8. Bölüm

Selammm, nasılsınız iyimisiniz

Bu bölümde ne yazacağımı pek düşünmediğim için saçmalayabilirim yazım yanlışlarım olursa şimdiden soryy

sınırlar:

oy:20

yorum20

sınırlar dolmadan bölüm gelmeyecekk

İyi okumalar...

.........................................................

"çünkü beni annem gönderdi" bensiz nasıl da mutlularmış.baksanıza tam aile kadrosu bensiz bu zamana kadar nasıl yaşadılarsa şimdi yine aynı performansı gösterip yaşasınlar.

"o kadının ve senin yanına asla gelmeyeceğim!Bunu kafana sok" arkamı döndüm ,ana yola doğru yürümeye başladım.

Gözlerim kararıyor,başım dönüyor.Kalbimde sanki koca bir yanardağ patlamış gibi acıyor ve sızlıyor.

yaşadıklarımdan şunu çıkardım ben; terk edilmeye mahkumum ,sevilmemeye mahkumum.

Bazen düşnüyorum;acaba hiç doğmasaydım ,doğduğum gibi ölseydim beni severlermiydi,mezarımın başında saatlerce ağlarmıydılar.

Bir bekleyenin olmalı,sen kendinden vazgeçsen de senden geçmeyen.

gözyaşlarım usulca akmaya başladı kendimi tutamıyorum artık.Ben üzülünce mutlu mu oluyorlar.anlamıyorum.

Hıçkırıklarımı daha fazla tutamadım esot durağında oturmuş hıçkırarak ağlıyordum ,gök gürüldedi yağmur yağacak ve ben hala ağlıyordum.

konuşursam dilim yanar,sussam kalbim.

ne yapacağımı şaşırdım artık.Yüreğimde öyle bir acı var ki,hiçbir kelime tarif edemez.Hayat bağıra bağıra,susmayı öğretir insana.

üstüme, bir şey'in örtülmesi ile kafamı kaldırdım restoranta çarpışıp duvar dediğim adam.

"merhaba, neden ağlıyorsun " Kim bilir hakkımda ne düşünüyordur şimdi, Adam'ı biraz sağa ittirip bana tatlı diyen adam önüme geçti, ellerini yanaklarıma koyup "kim ağlattı seni tatlı kız" Sulu gözlerimle gözlerine baktık çok fazla yakın duruyordu, biraz daha eğilirse dudaklarımız birbirine değecek derecedeydi.

"Karan senin abin mi? " Bunlar o şerefsizi nereden tanıyorlar .

Allah'ım ben nereye düştüm böyle, al canımı kurtulayım .

cebimdeki telefonum çalmaya başladi, babam arıyordu, boğazımı temizleyip telefonu açtım.

"efendim baba" Arkadan rüzgar uğuldaması geliyordu sanırım dışarıdaydı "sana yaptıklarım için özür dilerim Elam biliyorum yaptıklarımın telafisi yok, ama yine de özür dilerim, canını çok yaktım okulu'ndan ettim seni, her gün şiddet'e maruz kaldın biliyorum ben bir özür dileyince o eski 10 yılı geri getiremiyorum" Derin bir nefes aldı babam.

gerçekten tak merak ettiğim şey "baba beni hiç sevdin mi?" eğer beni bir kere bile sevmişse onu affedebilirim önümüzde çok yıl var geçmişe geri dönemeyiz belki ama geleceğimizi güzelleştirebiliriz.

"oda soru mu kızım?Tabi ki sevdim ama bunu dile ve dışa getiremedim anneni ne kadar sevdiysem o beni;aldattı ama yine sevdim ve beni terk etti, ondan sonra abin kaçmıştı zaten sende gitme diye gösteremedim o sevgiyi özür dilerim kızım, biliyorum siz bu hikayeyi hep ters bilirdiniz ben asla annenizi aldatmazdım anneniz beni aldatırdı ona rağmen sesimi çıkarmamıştım. Ama şimdi herşeyi sana anlatmaya vaktim yetmez son kez bir şey söyliyeceğim belki bu söyliyeceğim şeyden sonra beni affetmeyebilirsin"

babam neler diyordu böyle biz yıllarca babam annemi aldatırdı diye bilirdik meğerse tam tersiymiş.

babamın dudaklatından iki kelime döküldü "kızım ben seni sattım"

dıt telefon kapandı, o kadar sevgi gösterisi yaptı ve beni sattığını söyledi inanamıyorum, gerçekten bu kadar salak bir insanmıydım ben...

arkadaşlar kusura bakmayın biraz kısa oldu.

şu en üstteki şarkı ile dinlemeyin ya başka bir şey koyacaktım değişmedi bölüm şarkısı olarak 'madrigal=seni dert etmeler' şarkısını dinleyebilirsiniz.

bu hikayeyi gün gittikçe saçmalıyormuşum gibime geliyor sizce

yorumlarınızı ve fikirlerinizi bekliyorum.

görüşürüz kendinize iyi bakınn💋💋