurdum.
"Nereye gidiyoruz ablacım."
Abla mı?
Oldu olacak teyze!
"Kandemir Otele ablacım." Dedim. Ablacım kelimesini vurgulayarak söylemiştim.
Başını eğerek beni onayladı.
Bir süre sonra Kandemir Otele varmıştık.
İçeri girdiğim zaman direk resepsiyona ilerledim. Resepsiyonda o günkü kadın oturuyordu.
Resepsiyonun önünde durduğumda
"Hoş geldiniz Ada Hanım." Diye gülen bir yüzle beni karşıladı.
Kaç gün oldu unutulamadım. Umarım Mehmet Beylerin kulağına gitmez.
"Merhaba ben Mustafa Bey ile görüşecektim." Dedim.
"Tabi Ada Hanım ben hemen Mustafa beye haber veriyorum." Dedi.
Tebessüm ederek karşılık verdim.
Yüzümün güldüğüne bakmayın içim kan ağlıyor yıllarımın birikimi gitti.
Bir süre sonra ceketinin önünü düğmeleyerek gelen Mustafa ortaya çıktı.
Elini bana doğru uzatıp
"Hoş geldiniz Ada Hanım." Dedi.
Hiç de hoş gelmedim valla yıllık yatırımımı vermeye geldim.
Yine de kibarlik olsun diye uzattığı elini tuttum.
"Hoş bulduk Mustafa bey."
Elini iler doğru uzatıp
"Buyrun dilerseniz odamda konuşalım." Dedi.
Başımı sallayarak karşılık verdim.
Odaya girdiğimizde
"İşim var Musti kısa keselim. Borcumun diğer iki taksidini ödemeye geldim." Dedim.
"Hay hay nasıl isterseniz Ada Hanım. Ben post cihazını getiriyorum."
Bir süre sonra geldiğinde post cihazını bana doğru uzattı.
"Buyrun Ada Hanım."
İçim kan ağlaya ağlaya post cihazına kartımı okuttum.
"Ben artık gideyim." Diyip kapıya doğru ilerledim.
"Bir kahvemizi ikram etseydik." Dedi.
"Yok ben gideyim." Dedim.
Başını eğerek beni onayladı.
Kapıya kadar benim yanımda gelmişti.
"İyi günler Ada Hanım." Dedi.
"İyi günler." Dedim.
Günler iyi mi gerçekten araba yalan oldu benim için.
Yolda düz bir şekilde ilerlemeye başladım.
Şimdi karşıma çıkan ilk emlakçıya girecektim. Umarım kendime göre güzel bir ev bulurdum.
Yolda bir süre ilerledikten sonra bir emlakçı buldum. Oraya doğru ilerleyip yavaşça kapıyı açtım.
"Merhaba." Diyerek içeri girdim.
Masada oturan adam ayağa kalktı ve bana elini uzattı.
"Merhaba." Dedi.
Elini tutarak karşılık verdim.
"Buyrun oturun lütfen." Dedi.
Gösterdiği masanın karşısındaki koltuğa oturdum.
"Size nasıl yardımcı olabilirim?" Diye sordu.
"Ben Ada. Bir ev bakıyorum." Dedim.
" Ben de Ayhan. Nasıl bir ev bakıyorsunuz? İstediğiniz evi biraz bana tarif edebilir misiniz?" Diye sordu Ayhan bey.
"Ben devlet hastanesinde çalışıyorum doktorum. 3+1 hastaneye yakın bir ev bakıyorum." Dedim.
"Tabi. Eğer şu an müsaitseniz size şimdi gösterebileceğim. Bazı evler var." Dedi.
Başımı sevinçle sallayarak karar verdim.
"Tabii Müsaitim." Dedim.
"Buyrun o zaman." Dedi.
Ayağa kalktık ve dükkandan çıktık.
"Araba ile mi geldiniz yoksa-" lafını keserek
"Arabasız geldim." Dedim.
Ne yazık ki uzun zaman da arabam olamayacak.
"Dilerseniz benim arabamla gidebiliriz." Dedi.
Başımı sallayarak onayladım.
İlk gittiğimiz ev çok eskiydi.
İkinci ev benim için fazla küçüktü.
Üçüncü ev çok büyük ve kirası benim için çok yüksekti.
Yüzümde istediğim gibi bir ev bulamamanın mutsuzluğu vardı.
Tam o anda Ayhan bey
"Aslında Ada Hanım bir ev var hastaneye çok yakın değil lakin yakınında bir otobüs durağı var. Dilerseniz oraya bakabiliriz." Dedi.
Bu fikir beni mutlu etmişti. O uzaklığın benim için sorun olacağını sanmiyordum çünkü otobüs durağı vardı.
"Çok sevinirim" Dedim.
Yola koyuldugumuzda telefonum çaldı. Farkına varmamıştım Otele gidip para öde, ev bul derken saat 4 olmuştu ve arayan Narin hanımdı.
"Efendim Narin Hanım." Dedim.
"Alo kızım. Nerede kaldın. Deni merak ettik." Dedi.
"Dışarıdayım Narin Hanım. Gelince konuşuruz. Çok geç saate kalmam." Dedim.
"Tamam kızım. Görüşürüz." Dedi.
"Görüşürüz Narin Hanım." Dedim.
"Geldik."
Ayhan beyin sesiyle kafamı kaldırdım ve bulunduğumuz yere baktım.
Apartman dışarıdan modern duruyordu. En fazla 10 katlıydı.
Ayhan beyin kapıyı açmasıyla apartmana girdik.
Asansör vardı. Asansöre bindiğimizde Ayhan bey evin özelliklerini anlatıyordu.
"Bu ev 6. Katta, 3 odalı bir adet ebeveyn banyosu ve giyinme odası bulunuyor. Geniş bir amerikan mutfağı var." Dedi.
Asansörden indik ve Ayhan bey kapıyı açıp içeri geçmem için bekledi.
İçeri girdiğimde sağ tarafta ayakkabılı, sol tarafta bir mutfak vardı. Mutfak dolapları siyaktı. Beyaz tezgah ve beyaz ada mutfakla uyum içerisindeydi. Mutfakla aralarında duvar olmayan salon insana ferahlık hissini en derinlerde hissettiriyordu. Yerler beyaz damarlı mermerdi, duvarlar beyazdı.
Salonda çok büyük sayılamayacak ama gayet güzel bir balkon vardı. Akşam saatlerinde burada kitap okuduğumu hayal edebiliyorum.
Odalardan ikisi gayet genişti. Ebeveyn odası en güzeliydi.
Bu ev benim hayallerimdeki evdi.
"Buranın kirası ne kadar Ayhan bey?" Diye sordum.
"25.000 lira amanev sahibine belki indirim yaptirabiliriz." Dedi.
Heyecanla onu başımla onayladım.
"Tamam. Burayı tutuyorum." Dedim.
Dışarı çıktığımızda
"Yarın o zaman gerekli evrakları imzalamak için gelirsiniz." Dedi.
İşte o anda oldu.
Tekrar onu gördüm.
Karşı evin kapısında duruyordu.
Göz teması kurmuştuk ve dünyadan soyutlanmıştım.
"Ada Hanım?" Ayhan beyin sesiyle ona döndüm.
"Tamamdır Ayhan bey siz gidin ben kendim dönerim." Dedim.
"Tamamdır." Dedi.
"İyi günler Demir bey." Dedi.
"Size de." Dedi Demir.
Gözlerimiz tekrar buluştu.
Hasret kaldığım elalarına tekrar kavuştum.
"Ada..."
"Demir..."
Sonn...
Eveet. Nasılsınız!!
Yeni bölüm nasıldı?
Bu bölüm biraz geçiş bölümü gibi oldu.
Ada ve Demir'in aksiyonları icin beklemede kalın!!!
Buraya bir kitap alıntısı birakiyorum bakalım kimler hangi kitap olduğunu bilecek
-Teşekkür ederim.
- Teşekkür mü edersin?
~Mahşerin dört atlısı
Beğenip yorum yapmayı unutmayın!!
Fikirleriniz benim için önemli!
Seviliyorsunuzz!!
ÖPÜLDÜNÜZZZ
😘😘
Okur Yorumları | Yorum Ekle |